Oyunun yöneticileri, o pek kutsal “ekonomik büyüme”lerinin motorunu sakatlamadan, çalışmanın yanı sıra “eğlenme”nin kişiyi özgürleştirici değerlerine yer veremezlerdi, ama eğlenceyi pazarlamayı doğrusu pek iyi becerdiler.
Onların “ne pahasına olursa olsun büyüme” diyen iş mantığı, sahici bir çevrebilim mantığına sahip çıkmalarına imkan vermiyordu, ama onlar çevre kirliliği ile mücadeleyi ekonomilerinin gelişip serpilen bir dalı haline getirmeyi iyi becerdiler.
Cinsel özgürlük, erkeğin hegemonyasını tartışma konusu yaparak, sistemin dayanaklarını sarsabilirdi, işte bu nedenle; iktidara bir zararı dokunmayan, yazılı e film halindeki müstehcenliğe izin verme politikası güdüldü.
-Roger Garaudy, Yaşayanlara Çağrı'dan-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder