2 Temmuz 2007

yaşamak görevdir yangın yerinde

dünden beri içimi bir hüzün kapladı. öyle suskun, öyle masum kaldım. nedenini bugün olunca anladım yani 2 temmuz. sivas katliamının 14. yıldönümü. gittim mitinge. lanetledim ayrımcılığı, caniliği, hoşgörüsüzlüğü ve insana ait ama insana yakışmayan ne varsa.

sorguluyorum bir yandan da. acaba o yanan canları hatırlamakla, hatırlatmakla kendime işkence mi ediyorum. hani yaşayamaz mıyım hiç böyle bir olay yaşanmamışcasına. yok ama yok, hemen yanı başımda olmuş bu katliamı nasıl unutabilirim. nasıl olur da acısını çekmeyebilirim. kin tutmak insana aittir ama yaşamdan çok ölüme yakındır. o halde ne faydası var bu kötü olayları hatırlamanın, hatırlatmanın. ağzımızın tadını, keyfimizi durduk yere kaçırmanın.
geleceğe ait tek bir nedeni vardır bile bile acıyı canlı tutmanın: tekrar yaşanmasın bu acılar. "bir musibet bin nasihatten iyidir" derler. ama burada bir ön kabul vardır, o da musibetin unutulmayacağıdır. işte bu yüzden unutmamak, işte bu yüzden yüreğine bir çizik çizmek her 2 temmuz.
bugün mitingte teker teker saydılar, yanarak öldürülen 37 insanı. sevdikleri aktivitelerini, yaşlarını, mesleklerini öğrendik. acaba onları yakan gözü dönmüş kalabalık bu insanlarla tanışsa arkadaş olabilirler miydi, ortak dertleri olabilir miydi, ortak hayalleri ve acıları olabilir miydi? bu durumda da bile bile gidip 12 yaşında çocukları, zar zor yetişen aydınları ve sanatçıları yakabilirler miydi?

hepimiz diyoruz ki türkiye'de biri yoktur ki bu olayı lanetlemesin, yanlış bulmasın. ne yazık ki öyle de değil bu iş. 4 yıl önce odtü elektronik mezunu, kafası iyi çalışan, çokça da okuyan bir arkadaşım şöyle demişti: "eee düşünmek lazım, aleviler bu kadar düşmanlığa sebep verecek ne yaptılar". yani ölmeyi hak etmişlerdire getiriyor. birşey çıkmadı ağzımdan, çıkamadı. algı dünyamda yoktu böyle bir düşünce, donup kalmıştım. şimdi soruyorum "nasıl olurda insanların yüreği böyle kararabilir."

1993 yılında almanya'nın solingen kentinde 5 türk evlerinin naziler tarafından yakılmasının sonucu öldü. bunun üzerine almanya o evi müzeye dönüştürdü. müzeye dönüştürürsek halkı daha çok galyana getiririz demedi. tam tersine bir daha yaşanmaması için unutulmaması lazım, hatırlanması lazım dedi.

sormak lazım "nasıl 20 bin insan "kahrolsun laiklik", "cumhuriyet sivasta kuruldu, sivasta bitecek", "şeriat gelecek, zulüm bitecek", "sivas azize mezar olacak", "islama dokunan eller kırılsın" sloganlarıyla onca insanı diri diri yakabilir? niye asker erken müdahale etmedi? niye polis müdahale etmedi? niye itfaiye geç müdahale etti? niye bu olayı lanetleyen bir anıt dikilmedi sivasa? niye insanların yandığı yerde iskender restoranı açıldı? niye milliyet ana sayfada bu katliamı hatırlatmadı, mitingleri bildirmedi? niye 33 idam mahkumundan sadece ikisi yakalanabildi? niye idam mahkumu olarak arananlardan biri istanbul belediyesinde çalışırken yakalandı?..."

sorular devam:
nasıl oluyor da mesut yılmaz "olayı abartmayın, bir futbol maçında da bu kadar insan ölüyor" diyebildi?
nasıl oluyor da demirel "vatandaşlr devlet karşı karşıya getirilmemiştir" diyebildi. ölenler vatandaş değil miydi?
nasıl oluyor da adalet bakanı şevket kazan bu sanıkları savunmaya kalkabildi?
nasıl oluyor da solcuların, kürtlerin eylemlerinde tazikli su, biber gazı kullanan ve havaya ateş ederek kitleyi dağıtmayı başarabilen polisler bu yöntemlerden hiç birini bu azgın kalabalığa uygulamadı?
onca polisin ve askerin dağıtamadığı kalabalığı nasıl oluyor da, aynı kalabalık valiliğe yöneldiğinde 14 er (terzi, aşçı v.b. görevlerdeki erler) ile bir baş çavuş havaya ateş ederek kademe kademe dağıtmayı başardı?

bir alıntı ile noktalayayım
"yaşamak görevdir yangın yerinde
yaşamak insan kalarak"

izlenebilecek videolar:
can dündar1
can dündar2
haluk bilginer1
haluk bilginer2
haluk bilginer3

ayrıntılı bilgi edinmek için:
vikipedi
can dündar
can dündar-bizi buraya iten sayılar

bestelenmiş ağıtlar:
"ıssızlığın ortasında" moğollar : söz verdiler kendi kendilerine, bu olayın hesabı sorulana kadar her konserde çalacaklarına. ne yazık ki hala çalıyorlar her konserlerinde.
"kızılırmak boylarında" ihsan güvercinli
"gün tutuşur" grup yorum
"died on 2nd july" antisilence
"türküler yanmaz" edip akbayram

3 yorum:

yalın dedi ki...

Guzel bir yazi olmus ispir kardes. Kotu birseyler oldugunu bilen ama ne oldugu bilmeyen benim gibiler icin ise videolar aydinlatici.
Anlamak ise zaten mumkun degil!

not:turkuler yanmaz'in baglantisi acilmiyor!?

decato dedi ki...

Etkileyici bir yazi olmus. Tesekkur ederim bize bunlari hatirlattigin icin.

Ben bu katliamla ilgili geldigimiz sonucu soyle ozetliyorum: "hayat devam ediyor, 37 kisinin yakildigi yere 'kebapci' acildi"

turab dedi ki...

Bu olayın maşası islamcılar olduğundan, islami hassasiyeti yüksek olan şahıslar bir türlü bu olayı hakettiği biçimde lanetleyemedi maalesef. Fakat durum dünkü kadar vahim değil, dün susanlar bugün cılız bir yanlıştı diyorlar. İnşallah ki yarına bu olayın yasını dahi tutmayı başarabilecekler. Bu arada 17 haziran 2010 tarihi itibariyle madımak otelinin kamulaştırılma sürecinin başladığını da haber edeyim. Tabi ki bunların hiçbiri yaşananları telafi etmez, Allah bu zihniyetlerle mücadelede hepimize kolaylık versin.