Sabahın körü. İstanbul hareketli. İstanbul geceden kalma...
İş yolunda onlarca insan, kaldırımların artık dar geldiği bir şehrin çalışanı olan onca insan!
Adım üstüne adım eklenirken,
nota üstüne nota biniyor ve
duygular midede bulantı -bile isteye!
-sonra-
2:53'de gitar solosuyla zirveye dayanıyor her şey!
Ceylan mırıldanıyor,
Cenk coşuyor,
Ceylan 3:30'da Cenk'e bakıp gülümsüyor;
hepimiz Cenk'e bakıp gülümsüyoruz.
-bizler-
O odada oturmuş izliyoruz.
O odada oturmuş müziğe karışıyoruz ve
şehrin tavanı aniden genişliyor.
2 yorum:
Luna! Uzun zamandır, yokum buralarda. Bloga girince ilk aklıma gelen senin blogun oldu.. Ve Ceylan Ertem'i o kadar çok dinliyorum ki şu sıra. Yine aynı güzelliklere bakmışız, iyiki.
Hoş kal..
:)
Sevgili Düşlem,
Ben de uzun zamandır yazamıyorum.
Ama olsun, eski güzel insanlar zaman zaman uğruyor kıyılarına blogumun. Temelleri sağlam bir blog yoldaşlığı olmuş belli ki...
Ceylan Ertem ise... Ah! Nasıl da hoş.
Güzel kal,
Luna.
Yorum Gönder