Pages

gezilerim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gezilerim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Şub 2025

İstanbul Günleri 1


Selamlar
Biz tatildeydik ama misafir olduklarımız çalışmaya devam ediyordu. Böyle olunca hafta sonunu böldük. Cumartesi Çorlu ve Tekirdağ'a, pazarı İstanbul'a ayırmaya karar vermiştik. Pazar günü kahvaltıdan sonra Avrasya Tüneli'ni kullanıp, çok kısa sürede Kadıköy Sahile bizi bırakacak bir araç ayarlandı ve pazar günü İstanbul'daydık. 
Ulaşım kartlarımız olmadığı için, Şüheda'nın gelip bizi almasını bekledik. İskelede İstanbul Kitabevi'nde oturup, boğazın tadını çıkardık.  Tahmin edeceğiniz üzerine Boğaz manzaralı ve kahve eşliğinde beklemek bizi hiç rahatsız etmedi. 😊 


Kardeşim ve kızım Ümraniye'de yaşıyor. eve geçip, yemek yedikten sonra yine vurduk kendimizi yollara. Oturmaya mı geldik değil mi :)) 
Ortaköy Cami'sini hep uzaktan görmüştüm. İlk tercihim Beşiktaş oldu o nedenle. Cami'yi yakından görmek bir yana içine girme şansı da yakaladık. Miraç Kandili'ydi gittiğimizde. Hocanın okuduğu aşırı dinleyip, duaya katılma şansı da yakaladık. 



Caminin hem konumu, hem dış görünüşü çok cezbediciyken, iç mimarisi de ayrı güzel maşallah. Gittiğim yerlerde ibadethaneleri gezmeyi seviyorum. hele camileri gezmek beni çok mutlu ediyor. 



Şansımız mı yoksa bir aksilik mi vardı bilmem her zaman yanan köprünün ışıkları yanmıyordu. Kaldığımız sürece göremedik her zaman ışıl ışıl yanan köprüyü. 😟


Tüm karşıya geçişlerde ağzımın, burnumuzun donmasına, kızarmasına aldırmadan vapur kullandık. Yaza kadar yetecek deniz havası almamız lazımdı. Sonuçta Kayseri'de yaşıyoruz 😋




Şu ahir ömrümde Çırağan Sarayı ile bir fotoğrafım olmasa mıydı. hahahaha

Her gün en az yirmi bin adım attığımız, bol gezmeli İstanbul günlerinin devamını da yazacağım inşallah. Selametle...

2 Şub 2025

Beni Bloğuma Getiren Anılar


Selamlar 
Aslında yazmamak için hiç bir neden yok. Bir dolu anı birikti günlüğüme yazmam gereken. Ama üstümde nasıl saçma bir atalet, hiçbir şeye yetişemiyorum hissi, fotoğrafları buraya yükleme konusunda bir uyuşukluk vardı ki sormayın gitsin. 
Okula Mustafa Çiftçi'yi davet ettik. Muhteşem bir gündü ve malesef yazmadım. Ankara'ya gittik, Gonca'yla harika iki gün geçirdik, malesef yazmadım. Yozgat'a gittik, Hasibe ve ailesi ile tanışıp, Mustafa Bey'e iadeyi ziyaret yaptık ve malesef onu da yazmadım. En son Tekirdağ'a gidince, neden bu tembellik kızım Zeynep dedim ve resimleri yükledim. Bence iyi yaptım :))) 


Kayseri nire, Çorlu nire demedik, yol arkadaşım Sevgi'mle düştük yola. 15 saat yolculuktan sonra vardık Çorlu'ya. Ayağımızı sürüdük sanırım. Ekip harekete geçti. Bursa ve Ankara da Çorlu buluşmasına katıldı. Çoluk çocuk on kişi beraber yedik, beraber uyuduk. Yurt gidiydi :))) Kalabalık ve eğlenceli 😍


Grubun bekarlarından Sevcan yakında evlenecek. Kına gecesi olmadan olmazdı. 💓


Grup kalabalık demiştim ama değil mi :)


Kalabalık grubun minnoş ev sahibesi. Özge'can 💞


Çorlu'da başlayan macera Tekirdağ'a taştı. Sürgün Macar Kralı Ferenc Rakozci'nin evine gittik ama malesef evde yoktu, kapıda kaldık :) Şaka bir yana görevliler izinliymiş ay sonuna kadar. Onlara da sömestr tatili vardı sanırım. pehhh. Neyse, Tekirdağ'a gitmek için bir nedenimiz oldu. 


Tekirdağ çok güzel, Hatice'nin telefonunun fotoğraf çekme marifeti de güzel. Bu da kanıtı


Trak Kralı'nı yerinde bulduk neyse ki :)) 
Zaman ne ilginç bir şey. Sen onca zaman birbiriyle kavga eden grupları barıştırmaya çalış, birlik kurmaya gayret et. Ciddi bir mücadele ver. Yıllar sonra kemiklerin seyirlik malzeme olsun. Müzeler insana haddini bildiriyor fena halde. 



Trak Kralı ile tanışmadan bir adım öncesi. Fotoğrafları sıralı paylaşmak konusunda hassasiyet göstersem yine yazamayacaktım. Yeniden alışkanlık kazanana kadar biraz böyle olsun . :) 


Rumeli Fatihi Süleyman Paşa'nın adının verildiği iskele. Negis kokusuyla aşk yaşayan ben .






Grupla gezmelere başlayınca, en gidemeyeceğim yer Özge'nin evi diyordum. İç Anadolu'nun ortasından kalkıp, memleketin en batı uçlarından birine gitmek çok zorlu geliyordu bana. Ama önemli olan yol değil yol arkadaşıymış. Sevgi'yle yolculuk etmeyi seviyorum. Kızların sıcak ve dost canlısı halleri de cesaret verdi ve düştük yola. Gönlün sığdığı yere her şey sığarmış. 2+1 evde 10 kişi 2 gün çok keyifli vakit geçirdik. Tüm dostlara özellikle de ev sahibimiz Özge'ye, güzel anılar için teşekkür ederim. 
Gelmişken İstabul'a uğramamak olmazdı. o da diğer postun konusu olsun. Selametle...

 

3 Tem 2024

Mimar Sinan'ın Doğduğu Ev


Selamlar
Kayseri-Ağırnas, Mimar Sinan'ın doğduğu bölge. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde bulunan, Koramaz Vadisi köylerinden biri Ağırnas. Vadide 12 km uzunluğunda bir yürüyüş parkuru var. Tabiatın içinde, bülbül sesleri ve bol oksijenle harika bir yürüyüş güzergahı sunuyor. Tarihi dokusu da olan bir güzergah. Yeraltı şehri de var güzergahta ama zaman zaman çok daralıyor. Klostrofobisi olmayanların bile zorlandığı bir yer. Bu nedenle uzak duruyorum :))  Fakat, Mimar Sinan'ın doğduğu evi neredeyse her sene bir kere ziyaret ediyorum. İlk yıllarda bakımsızdı ama restore edildikten sonra güzelleşti. Kayseri'ye yolunuz düşerse, Koramaz Vadisinde doğa yürüyüşü yapıp, Mimar Sinan'ın evini de ziyaret edebilirsiniz. 








Grup okumaları motive edici olabiliyor. Bizim meşhur ekiple beraber ayda bir kitap okuyup, sohbet ediyoruz. Haziran kitabı, Bu Hikaye Senden Uzun Osman.....
Yazarın ayrıldığı sevgilisinden, duygusal olarak da uzaklaşmasının öyküsü. Bir kızıp, bir seven, bir git, bir gel diyen inişli çıkışlı ruh halinin sonunda, Astalavista Osman deyip, tarihin derinliklerine gömülen, Osman'sız zamanların, bol Osman'lı hikayesiydi. :)) Kitabı okuyanlar, anlatımın Osman, Osman halini anlayacak ve güleceklerdir. :)) 

Yağmurdan sonra ortaya çıkan toprak kokusuna "Geosmin" diyorlarmış. "Dünya Kokusu" şeklinde çevirmiş kaynaklar. Bilim adamları oturup çalışmışlar ve bu kokunun, bazı böcekler üzerinde yarattığı etkinin 450 milyon yıllık bir hayat döngüsünün sağlayıcısı olduğunu  bulmuşlar. Böcekler bu kokuya kanıyor ve yaşıyormuşuz anlayacağın. Dünyanın kokusu hangimizi kandırmıyor ki? Burnumuzun ucunda hafiften aldığımız o kokuyla dön baba dönüyoruz Osman.


Diğer grubum, Evladın Sana Diyorum, ismiyle organize olmuş, Tuğba ÇOŞKUNER Hanımın organizasyonu olan bir okuma grubu. Ayda iki kitap okuyoruz. Biri ya bir çocuk kitabı oluyor ya da çocuklarla ilgili oluyor mutlaka. 
Ebeveyn Baskısı, aslında öğretici bir kitaptı ama sanırım benim gündemim olmayınca zor okudum. Daha yeni bitti. Diğer kitap, Bir Çift Yürek. Geç kaldığımı düşünüyorum okumakta. Resmen akıyor. Nasipse tatil dönüşü, öğrencilerime okutmayı düşünüyorum. Bitirince bol alıntılı bir paylaşım yaparım inşallah


Harry Potter filmlerini bir kaç kere seyrettim. Kitapları çok farklı diyorlardı ama ben okumayı düşünmüyordum. Kızım bir Harry Potter hayranı. Seri evde var ama dediğim gibi okumayı düşünmemiştim. Storytel imdada yetişti. Sesli kitap uygulamasından dinliyorum. radyo tiyatrosu tadında çok keyifli gidiyor dinleme serüvenim. Son kitaba geldim. Yakında biter. Verita Serum, Çok Özlü İksir bana gerçekmiş gibi gelmeye başladı. Gerçeklik algım bozulmadan bitirebilirim inşallah :))) 


Tatilin başından itibaren, yarım kalan örgüleri toparlama azmi geldi bana. Bu motifleri deneme amaçlı iki tane örmüştüm. Nette çanta olmuş halini görünce, ben de denedim. Kağıt ip çalışmalarım da tamamlandı. Sırasıyla paylaşırım inşallah. 

Son olarak, temmuzun başında Kayseri'de yaşanana olaylara binaen, nette kısıtlama yaşıyoruz. İnşallah paylaşım yapabilirim. Konuyla ilgili söylenecek çok şey var. 2 Temmuz Sivas olaylarını gözüyle görmüş biri olarak, kendi şehrinin sokaklarını yangın yerine çevirmenin hiç kimseye faydasının olmadığını hala öğrenemediysek yuh olsun bize diyorum. Birlik  ve beraberlik içinde, güvenlik güçlerinin işini zorlaştırmayacak şekilde tepki verebilmek lazım. Bu kültürü kazanmak zorundayız. Ayrıca istihbarat örgütlerinin cirit attığı bir coğrafyada yaşananları bu kadar ciddiye almayı da anlamıyorum. 
Allah, insanımıza, yaşadığımız coğrafyanın şartlarını doğru anlayıp, ona göre hareket edecek akıllar nasip etsin.
Selametle... 

12 Haz 2024

Tatilin Sonu


Selamlar
Tatilden sonraki günler maraton koşusuna dönünce. nisan sonundaki tatili yazmak haziran ortasını buldu. İnsanın anıları da külleniyor malesef bu sürede. Görsellerin bana hatırlattıklarını bile sevince, son anları da eklemek istedim.


Son durak Ordu, Boztepe oldu. Şehrin üstünden giden, ara ara dik açıyı bulan bir teleferik yolculuğu ile çıkılıyor Boztepe'ye. Ramazan Bayramında, Antalaya'da yaşanan felaketten sonra teleferiğe binmek cesaret istese de maceracı ruhumuza engel olmadık. 



Yukarı çıkınca, iyi ki dedik. İyi ki korkumuza yenik düşmemişiz. İyi ki bu manzaradan ve o yolculuktan kendimizi mahrum etmemişiz. 


Dönüş yolunda Samsun, Çakallı'nın meşhur menemenini yedik. Tesisin adı Dayı. Gece yarısı varabildik. Tesis, hem göze hem mideye hitap ediyordu. Yolunuz düşerse, kaçırmayın derim.


Salı sabahı saat 6 da okulun önüne iniş yaptık. Bu yorucu yolculuktan sonra insan duş alıp, dinlenmeyi hayal ediyor değil mi. Peki sizce ben ne yapmışımdır. 
Salı günü okulda nöbetim vardı. Duş alıp, okula geri döndüm. 50 yaşına göre biraz fazla mı aksiyonel yaşıyorum ne. Hızlı yaşa, genç öl. Cesedin yakışıklı olsun, demişler. hahahahahaha
Bir okul gezisinin daha sonuna geldik. Yapımda ve yaında emeği geçen herkese teşekkür ederiz :))) 
Selametle

4 Haz 2024

İkinci Günden Devam


    Selamlar
İkinci gün, yollara ve eğlenmeye devam ettik. Palovit Şelalesinden sonra Zil Kale'ye gittik. Osmanlı döneminde etkili bir ticaret yolunun güvenliğini sağlamak için kullanılan bir kale. Tarihi dokusu da elbette dikkat çekici ama konumu ve manzarası göz alıcı. Ayrıca bulduk güzel sütlacı, burada da yedik bir tane :) 


Zil Kale'den inince yol üstünde bir tesiste yemeğimizi yedik. Tesis, gürül gürül bir derenin kenarında kurulmuş. Derenin üstünde zipline yaptı gençler. Çok güzel salıncaklar vardı. Gençler eğlendi. 


Onlar eğlenirken, biz Nilüfer'le file kazak operasyonuna devam ettik. :)) Gürül gürül derenin sesine eşlik eden, kahve, kurabiye ve örgü çok iyi geldi. :)


Epey yorulduktan sonra geceyi geçireceğimiz Ayder Yayalasına çıktık. O kadar güzeldi ki, beni bıraksalar, tüm yaz kalırım sanırım. 


Ayder yazısı, Erdal Hoca ve biz, Rönesans Tablosu gibi sürüyle fotoğraf çektirmişiz :) En komiği buydu :) 


Ayder'de, Gelin Tülü Şelalesiymiş burası. Ciddi ciddi gelin duvağına benziyor. Çok yüksek yamaçlardan yol bulup akmış. Seyri çok keyifli.




Sezon açılmadığı için, Ayder'in o meşhur çayırlığı bize kalmıştı. Gece yarıların kadar gençler, çaldı söyledi. Neredeyse en eğlenceli gece oldu. 



Mis gibi oksijen insana çok iyi geliyor. Sabah erkenden kalkıp, otelin bahçesinde kitabımı okudum. böyle yerlere gelince sabahın o insan nefesi değmemiş, tertemiz halini kaçırmak istemiyorum. 


Otel sahibimiz çok kibar bir aileydi. Çok memnun kaldık. Üçüncü güne, orada yapılan kahvaltı ile başladık. Bu da hazırız fotosu. Yakında gelir üçüncü gün. :)) 
Selametle