kitap kampanyası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kitap kampanyası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Her Çocuğun Bir Masalı Oldu Mu?

İnsan, bedeninde kiracı. Beden değiştiremiyoruz belki ama, ruh ruh dolanabiliyoruz. Nasıl mı? Elimize aldığımız her kitapta, okuduğum her kelimede başka bir insanın bedenine bürünüp onunla birlikte bir hayatı yaşıyabiliyoruz. Kendi coğrafyamızdan çok öteleri görüp, düş dünyasına hızlıca girebiliyoruz.

Kitaplar yaşamım boyunca hep çok önemli oldu. Her kitap benim için bir mesajdı. Annem ve babam ne zaman birbirleriyle itilafa düşseler, babam pencerenin önündeki yeşil koltuğa oturur, elinde sımsıkı tuttuğu Bulgar Sadık'ı okurdu. Ağabeyimle birbirimize bakar gülümserdik. Anlardık ki evde uslu durma zamanı. Nereden mi bilirdik? Bulgar Sadık söyledi:)

En sevdiğimiz armağandı kitaplar. Kitap özgürlüktü çünkü. Çalışan anne-baba çocukları için nefes durağıdır kitap. Yaz okulları ve kampların arasına saklanmış incidir. Yazlık kitaplarımız vardı; Gizli Yediler, Kahraman Üçler, Yaramaz Kızlar... Ama kışın okul zamanı zihnimize dokunan, yüreğimizi işleyen kitaplarımız olurdu. Annem işten gelir gelmez hızla mutfağa koşar, yemek yaparken radyo tiyatrosunu dinletirdi bize. Ardından da elimize şiir kitapları verirdi. "Akıcı ve vurgulu konuşmak insanın kendine güvenini artırır" derdi. "Şiir insanın kalbini olgunlaştırır" diye eklerdi. Yüksek sesle şiir okuma saati başlardı o andan itibaren. Ta ki babam eve gelip yemek masasına oturuncaya kadar biz... Sonrasında hayatımı hep bilimsel kitaplar sardı, arada ruhumu besleyen başka kaynaklarda olmadı değil. Çünkü kitap elimi hiç bırakmayan sevgiliydi ya da benim onunkini!

Hayatımdaki 2. kitap devrimi Cevat Ilgaz'ın doğumuyla birlikte başladı. Kitaplarda, zaman gibi değişmişti. Yapbozlu, mıknatıslı, cd'li kitaplar vardı. Sayfasını çevirmeye kıyamayacağın güzellikte basılmış kitapları görünce aklıma hep çocukluğum düştü. Zamane çocukları çok şanslıydı. Ilgaz sayesinde bizde çocuklaşıyor, türlü türlü kitaplarla eğleniyorduk.

Derken bir gün...

Cevat Ilgaz'a doğum günü için planlar yaparken, telaşıma 1MK admini, sevgili dostum, yol arkadaşım Erkan Bal'da ortak oldu. Çünkü o da kızı Melikem'in doğum günü için büyük bir heyecanla heyediye araştırması içerisindeydi. Derken konuşmalarımızın sonucunda bu iki çocuğa unutulmaz bir armağan vermek istedik. O sırada bize ulaşan Yeşilovacık'lı Fatoş'un mektubu ilham kaynağımız oldu. HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI dedik. Kolları sıvadık...

Çocuk, PİNO, Özlem Baki, Zuhal Vogit, Naif Karabatak, Altan Palabıyıkoğlu, Cemil Soysal, 1MK yazar ve okurları başta olmak üzere bir çok blog yazarı kampanyaya destek oldu ve bu güne geldik. Özellikle blog yazarlarının kampanyanın duyurulması ve kitap toplanmasındaki katkıları internet ortamının ne derece güçlü ve etkili olacağının önemli kanıtıdır.

Önce azar azar geldi kitaplar. Moralimizi bozmadık. Sonra giderek sayısı arttı. Yedi iklim, dört bucaktan kitap gelmeye başladı. Kitap ayıraçları, en çok okuyan kitap okuyan çocuklara verilmek üzere oyuncaklar... Kolilerce kitap Yeşilovacık' a vardı. Takvimler 19 Mayıs'tı. Ancak, raflar yoktu. Kitapları Belediye görevlilerine teslim edip geri döndük. Az içimiz buruktu...

Sonra kitapların konulacağı oda boyandı, raflar yerine kondu. Görülmeye değer bir telaş başladı...

kutuphane1

Tek göz odanın içinde bir grup kadın çalışmaya başladı. Önce kitaplar tasnif edildi. Her açılan kolide bir sevinç çığlığı yükseldi, bir anı paylaşıldı. O günlerde sevgili Nezihe Araz aramızdan ayrılmıştı. Türkan Saylan ve adını bilmediğimiz onlarca kadın saygıyla, sevgiyle anıldı.

kutuphane2

Şimdi perdelerini dikiyor Ayşe'm! Annem! Canım annem benim! Kolilerin açılması ve yerleştirilmesinde yarıdımı geçen Ayşe, Yasemin, Cennet ve Fatoş Hanımlara... Yeşilovacık Belediyesi çalışanlarına... Cemil, Cevat, Mustafa Beylere... Çok teşekkür ediyorum.

Ama daha yapılacak işler var. Lambalar takılacak. Gelen dvd 'ler için bir televizyon ve dvd satın alındı. İlgili bağlantılar kurulacak. PİNO tarafından çizilen logo kapıya çakılacak. Bir de yüreklerini ortaya koyup yardım eden herkesin adı bir kağıda yazılıp duvara asılacaktı ben şehre döndüğümde...


Şimdi takvim 5 AĞUSTOS. Hala kitap gönderebilirsiniz... Boş olan raflar dolsun!

HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KİTAP KAMPANYASI
Yeşilovacık Belediyesi
Mersin-Yeşilovacık

30 Ağustos Zafer Bayramında kütüphanenin resmi açılışı yapılacaktır.

Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Bir çocuğun yüreğini genişleten, ufkunu açan olmanın mutluluğunu yaşasın bu kampanyaya katılan herkes.

Şimdi ise elimizi daha büyük bir taşın altına koyuyoruz. Birinci yılını kutlamaya hazırlanan BirMilyonKalem iki büyük projeyle okurlarının karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Sloganız "HERŞEY ÇOCUKLAR İÇİN!"

Yarını bekleyin...



BİR MİLYON KALEM: 23 NİSAN ÖZEL SAYISI

Gözlerine bakıyorum insanların
Gözlerin içinde sanki çocukluğa doğru açılan bir kapı var
Belki bu yüzden gözler hiç yaşlanmıyor
Belki bu yüzden çocuk gözlerde hiç yalan barınmıyor
Ne kadar büyürsen büyü çocukluk gözlerde taşınıyor!

Zaman, çocuk gözlerin yüreğini kör etti. Büyümek sanki hayallerin küçülmesiydi. İnsan geliştikçe renkler çoğalmıyor, alkımdan tonlar bir bir azalıyordu. Evvel zaman içinde diye başlayan masallara ne olmuştu? Hayat, artık masal masal içinde yaşanmıyordu. Çocukken herşeye gülümsüyordu insan. Topraktan pastalar yapıp yeniyor, kağıttan evlerde yaşanabiliyordu. Oyun en ciddi işti. Büyüdükçe her şey değişti. Pasta yapmak için çok malzeme gerekliydi. Kağıttan ev 7 şiddetinde bir can sarsıntısına yenik düşüyor, altında kalanları yutuyordu. İş ise oyun değildi. Kriz denen bir canavarın son dişiydi. Aslanın midesinde hiç oyun gizlenir miydi?


Derken herşey değişti. Dünya kirlendi. Hayvanlar, bitkiler bir bir öteki göç etti. Savaş acı yüzleriyle hemen her gün başka coğrafyaları işgal etti. Dünya, artık eski dünya değildi. Balinalar bile dayanamayıp karaya vuruyor, insanlara "hırsın, acımasızlığın, barbarlığın sonunun olmadığını.." fısıldıyordu. İri balina gövdesi, bir çocuğun yüreğine saplanan bir şarapnel tanesiydi. Ama bu çığlıkları duyan yoktu! Ozan tabakası delinmiş, buzullar erimişti.


Kimin umrunda.....


Fatoş hala okula gitme derdindeydi! Onun arkadaşı sokakta çalışıp ailesine yardım etmek. Şehrin sisli dünyasında elinde bebeğiyle, televizyon dünyası arasına sıkışmış öteki çocuğa ne demeliydi. Irak'ta, Afkanistan'da, Kamboçya'da savaşa, teröre kurban olan çocuklara ne demeliydi...........


Böyle bir manzara içinde mutluluk bastığın yerde biter miydi? Belki de bu yüzden insanlar sadece acıları paylaşır hale geldi. Mutluluk sanki cimrinin cebinde gizliydi. Paylaştıkça çoğalmayı unuttu yürekler. Şimdiki zaman bezirganlarının kölesi olmaya başlayınca gözler önce kuşlar gitti uzaklara. Hastalıklar çoğaldı. Derken yağmurlar küstü toprağa. İşte o anda bir çığlık sarsı dünyayı. Doğarken ağladı insan! Doğarken daha başladı mücadele. Bir bebek açtı gözlerini hayata. Dua diye aktı gözlerden yaşlar. Her akan g'öz yaşı, aslında yürek temizlenmesiydi. Başlayan yeni bir gündü. Güneşin hayata seranatını duymak vaktiydi.


Öğrenilmiş çaresizlik hırkasını atmak zamanı gelmedi mi artık!


HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KİTAP KAMPANYASI bir başlangıç olmalı umutların kadimleşmesi için. Küçük bir kızın sesine kulak verdik. Kocaman bir grup haline geldik. Bugün gücümüz bir kütüphane kurmaya yetiyor.


BirMilyonKalem 23 Nisan ÖZEL sayısında çocuk gözlerle dünyaya baktık. Yaşamın yalınlığı karşısında yüreğimiz titredi. Çocukluğumuzu şimdiki bilinçlilik halimizle anlattık. Sonuçta hepimiz aynı gökyüzünün sarıp sarmaladığı soluklardık. Gökyüzü aynı maviydi. Sadece ona tonunu biz verdik. Şimdilik bizden bu sayfaya düşen 50 ton var. Sevgili okurlar, ruhunuzun görebildiğini yaşayın. Öteleri görebilmek içinse hayal edin. Hayal gerçeğe uzanan el. Dikkat edin gerçeğinin kırılmasın. Kırılmış gerçeklere binip hayal köprüsüne gidilmiyor. İşte o zaman çocuk gözler yaşlanıyor!


1MK olarak bu sayfaya yürek koyan, zihin eken herkese çok teşekkür ediyoruz. Kalemleriyle yaşamı biçimlendiren, gönül yolculuğumuza ortak olan tüm KONUK YAZARLARA, editörlerimiz PİNO, ÇOCUK, Zuhal Voigt, Naif Karabatak ve Özlem Baki'ye teşekkür ediyoruz.


Çocuk gülümsemelerinde saklanmak umuduyla..


Yaşasın 23 NİSAN!



BirMilyonKalem 23 Nisan ÖZEL sayısında buluşalım..

A. Şebnem SOYSAL - Erkan BAL





Her Çocuğun Bir Masalı Olmalı Kampanyası - II


Çok uzun zamandır beni heyecanlandıran bir olay olmamıştı, düne kadar. Bir sürü insanın, çok kısa bir zamanda birleşip bir güç haline geldiğini görmek beni inanılmaz sevindirdi. Krizlerin yürekleri yuttuğu, iyiliklerin yastık altı edildiği, şimdi zaman bezirganlarına bırakılmış bir dünyanın güzel insanları bir bir yeryüzüne indi dün. Tek bir amaç etrafında toplandı herkes. Çocuklar için yapılmayacak şey yoktu ki..

Dün bir kez daha hissettim bu dünyadaki en güzel müzik bir çocuğun kahkahası. Bu şarkının hiç bitmemesini umuyorum. Hemen her gün, dokunduğum, hissettiğim tüm çocukların yüzlerindeki bir gülücükmüş aslında beni yaşama bağlayan. Cem Karaca'nın şarkısını mırıldanıyorum şimdi doğarken ağladı insan............... Canına yandığımın dünyasında ağlamasın hiç bir insan!

BirMilyonKalem'in öncülüğünde başlattığımız HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KİTAP KAMPANYASI'na zihin eken, yürek koyan herkese sonsuz sevgilerimi gönderiyorum. Kitapların ihtiyaç sahiplerine ulaşması için çabalayan pek çok insan var. Başta Erkan BAL, ÇOCUK, Naif KARABATAK, Gökçey, Pınar BÜYÜKGÜRAL ve Cemil SOYSAL olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.

Bu arada 23 Nisan da 1MK de yayınlacak olan ÖZEL sayfaya Hürriyet Gazetesi yazarlarından Yonca TOKBAŞ'tan destek geldi. Kendisinin bir yazısı sayfamızda yayınlanacaktır. Ayrıca; 1MK yazarlarına bir destekte dost kalemler Delfina, Kara Kalem, Pino, Aydan Atlayan Kedi'den geldi. Sevgili dostlarımız 23 Nisan ÖZEL SAYFAMIZDA yazılarıyla bizlerle birlikte olacaklar. Bu sayfada yazı yazmak isteyen dostların birmilyonkalem@gmail.com adresine e-posta yollamaları yeterlidir.

Kampanyamızı sayfasındasında duyuran dostlara Delfina, Pino, Kalemhane ve Gazete Adıyaman'a.. Facebook'ta Kampanyamıza ilişkin iki çağrı kitap dostlarının posta kutularına düştü. Her Çocuğun Bir Masalı Olsun ve 23 Nisan Kitap Kampanyası...

Diyorum ya güzel şeylere gebe yaşam. İşte onlardan birisi daha oldu bu sabah. Oturmuş bu satırları yazarken ben, okurlarımızdan Serpil KILAVUZ'un yolladığı paket ulaştı elime. Ansiklopediler ve romanlardan oluşan emaneti için çok teşekkür ediyorum kendisine.

Kitapları ulaştıracağımız adresler:

Psk. Dr. A. Şebnem Soysal
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Çocuk Nöorloji Bilim Dalı
10. Kat Beşevler- ANKARA
0312 202 60 02

HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KİTAP KAMPANYASI
Yeşilovacık Belediyesi
Yeşilovacık-MERSİN

Kampanyan'da görev almak isteyen tüm dostların bizimle iletişime geçmelerini istiyoruz. birmilyonkalem@gmail.com adresine yollanacak her e-posta titizlikle değerlendirilecektir.

Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimizle..

HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KİTAP KAMPANYASI

İsmim Fatoş.

Çukurovalıyım.
Okuyacağınız kavruk zamanları,

Yalın ayak köy masallarıyla geçiren bir çocuğun yaşam hikayesidir.


Akdeniz’dir benim yaşamım.
Bir yanım çöl, öte yanım deniz..
Bir yanım dağ, öte yanım deniz..
Bir yanım okyanus, öte yanım deniz..



Benim kısmetime düşense Heidi’nin kulübesine benzer bir ev. Şikayetim yoktur. Bilirim herkes kendi yaşamını sürer. Bende kendi tarlamı sürüyorum. Kadercilik değil bu. Sadece yaşıyorum. Hepiniz gibi benimde hayallerim var. Büyüyünce öğretmen olmak istiyorum. Siz bu söylemlere çok alışıksınız. Belki sadece bir reklam filmiyim sizin için. Ama benim hayatım gerçek. Onu ben yaşıyorum. Düşünüyorum şimdi başka hangi ülkelerde Kardelenler, Haydi Kızlar Okula gibi kampanyalar var mıdır diye. Bilmiyorum. Vardır belki diyorum kendi kendime.. Neden mi?


Hiçbir coğrafyada yaşamın kolay olmadığını öğrendim on bahar gördüğüm yaşamımda. Bizim en azından bir evimiz var. Babam ve annem çalışıyor. Ben ve kardeşim okula gidebiliyoruz. Sıkıntılarımız çok. Toprağımız verimli ama su yok. Kuyu açtırdık bu yaz ama çok borçlandık. Bu nedenle daha çok çalışıyor babam. İlk kez evimizin önündeki toprağa bakla ektik. Annem gün boyu tarla ile uğraşıyor. Borçlarımızı ödemek için ineğimizi sattık ama parasını alamadık. Kriz yüzünden ikinci alacağımızı ödeyemedi ineğimizi satın alan amca. Ama üzülmüyoruz. Yaşam, para için üzünülmeyecek kadar sert çünkü. Önemli olan içinde nasır tutmamak. Geçen yıl amcam öldü kanserden, daha 37 yaşında. Zor bu topraklarda hayat anladığınızca.


Yaşam hikayemi neden mi anlattım size? Ben kendim için bir plan yaptım. Çok çalışacağım ve öğretmen olacağım. Yatılı bir okulda okumalıyım ki, kardeşimin yolu açılsın. O da okul basamaklarını bir bir çıksın. Hayal ediyorum hep uzak diyarları, şehirleri, başka çocukların okullarını. Geçen yıl Ankara'ya gittim. Şehir çok büyüktü. Hiç o kadar çok arabayı bir arada görmemiştim. Karıncalar gibi hareket eden, çok az gülen insanları gördüm. Anıt-Kabir'e gittim. Gördüğüm en güzel yerdi. Sonra oradaki okulları görünce ben de böyle bir okula gitmeliyim dedim. Çok çalışmam ve kitap okumam gerektiğini düşündüm. Köyümüzde bir kütüphanemiz olsun istiyorum. İçinde okuyabileceğimiz, bize bilmediğimiz dünyaların kapılarını açacak kitaplar olsun istiyorum.


Benim hikayemi okuyanlar sadece üzülmesinler. Çünkü bunda üzülünecek bir şey yok. Herkes yaşam sorumluluğunu almalı. Şimdi düşün! Sen ne yaptın bugün kendinden başkası için. Sahiden bir şey yapmak istersen HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KİTAP KAMPANYASINA katıl. Belediye Başkanımız bize bir oda verdi. Orayı kütüphane yapmak istiyoruz. Haydi sende rafa bizim için bir kitap koy.

BirMilyonKalem EDİTÖR'ünden..

Değerli dostum Erkan BAL ile birlikte 1MK'da 23 Nisan sayfasını tasarlıyorduk bundan bir kaç gün öncesine kadar. Çocukların sorunları yazalım derken, işte geldiğimiz son nokta budur dostlarım. 23 Nisan sayfasına yürek koyan sevgili dostum ÇOCUK'un destekleriyle HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI kampanyası haberini yüreğinize fısıldıyorum.


Mersin'in Yeşilovacık beldesinde yaşayan çocuklar sizden gelecek kitapları bekliyorlar.

Yapılacak çok iş var! Bu yazı sadece bir başlangıç.........


! Kitapları nereye yollayacağız diye soran dostlara.. Kampanya ile ilgili tüm bilgileri Bir Milyon Kalem
http://www.birmilyonkalem.com/ sayfalarından izleyebilirler



BİR KİTAPTA YAŞAMAK…


Gün akşama çalarken aradı beni. Buruk bir ses sardı içimi. Gün, çarpmış belli. Hüznü damlıyor sesinden. Soramıyorum ne oldu diye. O söylesin istiyorum! Zaten ben hiç sormam ki ne oldu diye. Usulca sarılıyor sesi sesime. Yüreğimin duyduğu ses özlem. Adam, özlemiş beni! Üstelik benim onu özlediğim kadar özlemiş.Sevmek özlemek ya. Ona birisi sevgiyi böyle belletmiş. Oysa sevgi yaşamak। Dolu dolu! Yürek burkuntusu değil ki sevda! Sadece özlemek olsaydı Leyla’ dan da Mecnun’ dan da geçilmezdi oyaladığımın dünyası!

Sesine dokunamadığım dedim. Durdu birden. İçimden taşan adam! Seni giyeyim mi? Sırtlanayım ikimizi. İzin ver hadi bu akşam üzeri ben taşıyayım ikimizi. Hani sahaf bir kahve var. Varalım oraya! Sımsıkı sarılayım sana. İçelim doya doya. Süte boğulmuş değil sek acı kahve. Sen konuş ben dokunayım yaralarına. Merhem olayım sana. Sevdiğim! Benim! Sadece benim sevdiğim..

Geldi düşmüş omuzları. Durdu tam karşımda gözlerimle sevişecek şekilde. İnce bir dokunuşla baktı bana. Çok güzelsin diye fısıldadı. Hangi kadın giyer ki üzerinde gelinciklerle süslü bir elbiseyi. Kırmızı! Siyah! Bu renklerin aşkı. Çiçekleri ve renkleri büyüleyen kadın! Hanginiz daha güzel bilemedim! Sen mi? Gelincik mi? Hangi erkek bunu bir kadına söyleyebilir? Hangi kadın bi çiçekle bir tutuldu, kıyaslandı diye kapris yapmaz! SEN! Tek kusur saçlarını hapsetmişsin. Açsana! Rüzgar dokunsun ben gibi saçlarına. Zülüf tenine sarılınca yanındayım. Bil o an koynumdasın! Saklarım seni. Sararım! Ne rüzgar, ne akşam sokulamaz sana. ESMERŞİN KADIN! Kıvrım saçlım! Gün vurmuştu ya bana, şimdi gün sarıldı bana. Bi şarkı söylesene! Çok güzeldir senin sesin. Hadi söylesene.

Söyledik acı kahvelerimizi. Bi şey dürtü sevdiğimi doğruldu ayağa kalktı. Gitti üçüncü rafın önüne. Rafın üzerinde ” Bir Milyon Kalem Kitaplığı ” yazıyor.. Mırıldandı sevdiğim usulca bir milyon kalem diye. Derin bir soluk aldı sonra. Çekti aldı tozlu bir kitap.. Sanki yüzyıllardır okunmamış. Erich Fromm yazmış kitabı: “Sevme Sanatı Bi solukta geldi oturdu yanıma. Yanı başıma. Karşıma değil yanıma. Yaşamda aynı yolda yan yana yürümek var ya seninle dedi. Öptü beni usulca. Ey bozkırın kızı! Kurumuş yüne dudakların. Utandın oldu kıpkırmızı yanakların! Sevdiğinim ben utanma. Açalım okuyalım şu kitabı dedi sardı beni sımsıkı. İçini açtık merakla. Gözlerimin içine baktı ve okudu usulca. Mavi mürekkepli bir dolma kalemle yazılmış inci gibi satırları. Solmamıştı satırlar. Özenle yazılmıştı!

“Kahraman, korkuya ve kuşkuya yenik düşmeksizin sınıra gidecek yürekliliğe sahip kişidir. Ortalama insan, kahraman olmaya yönelik başarısız girişimleriyle bile kahramandır!Biz bu kitabı yıllar sonra okunsun istedik. En sevdiğimiz bölümden bir pasajı yazdık.. İnsan kahramandır! Yaşamak kahramanlıktır. Yıl kaç bilmiyoruz siz bunu okuduğunuzda. Belki çoktan göçtük öte dünyaya. Olsun bi duadır okuduğunuz her satır ya! O bize yeter.. Sevgi, saygı ve dostlukla. BirMilyonKalem'den birileri


Baktık birbirimize. Ne duru bir anlatım dedi. Kesin bu kadın gelincik ruhluydu. Adam da ona kelimeler veriyordu. O sırada geldi kahveler। Ellerimi tuttu! Sen dedi. Armağansın bana. Kahramanca yaşayacağım seni. Hadi söyle bi şarkı! Olsun bu akşamın şarkısı. Söyle. Bende seni yazayım bir kitaba! Sonsuza kadar okusun seni insanlar.

Bi kitap da yaşamak!
Aşk bu!
Seni seviyorum dedi bana.
Usulca öptü utandırmadan..