bellek oyunu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bellek oyunu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

HAYAT: BELKİ DE BİR BELLEK OYUNU

Durdu yatağımın başında
Yaldızlı çarıklarıyla beni uyandırdı tan
Sordum kendime
Elinden ne vermek gelir her şeyi olan birine?
Hayat! Bir gün! Anımsama..
Hayat sadece bir bellek oyunu aslında..



Bi sabah gözlerimi açtım, yanımda bir adam bana bakıyor kocaman gözleriyle.. Korktum! Çektim yorganı başıma kadar. Sımsıkı yumdum gözlerimi.. Kan basımcım asansör gibi indi çıktı, çıktı-indi. Soluğum neredeyse durmak üzere. Neredeyim? Bu adam kim? Ben kimim? Sonra ayaklarımı fark ettim. Çok soğuktu! Derken sımsıcak bir ses yankılandı kulağımda. Sevgilim korkma! Bu sabah saat 7.30 da doğdun.. Bu günlük örümüz uyuyuncaya kadar sürecek.. Sonra elimi tuttu. Bir resim gösterdi. İkimizin resmi! Gözleri öyle güzel ki. Usulca eğilse dudaklarıma bi öpücük kondursa. Sözlerde öyle cömert ki. Sevgilim diyor! Canım, bitanem!

Sonra içeriden bir ses geldi. Anne! Ben anne miyim? dedim. Aşkım dedi. O Deniz! Bizim bebeğimiz. Benim mavi tadında bir bebeğim mi var! Üstelik adı DENİZ! Benim bebeğim! Düşlediğim, yüreğimde büyüttüğüm Deniz’im! Ben bu adamı ve Deniz’i anımsamıyorum.. Yaşam! Öyle hüzünle baktım ki yüzüne beni çok seven adamın. Geldi. Usulca dudaklarıma değdirdi dudaklarını. Bu yabancı bir dokunuş değildi. İçinde tanıdık bir huzur vardı. Elimi tuttu. Bu bir hastalık dedi. Üzülme! Her gün yeniden ilk sefer gibi sevişiyorum seninle. Öyle çocuksun ki. Sesini dinliyorum. Benim kadınımsın biliyorum. Yanımdasın. Her gün seni kendime aşık ediyorum. Bütün yaşanan olumsuzlukları siliyor bu hastalık. Çünkü sen her sabah bana doğuyorsun kollarımda! Ve her gece sevişerek uyutuyorum seni. Aşk beni hem sahipli hem de özgür kıldı seninle. Her an yanındayım. Seninim! Seninleyim! Korkma.. Sakın korkma..

Gürül gürül geliyordu adam! Kocammış. Nasıl da güzel dokunuyor. İçim titriyor her bana baktığında. Çıplak ayakların gene dedi.. Kucakladı beni.. Seni yıkayacağım! Ruhumda kelebekler uçurtan kadınsın.. Başladı ilk nerede tanıştığımızı anlatmaya. Bana aldığı ilk hediyeyi gösterdi sonra.. Bir küpe! Turkuaz taşlı bir küpe. Teki ben de teki ondaydı! İlkini bana ikinci görüşmemizde vermiş.. İkincisini ilk seviştiğimizde takmış. Sabahsa onu benden almış, kulağına takmış.. Senden aldığım tek somut parça bu olsun demiş.. Bu adam sevmeye kıyılır mı! Bu adama dokunulur mu! Benim kocammış! Usulca suya soktu beni.. Şimdi dedi sadece izin ver su sana yaşamı anımsatsın! Her damlayan su aslında yüreğinden geçen yaşam.. Ben buradayım.. Adın ne dedim.. İçi buruldu hissettim! Sevgilim dedim! Sımsıkı sarıldım ona.. Tüm yaşamı kucaklar gibi.. her şeyi unutsan da, belleğin sana oyunlar oynasa da insanlığı unutmuyorsun dedi.. Gözlerinde yaşlar vardı.. Seni seviyorum dedim! Seni seviyorum.. Elbiseleriyle çektim onu suyun içine.. Sarıldım! Seni çok seviyorum dedim.. Bugün yoğun çalışacaksın dedi.. Bi yandan anlımı, boynumu, yanaklarımı öperken.. Dur dedim! Çok şaşırdı! İşe gitmeyelim! Ben zaten hiçbir şey anımsamıyorum! İzin ver bu sabah işe gitmeyelim. Ben yalın ayak kahvaltı hazırlayayım, sen bacaklarımı seyret.. Oğlumla koşup oynayayım. Ben bisiklete binmeyi biliyorum! Hayır dedi.. Sen sadece araba kullanırsın! Bi gün öğretir misin dedim! Olur dedi.. Ama unutacaksın! Olsun dedim.. Sen yanımdasın! Yaşamayı bana anımsatırsın. Hızla çekti beni kendine.. Yaşaman sensin çocuk dedi. Seninle bende her sabah doğuyorum! Yeni güne başlıyorum.. Seninle!

Sonra beni yine kucakladı.. Bi bebek gibi giydirdi. Boynuma muskaya benzer bir şey astı. Burada adresler yazılı.. Acil zamanlarda arayacağın numaralar. Annen ve baban! Abin! Benim ailem de vardı! Sonra elimi tuttu yatağa oturduk! Aşkım dedi.. Usulca.. Bu sinsi bir hastalık.. Sana her sabah kim olduğunu anlatıyorum.. Gözlerine baktım! Ne söylerse söylesin!

Bu masal ya da rüya da olsa bu adam öyle harikaydı ki.. Sesi sardı yüreğimi.. Çok yakışıklıydı! Çok şefkatliydi! Çok insandı.. Onu dinlemediğimi düşlere daldığımı hissedecek kadar beni tanıyordu! Bi şiir mırıldandı beni kendime getirdi.. Ama onu dinlemedim yapıştım dudaklarına.. Seviştik.. Deli gibi! Ruhum adama teslimdi! Adam usulca hücrelerime nüfuz etti.. Seni seviyorum! Seni seviyorum..

Anne! Anneydim! Deniz diye seslendim. Kıvırcık saçlı, sarışın bi oğlan çocuğu geldi yanıma.. Sarıldı bana.. Bana masal oku dedi.. Peki dedim.. Alice ne dersin dedim yok Küçük Prensi anlat dedi.. Sensin benim Prenssim dedim! Hızla onu döndürmeye başladım! Kahkahalarımız tüm evi sardı.. Anneydim! Sonra yaşlıca bir kadın sesleniyordu.. Hiç aldırmıyordum. Geldi popoma vurdu! Çocukken de böyleydin. ASİ! Duymazdın oyuna dalınca. Oğlun da senin gibi. Okyanusun içindeki yunus balığı! Şey siz annemisiniz dedim.. Gözünden yaş aktı.. Seni ben büyüttüm.. Annen değilim. İnci ben! İkinci annen! İncim benimmmmmmm! Gül kokulu kadınım dedim.. İkinci annem. Sarıldım. Gözündeki yaşı sildi.. Adım ne benim dedim? Sahi adım ne?

Adam geldi.. Sevdiğim kadın adın yetmez mi dedi. Oğlumuzu kucağına aldı yürümeye başladık. İnci’ye el salla Deniz dedi.. Yürüdük. Sen dedi üç yıldır böylesin. Nörolojik bir hastalığın var. Ömrümüzü böyle sonlandıracağız. Her gün sana seni anlatacağım! Her gün ilk sefer ki gibi sevişeceğiz. Sadece Deniz büyüyecek. Sen bazen çok ağlarsın bu saat 5 sularında olur güneş giderken. Oğlumu anımsamıyorum diye! Bana bakıp içini geçirirsin. Ayrıl benden dersin! Senden nasıl gidilir be kadın! Ne şanslı adamım ben! Her gün aşık olduğum ve sadece bana uyanan bir karım var. İkimizi yaşıyorum, ikimiz için anımsıyorum! İkimiz için yaşamı depoluyorum..

Hayat sadece bir bellek oyunu! Sadece seni seviyorum! Sakın iyileşme.. Ben ikimiz için hayatı bir günlük yaşıyorum dedi! Sustu..

Tüm yaşama yabancı olmak diye düşündüm. Bi günde geçmişi unutmak. Her gün biraz daha yakın! Ama her gün biraz daha uzak! Her gün silinmiş bir hafızayla yaşama adım atmak. Ve bir adamın kollarında hayatı solumak! Sana doğdum, seninle yaşadım ve kollarında öldüm.. İlk kez sevişir gibi sevişmek her gün.. Seninle! Her günü ilk gibi yaşamak.. Yaşam bir bellek oyunu belki de.. Her gün soyunduğumuz ama giyinmeye zaman bulamadığımız bir oyun! Kocam! Oğlum! Hayatım! Hepsini bir günde yaşamak.. Doğrudur unutmak bizi şimdiki zamana getirir! Yeniden başlama fikrini kabul eden kişinin sona erme fikrini de kabul etmesi kaçınılmazdır. Kendini unutmak! Durmadan yinelenen şeylerin esiri olduğunu unutmaktır belki de.. Mutluluk yaşamın içinde saklı.. Mutluluk sende saklı.. Bırakma beni! Sakın!
Elini tuttum o anda iki sevdiğim adamın..
Yola koyulduk!
Yelken açtık yüreğimize..
Tek günlük ömrümüze..

Fotoğraf: Özgür Çakır

http://www.fotokritik.com/kullanici/ozgurcakir/portfolyo/