Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba.....
Böyle aralar verince klavye başında ne yazacağımı şaşırıyorum:) Aslında yazılacak şey çok ama...
Ben şimdilik kısa yolu seçerek kısa bir güncelleme yaparak yani tarifimi paylaşayım istiyorum.
Takip edenlerin bildiği gibi, geçen yılın sonunda taşındım ve yeni evde düzen tutturmak zaman aldı, bu yıl itibariyle evde bir yardımcımız yok bakıcı olarak, Yağmur ana sınıfına başladı ve bu şekilde bir düzen kurduk.Bizlerin yanı sıra blogum da bir yaş daha büyüdü ve artık 9 yaşında.
Beslenme alışkanlıklarımızı biraz daha sağlıklı hale getirebilmek için çalışıp, çabalıyoruz. İstanbul'da hayat yoğun bir tempoda yaşanıyor bildiğiniz gibi, arada nefes almaya çalışmak, doğaya sığınmak, zevk aldığınız şeyleri yapmak şart; balkabaklı tart ve kahve/çay eşliğinde keyifli bir film izlemek gibi...
Blog kızları toplantılarımız düzenli olarak devam ediyor. Geçen haftasonu Yasemin'in evinde toplandık, bol sohbet ve yemek eşliğinde uzun saatlere rağmen birbirimize doyamadan ayrıldık. Bulışmaya ben balkabaklı tart yapıp götürdüm. Sonbahar olunca aklıma gelen tariflerden biridir ve geçen kış yapamamıştım bu yıl fırsat bulmuş oldum. tartımı hazırlarken Yağmur ile birlikte çalıştık, onun için daha zevkli hale gelsin diye ve sonbaharın hakkını vermek için uygun kalıplarımızı da kullandık.
Sonbahar doğumlu biri olarak, bu mevsimin güzelliklerinden bahsetmek ve geçtiğimiz günlerde beni mutlu eden bir ortamın fotoğraflarından da paylaşmak istiyorum.
"Bütün sanat doğanın taklididir" demiş Seneca, tüm sanat için geçerliliği tartışılır mutlaka ancak, insanın pek çok üretiminde doğayı ve renklerini yakalamaya çalışıyor bence de. Sonbaharın renklerinin güzelliği ve çeşitliliği tartışılabilir mi?
Bu güzel görüntüleri bir kaç hafta önce yaptığımız memleket ziyaretinde çekmiştim. Burası Kırşehir Kaman'da bulunan Japon Bahçesi, yıllar önce bahçenin yakınındaki tepelik bir alanda kalıntı bulunduğunu tespit etmiş olan Japonlar kazı başlattılar, geçen yıllar içinde kazı alanından çıkanlarla ufak bir müze bile kurulmuş durumda. Bu güzel bahçe de Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü Kurucusu Japon Prensi Mikasa adına yapılmış. Biz müzeyi gezdikten sonra bahçede sonbaharın tadını çıkarıp bolca fotoğraf çektik.
Gelelim tarifimize; tarif blogda yer alan balkabaklı tart tarifine çok yakın, hatta tabanı tamamen aynı, balkabaklı harç için mevcut tarifte yer alan dondurmayı kullanmak yerine farklı iki harç yaptım, her ikisinin de çok lezzetli olduğunu söyleyebilirim. Birinde krem peynir ve az miktarda yoğunlaştırılmış süt (condensened milk) kullandım, diğerinde ise balkabağı tadı daha yoğun kalsın diye sadece krema kullandım, tercih damak zevkinize kalmış.
Taban İçin:
- 125 gr tereyağ
- 1 yumurta sarısı
- 50 gr pudra şekeri
- 150 gr un
- 150 gr ince çekilmiş ceviz
Balkabaklı Harç İçin:
-250 gr balkabağı püresi (haşlanıp, ezilmiş)
Balkabaklı Harç İçin:
-250 gr balkabağı püresi (haşlanıp, ezilmiş)
-2 yumurta
-200 ml krem peynir
-200 ml krema
-75 ml condensened milk
-75 ml condensened milk
-150 gr şeker
-1/4 çay kaşığı zencefil
-1/4 çay kaşığı toz karanfil
-1/4 çay kaşığı toz karanfil
-1/4 çay kaşığı muskat
-1 tatlı kaşığı tarçın
- Üzeri için bütün ceviz
Malzemeler için Not: ön yazımda belirttiğim gibi krem peynir ve condensened milk olmadan da yapabilirsiniz bu tartı, balkabağı tadı daha yoğun olacaktır, dilerseniz sadece krem peynir ile yapabilirsiniz bu durumda şeker miktarını biraz arttırmak gerekebilir.
- Üzeri için bütün ceviz
Malzemeler için Not: ön yazımda belirttiğim gibi krem peynir ve condensened milk olmadan da yapabilirsiniz bu tartı, balkabağı tadı daha yoğun olacaktır, dilerseniz sadece krem peynir ile yapabilirsiniz bu durumda şeker miktarını biraz arttırmak gerekebilir.
Yapılışı:
Öncelikle hamurumuzu, yumurta sarısı, tereyağ, pudra şekeri, çekilmiş ceviz ve unla yoğurarak, buzadolabında 1 gece dinlendiriyoruz. (Ben 24 saat beklettim) Hamur yoğurma aşamasında zor toparlanırsa 1-2 yemek kaşığı süt koyabilirsiniz, hamurun kıtırlığını engellemeyecektir. Dinlenmiş olan hamurumuzu tartı pişireceğimiz kalıplara yerleştiriyoruz. Bir karıştırma kabında balkabağı, şeker, yumurtalar, condensened milk, krem peynir, tarçın, zencefil, muskat, karanfil ve kremayı mikserle karıştırarak, pürüzsüz bir hale getiriyoruz ve tart kalıplarımıza döküyoruz. ceviz ile süslediğimiz tartlarımızı 180 derecede ısıttığımız fırında 45 dakika, karışım katılaşana kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...
Not: Bu aralar sonbahar romatikliğime "Autumn leaves" şarkısı eşlik ediyor, ben genelde Eric Clapton veya Paula Cole yorumlarını seviyorum. Dinlemek isterseniz linki tıklayabilirsiniz.