hem hiç ama hiç sarhoş değilim, daha da, çok daha da kötüsü yarınki OR sınavına çalışıyorum :(
yaş olmuş 21...
Salı, Mart 29
Pazar, Mart 27
Do you want the truth or something beautiful...
benim çok özel olarak sevdiğim, ilk duyuşta bağımlısı olmayıp, bir kaç sefer sonra defalarca dinleyecek kadar kendimden geçtiğim şarkılarım var. Bu şarkı bir cuma akşamı çalındı kulağıma, hatta çok sevdiğim Yalın'ın çok sevdiği Ece'si paylaşmış. Sonra benim oldu ama bu şarkı.
Bir diğeri de şudur ki
bu şarkı da, mert'in çok sevdiği bi arkadaşı ona cd yapmıştı, lisedeydim, ben bi zamanlar asla sevdiğim şarkıları paylaşmaya kıyamazdım, ki hala öyle ama bu bilogu esas olarak kendime yazdığım için burada paylaşabiliyorum, neyse, mert'in de şarkılarını paylaşmaya kıyamayan bi arkadaşı vardı. ama ona bi cd yapmıştı işte, o da bana vermişti o cd'yi zira yalvarıp yakarmıştım, sakın kimseye söyleme sana verdiğimi demişti. neyse işte, o şarkıların içinde bu da vardı. ilk dinlediğimde bu ne be diyip sonrasında günlerce gecelerce dinlemiştim. hala sık sık, ama çok sık dinlerim. ha şimdi deseniz hangisi diye, sanırım do you want the truth or something beautiful derim.
Bir diğeri de şudur ki
bu şarkı da, mert'in çok sevdiği bi arkadaşı ona cd yapmıştı, lisedeydim, ben bi zamanlar asla sevdiğim şarkıları paylaşmaya kıyamazdım, ki hala öyle ama bu bilogu esas olarak kendime yazdığım için burada paylaşabiliyorum, neyse, mert'in de şarkılarını paylaşmaya kıyamayan bi arkadaşı vardı. ama ona bi cd yapmıştı işte, o da bana vermişti o cd'yi zira yalvarıp yakarmıştım, sakın kimseye söyleme sana verdiğimi demişti. neyse işte, o şarkıların içinde bu da vardı. ilk dinlediğimde bu ne be diyip sonrasında günlerce gecelerce dinlemiştim. hala sık sık, ama çok sık dinlerim. ha şimdi deseniz hangisi diye, sanırım do you want the truth or something beautiful derim.
Etiketler:
do you want the truth or something beautiful
Pazar, Mart 20
i've no time for later now!
şimdi burası benim kişisel bilogum ya, buraya dökülmek bana iyi hissettiriyor ya, bu çok güzel bişi işte. kişisel tarihimi yazıyorum hani adeta, ve bazen dönüşler yapıp okuyorum, nası saplanıp kaldığım problemlere bazen gülüyorum :) ha bazen de çok üzülüyorum kendime, napıcaksın. bak bu hataymış, bak bu güzelmiş, bak keşke bunu yazdım diye pişmanlıklar duymasaydım diyorum, sildiklerim var, artık silmem ama kalsın ne var ne yoksa, yaşadığım çirkinliklerle ben'im çünkü ben... bi şarkı dinliyordum ki, kişisel tarihimi boşu boşuna yazmışım dedim, çünkü hatun 4 dakika 11 saniye'de anlatmış zaten ne var ne yoksa, bundan sonra çizdiğim yol bu'dur. kendimi hiç hissetmediğim kadar iyi, hiç hissetmediğim kadar sakin, rahat hissediyorum.
kaygılandığım konular olsa da, dedim ki so let go, jump in, oh what you waiting for, it's alright cuz there's beauty in the breakdown. sonra bu şarkı çıktı karşıma, çok çok sevdiğim ipek'in dinlediklerinden.
oğ rayt!
kaygılandığım konular olsa da, dedim ki so let go, jump in, oh what you waiting for, it's alright cuz there's beauty in the breakdown. sonra bu şarkı çıktı karşıma, çok çok sevdiğim ipek'in dinlediklerinden.
oğ rayt!
Pazar, Mart 13
Cuma, Mart 11
bu da kardeşime gelsin!
canım kardeşim, tatlı miniğim, hayat boyu arkadaşım, bebeğim gelmiş. ben eve çıkmışım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)