Tuesday, October 10, 2006

Pırasa Köftesi Ve Geçmişe Özlem


Pırasa Köftesi ile tanışmam, 79-80 li yıllara gider. Kanlıca'da oturuyoruz, yeni evliyiz ve ben, Kanlıca'da bir banka şubesinde çalışmaya başlamışım. O yıllar şimdiki gibi değil, tepelerdeki o çirkin siteler yok, her yer koru ve orman. Sadece, sahildeki yalılar, cadde üstündeki evler ve dükkanlar, arkadaki 3-4 sokaktaki evler var. Dolayısıyla herkes birbirini tanıyor. Tv'deki  mahalle dizilerindeki benzer olayları yaşıyoruz. Manav Halit, Alboran Lokantası,
Büfeci Necla ve Kemal Sert, 1 kuru yemişçi, 1 eczane, 1 pastane, 1 sağlık ocağı, iskeledeki 2 çay bahçeesi, 1 yoğurthane, 2 banka şubesi. Tüm esnaf ve işyeri bu kadar.

Sonra, ilk müdürüm Zülal Hn, şubeye geldiğimizde, bizi sabaha karşı tuttuğu lüfer veya kofanalarla karşılayan gişe yetkilimiz Recep, anneciğinin kırlangıç balığından yaptığı nefis köfteleri getiren Özgül.

Şubenin üstündeki dairesinde, pencere kenarında oturup, yanan yalısınının enkazını ve denizi seyreden İstanbul beyefendisi rahmetli Kadri Cenani Bey,
İlk bebeğimiz olduktan sonra öğlenleri eve giderken elime, yeni sağılmış, sıcacık bir şişe süt tutuşturan rahmetli, Kanlıca Yoğurtlarının sahibi Hüseyin Ersen Bey,
İlk defa waffle makinesini onda gördüğüm, yapmasını öğrendiğim Ayşe Hn.

Veeee, bize sık sık yaptığı nefis pırasa köftelerini getiren yine bir İstanbul hanımefendisi rahmetli Nevin abla..
Hepsi anılarımda çok güzel yerlerdeler. Yaşayanlara sağlık, başka diyarlara göç edenlere rahmet diliyorum.

Nevin Abladan öğrendiğime göre pırasa köftesi eski bir İstanbul yemeğiymiş. Yapılışı basit, yalnız, bol maydanoz konulmalı ve pırasanın yarısı kadar kıyma kullanılmalışmış. Onun anlatımı ve benim ölçülerimle işte yapılışı:

1/2 kg pırasa
-250 gr kıyma
-1 demet maydanoz
-1 yumurta
-1 büyük haşlanmış patates
-Galeta unu, tuz ve baharatlar(ayrıca yumurta)

Pırasalar yeşil ve beyaz kısımlar dahil, küçük doğranıp kendi suyu ve tuz ile haşlanır. Bıraktığı su iyice çektirilmeli veya süzülüp, çorbada kullanılmalı.
Pırasa ve patates blenderdan geçirilir, yeteri kadar galeta unu ve diğer malzemelerle köfte yoğurulur. (Bu ölçüden 30 tane çıkıyor). Önce galeta ununa sonra çırpılmış yumurtaya bulanıp sıvı yağda kızartılır.

Çocukların da severek yedikleri bu köfte sıcak veya soğuk olarak ikram edilir.
Afiyet olsun!..

Saat 12.30 Biraz önce Deniz yorum bırakmış. Bu yemek Sefarad mutfağının sevilen bir yemeği. Halbuki elimdeki Sefarad mutfağına ait kitapta da vardı. Unutmuşum. Bu hususu belirteyim dedim...

27 Comments:

Anonymous Anonymous said...

Istanbul hanimefendisi olmadigim icin olsa gerek duymamisim pirasa koftesini:) Pirasadan yapilan Mucver gibi sanirim ...
Henuz burada hic pirasa denemedim(durust olmak gerekirse markette gormedim bile,ama varmis oyle duydum). Cok guzel bir alternatif olur hic suphesiz...
Elinize saglik

11:12 PM  
Blogger munevver said...

Aşkolsun Lamacığım.Şimdi öyle insanları görmek zorlaştı.Hayat şartları diyelim..Böylece benim de ne kadar eskidiğimi gördün:)
Evet Lama mücvere benziyor,ama haşlanmışı ve kıymalısı.Pırasa bulursan denemeni öneririm.Epey de bereketli oluyor.Sana İstanbuldan sevgilerimi yolluyorum..

11:26 PM  
Blogger tata said...

Sevgili Münevver, bizim evde sik pisen bir köfte bu. Ertesi güne kalirsa da annecigim salcali bir sos hazirlardi tekrar isitmak icin. Apayri bir yemek cikardi ortaya. Benim oglanlardan pek ertesi güne kalmiyor ya simdi...of of gittik yine gerilere!

11:53 PM  
Blogger munevver said...

Tatacığım,eskiden beri yapılırmış bu yemek,annen de o yüzden biliyordur.Mutfaklarımız benziyor senle..Aynen senin gibi ertesi güne pek kalmıyor ama salçalı sosu ben de deniyeceğim.Sağol arkadaşım...

12:14 AM  
Blogger Hülya YILMAZ said...

pırasa köftesini duymamıştım. acaba bizim evdeki etoburlar yerler mi? onlara yemek beğendiremiyorum.
yine de deneyeyim.

12:19 AM  
Blogger elcinin_mutfagi said...

Merhabalar yazini büyük bir zevkle okudum ne kadar güzel yazmissin..Pirasa köfteside ayri bir güzel görünüyor cok degisik geldi bana da ve eminim tadida cok güzeldir mutlaka pirasayi bir gün böyle degerlendirecegim:)ellerine saglik.

1:12 AM  
Blogger Deniz said...

Merhabalar, Pirasa koftesi seferad yahudilerinin belki de en bilinen yemegidir. Istanbul yemegi olarak bilinmesinin sebebi seferad yahudilerinin agirlikli olarak istanbul'da yasamasi sanirim. Babannem kosere (yahudilerin bir kismi et urunleri ve sut urunlerini ayni anda tuketmezler, buna da koser denir)uygun olmamasina ragmen pirasayi sutle pisiriyor, bu da kofteyi daha lezzetli yapiyor. Artan kofteleri de ertesi gun sicak et suyuna atarak isitmak adettendir bildigim kadariyla.

1:57 AM  
Blogger munevver said...

Hülyacığım bizim et severler seviyor,umarım seninkiler de yer.

Elçinciğim,lezzetli bir köfte oluyor.Senin minik de yer tahmin ediyorum.

Yorumunuz için teşekkürler,sevgiler..

2:27 AM  
Blogger munevver said...

Sevgili Deniz,haklısın,o hususu unutmuşum,halbuki bu yemeğin,Sefarad mutfağının bilinen yemeği olduğunu biliyorum.İstanbulda yaşadıklarından kültürler karışmıştır mutlaka.Hemen posta not düşeyim..

Sütle pişiriliyor olması çok ilginç.Sık sık yapıyorum bu yemeği.Bir daha sütle haşlıyacağım.
Çok teşekkür ediyorum,ziyaretin için,Sevgiler....

2:32 AM  
Blogger Evren Yasa said...

oldukca degisik bir tarif, ben cok severim pirasali tarifleri, denemek lazim diyorum, ellerine saglik, tabagi cok guzel suslemissin.

2:56 AM  
Blogger Papatya said...

Denizin dedigi gibi ben de Sefarad yemegi olarak biliyordum, pirasali kofteyi. Pirasanin bildik yemegine burun kiviranlara pirasayi bayila bayila yedirecek kadar guzel bir tarif. Biz cok severek yapiyor ve yiyoruz :) Ellerine saglik Munevvercim :)

5:42 AM  
Anonymous Anonymous said...

Munevver'cigim susuz, tuz ile nasil haslaniyor, biraz aciklar misin? Uzerine tuz serpip, yikarken uzerlerinde kalan su ile kendi buharinda mi pisecek yani?
Sevgiler,

5:43 AM  
Blogger munevver said...

Evrenciğim,teşekkür ederim.İstersen dene...

Papatyacığım,evet Sefarad mutfağına ait,ama bu hususu yazmayı unuttum,sonra ilave ettim.Tadını biliyorsun sen,ne kadar güzel değil mi?

Zinnurcuğum,aynen öyle..Pırasa kendi suyuyla hafif ateşte haşlanıyor.Epey de su bırakıyor sonra,onun için su koymaya gerek yok.Zinnurcuğum,beğeneceğini umuyorum,bilmeyenler ne olduğunu bir türlü anlamıyorlar.Lezzetli ve bereketli bir köfte....

Hepinize teşekkürler,sevgiler İstanbuldan....

5:59 AM  
Blogger Damak Tadı said...

Sevgili Münevver'ciğim,
Ben Sevda (S.KARACA)ablamda ilk yemiştim ve çok hoşuma gitmişti.Senin yayınlamış olduğun bazı yemekler ondan aşina bana.Çok güzel olmuş canım ellerine sağlık.Sen ne yaparsında olmaz,suyu bile kaynatıp sunsan o bile çok tatlı olur elinden,mutfağından.Geçmişle ilgili anlatımın ve özlemin inan çok güzeldi.Keşke o günlere,o mahallelere ve insanlara dönüşümüz olabilseydik ne iyi olurdu.Tekrar teşekkürler tatlım,ellerine gönlüne sağlık.Sevgiyle kal..

7:07 AM  
Blogger munevver said...

Gülcüğüm,çok teşekkür ederim sana.Mahcup ediyorsun iltifatlarınla..Sevda Hn.da bir kez yorum bırakmıştı.Çok memnun olmuştum.Selamlarımı söyle ona,sana va annene selam ve sevgiler..

7:23 AM  
Blogger vintage biscuit said...

pirasayi cok sevdigimden her tarifine bayilirim ..
ellere saglik

10:59 AM  
Blogger munevver said...

Kerevizden sonra,pırasanın da her türlüsünü seven birisi daha var ,benim gibi, ne güzel...Teşekkür ederim Biscuit.....

11:37 AM  
Blogger Bocuruk said...

Sevgili Münevver,
Ne kadar isterdim o mahalleler hep kalsın ama şimdi otuzküsür daireli apartmanda bile tanımadığımız bir sürü insan olduğu gibi, karşılaşınca çoğu selamı esirgiyor. Pırasa köftesi hiç yemedim. Çok güzel bir tarife benziyor. En kısa zamanda denemek istiyorum. Ellerine sağlık :)

12:27 AM  
Blogger munevver said...

Sevgili Bocuruk,ben sana yazarken,sen de bana yazıyormuşsun meğer.Tanıştığımıza memnun oldum.
Evet,güzel bir köfte oluyor.Senin kızlar da beğenir umarım.Bizimkiler küçüklükten beri severek tüketiyorlar.Sağol yorumun için..

12:50 AM  
Blogger Dilek'ce said...

Münevver, eline saglik gecen yil ben de karideslini yapmsitim pirasa köftesinin. Karides seviyorsaniz ve hatiralarindan uzaklastirmayacaksa bir de öyle dene derim:) Bu tarifi görünce bugün bizim menümüzde köftesi yok fakat zeytinyaglisi var pirasanin;)

9:26 AM  
Blogger Zeynep M. TÖRE said...

Munevver abla, keske yine o 80 li yillara geri donebilsek, ulke olarak. Hersey degisti o gunden bu gune, dostluklar paylasimlar yiprandi degilmi?
Cok severim ben pirasa koftesini, bir ara oyle cok yapardim ki, bana soruyorlardi arnavutmusun diye, nedense pirasayi arnavutlara yakistiriyorlar, halbuki gecenlerde tv de bir programda inceledim, arnavutlar pirasaya hicde duskun degillermis, hatta arnavut cigerinden bile haberleri yokmus ne ilginc degilmi?
Sevgilerimle opuyorum seni.

10:01 AM  
Blogger munevver said...

Dilekciğim,seninki de ilginç olmalı.Yemeğe meraklı bir gençken öğrendiğim bu köftenin yeri bende başkadır...Pırasanın z.yağlısı da ne güzel olur..Afiyet olsun size..

Zeynepciğim,evet ben de duymuştum.Arnavut ciğerini bilmezlermiş.Ama pırasa ve kabak böreğini güzel yapıyorlar.

Yorumlarınız için teşekkürlerim ve sevgilerimle......

11:30 AM  
Anonymous Anonymous said...

münevverciğim,
bizde de yapılır vede çok sevilir sanki kabaktan daha hafif mi oluyor ne? Sütle karıştırnca ne gibi bir etki yapıyor acaba merak ettim hafifletmek içinmi nede olsa pırasa soğan türünden yoksa iyi pişsin diye mi?.Ben soya kıymasıyla bir deneyeyim paylaşım için çokk teşekkürler.
Sevgilerimle

8:56 PM  
Blogger munevver said...

Candancığım.Sütle haşlamayı ben de yorumlardan öğrendim.Ama zaten haşlanırken suya pek ihtiyaç olmuyor.Sebze kendi suyuyla pişiyor.Belki sütle de kuvvetli ateşte iyice çektirerek olabilir.Evet sen soya kıyması ile dene istersen.Öpüyorum.

10:28 PM  
Anonymous Anonymous said...

Münevver Hanım,Merhaba
Tarifinizi hemen bugün denemek istiyorum size sormak istediğim bir şey var bu köfteyi kızartmadan fırında yapsam nasıl olur ?
Fikriniz benim için önemli.
Sevgiler
Deniz

12:15 AM  
Anonymous Anonymous said...

Biz Selanik asıllıyız. Bizim evde de pişerdi ve çok severdim. Ancak kuru olmazdı bizde ki. Tata'nın dediği gibi salçalı ve hafif ekşili bir sosu olurdu. Çocukluğumdan unutamadığım tatlardan. Bir de öyle patlıcan köftesi vardı, o da süper olurdu..

4:09 AM  
Blogger munevver said...

Deniz, yorumunuzu geç farkettim. Özür dilerim. Fırında hiç denemedim. Ama olur herhalde. Yumurtaya bulamadan denemek lazım. Teşekkürler.

İsinsiz arkadaşım, aslında bu yemek bir Musevi yemeği. Farklı kültürlerde de yapıldığını gördüm. Bir kez Tata'nın dediği gibi soslu yaptım O da hoşumuza gitti. Ziyaretiniz için teşekkürler.

Hoşça kalın.

4:33 AM  

Post a Comment

<< Home