helsinki turu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
helsinki turu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Haziran 2017 Cumartesi

FİNLANDİYA / Helsinki

Tallinn’e kadar gelmişken, bir günümü de Finlandiya’nın başkenti Helsinki’ye ayırdım.
Senato meydanı ve beyaz katedral

Helsinki’ye ilk gidişim 2004’te Stockholm’den bindiğim gemi ile olmuştu. Gemi dediysem bizim şehir hatları vapurları gibi değil, içinde alışveriş merkezi, havuzu, saunası, kumarhanesi olan çok katlı gemiler. Hani canım şu cruise adı verilenlerdenJ 5 yıldızlı otelden farkı yoktu. Zaten, o yolculuğumdan sonra bir daha böyle bir gemiye binemedim.


Tallinn Helsinki arasında yukarıda bahsettiğim tarzda büyük gemiler gidip geliyor ve bu gemiler iki şehir arasını 3 saate yakın bir zamanda katediyor. Bir de deniz otobüsü tarzında ufak katamaranlar var ki bunlar aynı mesafeyi 1 saat 45 dakikada alıyor. Zaten sabah gidip akşam geleceğim için ben deniz otobüsünü tercih ettim. Böylece Helsinki’de toplam 10 saatlik bir gezme sürem oldu. Günübirlik bilet 25 euro. Bu arada Tallinn’de büyük gemilerin terminali (Reissisadam) ile deniz otobüsünün terminali birbirinden farklı yerlerde. http://en.lindaline.ee/ 
Helsinki limanına yanaşır yanaşmaz 100 metre ilerideki pazar meydanına yürüdüm. Meydanın deniz tarafı aynı zamanda Helsinki’ye yakın mesafelerdeki adalara giden teknelerin ve turistik gezi teknelerinin kalkış yeri. İlk hedefim yarım saat mesafedeki Suomenlinna adasıydı. Bir deniz yolculuğundan inip başka bir deniz yolculuğunu tercih etmek biraz ilginç oldu ama fazla kalabalık olmadan Suomenlinna adasını aradan çıkartmak ve öğleden sonrayı Helsinki merkezde geçirmek en mantıklısıydı.


Suomelinna adası özellikle yaz aylarında Helsinki’nin en çok tercih edilen yerlerinden birisi. Öyleki bu adaya yaz sezonunda 15-20 dakika aralıklarla tekneler kalkıyor. Tekneler Suomellinna’dan önce yapılaşmanın nerdeyse hiç olmadığı iki adaya daha uğruyor ve isteyenler bu adalarda da zaman geçiriyor. Ben zamanım kısıtlı olduğundan sadece Suomellinna’yı gezdim. Adayı bu kadar gezilesi kılan ise 1700 lü yılların ortalarında bu toprakların sahibi olan İsveç tarafından yaptırılan Baltık denizindeki en büyük deniz kalesine sahip olması. Ben de adaya varır varmaz turizm bürosundan edindiğim bir harita yardımıyla adanın önce güney sonra kuzeyini dolaştım. Harita üzerinde oluşturulmuş olan yürüyüş rotasını takip ederek Ruslara karşı Helsinki’nin savunması için yaptırılan kaleyi ve diğer tarihi binaları görmek mümkün. Adaya ulaşım bileti gidiş dönüş 7 euro. Kaleyi gezmek ücretsiz.

Suomellina kalesi Rusların denizden saldırılarını engellemek için yapılmış.
Pazar meydanı hediyelik eşya satıcılarının ve sokak restoranlarının bulunduğu fazlaca büyük olmayan bir meydan. Adadan Helsinki’ye dönünce bu meydanda kurulmuş olan yemek tezgahlarından birinde somon balığı yedim ve Helsinki’yi gezmeye başladım. Burada somon balığı aynı ikeadaki gibi servis ediliyor.

Uspenski katedral
Helsinki’de görülmesi gereken 3 kilise var. Bunların birisi zaten bu şehrin gayri resmi simgesi olmuş Lutheran katedrali ki farketmemek imkansız. Bu katedrale beyaz katedral de deniyor. Önünde bulunan senato meydanı ile birlikte hoş bir görüntü oluşturuyorlar. Ancak dışından bu kadar güzel görünen katedralin içi bana aynı hisleri yaşatmadı.
Beyaz katedrale ve pazar meydanına yakın bir mesafede kubbelerinden Rus ortadox mimarisi olduğu anlaşılan Uspenski katedrali bulunuyor. Kubbeleri 22 ayar altınla kaplanmış olan bu katedral batı avrupa’daki en büyük ortadox katedrali.

Kaya kilise
Görülmesi gereken diğer kilise olan Kaya kilisesi meydana 2.5 kilometre mesafede. Helsinki’nin ana caddeleri üzerinden yürüyerek ulaştığım bu kiliseye 2 numaralı tramvay ile de gidilebiliyor. Kilisenin ilginçliği bir kayanın oyularak içinin kilise haline çevrilmiş olması. Tavanı tamamen bakırla kapatılmış ve farklı bir akustik oluşturulmuş. Kiliseye giriş için 3 euro alındığını görünce girmekten tam vazgeçmiştim ki üst kattan inen birilerinin olduğunu görüp bende merdivenlerden yukarı çıktım. İlginç bir şekilde üst kata ücret ödemeden çıkılıyor. Gördüğünüz göreceğiniz en iyi kilise manzarası da zaten burada. Yani olurda yolunuz düşerse boşu boşuna para ödemeyin.
Kiliseden dönüş yolunda plansız bir şekilde Helsinki’nin kalabalık caddelerinde dolaştım. Alışveriş merkezleri,yüksek binalar,trafik burada da yoğun bir biçimde var. Ancak şehrin kalabalık caddelerinden sadece birkaç sokak uzaklaşınca karşıma büyük parklar çıktı. Şehir planlanırken yeşile ve insana gerekli önem verilmiş. Halk kendini parklara atmıştı ve sadece banklar değil çimenlerin üstü bile doluydu.
Akşam olmasına yakın pazar meydanında bir terasa oturup loungedan aldığım biramın eşliğinde güzel havanın ve deniz manzarasının tadını çıkardım. Kuzeyde olmanın bir avantajı da mayıs ve haziran aylarında güneşin çok geç batması.

Sonuç olarak, belki Helsinki görülecekler açısından çok zengin değil ancak Tallinn’e gelinmişse kesinlikle bir gün ayırılması gereken bir şehir.