hayvan hakları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hayvan hakları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Yüce Gülden









Vallahi bana hak vereceksiniz okuyunca.
Bu arkadaşımın adı Gülden.
Hani biz hayvanseverler hep deriz ya "ay bahçeli evim olsa bir sürü köpeği alır bakarım beslerim" diye. Hah işte biz öyle deyip bahçeli ev hayalleri kuraduralım O gitti, Ankara'da bir arazi tuttu, içini de kimsenin yüzüne bile bakmadığı köpeciklerle doldurdu. Aşılarını yaptırdı, kısırlaştırdı, hasta olanlara baktı ve karınlarını doyurdu. Bitti mi? 74 (yanılmıyorsam) canın olduğu yerin masrafı , işi biter mi? İçlerinde anneler var, bebekler var, yaşlılar var. Gülden tek başına zorlanıyor. Kimse doğru düzgün yardımcı olmuyor. Ben istiyorum ki herkesin haberi olsun.
Mamaya ihtiyaçları var, battaniyeye, brandaya , ekmeğe, ilaca, maddi yardıma, ne olursa aslında. İlgiye de ihtiyaçları var tabi canların.
Şu fotoğraflardaki kuzucuklara bakın, ne güzel seviliyorlar bakılıyorlar, onların da hakkı değil mi sevilmek, karınlarının doyması?
Gülden'e yardım etmek isteyen olursa facebook linki BU

İletişim numarası 0532 600 07 62
Dileyen buralardan kendisine ulaşıp bilgi alabilir, oraya gitmek için veya mama vs. yardımı için adres alabilir.

Haydi ben inanıyorum ki güzel geri dönüşler olacak. Ne kadar çok duyurabilirsek o kadar iyi.

19 Temmuz 2011 Salı

Umut


Şimdi Begonvilli Ev'de gördüm.
Bu canım köpek Antalya'da ormanda bi5tkin bir halde yatarken bulunmuş. Hayvancağız hem hasta hem de açlık ve susuzluktan mahvolmuş. Hemen bir "insan" tarafından kucaklanıp kliniğe götürülmüş. Şu an tedavisi sürüyor. Masrafları için desteğe ihtiyaç var. Ayrıca iyileştikten sonra da bir yuvaya gitse ne güzel olur.


not: Şimdi öğrendim ki tedavi masrafı için gereken para toplanmış, sıra ev bulmaya geldi. Ama ben yine de Haysev'e destek olmak isteyenler için hesap numarasını yayınlıyorum. Umut için olmasa bile eminim bu bağışın gideceği yavrucuklar vardır.


HaySev Derneği'ne bağış yapmak isteyen üyelerimiz için hesap numaramız:
Banka: Ziraat Bankası
Şube : Çankaya (798)
Hesap Sahibi: Hayvansevenler Derneği (Haysev)
Hesap No: 56997864-5002
IBAN : TR77 0001 0007 9856 9978 6450 02

8 Nisan 2011 Cuma

Odunla geberesice

Mesaj olarak geldi bana bu haber http://www.haberturk.com/yasam/haber/618820-hayvanseverler-arasinda-infiale-neden-olan-o-video
İzlemeyemedim tabi dayanabilir miyim. Hemen gerekenleri yaptım dilekçemi verdim valiliğe mail attım. Biz iğneyle kuyu kazıyoruz, bir kediyi öldüren aşağılık herifin davasını takip ediyoruz bu sefer başka yerden vahşet haberi geliyor.
Ne olur tepkisiz kalmayın:
http://www.sessizkalmasucaortakolma.com/dilekce/dilekce_detay.asp?id=795

valilik@samsun.gov.tr

Vezirköprü Darıçayı Alan köyü sakinlerinden Aziz Zengin,Arif Çakar ve Nefise Çakar isimli şahısların savunmasız bir köpeği elektrik direğine bağlayarak dakikalarca sopayla öldüresiye dövdüğü görülmektedir.

Bu kisiler, 5199 sayili yasayi ihlal etmekle kalmayip ayrica insani ve ahlaki olmayan bir davranis sergilemektedir.
Bu olaydan 3 gün sonra köpek ölmüştür. Köpeği döven kişi ve annesine İl Çevre Müdürlüğü tarafından 400TL para cezası uygulanmıştır. Edindiğimiz bilgilere göre bu akli dengesinin bozuk olduğu raporu alan kişiye ailesi tarafından koyun karşılığında köpek temin edilmekte ve bu şiddeti onlar üzerinde tatmin etmeye devam etmektedir.
Yani bu bir kereliğe mahsus bir şiddet değil, düzenli olarak devam eden seri şiddetler dizisidir.
Bu videoyu çeken kişi aynı aile tarafından taciz edildiğini belirtmektedir. 
kaynak: http://www.sessizkalmasucaortakolma.com/dilekce/dilekce_detay.asp?id=795

27 Ocak 2011 Perşembe

Hasdal yeter !


Hiç bu fotoya bakıp "ah ah vah vah tüh tüh" demeyin. Harekete geçin .Hasdal barınağı rezalet bir halde. Adeta toplama kampı, oraya barınak bile denmez, zavallı hayvanlar oraya düşeceğine sokakta yaşasınlar daha iyi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bizim vergilerimizi bizim paralarımızla saçma sapan yatırımlar yapacağına biraz bu barınaklara da el atsın. El atsın derken hayvanları sokaklardan toplayıp barınakta ölüme terk etsin, toplayıp ormanlara atsını kastetmiyoruz elbette Sn. Topbaş bunun farkında mı bilmem. Gerçi onun gibilere göre bu hayvanlar günah,onların olduğu yere melek girmez, bu fotolardan da anlaşılacağı gibi insanlık da girmemiş onların olduğu yere. Onlara göre bu iş "kokona hayvanseverlerin" işi, "insan dururken hayvan niye" onlara göre. Allah cezalarını versin inşallah. Buna göz yumanların,  yeterli hizmeti sunmayanların da belasını versin.

Tek umudum, netteki bu tür organizasuyonların gün geçtikçe artması, birşeyler yapılması.
Siz de bir şey yapın.
Meslea tepkinizi ortaya koyun.
Oturduğunuz yerden bile yapabilirsiniz bunu:

Kadir Topbaş: + 90 212 455 21 40
Email: baskan@ibb.gov.tr

Şunu anlayın artık, bu hayvanlar savunmasız. Belediyelerin kısırlaştırma hizmetinin yetersiz olması daha doğrusu becerememesi, devletin halkı hayvan sevgisi konusunda eğitememesi , insanların sorumsuzluğu sebebiyle bu hayvanlar şu an bu durumda.
Bu hayvanlara zarar vermek kanunen ve dinen suçtur. Buna yüz çevirmek görmezden gelmek de vicdanen suçtur.

25 Kasım 2010 Perşembe

Hayvanseverlik ne zor


Hemen hemen her gün buradaki ve buradaki  ilanlara bakıyorum. Bakıyorum bakıyorum ağlıyorum üzülüyorum. Kendi kendime "ne zor yardım edememek" diyorum. Evine alamamak, gidip kafasını sevememek ne zor diyorum. Evimde zaten huysuz bir köpek var, evde bizlere bile neler yapıyor bir de başka bir köpeğe neler eder diye başka köpek sokamıyorum. Kendimce ben de bu açığımı kapatmak için sokakta gördüğüm zavallı durumdaki hiç bir hayvanı es geçmemeye çalışıyorum. Yanımda ödül bisküvisi, bazen mama, ödül kemiği falan taşıyorum. İşyerinde dolabımda mama saklıyorum. Hiç birşey yapamazsam bir yerden yiyecek alıp önlerine koyuyorum başlarını okşuyorum evime içim ağlaya ağlaya gidiyorum. Yollarda ezilmiş kedi-köpek görme korkusundan araçlarda yollara bakamıyorum, kafayı yiyorum sanıyorum dolmuşta gözünü fezaya diken bir kız düşünün.Aynen öyle takılıyorum. En korktuğum şeylerden biri bir hayvanı ezilirken görmek veya ona çarpmak.
Düşünüyorum düşünüyorum hayvansevmez olmak duyarsız olmak ne kolay diyorum. Bunları görmezden gel, yolda yaralı bir hayvan gör duyma, ağlayan arabaların altına kaçan, yola fırlayan kedi gör umursama yoluna devam et ne kolay diyorum , böyle olmak bu şekilde hayatına devam etmek zor. Her yerden insanların adilikleri insafsızlıkları fışkırıyor. Her yerde yaralı hayvanlar, işkence görmüş, eziyet edilmiş , tecavüz edilmiş, karnı yarılmış, patileri kesilmiş, ağzı bantlanmış zavallılar. Her yerde insanların duyarsızlıklarının eseri. Görevini yapmayan belediyelerin, bir heves evine hayvan alan ve kıçı sıkışınca sokağa dağa bayıra Allah ne verdiyse terk eden hayvanoğlu hayvanlara lanet ediyorum.
Ulan diyorum hiç birşey yapamıyorsanız zarar vermeyin yeter. Zaten onların da istediği zarar görmemek. Tamam sevmeyin kabul, dokunmayın tiksinin, korkun ama yahu zarar vermeyin.

Dün işyerinden çıktım, okulun orada sevdiğim sokak köpekleri var, dün bir tanesi oradaydı, adamın biri birşey veriyordu, bizimki de sevinçle hapır hupur yiyordu. Gittim baktım ne yiyor diye. Adam almış bir paket kremalı bisküvi , köpeğe veriyor. Dedim ki "beyefendi  siz iyi bir şey yapmak istemişsiniz belli ki ama köpeklere şeker çok zararlıdır vermeyin" . Adam gayet rahat ve mutlu (cehalet saadettir) "yok bişey olmaz bişey olmaz" dedi vermeye devam etti. Hay yarabbim güler misin ağlar mısın. Bizim ülkemizde herkes veteriner hekim zaten. Sonra adam "otobüsüm geldi , al sen bunları ver" diye paketi elime tutuşturup gitti. Ne yapacağımı bilemedim. Versem, hayvana zararlı vermek istemiyorum. Vermeyip ne yapacağımı da bilmiyorum. Adamın malı, çantama atıp çöpe atsam haram zıkkım edecek olan bana olacak, çocuğun birine mi versem ay ne yapsam derken attım çantama. Bir kenara bıraksam çılgın köpek yiyecek çünkü hevesle elime bakıyor. Gittim hayvancağıza pide aldım bisküviyi de çantama attım oradan da çöpe attım artık ne olacaksa olsun diye.
Şimdi hemen sivri zekalar çalışır "insanlar için ne yapıyorsun, önce insan" bıdı bıdısı yapar. Amaan ne yapayım yaparsa yapsın. Zaten işyerinde de "o zaman köfte de yeme, burger de yeme, yumurta da yeme" diye laflara maruz kalıyorum. Hayır ben de diyorum onlara abi para benim, hayvan sevgisi benim, paramla ister mama alırım ister ayakkabı alırım. Benim köpek kedi sevmem onları beslememden sana ne? Ama o zaman huysuz Ayşegül oluyorum, laf söylenmiyor oluyorum yooo.

Hayvanseverlik nerede başlıyor nerede bitiyor bilmiyorum. Et yeme konusunda bile derin düşünceler içerisindeyim.
Hadi bakalım.

not: İlk fotodaki yavru tasmasıyla mamasıyla hatta karnesiyle sahibi tarafından SOKAĞA atılmıştır, yuva aramaktadır. Adı karnesinde yazdığına göre Puki imiş. Eğer tez zamanda yuva bulamazsa yarın veya öbürgün barınağa gidecekmiş. İletişim için :
0543-445 69 50

ikinci fotodakiler de  Uzi'nin evinin yakınındaki parktaki yavrucuklarım.

24 Ağustos 2010 Salı

Çanakkale yardım bekliyor



Şu fotoğraflara bakıp duyarsız kalabilirmisiniz? Beni okuyan anne bloggerlar da vardır mutlaka. Anne olup da yavrularına yemek bulamayan perişen haldeki bu anne köpeğe üzülmeyen var mıdır? Çanakkale -Biga'daki barınak destek bekliyor. Koşullarının iyileştirilmesi için Yaşam Hakkına Saygı derneği imza topluyor. Bir dakikanızı bile almaz.
Çanakkale civarında olanlar varsa da bir paket makarna, ilaç veya süt , mama götüremezler mi gerçekten?
Hayır, insanlığın ölmediğine inanmak istiyorum sadece.

3 Ağustos 2010 Salı

Dostlarımız için destek

Gazeteci Tuna ARMAN, bizim haberlerde görüp bela okuyup geçtiğimiz haberlere sonunda isyan etmiş ve bunu bir eyleme dönüştürmüş.
O'nu desteklemek için biz bloggerların da yardımı gerekiyor. Neticede bir sürü okura ulaşabiliyoruz ve kendimizce bir kamuoyu yaratabiliriz. Ben bu eylemi destekliyorum ve sayfamdan duyuruyorum. Lütfen desteğinizi esirgemeyiniz.
www.dostlarimizicin.com

10 Haziran 2010 Perşembe

Bu pisliğin yaptıklarına artık bir çözüm bulunmalı. Çocuk diye bir şey olamaz, bu çocuk falan değil, bugün hayvanlara bu şekilde eziyet eden ayrın insanlara da yapar. Bu "çocuk" ruh hastası!
Sessiz kalma, suça ortak olma:
http://www.sessizkalmasucaortakolma.com/dilekce/dilekce_detay.asp?id=369



Linkteki fotoğraflar oldukça rahatsız edici, kedilere ve köpeklere yaptığı haltları bir marifetmiş gibi facebook sayfasında paylaşmış, fotoğrafları ordan almışlar. Önceden uyarayım.
Altta da dilekçe var, doldurup yollarsınız diye tahmin ediyorum !

16 Mayıs 2010 Pazar

Barınak




Geçen cumartesi Yedikule Hayvan Barınağı'na gittik Uzi ile. İçeri giremedik çünkü trafik yüzünden geç kaldık, tam ziyaret saati bitmek üzereyken vardık. Barınak ziyareti 15:00'da bitiyor çünkü 15:30'da barınaktaki hayvanlara yemek veriliyor ve o saatte hayvanlar huysuz ve sahiplenici olabiliyorlar.O yüzden ziyaret edeceklerin bu saatlere dikkat etmesi gerekiyor.
Daha barınağın yoluna girer girmez bir sürü köpek karşılıyor sizi üstünüze koşarak. Hemen bir kaç tanesi gelip bacağınıza yaslanıyor hatta hemen sahipleniyor sizi, aracınızın tekerleğini de işeyerek bir güzel mimliyorlar .Yemek saatinde giderseniz zaten 24 saatte bir yemek yiyebilen hayvancağızların haklı protestosuna maruz kalırsınız. İçerde olanların yanı sıra kapının önünde duran serbest köpeklere de belli aralıklarla yemek veriliyor ve yemek verildiği an hırlaşma diş gösterme başlıyor. Güçlü olan yiyebiliyor zayıf ve korkak olan bir iki yalamalık alabiliyor ancak. O zaman insan keşke diyor, keşke yardımlar destekler sürekli olsa da her havyana ayrı kap, bol yemek olabilse.Barınağın her gün yardıma ihtiyacı var.Çünkü 2000 sayısını geçmiş şu an köpeklerin sayısı. Her gün yemek, yerlerinini temizlenmesi için malzemeler, gazete, hastalar için ayrı mama , tedavisi için ilaçlar, hatta steril eldiven , pamuk, gazlı bez...Bir kez gidip bırakmamalı insan. oradaki hayvanların terk edilmişlikleri zaten üzücü, bir de barınağı gidip görenler bir daha yardım yapmazsa ne farkları kalır terk eden hayvan sahiplerinden.
Barınak çıkışında aklım o hayvanlarda kaldı. Ne kadar yardım yapılsa az çünkü bir sürü hayvan var muhtaç olan. O açlıklarından huysuzlanmaları, normalde kuzu kuzu geçinirken yemek verilince diş göstermeleri kavga etmeleri. Çok üzüldüm çok.
Uyarı not: Barınak ziyaretini asla motosikletle yapmayınız. köpeklerin motosiklete ne kadar tepki gösterdiği, bacaktan bir makas alma tecrübesiyle sabittir.

21 Mart 2010 Pazar

Yaşam'a yardım



Yaşam'a Ankara -Eskişehir yolunda bir insan müsveddesi çarpıp kaçtı. Yol üstünde bir hayvansever tarafından görülüp yine başka bir hayvansevere haber verildi. İpek Ruacan adlı iyi kalpli kişi de hemen veteriner kliniğine götürdü. Beyin sarsıntısı geçirdi ve akciğerlerinde hasar var. Tabi ki de operasyon masrafları vs. var .Şu an durumu iyiye gidiyormuş. Dişleri kötü durumdaymış, bir dişi kaza anında kökünden kopmuş.

Ona yardım etmek için İpek hanımla temas kurmak isteyen:
iruacan@yahoo.com

http://hayvansevergazetesi.com/haber/1876-aci39nin-fotograflari-lutfen-yasam39a-yardim-edeli.html
http://www.facebook.com/album.php?aid=205889&id=601330489&ref=nf

9 Şubat 2010 Salı

Minnoş'tan haber var.



Yaşasın! Minnoş'a yuva çıkmış! Bir hayvansever Minnoş'a sahip çıkmış. Evin diğer köpeği sorun çıkarmazsa artık Minnoş'un yeni yuvası orası. Adı da Hera olmuş , mutsuz Minnoş olmuş potansiyel mutlu Hera.
Potansiyel diyorum çünkü fotolara bakarsanız hala onun nasıl mutsuz olduğunu anlarsınız.
Ancaaaaaaaaaak evdeki köpekle sorun yaşarlarsa ne yazık ki yeniden yuva arayacakmış. İnşallah böyle bir durum hiç olmaz.
Oh çok sevindim.
Darısı diğer yuva arayan köpeklerin başına.

haber:http://www.fatihbelediyesiyedikulehayvanbarinagi.com/ana-sayfa/minnosun-sansi-dondu/

7 Şubat 2010 Pazar

Mutsuz minnoş


Böyle haberleri okudukça kendi dert ve sıkıntılarım bana vız geliyor, yazmaya bile değmeyeceğinden yazmıyorum.
Minnoş bir grup sapığın elinden ihbar üzerine kurtarılıyor. Anlaşılıyor ki defalarca bir yere kapatılıp tecavüze uğramış, anlaşılıyor ki kanser olmuş. Şu an Yedikule barınağı darülaceze koğuşunda kalıyor.
Minnoş'un durumundan şüphelenen iyi kalpli bir kadın günlerce Minnoş'u takip ediyor. Fark ediyor ki bir kaç günde bir , aynı kişiler bu köpeği alıp iki saat sonra geri getiriyorlar. En sonunda köpeği evinde saklayıp barınağa getiriyor.
O kişiler şimdi sokakta elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor. Sorarım size insan tecavüzcüsü sapıklardan ne farkı var bu müsveddelerin?
Bazen düşünüyorum acaba bu insanlar öbür dünyada bunun cezasını çekecekler mi? Burada olmayan adalet onları orada yakalayacak mı? İsyan edesim geliyor bazen.
Minnoş ,mutsuz,hayata küsmüş, hasta, iştahsız... Gözlerinden de anlaşılıyor zaten mutsuzluğu...
İnsanların pislikleri artık midemi bulandırıyor, ruhum daralıyor.

Minnoş'u sahiplenmek isteyen, ona bu günlerini unutturacak, evine almasa da onu orada ziyaret edecek kimse yok mu?
Lütfen...

4 Şubat 2010 Perşembe

Cevap var!

Beykoz 'da yaşananlarla ilgili atılan maile cevap geldi.
Yorumsuz aktarıyorum:


Konu Beykoz Belediye Başkanlığı' nın yetki ve sorumluluğundadır. Beykoz Belediye Başkanlığı' ndan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Beyaz Masa Birimine gönderilen cevabi yazı aşağıdaki gibidir. Beykoz Belediye Başkanlığı' nın iletişim bilgileri aşağıda tarafınıza verilmiştir.


Adres:

Gümüşsuyu Mahallesi Kelle İbrahim Caddesi No: 43 34820 Beykoz

İstanbul / TÜRKİYE

Telefon:

+90 (216) 322 25 04

Fax:

+90 (216) 331 05 23

E-Posta:

beykoz-bld@beykoz.bel.tr


Kamuoyunun bilgisine


Beykoz Belediye Başkanlığı olarak seçildiğimizden bu yana sokak hayvanları ile ilgili bölgemizde bu konuyla ilgilenen şahıs ve derneklerle defalarca toplantılar yaptık. Anadolu yakası Belediye Başkanları toplantılarına bu konuları taşıdık çare aradık. Komisyonlar kurduk. Şimdi şubat ayı içerisinde bu konuyla ilgili bir sempozyum çalışması yapılacak.

Ayrıca;

1 - Beykoz'da sokak hayvanları ile ilgilenen kesimlerin hiçbirisi diğerini beğenmiyor, tasvip etmiyor, beraber çalışmak istemiyor.

2 - Sorumluluğu bizde olan konuda her alanda yetkisizliklerine rağmen karışmak istiyorlar.

3 - Barınağımıza giriş çıkışlarda kendilerini tek yetkili olarak görme alışkanlıklarından vazgeçmek istemiyorlar

4 - Hayvanseverler arasından seçtiğimiz bize danışmanlık yapacak hanımefendiyi beğenmiyorlar.

5 - Yetkili olsun dedikleri insanlara yetki veriyoruz onu da beğenmiyorlar.

Neler yaptık:

- Hayvanseverlerle defalarca randevu derdik (hepsi kayıtlı) görüşmeler yaptık.
- Bütün sokak hayvanları ile ilgilenen kuruluşları enaz 3 kere bir araya getirerek ortak çalışma alanları oluşturmaya ve ortak fikir birliği sağlamaya çalıştık.
- Köy ve mahalle muhtarlarımızı ortak toplantıya çağırdık onlara ilgili yasa hükümlerini ve sorumluluklarını anlattık.


- Sokak hayvanları ile ortak yaşanması gerektiğini ve bu kavramı yerleştirecek çalışmalar yaptık.

- Halk günlerimizde yoğun olarak gelen şikayetlere cevap vermeye halkı sokak hayvanlarına karşı daha duyarlı olmaya çağırdık.

- Beykoz Belediye Meclisi olarak bu konuyla ilgili araştırma yaptık
- Konuyu Anadolu yakası belediye başkanları toplantısına taşıdık.

- Bu konuda sempozyum yapılmasına destek verdik.

31.01.2010 tarihinde meydana gelen olaylarla ilgili görüşümüz;

- Olayı meydana getirenleri kınıyorum

- Hiçbir şekilde olayı tasvip etmemiz mümkün değildir

- Olayın oluş şeklini, hayvanların ne şekilde zehirlendiğini tetkike çalışıyoruz

- Elimizde bütün hayvanların bedenleri bulunsaydı olayın tıbben nasıl olduğunu daha rahat çözecektik. Ancak hayvan bedenleri bazı kendini bilmezler tarafından kaçırılmıştır.

Ancak:

- Olayla uzaktan ve yakından ilgisi olmayan Belediyemize karşı yapılan saygısızlığı, pervasızlığı ve insanlık dışı (hayvanseverliğe hiç sığmayan davranış tarzı) yapılan saldırıları kabul etmek mümkün değildir.
- Demokratik toplumlarda tepkinin modern, çağdaş usullerde yapılanları makbuldür. Çözüm bu şekilde olur. Dün gece tepki gösterenlerin tavırlarını anlamak ve hoş karşılamak mümkün
değildir.
- Hele hele, olay hakkında bilgi isteyeceğine içeriğini bile okumadan birilerinin hangi maksatla kaleme aldıkları e-mailleri bize gönderenleri düşünmeye davet ediyorum.
- Birilerinin dolmuşuna binmeyen, dolmuşuna gelmeyen, iyi niyetlerinizi, kötü niyetlilerin heveslerine altlık yapmayın.

- Kötü sözler mutlaka ilgilisine döner.
SONUÇ:

Beykoz Belediyesi olarak şeffaf bir yönetime sahibiz. Hiçbir kimse bizim hayvan haklarımıza olan duyarlılığımız test etmesin.
Biz insanız, her insanın ne ifade ettiğini, hayvanlarının haklarının ne olduğunu biliriz.
Hayvanseverler kendi aralarındaki ilişkilerde bizi kullanmaya kalmasınlar.
Biz insanları ve hayvanları (Allah'ın yarattığı bütün varlıkları) seviyoruz.
Yapılan provokatif olayı çözmeye çalışıyoruz. Elde edeceğimiz bilgileri sizinle ve kamuoyuyla paylaşacağız.
Bu hususları bilgilerinize ve kamuoyuna arz ederiz.

Saygılarımızla


Beykoz Belediye Başkanlığı



Cevap bu.

YORUMU SİZE BIRAKIYORUM.

1 Şubat 2010 Pazartesi

Cehennemin dibine kadar yolunuz var!!!




Yine itlaf , yine cinayet! Beykoz'da onlarca köpek zehirlendi! SUSMAYIN! SUSMAYIN! SUSMAYIN!!!

Bu kaçıncı ya! Yazacak kelime bulamıyorum. Yazsam da nafile artık. Çok geç onlar için. Of of off!!!
İçine edeyim sizin kültür başkentinizin, belediyecilğinizin, hayvansevmezliğinizin!
Başa çıkamıyorsunuz, adam gibi kısırlaştıramıyorsunuz, kontrol edemiyorsunuz, kendi basiretsizliğinizin cezasını bu garipler çekiyor! Yazıklar olsun yazıklar olsun!!

O öldürdüğünüz anne köpeğin dört yavrusunun bakışlarına da mı aldırmadınız be! Ölmüş sizin insanlığınız!

Sessiz kalmayın!
İlgili haber:

http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/02/01/beykoz.ormanlarinda.yine.kopek.katliami/561829.0/index.html

Tepkiniz için dilekçe örneği:

stanbul Büyükşehir Belediye Başkanlık Makamına;
Sn Kadir Topbaş,

İstanbul'un dört bir yanından küpeli köpekler de dahil olmak üzere tüm sokak hayvanlarının toplandığı bilgisi, küpe numaraları ve ilgili toplayan belediyeler tarafımızdan bilinmektedir. Bildigimiz tüm belediyeler bunu yapmakta ve emrin yukarıdan geldiğini telaffuz etmektedir. Kadıköy, Üsküdar'ın çok sayıdaki yerel hayvan koruma gönüllüleri ve sayıları çok fazla olan mahalle korumacıları sokaklarında sahiplendikleri küpeli köpeklerin toplanmasına isyan etmektedir.

İstanbul'un Kültür Başkenti seçilmesi, bu yönde en büyük temizliğin yine sokak hayvanlarımızdan başlaması ne yasa ile ne de vicdan ile kabul edilebilir bir durum değildir. Tarihi eserlerin pislik içinde olması, yolların delik deşik olması,çöplerin toplanmaması,kültürümüze işlemiş ama sokak hayvanlarının varlığı, ne yazik ki, temizlikte yıllardır ilk sırayı almaktadır…

5199 sayılı yasa ve 26166 sayılı yönetmeliğinin ilgili maddeleri sokaktan toplanan küpesiz hayvanların, rehabilite edilerek sokaklarına dönmelerini emreder.

Yasa ve yönetmeliği işine geldiği gibi kullanan yerel yönetimlere neden barınağınız boş dediğimiz de biz yasanın emrettiğini uyguluyoruz, alıp sokaklara bırakıyoruz diye kendilerini savunanlar, bugün aynı sokaklarda tek tük kalan sokak hayvanlarını yine toplayıp, olmayan barındırma merkezlerine götürüyoruz diye halkı kandırmaktadır.

En iyi ihtimalle ormana atılan sokak hayvanları bile Beykoz, Tayakadın, Bolluca, Akfırat ormanlık alanından bile yok edilmektedir. Yasayı çıkaranlar da sizlersiniz, çıkardığınız yarım yasayı ihlal edende siz yerel yönetimlersiniz..

Bu uygulamaya asla izin vermeyeceğimizi, hayvanseverler olarak geniş bir kamuoyu kampanyası ile bunu tüm yurtta duyuracağımızı, sokak hayvanlarımızdan elinizi çekene kadar devam ettireceğiz.

İtlaf zihniyetinin yüzyıldır geleneklerinize işlemesinin ceremesini sokak hayvanlarımıza ödettiremezsiniz.

Osmanlıdan kalma,tarihi eserleri Kültür Başkenti olan İstanbul da ,gelecek turiste göstermek için çaba harcarken, Osmanlı nın sokak hayvanlarına merhametli yaklaşımını, hayvanlar için kurulan vakıf ve hastaneleri, kedi ve kuş evlerini, mezarlarımızda kuş suluklarını göstererek KÜLTÜRÜMÜZE DAHA FAZLA SAHİP ÇIKARDINIZ..!

Sokak hayvanlarımız için yapılmasını istediğimiz doğal alanları onlardan esirgediniz. Yasada bu uygulama yok dediniz. O halde yasayı uygulayın ve sokaklarımızda yaşaması gereken, küpeli ve aşılı köpeklerimizi
emirler vererek yok etme eyleminizden derhal vazgeçiniz.

İstanbul'un Kültür Başkenti seçilmesi sebebiyle gelecek olan yabancı konuklar, emin olun ki, bu ülkenin sokak hayvanlarına sizlerden daha merhametli davranacaklardır.

Sokak hayvanlarımızın kaderi, sizlerin iki dudağı arasında değildir.

4982 ve 3071 sayılı bilgi edinme hakkımıza istinaden yukarıda yazdıklarımıza ve aşağıda sorumuza yasal süresi içinde cevap vermenizi arz ederiz.

13 Kasım 2006 da Kültür Başkenti ilan edilen İstanbul'da, 2010 için sokak hayvanlarını toplayıp öldürmekten başka ne gibi çalışma yapılmıştır?

İsim
Soyisim
TC kimlik no
gönderilecek adresler
baskan@ibb.gov.tr
info@istanbul.gov.tr
basin@icisleri.gov.tr
mahalli@mahalli- idareler.gov.tr
teftis@icisleri.gov.tr
bilgiedinme@ibb.gov.tr
mahalliidareler@istanbul.gov.tr
mahalli.bilgiedinme@icisleri.gov.tr
bilgiedinme@tbmm.gov.tr
beyazmasa@ibb.gov.tr
veteriner@ibb.gov.tr
fahrettin.cerrahi@ibb.gov.tr
recep.zafer@ibb.gov.tr
istanbul@cevreorman.gov.tr
bilgi@istanbulcevor.gov.tr
"Telefon: +90 (216) 322 25 04
Fax: +90 (216) 331 05 23

25 Aralık 2009 Cuma

Köpeğimi vermek zorundayım



İşe başladım köpeğimi vermek zorundayım...
Hamileyim köpeğimi vermek zorundayım...
Çocuğum kıskanıyor köpeğimi vermek zorundayım...
Öğrenciyken aldım mezun oldum ailem istemiyor köpeğimi veriyorum...
Evliyken aldık, boşandık köpeğimi veriyorum...
Taşındık apartmanda köpek istemiyorlar köpeğimizi vermek zorundayız...
Evde biz yokken ağlıyor köpeğimi vermek durumundayım...
Aldık ama kocam istemiyor köpeğimi veriyorum...
Çok üzgünüz...
İnanın çocuğum gibi hiç vermek istemiyorum ama...
İçim parçalanıyor ama ne yapalım...
Zaten ilgilenemiyordum...
Çok üzülüyorum, para istemiyorum iyi bakılsın yeter...

Bunları duyunca, okuyunca ağız dolusu küfür edesin geliyor. İnsanlar bu bahanelerin ardına sığınarak köpeklerini veya kedilerini başkasına veriyor . Bunlar insaflı olanlar. İnsafsız insan müsveddeleri ise barınağa terk ediyor veya direk sokağa atıyor. Bu okuduğunuz maddelere dikkat ettiyseniz hepsi bahane.
Bir canlıyı alırken , sahiplenirken her ama her ihtimali düşünmek ZORUNDASINIZ! Taşınabileceğinizi, hamile olabileceğiniz, çocuğunuzla yaşayacağınız sorunları, evin içine edebileceğini, ağlayıp saatlerce bağırabileceğini, işe durumlarının değişmesini, kısaca hayatta herkesin başına gelebilecek her şeyin sizin de başınıza gelebileceğini BİLEREK ALMAK ZORUNDASINIZ. Üzülüyorum diyorlar ya, buna da inanmıyorum, o kadar üzülüyorsanız bırakamazsınız, kıyamazsınız, inanın bırakılabilecek bir köpek varsa, benim Nancy onalrdan biridir. Huysuzdur, kıskançtır, ısırgandır. Defalarca ısırdı beni, her an yine ısırabilir, milleti kıskanır beni ısırır, hem de öyle böyle değil görseniz düşman gibi atılır ellerime. Üstelik sadece beni ısırır, eğitmenlerin dediğine göre bana güven duymuyor çünkü o da terk edilmiş, önceki sahibinden şiddet görmüş bir köpek.Ama nasıl ki doğurduğum çocukta maraz çıktığında onu sokağa atmıyorsam, başkasına vermiyorsam hatta bu fikir aklıma bile gelmiyorsa (ki çocuk sahibi değilim genel konuşuyorum) sahiplendiğim ve yuva verdiğim köpeğimi de bırakma ve ondan vazgeçme hakkını kendimde bulmuyorum. Onu eğitmeye devam ediyorum. Kurallar koyuyorum. O bir MAL değil, bir canlı. Bu güne kadar bir sürü insana ısrarla laf anlatmaya çalışıyorum. Evde köpek olmaz, bebeğin olunca görürürz, kocan istemezse ne yapacaksın, ya hastalık çıkarsa, ya kist olursan , evde pislik olur diye üstlerine vazife olmadan sorukları soruları cevapladım. Hepsine de cevabım var elbet. Annem astım hastası ve evden köpeğimiz gitmedi, sadece dikkat ediyoruz , kocam istemezse ben de onunla evlenmem, hayvan sevmeyen, beni böyle tanıdığı halde sonradan yan çizen bir adamla evlenmemek daha hayırlı olur zaten, bebeğim olursa da ona göre hayatımızı düzene sokarız. Ben bunların hepsine varım. Gerekirse evimi bile değiştiririm. Gerekirse ona yeniden yeniden eğitim veririm. Her köpek sahibi de böyle olmalı. Sorun çıkartınca başkasına vermektense çözümün bir parçası olup o köpeği bırakmamak için HERŞEYİ yapmalı.
Ama bazı zihniyetler değişmiyor malesef. Bazen Nancy 'yi görüp "Ayy biz de köpek istiyoruz, biz de alalım -alıcaz" diyenler oluyor. Korkuyorum o köpek için. Onlara " Evde bir köpek beslemek harika bir şey ama iyice düşünmeden almayın" diyorum. Ben zorluklarını ve sorumluluklarını anlatmaya başlayınca da gözlerinden anlıyorum ki bunu istemiyorlar. Onlar evde süs eşyası , sokakte ellerine takıp eşe dosta göstermelik bir çanta istiyorlar.
İyice ölçüp biçmeden, barınakları gezip oradaki terk edilmiş yüzlerce cins hayvanı görmeden, her şeye razı ve hazır olmadan köpek almayın. Zor iş.

NOT: Fotoğraftaki köpekler de yuva arıyor. Link burdan efenim.


Köpeğini bırakacaklar, önce bu yazıyı bir okusalar iyi olurdu. Belki "biraz da olsa" dokunur, ve belki de vazgeçerler.
Bebek ve köpek evde nasıl olur diyenler için de buraya lütfen.

1 Kasım 2009 Pazar

Cins köpek mi istiyorsunuz? Bu cinsleri gördünüz mü? -Hayvan ambulansı




Diyelim yolda , sokakta vs. yaralı bir hayvan gördünüz, eve götürseniz bir türlü sokakta bıraksanız bir türlü. Kimi arayacağınızı bilmiyorsanız BGD Hayvan ambulansını hizmete sokmuşlar. Arıyorsunuz 153 'ü , geliyorlar alıyorlar hayvanı en yakın kliniğe götürüyorlar.
Lütfen bu numarayı, bu imkanı duyuralım.

Buyurun buradan bilgi edinebilirsiniz.

27 Eylül 2009 Pazar

Yazıklar olsun!



Kime ne yaptınız ki siz :(

Bakamam dayanamam demeyin! Siz yüzünüzü çevirseniz de bunlar oluyor!
Yazıklar olsun size bunu yapanlara! Yazıklar olsun buna göz yumanlara! Yazıklar olsun sizi sokakta sadece sevip geçenlere! Yazıklar olsun bunu yapanları eğitemeyen hayvan sevgisi vermeyen ailelere! Yazıklar olsun bize o kadar çok olduğumuz halde hala bunların olmasına! Yazıklar olsun! Lanet olsun size!


Bunlar cinayettir! Bunları yapanlar katildir! Buna sessiz kalmayın.

http://www.facebook.com/home.php?ref=home#/album.php?aid=113419&id=542282334

SESSİZ KALMA, SUÇA ORTAK OLMA! İmza için: http://www.sessizkalmasucaortakolma.com/dilekce/dilekce_detay.asp?id=68

11 Eylül 2009 Cuma

Çok önemli!!







Burada yaşanan sel felaketinde benim aklıma insanlardan sonra ilk hayvancıklar gelmişti. Sokak köpekleri, barınaklardaki, bahçelerde, otoparklarda zincirlere bağlı köpekler, yavru kediler ve diğer hayvanlar ne oldu diye kendimi yerken nette gördüm göreceğimi. Bahçeşehir hayvan barınağındaki hayvanlardan 130 tanesi sel felaketinde ölmüşler, yavru köpekler çamur altında can vermişler. Hayvanseverler 120 köpek kurtarmışlar ve yedikule hayvan barınağına getirmişler. Ve şimdi yardıma ihtiyaçları var.
Lütfen bu fotolara bakın ve onlar için bir şeyler yapın. Para istemiyorlar sadece bu sitede açılmış ihtiyaç listesinden seçip satın alabilirsiniz, evinizden oturduğunuz yerden.


İLETİŞİM İÇİN:
Mimar Meral OLCAY,
Gönüllü Barınak Yöneticisi
Adres Yedikule Sahil Yolu, Yedikule surdibi, eski havagazı deposu
(Üst Yol Marmaray projesinden dolayı kapalıdır.
Sahil yolunu kullanınız.)
Telefon 0212 633 58 57
Cep 0535 712 63 90
Faks 0212 633 58 57

http://www.kangurum.com.tr/kangurum3-web/donationProducts.do?donationinstituteid=3



Ayrıca http://by.bgd.org.tr/