Baktık birbirimize özeniyoruz. Herkes kendisinin sahip olmadığına has(r)etle bakıyor. İş güç, aşk, evlilik, ve elbette en mühimi çoluk çocuk derken, saatten haberimiz olamamış. Dinçer, Alis'in tavşanı gibi, ne uzun muhabbet ettiğimizi bildirmek üzere mutfağa gelene kadar.
Sonuç olarak bir yere varabildik mi? Sanmam. Ama ben en azından kendi adıma bu 30 yaşın ne fena kafa karıştırıcı bir hal olduğu konusunda yalnız olmadığımı anladım. Geçenlerde de canım tavığım Rabiş'le konuşurken aynı şeyi düşünmüş, abuk sabuk fantezilerimize delice gülmüş idik. Sanırım hayatta bir sürü şeyi halledip geldiğin bir yer 30 yaş. Ee şimdi ne yapıyoruz? sorusu karşısında derin bir suskunluğa gark olunan bir yer. Ama bir arkadaşım bu "hal"in 32 yaşında geçtiğini söylemişti. Nedense...
Artık bekleyeceğiz 2 sene...
Zaman! E biraz yavaş geç yav.
2 yorum:
ya bak yine hatırladım fantezileri ve koptum iyi mi? yapicaz hepisini, yapicaaaz! daha 32 ye de cok var ustelik :)
Yapalım tabi. Ama ben 32'yi hasretle bekliyorum ne yalan söyleyeyim :)
Yorum Gönder