Oscar'a her ne kadar çok fazla itimat etmesem bile, hak edenin hak ettiğini tam anlamıyla bulamamasına rağmen hâlâ en prestijli sinema ödülleri olarak varlığını koruyor. Bu sebepten ötürü, tören yaklaştıkça yavaş yavaş aday olan filmleri aradan çıkarıyorum ben de. Bu sene üç adaylıkla törende kendine yer bulacak filmlerden Tinker Tailor Soldier Spy. Her ne kadar casus filmleri -James Bond serisi dahil- çok fazla ilgimi çekmiyor olsa da iyi örnekleriyle karşılaştığımız bir tür. Nitekim oyuncu kadrosunu duyunca izlemek için çok düşünmeye gerek kalmamıştı filmi. Bugün itibarı ile izledim ben de. Film ülkemizde henüz bu hafta vizyona girecek. 2011 yapımı olan bu filmi çok beğendiğimi söyleyemem.
Film kitaptan uyarlama bir senaryo. En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar'a aday gösterildi bu sene. Yönetmenliğini İsveçli yönetmen Tomas Alfredson yapmış ve Tinker Tailor Soldier Spy izlediğim ilk Alfredson filmi oldu. Oyuncu kadrosu ise oldukça dikkat çekici. Gary Oldman, Colin Firth, Tom Hardy ile başlayan liste, bu üç isimle yeterince dikkat çekici olmayı başarıyor zaten. Oldman, filmdeki rolüyle ilk defa Oscar adaylığı kazanmış durumda. Ne kadar şansı olduğu ise tartışmaya açık bir konu.
Soğuk Savaş dönemini anlatan film, İngiliz Gizli Servisi MI6'ten tasfiye edilmiş olan George Smiley(Gary Oldman)'in, servis içinde olduğu sanılan Köstebek'i bulmak için tekrar görevlendirilmesini konu alıyor.
Filmin, özellikle oyunculardan kaynaklı mutlak bir karizması var bu yadsınamaz bir gerçek. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, filmin sonuna kadar acaba bir şey olacak mı, bir şey kaçırdım mı tarzı sorular döndü aklımda. Film bittiğinde ise filmin ne kadar tatsız olduğunu anladım. Hani baharatı unutulmuş yemek benzetmem vardır ya benim filmler için, o tarz değil ama film sanki genel olarak başarılı olmamış gibiydi. Bir casus filmi için fazla durağandı bence. Birçok yerinde ister istemez sıkıldım, hatta uykum geldi. Oyuncuların, özellikle Gary Oldman'ın bu kadar faktör olduğu bir yapım olmasa, muhtemelen ilk saatin sonunu görmeden bırakırdım izlemeyi.
Gary Oldman'a gelince, yıllardır neden Oscar'a aday gösterilmediği konuşulur hep. Hatta bu filmden sonra bir çok yerde "Nihayet" ya da ona benzer yorumlar görmeniz mümkün. Kendi fikrimi söylemem gerekirse, sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Colin Firth gibi bir oyuncuyu bile gölgede bıraktığını çok rahatlıkla söyleyebilirim. Leon'un psikopat polisi, Batman'in görevini en iyi şekilde yapan polis şefi gibi rollerden sonra(iki filmde de polis olduğuna bakmayın, izleyenler ne kadar farklı karakterler olduğunu çok iyi bilir), gizli servise ait bir ajanı da son derece başarılı canlandırdığını düşünüyorum. Oscar'ı kazanır mı bilinmez ama adaylığı sonuna kadar hak ettiği kanaatindeyim.
Filmin bizim için önemli olan bir diğer detayı ise, bir kısmının İstanbul'da geçiyor olması. Tom Hardy'nin Türkçe konuştuğunu görmek oldukça keyifliydi.
Film için çok beğendim, başarılıydı, mutlaka izleyin tarzı şeyler söyleyemem size. Ama ne olursa olsun -en azından kadronun hatırına- izlenmeyi hak ediyor. Her şey bir yana, Gary Oldman'ın performansını görmek için bile iki saatinizi ayırmaya değer. Tinker Tailor Soldier Spy, bakalım Oscar Gecesi'nde bir sürprize imza atabilecek mi? Bekleyip göreceğiz.