23 Nisan'da sayfamda çocuklar, gülücükler ve umut!
BİR MİLYON KALEM: 23 NİSAN ÖZEL SAYISI
Gözlerin içinde sanki çocukluğa doğru açılan bir kapı var
Belki bu yüzden gözler hiç yaşlanmıyor
Belki bu yüzden çocuk gözlerde hiç yalan barınmıyor
Ne kadar büyürsen büyü çocukluk gözlerde taşınıyor!
Zaman, çocuk gözlerin yüreğini kör etti. Büyümek sanki hayallerin küçülmesiydi. İnsan geliştikçe renkler çoğalmıyor, alkımdan tonlar bir bir azalıyordu. Evvel zaman içinde diye başlayan masallara ne olmuştu? Hayat, artık masal masal içinde yaşanmıyordu. Çocukken herşeye gülümsüyordu insan. Topraktan pastalar yapıp yeniyor, kağıttan evlerde yaşanabiliyordu. Oyun en ciddi işti. Büyüdükçe her şey değişti. Pasta yapmak için çok malzeme gerekliydi. Kağıttan ev 7 şiddetinde bir can sarsıntısına yenik düşüyor, altında kalanları yutuyordu. İş ise oyun değildi. Kriz denen bir canavarın son dişiydi. Aslanın midesinde hiç oyun gizlenir miydi?
Derken herşey değişti. Dünya kirlendi. Hayvanlar, bitkiler bir bir öteki göç etti. Savaş acı yüzleriyle hemen her gün başka coğrafyaları işgal etti. Dünya, artık eski dünya değildi. Balinalar bile dayanamayıp karaya vuruyor, insanlara "hırsın, acımasızlığın, barbarlığın sonunun olmadığını.." fısıldıyordu. İri balina gövdesi, bir çocuğun yüreğine saplanan bir şarapnel tanesiydi. Ama bu çığlıkları duyan yoktu! Ozan tabakası delinmiş, buzullar erimişti.
Kimin umrunda.....
Fatoş hala okula gitme derdindeydi! Onun arkadaşı sokakta çalışıp ailesine yardım etmek. Şehrin sisli dünyasında elinde bebeğiyle, televizyon dünyası arasına sıkışmış öteki çocuğa ne demeliydi. Irak'ta, Afkanistan'da, Kamboçya'da savaşa, teröre kurban olan çocuklara ne demeliydi...........
Böyle bir manzara içinde mutluluk bastığın yerde biter miydi? Belki de bu yüzden insanlar sadece acıları paylaşır hale geldi. Mutluluk sanki cimrinin cebinde gizliydi. Paylaştıkça çoğalmayı unuttu yürekler. Şimdiki zaman bezirganlarının kölesi olmaya başlayınca gözler önce kuşlar gitti uzaklara. Hastalıklar çoğaldı. Derken yağmurlar küstü toprağa. İşte o anda bir çığlık sarsı dünyayı. Doğarken ağladı insan! Doğarken daha başladı mücadele. Bir bebek açtı gözlerini hayata. Dua diye aktı gözlerden yaşlar. Her akan g'öz yaşı, aslında yürek temizlenmesiydi. Başlayan yeni bir gündü. Güneşin hayata seranatını duymak vaktiydi.
Öğrenilmiş çaresizlik hırkasını atmak zamanı gelmedi mi artık!
HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KİTAP KAMPANYASI bir başlangıç olmalı umutların kadimleşmesi için. Küçük bir kızın sesine kulak verdik. Kocaman bir grup haline geldik. Bugün gücümüz bir kütüphane kurmaya yetiyor.
BirMilyonKalem 23 Nisan ÖZEL sayısında çocuk gözlerle dünyaya baktık. Yaşamın yalınlığı karşısında yüreğimiz titredi. Çocukluğumuzu şimdiki bilinçlilik halimizle anlattık. Sonuçta hepimiz aynı gökyüzünün sarıp sarmaladığı soluklardık. Gökyüzü aynı maviydi. Sadece ona tonunu biz verdik. Şimdilik bizden bu sayfaya düşen 50 ton var. Sevgili okurlar, ruhunuzun görebildiğini yaşayın. Öteleri görebilmek içinse hayal edin. Hayal gerçeğe uzanan el. Dikkat edin gerçeğinin kırılmasın. Kırılmış gerçeklere binip hayal köprüsüne gidilmiyor. İşte o zaman çocuk gözler yaşlanıyor!
1MK olarak bu sayfaya yürek koyan, zihin eken herkese çok teşekkür ediyoruz. Kalemleriyle yaşamı biçimlendiren, gönül yolculuğumuza ortak olan tüm KONUK YAZARLARA, editörlerimiz PİNO, ÇOCUK, Zuhal Voigt, Naif Karabatak ve Özlem Baki'ye teşekkür ediyoruz.
Çocuk gülümsemelerinde saklanmak umuduyla..
Yaşasın 23 NİSAN!
BirMilyonKalem 23 Nisan ÖZEL sayısında buluşalım..
A. Şebnem SOYSAL - Erkan BAL
Her Çocuğun Bir Masalı Olmalı Kampanyası - II
Çok uzun zamandır beni heyecanlandıran bir olay olmamıştı, düne kadar. Bir sürü insanın, çok kısa bir zamanda birleşip bir güç haline geldiğini görmek beni inanılmaz sevindirdi. Krizlerin yürekleri yuttuğu, iyiliklerin yastık altı edildiği, şimdi zaman bezirganlarına bırakılmış bir dünyanın güzel insanları bir bir yeryüzüne indi dün. Tek bir amaç etrafında toplandı herkes. Çocuklar için yapılmayacak şey yoktu ki..
Dün bir kez daha hissettim bu dünyadaki en güzel müzik bir çocuğun kahkahası. Bu şarkının hiç bitmemesini umuyorum. Hemen her gün, dokunduğum, hissettiğim tüm çocukların yüzlerindeki bir gülücükmüş aslında beni yaşama bağlayan. Cem Karaca'nın şarkısını mırıldanıyorum şimdi doğarken ağladı insan............... Canına yandığımın dünyasında ağlamasın hiç bir insan!
BirMilyonKalem'in öncülüğünde başlattığımız HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KİTAP KAMPANYASI'na zihin eken, yürek koyan herkese sonsuz sevgilerimi gönderiyorum. Kitapların ihtiyaç sahiplerine ulaşması için çabalayan pek çok insan var. Başta Erkan BAL, ÇOCUK, Naif KARABATAK, Gökçey, Pınar BÜYÜKGÜRAL ve Cemil SOYSAL olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.
Bu arada 23 Nisan da 1MK de yayınlacak olan ÖZEL sayfaya Hürriyet Gazetesi yazarlarından Yonca TOKBAŞ'tan destek geldi. Kendisinin bir yazısı sayfamızda yayınlanacaktır. Ayrıca; 1MK yazarlarına bir destekte dost kalemler Delfina, Kara Kalem, Pino, Aydan Atlayan Kedi'den geldi. Sevgili dostlarımız 23 Nisan ÖZEL SAYFAMIZDA yazılarıyla bizlerle birlikte olacaklar. Bu sayfada yazı yazmak isteyen dostların birmilyonkalem@gmail.com adresine e-posta yollamaları yeterlidir.
Kampanyamızı sayfasındasında duyuran dostlara Delfina, Pino, Kalemhane ve Gazete Adıyaman'a.. Facebook'ta Kampanyamıza ilişkin iki çağrı kitap dostlarının posta kutularına düştü. Her Çocuğun Bir Masalı Olsun ve 23 Nisan Kitap Kampanyası...
Diyorum ya güzel şeylere gebe yaşam. İşte onlardan birisi daha oldu bu sabah. Oturmuş bu satırları yazarken ben, okurlarımızdan Serpil KILAVUZ'un yolladığı paket ulaştı elime. Ansiklopediler ve romanlardan oluşan emaneti için çok teşekkür ediyorum kendisine.
Kitapları ulaştıracağımız adresler:
Psk. Dr. A. Şebnem Soysal
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Çocuk Nöorloji Bilim Dalı
10. Kat Beşevler- ANKARA
0312 202 60 02
HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KİTAP KAMPANYASI
Yeşilovacık Belediyesi
Yeşilovacık-MERSİN
Kampanyan'da görev almak isteyen tüm dostların bizimle iletişime geçmelerini istiyoruz. birmilyonkalem@gmail.com adresine yollanacak her e-posta titizlikle değerlendirilecektir.
Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimizle..
Özel Günlerin Sayısı Artmalı
Ama bu günlerin bi iyi tarafı var. Tek günlüğüne bile bir duyarlılaşma yaratıyor.
Benim inanışıma göre yeryüzündeki tüm kötülükleri ortadan kaldırmak için yapılacak tek şey çocuk yürekleri korumak. Bunun içinde mücadele ilk önce evde başlamalı. Çocuklarımızı daha iyi yetişmetirmenin peşindeyiz hepimiz. Son yıllarda gündemden düşmeyen fiziksel ve cinsel istismarla mücadele ediyoruz Peki sözel istismarla?
"Sen yapamazsın!"
"Artık seni sevmeyeceğim! "
"Akşam baban gelsin sana göstereceğim! "
"Seni polise vereceğim! "
"Çalışmazsan senden çoban bile olmaz!"
"Sen bu sınavı kazan ben şehir meydanında köpek gibi uluyacağım, hatta köçek gibi oynayacağım! "
"Bula bula bu kızı mı buldun bana gelin olarak!"
Yaşama dair kırgınlıklarımızı çocuklara yüklemek ne kadar doğru? İstismar ne kadar derinde değil mi? Çocuğumuzun iyiliği için onun yüreğini örseliyoruz. Yaşam haritasını yoldan çıkartıyoruz. Belki de onun insanlığını elinden alıyoruz.
Egemenlik ve çocuk kavramlarını yan yana getiren bir önderin çocukları olmak ne kadar anlamlı. Mustafa Kemal Atatürk özgünlüğünü bir kez daha ortaya koymaktadır. Görebilene!
Özel günlerin sayısı daha çok olsun. Olsun ki içeriği boş olarak başlayan kutlamalar belki bir gün bilinçli bir toplum kurgusuna döner. Bir gün çocuğunu dinle ve anla günü olsa. Bir gün çocuğuna hiç bağırma günü olsa. Bir gün çocuğunla oyun oyna günü. Bir gün sadece çocuğunu anlamaya çalış günü. Bir gün ders çalışmaktan öte hayatı paylaş günü. Bir gün sen çocuk ol günü olsa.
İşte bugün bir başlangıç olsun..
Çocuklar ve günleri için!
Milad 23 Nisan..