Senato meydanı ve beyaz katedral |
Helsinki’ye
ilk gidişim 2004’te Stockholm’den bindiğim gemi ile olmuştu. Gemi dediysem
bizim şehir hatları vapurları gibi değil, içinde alışveriş merkezi, havuzu, saunası,
kumarhanesi olan çok katlı gemiler. Hani canım şu cruise adı verilenlerdenJ 5 yıldızlı otelden farkı yoktu. Zaten, o
yolculuğumdan sonra bir daha böyle bir gemiye binemedim.
Tallinn
Helsinki arasında yukarıda bahsettiğim tarzda büyük gemiler gidip geliyor ve bu
gemiler iki şehir arasını 3 saate yakın bir zamanda katediyor. Bir de deniz otobüsü
tarzında ufak katamaranlar var ki bunlar aynı mesafeyi 1 saat 45 dakikada
alıyor. Zaten sabah gidip akşam geleceğim için ben deniz otobüsünü tercih ettim.
Böylece Helsinki’de toplam 10 saatlik bir gezme sürem oldu. Günübirlik bilet 25
euro. Bu arada Tallinn’de büyük gemilerin terminali (Reissisadam) ile deniz
otobüsünün terminali birbirinden farklı yerlerde. http://en.lindaline.ee/
Helsinki
limanına yanaşır yanaşmaz 100 metre ilerideki pazar meydanına yürüdüm. Meydanın
deniz tarafı aynı zamanda Helsinki’ye yakın mesafelerdeki adalara giden
teknelerin ve turistik gezi teknelerinin kalkış yeri. İlk hedefim yarım saat
mesafedeki Suomenlinna adasıydı. Bir deniz yolculuğundan inip başka bir deniz
yolculuğunu tercih etmek biraz ilginç oldu ama fazla kalabalık olmadan Suomenlinna
adasını aradan çıkartmak ve öğleden sonrayı Helsinki merkezde geçirmek en
mantıklısıydı.
Suomellina kalesi Rusların denizden saldırılarını engellemek için yapılmış. |
Uspenski katedral |
Beyaz katedrale ve pazar meydanına yakın bir mesafede kubbelerinden Rus ortadox mimarisi olduğu anlaşılan Uspenski katedrali bulunuyor. Kubbeleri 22 ayar altınla kaplanmış olan bu katedral batı avrupa’daki en büyük ortadox katedrali.
Kaya kilise |
Görülmesi
gereken diğer kilise olan Kaya kilisesi meydana 2.5 kilometre mesafede. Helsinki’nin
ana caddeleri üzerinden yürüyerek ulaştığım bu kiliseye 2 numaralı tramvay ile
de gidilebiliyor. Kilisenin ilginçliği bir kayanın oyularak içinin kilise haline
çevrilmiş olması. Tavanı tamamen bakırla kapatılmış ve farklı bir akustik
oluşturulmuş. Kiliseye giriş için 3 euro alındığını görünce girmekten tam vazgeçmiştim
ki üst kattan inen birilerinin olduğunu görüp bende merdivenlerden yukarı çıktım.
İlginç bir şekilde üst kata ücret ödemeden çıkılıyor. Gördüğünüz göreceğiniz en
iyi kilise manzarası da zaten burada. Yani olurda yolunuz düşerse boşu boşuna
para ödemeyin.
Kiliseden
dönüş yolunda plansız bir şekilde Helsinki’nin kalabalık caddelerinde dolaştım.
Alışveriş merkezleri,yüksek binalar,trafik burada da yoğun bir biçimde var.
Ancak şehrin kalabalık caddelerinden sadece birkaç sokak uzaklaşınca karşıma
büyük parklar çıktı. Şehir planlanırken yeşile ve insana gerekli önem verilmiş.
Halk kendini parklara atmıştı ve sadece banklar değil çimenlerin üstü bile
doluydu. Akşam olmasına yakın pazar meydanında bir terasa oturup loungedan aldığım biramın eşliğinde güzel havanın ve deniz manzarasının tadını çıkardım. Kuzeyde olmanın bir avantajı da mayıs ve haziran aylarında güneşin çok geç batması.
Sonuç olarak, belki Helsinki görülecekler açısından çok zengin değil ancak Tallinn’e gelinmişse kesinlikle bir gün ayırılması gereken bir şehir.