istanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
istanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İstanbul’un Kuzey ormanları içinde yer alan şehrin nefes alınabilecek doğayla iç içe önceden halkın ücretsiz kullanımına açık olan Mehmet Akif Ersoy Tabiat Parkı, günümüzde Lifepark ismiyle kurulan işletmenin kontrolü altında. Daha önce birçok konser, festival ve etkinliğin düzenlendiği yerde Lifepark işletmesinin devralmasıyla birlikte kurulan konser alanında oturabileceğiniz yerler de inşa edilmiş.
Kır düğünü, piknik organizasyonları ve mangal partilerini düzenleyebileceğiniz yer Belgrad Ormanı’nın kenarında yeşilliklerin içerisindedir. Parkorman olmaya aday bir yer gibi görünen Mehmet Akif Ersoy Mesire Yeri, özellikle bahar aylarında okulların piknik etkinliklerinin düzenlediği gözde yerlerden. Ulaşımın kolay olmasının bir başka çekici nedeni olduğu Mehmet Akif Ersoy Tabiat Parkı’na gitmek için özel aracınızla Maslak’tan Hacıosman’a gittiğinizde Bahçeköy yoluna girip Atatürk Arboretumu’nun bulunduğu sapağa gelmeden, Bahçeköy merkezden kemerlerin altından Sarıyer’e doğru döndüğünüzde 1 kilometre ötede sağdaki girişe girmeniz gerekmektedir. 
Diğer bir yol olarak sahil yolundan Çayırbaşı’na gelip Bahçeköy yolunu takip ederek, Bahar Country’i geçtikten sonra sağda bulunan Mehmet Akif Ersoy Tabiat Parkı’na gidebilirsiniz. Toplu taşıma araçlarını kullarak HAcıosman metro durağından hareket eden 42HM numaralı otobüslere binerek 15 dakika sonra mekanın hemen kapısının önündeki İETT Sular Durağı’nda inebilirsiniz. Mehmet Akif Ersoy Mesire Yeri mangal yapabilme imkanını sunması sebebiyle güzel günlerde oldukça rağbet görmektedir. 
Sarıyer’deki mesire yerlerinin başında gelen Mehmet Akif Ersoy Piknik Alanı’nda onlarca ve yüzlerce yılı devirmiş ağaçlar da bulunmaktadır. Ziyaretçileri her yerde olduğu gibi çevreyi koruma adına pek uğraşı vermemesi sebebiyle biraz çevre kirliliği gözlenebilir. Organizasyon ve etkinlik düzenlemek için şehre bu kadar yakın olan yer tercih edilebilir.
Mehmet Akif Ersoy Mesire Yeri
23:00

Mehmet Akif Ersoy Mesire Yeri

İstanbul Avrupa Yakası’nın en ünlü Karadeniz Pidesi yapan mekanlarından biri olan Pide Ban, ilk olarak 1977 yılında Sarıyer’de kurulmuş olup, Çayırbaşı ve Maden semtlerinde de hizmet vermektedir. Şehirdeki müdavimleri İstanbul’un Sarıyer ilçesine pidelerini yemek için bu mekana gelebilmektedir.
Karadeniz Pidesi denildiğinde yenilebilecek yer olarak akla ilk gelen mekanlardan biri olan Pide Ban Sarıyer, pidelerinin tadına bakarları lezzetiyle büyülemektedir. Hamur ve malzeme dengesi tam kıvamında olan Pide Ban’daki pidelerin yağ oranı da iyi düzeydedir. Burada sürahı ayranın lezzeti de bir başkadır. Sarıyer’deki merkez şubesinde pide yemek için özel araçlarınızla Maslak yolunu takip edip Hacıosman’dan sonra Çayırbaşı’nı geçip Sarıyer’e geldiğinizde Rumeli Kavağı yoluna saparak 50 metre ileriden sola sapıp, Sarıyer Muhallebicisi’nin önünden geçip Sarıyer Devlet Hastanesi’nin çaprazına gitmeniz gerekmektedir. Mekanın önünde aracınızı park edebilirsiniz. 
Buraya gelirken Çayırbaşı’nda yer alan Schell’in yanındaki Pideban şubesinin de önünden geçmiş olacaksınız. Toplu taşımayla buraya gelecekler; Taksim, Beşiktaş ve Levent yönünden geçen 25T, Kabataş’tan kalkıp sahil yolundan giden 25E, Hacıosman metrosundan geçen birçok Sarıyer otobüsüne binebilir. Her türlü pidenin enfes tatlandırıldığı mekanın tatlılarının da tadına bakmanız gerekmektedir. 
Özsüt markalı tatlılar yediğiniz pide sonrasında güzel gidecektir. Kalite ve fiyat oranının en üst düzeyde olduğu mekanda servisler de iyi düzeydedir. Evinizden veya başka yerden buraya sipariş verebilirsiz. Pideban telefon numarası 0212 242 42 39 şeklindedir. Eğer hala bu tadı tatmadıysanız, Pideban’a mutlaka bir gün gitmelisiniz.
Pide Ban
12:47

Pide Ban

İstanbul’da boğaz turu yaparken göze çarpan en güzel yapılardan biri olan Küçüksu Kasrı, Beykoz ilçesinin Göksu Mahallesi’nde Göksu ve Küçüksu dereleri arasında bulunmaktadır. Rumeli Hisarı’nın karşısında, Anadolu Hisarı’nın yanında yer alan Küçüksu Kasrı, güney tarafınsa Küçüksu Plajı’nı da barındırır.
1992 yılından beridir müze - saray olarak halkın kullanımına açılan mekanı milli saraylar işletmektedir. Küçüksu Kasrı; kristalden yapılmış avizeleriyle, şömineleriyle, halılarıyla ve oymalarıyla tarih kokan yapının aynı zamanda manzarası görülmeye değerdir. Organizasyon, toplantı ve düğünlerinizi yapabileceğiniz eşsiz güzellikteki tarihi mekanda kahvaltınızı da yapabilirsiniz. 
Uygun fiyatlar karşılığında dolu kahvaltı tabağına boğaz manzarası önünde sahip olabilirsiniz. Sabah 09:00 ile öğlen 13:00 arasında kahvaltı hizmeti verilen mekanda 10 lira karşılığında sınırsız çay ve kahvaltı tabağına sahip olabilirsiniz. Servisi biraz yavaş denebilir. Ücret karşılığında alınan ürünlerin kalitesi de biraz vasattır fakat manzara için buraya gideceğinizi unutmayın. Kapasitesi biraz kısıtlı olduğundan Küçüksu Kasrı’na kahvaltı yapmak için gideceklerin gitmeden önce rezervasyon yaptırmaları tavsiye edilir.
Küçüksu Kasrı’na giriş ücreti tam bilet 5 lira, öğrenciler içinse 2,5 liradır. Küçüksu Kasrı ziyaret günleri Pazartesi ve Perşembe günleri hariç olup, ziyaret saatleri 09:00 ile 17:00 arasındadır. Beykoz ile Üsküdar arasındaki sahil yolu üzerinde yer alan Küçüksu Kasrı’na gitmek için Kadıköy’den kalkan 15F, Üsküdar’dan hareket eden 15, 15H, 15KÇ, 15M, 15N, 15P, 15T, 15Y ve 15ŞN numaraları otobüslere binip Küçüksu durağında inmelisiniz. 
Duraktan sonra 250 metre yürüyerek mekana ulaşabilirsiniz. Özel araçlarıyla gelecekler Anadolu Yakası sahil yolundan Göksu Mahallesi’ne gidebilirler. Avrupa Yakasından Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü geçip Anadolu Hisarı sapağından sapıp sahile indiklerinde Küçüksu Kasrı karşılarına çıkacaktır. Eşsiz manzarası, boğazın kenarındaki konumu, yapının ihtişamı ve tarihi burayı görmeniz gereken nedenlerden sadece birkaçı. Çarpık kentleşen şehirde tarihi yapıda sığınıp İstanbul'a bir kez daha hayran kalabileceğiniz yere gitmelisiniz.

Küçüksu Kasrı
18:58

Küçüksu Kasrı

İstanbul’un turistik tarihi yapılarından biri olan Aya Yorgi Kilisesi 1909 yılından beridir Büyükada’da kullanımdadır. Hristiyanlar için Aya Yogi Kilisesi’nin önemi büyüktür. Bu dine sahip olanların hac ibadetlerini gerçekleştirmek için gidebileceği 2 yerden biridir.  
23 Nisan ve 24 Eylül tarihlerinde bu etkinliği gerçekleştirmek için Aya Yorgi Kilisesi’ne birçok insan akın etmektedir. İnanışa göre bahsi geçen zamanlarda Aya Yorgi Kilisesi’nde dilek dileyenler kiliseden anahtar veya çan alırlar. Dilekleri kabul olan kişilerin bu objeleri geri getirmeleri gerekmektedir.  Manzarası’nın insanı büyülediği bu yere ulaşmak oldukça zahmetlidir. 
1 kilometreye yakın yokuşu çıkmanız gerekmektedir. Bu yokuş boydan boya çalılara bağlanmış iplerle doludur. Başka inanışa göre bu zahmetli yolu konuşmadan çıkıp, çalılara ip bağlamış kişilerin istekleri olmaktadır. Her dine mensup insanların Büyükada’ya yolu düştüğünde görmesi gereken yer olan Aya Yorgi Kilisesi’ne çıkarken yokuşu, bir diğer inanışa göre çıplak ayakla yürümek gerekiyor.  
Büyükada’nın en yüksek tepesinde bulunan Aya Yorgi Kilisesi’ne gitmek için Kabataş, Sirkeci, Kadıköy ve Bostancı’dan kalkan vapurları veya yolcu teknelerini kullanarak adaya gitmelisiniz. Yapının iskeleye uzaklığı yaklaşık 3 kilometredir. Gidişi zahmetli olan bu yolu yürümeniz tavsiye edilir.  Adada bisiklet gezisi yapıyorsanız kesinlikle buraya gidin. Tepeye ulaştığınızda tanıklık edeceğiniz manzara bu yorgunluğunuzu yok edecektir. Aya Yorgi Manastırı’nın yanında bulunan Aya Yorgi Kilisesi’ne gittikten sonra yanında yer alan restorana gitmeden dönmek olmaz. 
Harcadığınız enerjiyi burada Sedef Adası’nı da görebileceğiniz eşsiz manzarayla birlikte depolayabilirsiniz. Restoranın yemeklerinin lezzeti de bir o kadar güzeldir. Kilisedeki din görevlileri tarafından üretilen şarapları burada tadabilirsiniz. Kilise içerisinde gezebileceğiniz yer oldukça küçüktür. Motifleri görülecek güzelliktedir. Yapı içinde fotoğraf çekilemesi yasaklanmıştır. Her kesimden insanı ağılayan bu tarihi yeri görmelisiniz.

Aya Yorgi Kilisesi
17:57

Aya Yorgi Kilisesi

Alışıla gelmiş bol süslemeli ve gösterişli camilerden farklı olarak İstanbul’un Büyükçekmece semtinde sade bir temada inşa edilen Sancaklar Camii, ünlü Mimar Emre Arolat imzası taşıyor. Daha önce Zorlu Center AVM gibi büyük ve önemli projelerin mimarı olan Emre Arolat ilk kez bir ibadethane projesini gerçekleştirdi.
Singapur ve Barcelona’dan en iyi ibadethane ödülünü kazanan Sancaklar Camii projesi bu ödüllerin hakkını gerçekten veriyor. Kubbesi ve minaresi olmayan Sancaklar Camii, Sultan Ahmet Camii gibi görkemli bir yapı değil, aksine dışarıdan yerin altına inşa edilmiş gibi görünüyor. 

Bunun nedeni zeminde bulunan 6 metrelik kot farkı nedeniyle camiye girdiğinizde merdivenlerden aşağıya iniyorsunuz. Beton renginin egemen olduğu duvarlar loş ışıkla aydınlatılıyor. 
Böylece ibadet ederken dikkatiniz dağılmıyor. 600 kişinin aynı anda ibadet edebileceği yer olan Sancaklar Camii, cemaatin yoğun olduğu zaman arkada kalanların daha iyi sesi duyması ve cemaatle bütünleşmesi için basamaklarda namaz kılabiliyorlar. 

Basamaklar ise herkesin çıkabileceği yükseklikte. Kadınlar için ayrı bir bölüm bulunuyor. 
Bu bölüm erkeklerinkinden 1,5 metre yükseklikte ve ince bir örtüyle kapalı. Kadınlar ilk safta namaz kılabiliyorlar bu sayede. Dışarıdan ilk görünüşte camii olduğu algılanamayan yapı olan Sancaklar Camii, içerisine girdiğinizde dış Dünya’yla izole olduğunuzu size hissettiriyor. 

Camiinin halılarında desen bulunmuyor. Dikkatinizi dağıtabilecek her türlü öğelerden sakınılmış. Hira mağarası’ndan esinlenerek yapılan, yerin altında huzur bulabileceğiniz bir dini mekan olan Sancaklar Camii 2013 yılında Kurban Bayramı sonrasında kapılarını ziyaretçilere açtı.  
Büyükçekmece Toskana Vadisi’nde yer alan Sancaklar Camii’ye ulaşmak için özel araçlarınızı kullanmanız gerekiyor. TEM otoyolundan Edirne yönünden gidip, Hadımköy çıkışından çıkarak Fatih Üniversitesi yönünden buraya gidebilirsiniz. Zaman geçtikçe birçok kişinin ilgisini çekecek olan bu harika yapı bu kadar şehir dışında olmasaydı daha çok insanın ziyaretine uğrayacaktı. 

Büyük Çamlıca Tepesi’ne yapılması planlanan camiinin gösterişten yoksun olup örnek alınması gereken bir yapı. Sancaklar Camii, değişik tasarımlara ilgisi olan herkesin gitmesi gereken bir yer.
Sancaklar Camii
13:23

Sancaklar Camii

İstanbul’un tarihi yarımadasının tepesinden Haliç ve İstanbul boğazına bakan, manzara bakımından şehrin en güzel yerlerinden biri üzerinde olan Mimar Sinan Cafe, sadece damak tadınıza değil seyir zevkinize de hitap etmektedir. Havadar, ferah bir mekan olan Mimar Sinan Cafe’de sıcak, soğuk içeceklerin haricinde nargile içebilir, ünlü gözlemesinden tadabilirsiniz.
Hemen yakınında Ağa Kapısı’ından farkı, buranın daha iyi bir manzaraya ve  daha geniş alana sahip olup tıkış tıkış oturmamanızdır. Genel olarak servisi yavaştır. Öyle ki içeri girersiniz servis siparişi vermeden 1 saat içeride oturursunuz. Kimse size gelmez. Siparişinizi verirsiniz gelene kadar da bir süre bekleyebilirsiniz. Mimar Sinan Teras Cafe’nin sigara ve nargile içebilmenize olanak sağlayan açık terası da bulunmaktadır. İstanbul hayranı olan herkesin bu manzarayı görüp hayranlığını bir kere daha pekiştirmesi gerekmektedir. 
Sırayla dizilmiş Boğaziçi Köprüsü ve Galata Köprüsü, sol tarafınızda yer alan Galata Kulesi, karşınızda yer alan Büyük Çamlıca Tepesi özellikle gece ışıkların yanmasıyla birlikte insanı etkiler. Genel itibariyle tatil günleri biraz kalabalık olan mekan, diğer günler biraz daha sakindir. Mimar Sinan Cafe’ye gitmek için Eminönü’nden Süleymaniye’ye doğru 15 dakika süren bir tırmanış yapabilir, Bağcılar’dan Kabataş’a giden tramvaya binerek Beyazıt Meydanı durağında inip ulaşabilirsiniz.
 Süleymaniye Camii’nin kuzey tarafındaki yer alan Fetva Yokuşunun tepesindeki Mimar Sinan Teras Cafe’ye Beyazıt’tan 5 dakikalık yürüyüş gerekmekte. Mimar Sinan Cafe’in girişi sizi mekan hakkında olumsuz düşüncelere sebebiyet verse de içeri girdiğinizde bu düşüncelerden arınacaksınız. Servisi ve hizmetiyle değil manzarasıyla diğer cafelere fark atan mekanda çalan müzikler de her kesime hitap eder. Fiyatları İstanbul’un çoğu manzaralı yerinde manzara vergisine tabii tutulmamıştır. Paragöz bir işletmecinin işletmediği mekan gece 12’ye kadar açıktır. İstanbul’a gelen yerli ve yabancı arkadaşlarınızı şehrin manzarasıyla tanıştırmak için ideal yer. Mimar Sinan Cafe’yi keşfetmenizi öneririz.
Mimar Sinan Cafe
00:36

Mimar Sinan Cafe

İstanbul’un Kireçburnu semtinde 1957 yılından beridir hizmet veren Meşhur Kireçburnu Fırını, Sarıyer Sahili’nde yürüyüşe çıkan İstanbulluların sabah sporlarından sonra kahvaltılarını yaptıkları bir mekan. Dizi çekimleriyle daha da üne kavuşan mekan, Kireçburnu semtinin popüler mekanlarından olan Meşhur Kireçburnu Fırını geniş ürün yelpazesiyle ağzınızı sulandırıyor.
Börekler, poğaçalar, baklavalar, pastalar ve paketli olarak satılan galetalar, kurabiyeler işletmenin benzersiz tat verdiği ürünlerdir. Tek katlı mermerden yapılmış yapı içerisinde bulunan mekan Tarabya’dan Çayırbaşı’na uzanan sahil yolu kenarında bulunur. 
Ünü İstanbul sınırlarını da aşan bu mekana uzak yerlerden birçok ziyaretçi gelmektedir. Taksim’den kalkan 40T, Kabataş’tan kalkan 25E numaralı otobüslerin önünden geçtiği mekana Hacıosman metro durağından kalkan 25Y ve 25A numaralı otobüslerle de ulaşmak mümkün. 

Özel aracınızla buraya gidecekseniz Maslak yönünden Hacıosman’a ulaşıp Tarabya’ya indikten sonra sahil kenarından Kireçburnu’na gitmeniz gerekmektedir. Araçlarınızı işletmenin önüne park edebiliyorsunuz. Müdavimleri mesafelere aldırış etmeden gelip börek yediği Meşhur Kireçburnu Fırını’nda servis hizmeti biraz yavaştır. 
Siparişinize sahip olmak için biraz uğraş vermeniz gerekiyor. Ürünleri oldukça kaliteli ve lezzetli olduğundan fiyatlar bunu yansıtıyor. Odun ateşiyle birlikte kara fırın içinde pişirilen enfes poğaçalar ve böreklere hayran kalacaksınız. Börekleri ne kadar güzel olsa da Meşhur Sarıyer Börekçisi’nin börekleriyle kıyaslanamaz. Diyetteyseniz Meşhur Kireçburnu Fırını önünden geçmeniz tavsiye edilmez. 

Tok olarak girdiğiniz mekanda kendinizi muhteşem ürünleri yerken bulabilirsiniz. İstanbul’un meşhur tatlarını tatmak isteyenlerin uğraması gereken mekan sabah 06:00’da kapılarını açık gece 01:00’a kadar hizmet vermektedir. Bu lezzeti tatmayanlar Meşhur Kireçburnu Fırını’na gidip denemelidir.
Meşhur Kireçburnu Fırını
13:38

Meşhur Kireçburnu Fırını

Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan İstanbul’un Süleymaniye semtinde mahallesinde yer alan Süleymaniye Camii, şehrin en nadide eselerinden biridir. Boğaz’dan ve Haliç’ten heybetini fark edebileceğiniz yapı; Ayasofya, Sultanahmet Camii gibi ihtişamıyla insanı büyüleyen İstanbul’daki dini eserlerdendir.
Mimar Sinan’ın kalfalık eserim olarak nitelendirdiği ve mezarının da bulunduğu yer olan Süleymaniye Camii, mimari açıdan da incelenmelidir. Cami içerisindeki akustik dinlenmeye değerdir. Mimar Sinan bu sistemi camii içerisinde nargile içerek kurmuştur. Ayrıca Süleymaniye Camii’nin belirli yerlerinde özel olarak getirilmiş devekuşu yumurtaları bulunmaktadır. Bu yumurtalar örümcek ağlarının oluşmasını engellemektedir. 
İstanbul’daki diğer yapılardan ayıran en büyük özelliklerinden biri de tarihi yarımadanın üzerinde bir kartal gibi süzülmesidir. Büyük ÇamlıcaTepesi üzerine yapılması planlanan yeni camiinin yapılmasındaki bir amaç, Sultan Ahmet Camii’nde bulunan 6 minaresini gölgelemek için 7 minareli, Süleymaniye’nin ihtişamını gölgelemek için de şehrin en yüksek tepelerinden her yerden görülebilecek bir yere yapılmasıdır. Şöyle bir gerçek var ki Dünya üzerinde böyle ihtişamlı yapabilecek mimarlar yok.
Süleymaniye Camii’ne ulaşmak için Bağcılar ve Kabataş arasında çalışan tramvayı kullanarak Beyazıt durağında inip İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’nün yanından tabelaları takip ederek 200 metre ilerlemeniz gerekmektedir. Eminönü tarafından yürüyerek gelmek isteyenler, 15 dakikalık hafif zorlu bir yokuş tırmanışı yapmak zorundalar. Süleymaniye Camii yanında meşhur kuru fasulyeciler ve birçok yemek mekanı da bulunmaktadır. 
Huzur bulup kendinize çekinebileceğiniz yerde birçok yerli ve yabancı turistin de ziyaret ettiği camiidir. Beyazıt’ın içinde saklanmış gizli bir yapı gibi duran bu yapının ihtişamı en iyi karşı tepeden Galata sırtlarından görünür. Birçok sırra sahip olan Süleymaniye Camii sizi büyüleyecektir. Muhteşem padişahın, muhteşem mimara yaptırdığı bu görkemli yapıyı herkesin görmesi gerekmektedir.
Süleymaniye Camii
20:44

Süleymaniye Camii

Turkuazoo Akvaryum, Forum İstanbul içerisinde yer alan, Türkiye’nin ilk yapılmış dev akvaryumu özelliğine sahiptir. Avrupa’daki dev akvaryumlar arasında en uzun tüneli de burada görebileceksiniz.

Forum İstanbul AVM gibi Avrupa’nın en büyük alışveriş merkezi olan ve ziyaretçi akınına uğrayan bu yerde yer alması sebebiyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmiştir.


2 metre uzunluğundaki köpek balıklarını da görebileceğiniz akvaryumda ekstra ücret karşılığında köpek balıklarıyla aynı havuzda dalış yapabilirsiniz.

Turkuazoo giriş ücreti, öğrenciler, öğretmenler, 3 ile 16 yaş arası ve 65 yaş üzerindekiler için 22 lira, yetişkin bireyler içinse 29 liradır. 0 ile 2 yaş arasındaki ücretsiz girebilirken, 4 kişilik bir aile 88 lira ödemesi gerekmektedir.

Turkuazoo Akvaryum içinde gezerken size rehberlik edecek bilgi broşürü de 2 liradır. 


Müzekartı olanlara %20 oranında indirim yapılmaktadır. Turkuazoo Akvaryum içinde gezintiniz yaklaşık 1 saat sürmektedir. Çocuklar 65 lira, yetişkinler ise 85 lira karşılığında yıllık üyeliğe sahip olabiliyorlar. Yıl içerisinde diledikleri kadar Turkuazoo Akvaryum İstanbul’u ziyaret edebiliyorlar.

Sabah 10 ile akşam 10 saatleri arasında açık olan Turkuazoo Akvaryum’a gitmek için Aksaray ile Havalimanı arasında çalışan metro hattını kullanarak Forum İstanbul Alışveriş Merkezi’nde inebilirsiniz.

İKEA’nın kapısının çaprazında bulunan girişe ulaşabilirsiniz.


İçinde keyifli dakikalar geçirebileceğiniz Turkuazoo İstanbul Akvaryum’da 43 adet akvaryum, 10 binden fazla deniz canlısı bulunuyor.

Deniz altındaki yaşamı burada görebileceğiniz, ufkunuzu açacak olan bu güzel yer, binlerce değişik deniz canlısı ve türleriyle sizleri büyüleyecektir.

Küçük, büyük herkesin ilgisini çeken Turkuazoo ailenizle birlikte güzel bir gün geçirmek için tercih edilebilecek ideal yerdir.
Turkuazoo Akvaryum
11:53

Turkuazoo Akvaryum

İstanbul Boğazı’nda bulunan nadide yapılardan biri olan Fuat Paşa Yalısı, Sarıyer ilçesinin Büyükdere semtinin sahil kenarında kazıklı yol diye tabir edilen yolun kenarından yer almaktadır. 200 yıldan fazla yaşa sahip olan Fuat Paşa Yalısı düğün, organizasyon düzenleyebileceğiniz güzel mekanlar arasında.
Keçeci Fuat Paşa’nın sahibi olduğu yer, 1930’larda restore edilerek otel amaçlı konaklama yeri olarak kullanıma başlanmıştır. Asıl adı Hotel Fuat Paşa olan Yalı, düğün yerleri listesinde üst sıraları zorluyor. Otel genelde yabancı turistlere hizmet vermektedir. Fiyatları gecelik 120 ile 1000 euro arasında değişmektedir. Deniz manzaralı restoranında Fransız, İtalyan ve Türk mutfağına ait örnekler sergilenmektedir. 
Ali Fuat Paşa Yalısı Ramazan aylarında da iddialı iftar menüsünü ziyaretçileriyle 60 lira civarı bir ücret karşılığında paylaşır. Fırsat sitelerinden yarıdan ucuz kuponları alıp gitmekte yarar var. Fuat Paşa Yalısı’na gitmek için Maslak tarafından Hacıosman’a doğru ilerlediğinizde bayırı inip Çayırbaşı’na gelmeniz gerekiyor.  
Sarıyer Sahili’nden Büyükdere’ye doğru ilerleyip eski Sarıyer Adliyesi önünde bulunan ışıklardan sol dönmelisiniz. 5 lira karşılığında girişte bıraktığınız aracı valeler karşı tarafta bulunan otoparka park edeceklerdir. Karşısında Kireçburnu Sahili ve Tarabya Oteli görünmektedir. Öünden deniz üzerine konulmuş kazıklardan yapılan yoldan geçen araçlar bulunmaktadır. 
Yemek fiyatları böyle bir mekana göre uygundur. Fuat Paşa Yalısı'nda bulunan restoranın servis kalitesi ortalama denebilir. Mekanın kalitesi hakkında yorum yapılmaz.  Tarihi mekanda heybetli bir girişi bulunan Fuat Paşa Yalısı eş, arkadaş, iş yemekleri için dalga sesleri eşliğinde yemek yiyeceğiniz ideal bir mekan olarak görünüyor.
Fuat Paşa Yalısı
09:53

Fuat Paşa Yalısı

Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli projelerinden olan İstanbul’da iki kıta birbirine İstanbul Boğazı’nın altından tünellerle demiryoluyla bağlayıp, gezilecek yerlere daha kısa sürede ulaşmamızı sağlayacak Marmaray, 29 Ekim 2013 tarihinde açıldı. İlk etapta bir kısmının açıldığı Marmaray güzergahı Kazlıçeşme, Yenikapı, Sirkeci, İstanbul Boğazı, Üsküdar ve Ayrılıkçeşme şeklinde olmuştur.
İstanbul Boğazı’nı Kız Kulesi dibinden Sirkeci’ye Sepetçiler Kasrı’nın yanına 4 dakikada geçecek olan trenler Dünya’da en derin gömme tüneli özelliğine sahip 8 şiddetindeki depreme dayanıklı yapı içinden geçecek. Marmaray bilet fiyatları ise şehir içindeki ulaşıma entegre edilerek normal fiyatlar olan tam için 1.95, öğrenci içinse 1,45. Osmanlı padişahı Sultan Abdülmecit’in 19. Yüzyıl sonlarındaki hayali olan hatta o zaman ABD’li mühendislere çizdirilen proje, her zaman yapımı ülke gündemine gelmişti.
Açılışı şimdiyi bulan Marmaray 4 yıl önce açılması beklenirken, Marmaray kazıları sırasında İstanbul’un tarihini 2000 bin yıl daha arttıran, 8500 yıllık gemi kalıntıları bulunması sebebiyle arkeolojik çalışmalar açılışı geciktirmişti. Bu kazılardan çıkan kalıntıların bir kısmı İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde ve Yenikapı’nda sergilenmektedir. Tarihi yarımada da Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet Camii gibi tarihi yapıların altından tünel geçirilirken tarihi eserlere rastlamak elbet mümkündür.
Tüm proje tamamlandığında Marmaray güzergahı Halkalı, Mustafakemal, Küçükçekmece, Florya, Yeşilköy, Yeşilyurt, Ataköy, Bakırköy, Yenimahalle, Zeytinburnu, Kazlıçeşme, Yenikapı, Sirkeci, İstanbul Boğazı, Üsküdar, Ayrılıkçeşme, Söğütlüçeşme, Feneryolu, Göztepe, Erenköy, Suadiye, Bostancı, Küçükyalı, İdealtepe, Süreyya Plajı, Maltepe, Cevizli, Atalar, Başak, Kartal, Yunus, Pendik, Kaynarca, Tersane, Güzelyalı, Aydıntepe, İçmeler, Tuzla, Çayırova, Fatih, Osmangazi, Gebze şeklinde olacak. Denize yakın Marmaray duraklarında yerin çokça altınına yürüyen merdivenlerle inilecek. Proje tamamen faliyete geçince 3. köprüye ihtiyaç duyulacağı merak konusu.
2014 yılında Hacıosman’dan metroya binip Yenikapı’da Marmaray’a entegre olunabilecek. İstanbul’da toplu taşımayı teşvik edecek, trafiği bir nebze de olsun azaltacak proje olan Marmaray, bunca yıldır beklemeye değecek gibi görünüyor. İstanbulda gezilecek yerlere ulaşımı sağlayacak, toplamda 9 milyor TL harcanan proje için binden fazla mühendis ve binlerle işçi çalıştı. Bütün sistem rayına oturduğunda saatte 150 bin yolcu bu sistemle taşınabilecektir. Denizin altından tünelle geçebileceğiniz birkaç yerden biri olan Marmaray’ın kendisi de görülmesi gereken yerdir.


Marmaray
11:32

Marmaray

İstanbul’un İstiklal Caddesi’nde saklı kalmış küçük bir mekan olan La Fontana Di Trevi, müşterilerine büyük lezzetler sunmaktadır. İtalyan mutfağını ziyaretçilere sunan işletme J’adore ile ortak olma özelliğine de sahip.
Başka yerde yiyemeyeceğiniz lezzetli pizza ve makarnaların yapıldığı yer olan La Fontana Di Trevi, yemekten sonra da eşsiz lezzetteki tatlılarıyla midenizi büyülemektedir. Çikolata severlerin kesinlikle gitmesi gereken yerde en favori Oh la la Beatrice ismindeki meyve parçacıklarının üstüne dökülen soğuduğunda da donmayan çikolatadan yapılmış, üstü krema kaplı tatlıdır. Pizzaları en ince hamurdan hazırlanan ve buna rağmen gayet doğurucu olan mekanın servisi bir o kadar da hızlıdır. 
 Mekanın içindeki masalar birbirine çok yakındır. Tavan alçaktır. Bu durum rahatsızlık yaratmıyor aksine samimi bir ortamı bize gösteriyor. Mekan içerisinde çalan müzikler de dinlemeye değer. Servis elemanları oldukça güler yüzlü ve yardımcılardır. La Fontana Di Trevi’nin fiyatları ise bu kalitenin oldukça altında. Çok uygun fiyatlar karşılığında eşsiz lezzetler tadabileceğiniz yer Beyoğlu’nda kesinlikle gidilesi bir mekan. Hafta sonları ve hafta içi akşamları buraya girmek için kuyrukta beklemeniz gerekecek. Tok gözlü bir işletmeye sahip olan La Fontana’da rezervasyon yaptıramıyorsunuz. 
Genelde dışarıda bekleme süreniz 15 dakikadır ve bu süre sonunda yaşayacağınız güzel dakikalar beklemeye değerdir. Mekanın küçük olması ve yoğun talep olması bu beklemenin nedenidir. La Fontana Di Trevi’ye gitmek için Taksim Meydanı’ndan İstiklal Caddesi’ne girip Galatasaray Lisesi’ni geçtikten sonra 2. Sağdaki sokağa girip sokak sonu ilerlemeniz gerekiyor. Fiyat ve kalite dengesi bakımından nadir bulacağınız bir mekan olan La Fontana Di Trevi’ye gitmeniz önerilir.
La Fontana Di Trevi
11:05

La Fontana Di Trevi

İstanbul’un Zincirlikuyu semtinde Zorlu Grup’un 2007 yılında aldığı ihaleyle yapımına başlanan Zorlu Center 2013 yılının Ekim ayında alışveriş merkezinin kapılarını ziyaretçilere açtı. Teras evler, kule rezidans, otel, performans sanatları merkezi, ofis ve alışverişin bulunduğu bir yaşam merkezi olan Zorlu Center, İstanbul’da konum itibariyle en stratejik yerde bulunan yapılardan biridir.
Boğaziçi köprüsünün Avrupa yakası ayağının hemen dibinde Sarıyer – Beşiktaş yolu hattının kenarında bulunan Zorlu Center AVM’ye Taksim ile Hacıosman arasında çalışan İstanbul metrosunun entegrasyonu da bulunuyor. Gayrettepe durağından yer altından yaklaşık 400 metrelik yürüyen bantlarla yola çıkmadan Zorlu Center AVM’ye ulaşmak mümkün. Ayrıca Zincirlikuyu metrobüs durağından da çok rahat ulaşım sağlanabilmekte. 
4 katlı alışveriş merkezi olan Zorlu Center AVM, üstü açık sokakta alışveriş yapıyor havası vermektedir. Yağışı havalarda üstü kapatılma özelliği bulunan Zorlu Center AVM, ziyaretçilerine kapalı bir mekan hissi vermemesi sebebiyle Kanyon AVM’ye bu yönden benzemektedir. Ayrıca yerli yabancı birçok markaya ev sahipliği yapan alışveriş merkezinde Türkiye’de çok zor rastlayabileceğiniz markaların dükkanları da bulunabilmektedir. Türkiye’ye yeni girecek markalardan bazıları da Zorlu AVM’den giriş yapmaktadır. Daha çok pahalı markalara sahip olan alışveriş merkezi çıtayı biraz yukarıda tutuyor. İçinde 185 mağaza bulunduran Zorlu Center AVM, içinde alışveriş yaparken sizlere birçok alternatif sunması bakımından tercih edilebilir. 
Yeni açılmış olması sebebiyle daha tamamlanmayan işler nedeniyle bazı olumsuzluklara rastlamak mümkün. Alışveriş merkezi içinde gezerken yoğun rüzgara maruz kalmak mümkün. Yüksek binaların altında bulunması sebebiyle bu rüzgar ortaya çıksa da hava akımına pek çözüm bulunulamamış gibi. Fiyat pahalılığından ortaya çıkacak olan ziyaretçi sınıfı, kaliteli olup zaman geçirebileceğiniz bir yaşam merkezi olması diğer alışveriş merkezlerinden ayıran özelliği. Sessiz sedasız açılan Zorlu Center AVM’ye uğramalısınız.
Zorlu Center AVM
12:18

Zorlu Center AVM

İstanbulluların Tatilya’dan sonra açılmasını merakla beklediği yer olan Vialand, 2013 yılı Mayıs ayında açıldıktan sonra yoğun ziyaretçi kitlesiyle karşı karşıyadır. Sevdiklerinizle birlikte güzel, keyifli, eğlenceli bir gün geçirebileceğiniz yer olan Vialand Tema Park, maceraperestlerin mutlaka gitmesi gereken bir yer. Adrenalin salgınızı en çok salgılatacağınız yer olan Vailand, Eyüp ilçesinin Alibeyköy semtine Pierre Loti’nin arkasında bulunuyor.
Vialand Temapark’ının hemen yanında da her şeyi alabileceğiniz çeşidin bulunduğu Vialand AVM yer alıyor. Vialand Tema Park 4 bölümden oluşuyor. Vialand Şatosu, Macera Dünyası, Oyun Dünyası ve Efsaneler Dünyası temaparkın bölümleridir. Aileler, çocuklar ve korkusuzlar için çeşitli eğlence alanları olan Vialand’da her yaşa göre eğlenilecek alan mevcut. Hafta içinde Vialand giriş ücreti yetişkinler için 55 liradır. Yetişkin grubuna 12 yaş üzeri kısım girmektedir. 4 ile 11 yaş arasındakiler 44 lira karşılığında Vialand Tema Park’taki tüm eğlence araçlarına binebilmekteler. Ücrete eğlence merkezi içerisinde yiyeceğiniz ve içeceğiniz dahil değildir. 4 çocuklu bir aielenin buraya eğlenmeye gelmesi biraz pahalı olacaktır. Şehrin içinde ulaşımı kolay olması büyük avantaj.
Vialand Tema Park giriş saatleri hafta içi 11:00 ile 20:00 arasındayken hafta sonu giriş saatleri 11:00 ile 22:00 arasındadır. Vialand AVM giriş saatleri her gün için 10:00 ile 22:00 arasındadır. İstanbul’un genelde orta ve alt gelirli sakinlerinin ikamet ettiği yerde bu kadar yüksek fiyatlı bir yer olması sebebiyle ziyaretçiler genelde diğer semtlerden akmaktadır. 
Giriş ücretlerinin yüksek olması Vialand Tema Park içindeki kuyrukları azaltmış değil. Konum itibariyle İstanbul’un her noktasından rahatlıkla ulaşabileceğiniz bir yerde bulunan Vialand’e ulaşmak için ücretsiz servislerle Kabataş’tan 20 dakika süren yolculuk yapmak mümkün. Ayrıca Halkalı, TEM Avrupa Konutları, Ataköy-Bakırköy, Sarıyer, Sultan ahmet, Gaziosmanpaşa, Cevizlibağ ve Taksim’den de ücretsiz servisler kalkmaktadır. 
E5 ile TEM otoyolunun arasında kalması sebebiyle de özel araçlarıyla gelecekler rahatlıkla ulaşabileceklerdir. Türkiye’de pek zor bulunan markaların dükkanlarını Vialand AVM’de bulabilirsiniz. Ferah alışveriş ortamı sebebiyle keyif alarak alışveriş yapabileceksiniz. Merakla beklenen İstanbul’un böylesine bir yapıya ihtiyacı olduğu Vialand Tema Park ve AVM’yi mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Vialand Tema Park
19:52

Vialand Tema Park

İstanbul’un saray ve köşkler bakımından en zengin ilçesi olan Beşiktaş’ta yer alan Yıldız Sarayı, ismini aldığı Yıldız semtinin tepesinde bulunmaktadır. Yıldız Korusu’yla da komşu olan Yıldız Sarayı’na buradan giriş bulunmamaktadır.
19. Yüzyılın başlarında yaptırılıp kullanıma geçen Yıldız Sarayı, Osmanlı Devleti’nin özellikle son dönemlerinde büyük hizmetler vermiştir. Dönemin padişahı 2. Abdülhamit, deniz kenarından biraz daha uzak olması sebebiyle, boğazdan gelecek olan tehditlerden korunmak amacıyla Dolmabahçe Sarayı’ndan buraya taşınmış, devleti buradan yönetmiştir. Tahttan indirildikten sonra Yıldız Sarayı yağmalanmıştır. Bahçesi Yıldız semtinin tepesinden deniz kenarına kadar uzanıp köprüyle Çırağan Sarayı’na bağlanmaktadır. 
Yıldız Teknik Üniversitesi ve Yıldız Camii’nin yanında bulunan Yıldız Sarayı’na gitmek için, Barbaros Bulvarını geçtikten sonra köprü sapağından önce sağdan dönmeniz gerekiyor. Saray önünde bulunan isparka aracınız park edebilirsiniz. Toplu taşımayla gelecekler Beşiktaş’tan iki durak yukarıda, Yıldız durağında inmeliler. Ortaköy’ tarafından gelecekler ise, Yıldız Parkı’ndan sonraki ilk bayırı çıkmaları gerekiyor. Giriş saatleri 09:00 – 19:00 arası olan Yıldız Sarayı Müzesi’nin giriş ücreti ise 8 liradır. 
Müze kartınızı gösterdiğiniz takdirde sarayı ücretsiz gezebileceksiniz. Yıldız Sarayı’nın tüm bölümlerini gezmeniz izinli olmasa da, müze sergi salonu, tiyatro ve Cihannüma Köşkü’nü gezme şansına sahip olacaksınız. Topkapı Sarayı gibi parça parça bölümlere ayrılmış olan yapı, Sevr anlaşmasının imzalandığı yer olarak da tarihe geçmiştir. Ayrıca Türkiye’de ilk sinema film gösterisi de burada yapılmıştır. Yıldız Sarayı’nın saat kulesi Yıldız Camii önünde bulunur. 
Müze olarak ziyarete 1994 yılında açılmıştır. Yıldız Sarayı Müzesi’nde saraydaki değerli cisimler ve 2. Abdülhamit’e ait fotoğraflar sergilenmektedir.  Son zamanlarda İstanbul’daki önemli tarihi yapılardan biri olan Yıldız Sarayı, zaman geçtikte bölümleri devletin çeşitli kurumlarına devredilerek küçülüyor. Tarihte büyük öneme sahip bu yapı görülmeye değerdir.
Yıldız Sarayı Müzesi
23:47

Yıldız Sarayı Müzesi

Gezilecek Yerler