NEXT

Geçen gece eşimle izledik bu filmi.Konusu hakkında hiç bilgim yoktu ama Nicolas Cage olunca filmi izlememek olmazdı.Filmi izlerken çok zorlandım.Filmden dolayı değil maalasef.Gözlerimden dolayı.Alt yazıları okuyamıyorum.Aslında uzun zamandır bir problem olduğunu biliyordum ama bebekti hamilelikti derken ihmal ettim.

Sonunda bugün doktora gittim.Ve gerçeği öğrendim.Hem astigmat hemde miyop varmış gözlerimde.Gözlük yazdı doğal olarak.Derecesi küçük ama genede canım sıkıldı.Ayrıca gözlük kullanmak hiç bana göre değil.Kim bilir kaç kere kıracağım.

Neyse filmden biraz bahsedeyim.Başrollerinde dediğim gibi Nicolas Cage,Jessice Biel,Julianne Moore oynuyor.

Kendi geleceğini ama geleceğinin 2 dakikasını gören bir adam,bunu bilen ve bu adamı nükleer bir bombayı bulması için kullanmak isteyen bir ajan ve hiçbirşeyden habersiz bir kadın.

Çok heyecanlı bir film.İzlemediyseniz mutlaka listenize alın.Zira biz çok beğendik.

Bu arada yakında yeni bir bölümle sizlerle olacağım.Bebekle ilgili herşeyi yazacağım bir günlük.İlerede bakıp okumak için.Görüşmek üzere...

GELENEKSEL PARA GÜNÜNDEN BİR MENÜ...

Bu ay para günümüz Ayşe'de yani blog ortağımdaydı.Beraber alışveriş yapıp menüyüde birlikte hazırladık.

Bu Meyveli Pastamız.Tarifini şu an aklımda olmayan bir blogtan aldım.Daha sonra hem bloğu hemde pastanın tarifini vereceğim.Kendisine şimdiden teşekkür ediyorum.

Çok lezzetli ve hafif bir pastaydı.Herkesten tam not aldı.

Şu meyvelerin güzelliğine bakın.

Bulgur Salatamız.Aslında Kısırla aynı mantıkta yapılıyor ama daha sulu oluyor yani bulgurun suyunu kısıra göre daha fazla koyuyoruz.Ayşenin ellerine sağlık.

Kızartılmış Peynirli Börekler...

Ve olmassa olmazımız gün sofralarının baş tacı cipsler...:)

İşte böylece bir günün daha sonuna geldik.Geriye bir gün kaldı...

KEFARET

Sonunda bu sene en çok izlemek istediğim filmi izleme şansı buldum.Aşk ve Gurur'un yönetmeni yine harikalar yaratmış.Ian McEwan'ın 2001 yılında en çok satanlar listesinde ki kitabından uyarlanmış bir film.

Başrollerinde benim en favori oyuncularımdan Keira Knightley ve James McAvoy var.

İzlemeden önce tüm resimlerine hayranlıkla baktığım film resimleri kadar güzeldi.Değişik bir anlatım dili vardı.Olayın önce sonunu görüyorsunuz sonra o sona nasıl gelindiğini.

Konusu çocukluktan beri birbirine aşık iki genç Cecilia ve Robbie aralarında ki zümre farkından dolayı hiçbir zaman birbirine açılamamıştır.Robbie Cecilia'ya açılmaya karar verdiği gün Cecilia'nın küçük kız kardeşi Briony Robbie'nin üzerine çirkin bir iftira atar.

Bu iftira herkesin hayatını derinden yaralar.Bunun kefaretini herkes öder.

Ayrıntı veremem.İzlemeniz gerekir.Müzikleri çok güzeldi.Dönemin kıyafetleride öyle.

Aynı yönetmen ,oyuncu ve müzisyen ile tadı tanıdık bir romantik/dram türünde bir film.

Benim için sıralama şöyle;

1-Aşk ve Gurur

2-Kefaret

3-Aşkın Kitabı

Ama şunu ayrıca belirtmeliyim ki Kefaret bu filmler arasında en modern yorumlanmış olanıydı.Ben çok sevdim.

GÜL KOKUSU...

Kandil mesajlarından en çok sevdiğimiz mesajla kandilinizi kutluyoruz.

Gül bahçesine girenler gül olmasalar da gül kokarlar. Kainatin en güzel gülünün kokusunun üzerinizde olmasi temennisiyle... Iyi Kandiller..

BOBBY Z

Sessizce vizyona girip sesini kimselere duyuramadan vcd ve dvd şeklinde karşımıza çıkan bir film daha...Böyle filmleri keşfetmeyi çok seviyorum.

Paul Walker'ın böyle bir filmini daha bulup izlemiştik.Çok da beğenmiştim.Paul Walker'a Matrix filminin ünlü oyuncusu Laurence Fishburne eşlik ediyor.

Konusu şöyle; Tim hapisanede bir motosiklet çetesi üyesini öldürmek zorunda kalır.Çete üyeleri onun infazına karar verir.Bu sırada bir ajan Tim'e bir teklifle gelir.Teklif şöyledir ünlü uyuşturucu kaçakcısı Booby Z uzun zamandır ortalıkta yoktur.Tim Bobby Z ye ikiz derecesinde benzemektedir.Tim onun yerine geçecek sınırda bir takastan sonra özgür kalacaktır.

Sınırda ki değişim sırasında olaylar karışır ve Tim kendini tehlikeli bir kovalamacanın içinde bulur.

Çok sürükleyici,konusu değişik,sonu süprizli bir film.Bence Paul Walker böyle filmler çekmeye devam etsin.

İSTİLA

İzlemeden önce okuduğum eleştiri yazılarından olsa gerek biraz önyargılıydım filme karşı.İzledikten sonra bir filmin herkes için başka şeyler anlattığını bir kez daha anladım.

Filmin başrollerinde Nicole Kidman ve Daniel Craig var.Zaten filmde Nicole Kidman'ın yerine kim koysanız olmazdı.Filmde ki rolun üstesinden ancak bu güzel oyuncu gelebilir.

Konusu;ABD de bir uzay mekiği uzayda parçalanarak ülkenin çeşitli yerlerine düşer.Bu mekik parçalarından insanlara bir virüz bulaşır ve salgın hızla yayılır.

Virüs görünüşte insanlarda hiçbir değişiklik yapmıyor ama aslında onları bir uzaylı yapıyor. Onları ancak hiç duyguları olmamasından donuk bakışlarından ayırt edebiliyorsunuz.

Washington da oğlu ile yaşayan bir psikiyatr olan Carol da insanların değiştiğini farkeder.Oğlunu bu karmaşanın içinden çıkarmak ve salgından korumak için herşeyi göze alır.

Film bence değişik bir uzaylı filmiydi.Duygu'nun insana has bir özellik olduğunu vurgulayan tempolu iyi bir bilim kurgu örneğiydi.İzlemenizi tavsiye ederim.

ŞIPSEVDİ

Bu hafta sonu birkaç tane film izledik.Hepsiyle ilgili kısa notlarım olacak.Onun haricinde Ayşe bir haftadır annemlerle birlikte Eskişehir'de düğün alışverişindeydi.Onun gezisi ile ilgili notlarıda hafta içinde sizinle paylaşacağız.

İlk film orta karar bir komedi olan ŞIPSEVDİ...

Başrollerinde Ben Stıller var.Adı üzerinde çok şıpsevdi olan bir adam olan Eddie ani bir kararla bir kaç haftadır tanıdığı Lila ile evlenir.Balayına giderler.Evlendikten sonra sanki bir düğmeye basmıştır.O kız artık Eddie nin hayallinde ki kız değildir.

Balayında Miranda adında bir kızla tanışır ve bu seferde hayallerinde ki kız olur.

Aslında film komik.Ama balayında aldatılan birini izlemek sizi rahatsız etmeyecekse.Ben açıkcası biraz rahatsız oldum.Adamın kişiliği beni raharsız etti.

Ben hassas bir dönemde olduğun için de olabilir.

Ayrıca filmde ki iki sahne biraz cüretkardı.Şimdiden uyarmış olayım.

KORKAK ROBERT FORD'UN JESSE JAMES SUİKASTİ

Cumartesi akşamı Lost'tan sonra izledik filmi.Brad Pitt olmasa film nasıl olurdu bilmiyorum.Onun hatrı uğruna sonuna kadar izledik.Bazılarımız kızamık çıkarma noktasına gelsede.

Filmin konusu Jesse James'in son zamanları.Çok ünlü bir soyguncu.Ama o dönemdekilerin hayran olduğu biri.En büyük hayranı Robert Ford çetesine katılır ve James'e yakınlaşır.Sonunda ''korkak Robert Ford'' damgasını yiyeceğini bilmeden Jesse James'i arkasından vurur.

Filmin çekim tekniği her neyse çok beğendim.Çok güzel sahneler vardı.Özellikle girişteki tren soygunu sahnesi.

Müzikler de çok güzeldi.Nick Cave imzalı müziklere filmin son sahnesinde şarkıcının kendiside filmde oynayarak eşlik ediyor.

Kıyafetler,evler döneme çok uygundu.

Brad Pitt oyunculuğunun doruklarındaydı.

Herşey buraya kadar iyi görünsede filmin ağır temposu herşeyi alıp gidiyor.Dayanılmayacak kadar yavaş ilerleyen sahneler bazen karışık diyaloglar.

Kısacası Brad Pitt'in için katlanırım derseniz izleyin.Yoksa çok yorucu bir film.Biz bir gün ağırlığını üstümüzden atamadık :)
Mümkünse geç saatte izlemeyin ve uykunuz olmasın.

M.Ö. 10.000

İlk defa bir filme hiç konusuna oyuncularına ve başkalarının yorumlarına bakmadan gittim.Oyüzden değişik bir tecrübeydi.
Akşam yemekten sonra eşim ve Duyuşen-Zafer beraber gittik.Bir akşam öncesi Jesse James filmini izlemiş ve çok sıkılmış olan bizler bu filmi çok beğendik.

Konusu ilk çağlarda yaşayan bir kabilenin başına gelen bir efsane.Efsaneye göre son av sırasında bir savaşçı çıkacak o savaşçı mamutu öldürecek ve kabilenin en güzel kızı Evolet'e sahip olacaktır.

Efsane bu şekilde gerçekleşir.D'leh mamutu öldürür ve Evolet artık onundur. Ama o gün kabile dört ayalkı şeytanların (atlı savaşçılar) saldırısına uğrar.Evolet da dahil kabileden bir sürü insan kaçırılır.

Sonrasında D'leh onları kurtarmak için bir yolculuğa çıkar.Bu yolculukta değişik insan toplulukları ile karşılaşır ve onlarla beraber dört ayaklı şeytanlara karşı mücadele eder.

Yönetmen Roland Emmerich.Görsel efekt ve savaş sahnelerinde tecrübeli olduğu düşünülürse bu filmin başarılı olması çok doğal. Yıldız Geçidi,Vatansever,Yarından Sonra bazı filmleri...

Biraz fantastik yanı olan efsanesi bol bir film.Filmin ikinci yarısında şaşıracağınız bir durum olcak.Söylemek istemiyorum.Ama filmi tavsiye ediyorum.

GELENEKSEL PARA GÜNÜ DUYUŞENDEYDİ...

2007 Eylül de başladığımız Para günümüz artık sonlara yaklaşıyor. Geçen ay ki günümüz Duyuşendeydi.Pastel renklerde bir masa hazırlamıştı.Çok iç açıcı ve hoştu.

Menüde...

Üzümlü Kek

Peynirli ve Patatesli Poğaça

Salatalar hem masayla çok uyumlu hem çok lezzetliydi.

Mor Lahana Salatası ve Havuç Salatası...

Ve ayrıntılar...Bu şekerlik Duyuşen'e kayınvalidesinden hediye.Çok hoşuma gittiği için resmini çektim.Antika gibi birşey galiba.

Bu ekmekliğide Duyuşen'in boyadı ve pek görünmüyor ama dantelle süsledi.O da masaya çok yakışmıştı.

Bir gün daha böyle geçti.Sıra Ayşe'de...

BAHAR MI GELİYOR NE???

Geçen gün arkadaşımın Duyuşen'in balkonunda açmış çiçeği görünce içime bahar sevinci doldu.Bu kış çok uzun geldi bana.Birazda tatsız olaylar yaşadık ondan galiba.

Bebeğimizin iyi olduğu haberi baharın başlangıcıydı bizim için.Duyuşen'in çiçeğide yeniden uyandırdı beni.

Şimdi evimizde iki bebek sevinci bir de düğün hazırlığı var.İki bebek dedim çünkü ağbimin eşide hamile.2.çocuğunu bekliyor.İnşallah herşey bahar gibi güzel geçer.

Fotoğraflar Duyuşen'den.Çiçek ile ilgili güzel de bir yazı hazırlamış.Bu çiçeği balkonunda görmek isteyenler buradan okuyabilirler.

Bu resimlerden biri pc de masa üstü olarak duruyor.Bahar sadece resimlere değil her yere gelsin.

Çilekler olsun da yiyelim yahu...

KONTRAT

İki çok ünlü oyuncu, konu ilginç gibi geliyor.Ama sonu hayal kırıklığı.

Morgan Freeman bir kiralık katil,John Cusack oğlu ile kampa gelmiş bir beden eğitimi öğretmeni.

Ormanda yolları kesişiyor.Yaralı bir polis Cusack'tan Freeman'ı polise teslim etmesini istiyor.Sonra da ölüyor.Cusack için başta basit görünsede Freeman'ın adamları peşindedir ve hepsi eğitimli birer askerdir.

Konu bilindik ,son hiç şaşırtmadı.Dolayısıyla oyuncuların izlemediğim filmi kalmasın diyorsanız izleyin.Yoksa sıradan bir tv filmi.