15 Şubat 2008 Cuma

Anne Olmak...

Tarih 9 Şubat 2008 Cumartesi akşam 18:30 civarı... Annemlerde salonda kanepede uzanmış mışıl mışıl uyuyorum. Elim göbeğimde artık hareket edecek yeri iyice azalmasına rağmen kendini kaybetmiş bir şekilde çırpınan oğlumun tekmelerini hissetmek için hazır. Bu arada kafamda durmadan acaba ne zaman kucağımda da bu hareketleri hissedeceğim sorusu..
Göbişimin kocamanlığından sağa sola dönmem epey zor bu yüzden güzel uykumdan biraz çabuk uyandım. E uyanmışken sanki dağınık kalsa birşey olacakmış gibi etrafı toplamaya başlamıştım ki kontrolsüz su kaybı başladı... Anneeee bana birşeyler oluyor dememle hakkaten birşeyler olmaya başladı.. Kendimi lavaboya attım ki heryer su olmasın.. Annem üzerime birşeyler ayarlarken ben aynadan kendime baktım ve sordum "Şimdi mi? Geliyor mu?" ... Annem ev halkına seslendi beyler yürüyün hastaneye.. Yasemin doğuruyor!!.. Evet işte cümle bu ve gerçek.. Son haftalarda artık sabırsızlıkla beklediğim gün bugündü.. Ama bunu gerçekten duymak insanı kıpır kıpır eden birşey.
Anneme sakin ol anne hemen Aylin teyzeyi ara dedim.. Duyanda beni elli kere doğurmuş sanır :) Nerden geliyor bu sakinlik. Ödüm kopuyor ani heyecanlı birşey yapmaya çünkü bendeki bir heyecan şu anda oğlumu bin kat etkiliyor. Onun için olabildiğince sakin olmalıyım.. Canım Doktorum Aylin Keriş harika bir insan! Gayet sakin tamam hastanede buluşalım dedi.
Sevgili Eşim canım babamız koşarak indi aşağıya ben kendimi lavaboya kapamışım O'da kapıdan "Aşkım iyi misin? Ne yapayım? İyi misin?" diye telaşla sesleniyor.. Bu arada kontrolsüz su kaybı aynen devam. Bizim oğlan artık yeter dedi ben geliyorum kesenin zayıf noktasına bir tekme!! Pat !!! :) dedim bende..
Aslında 5 dakikadan fazla sürmeyen bekleme süresi bana saatler gibi gelsede sonunda annemlerin arabanın arkasında elim karnımda "Hadi oğlum sabret dayan gidiyoruz.." nidalarıyla hastanenin yolunu tuttuk. Babamızda eve eşyaları almaya doğru. (Neymiş tedbirli olup valizi önceden hazırlamak gerçekten önemliymiş!). Hastaneye varmak aslında İstanbul trafiğinde ve bu saatlerde bir buçuk iki saatleri bulurken biz 40 dakikada acilin kapısındaydık.. Hastane gördüğüme sevindiğim tek andır heralde :)
Arabadan indiğim gibi kendimi içeri attım ve elim karnımda doğuruyoruummm dedim :) Güvenlik görevlisi şaşkın yahu daha önce hiçmi doğran kadın görmedin. Beni bir bölüme aldılar ve ilk kontrol yapıldı. Bizim oğlan ters durmaya devam ediyor bu durumda maalesef hayalini kurduğum gibi normal doğum yapamayacağım. O yüzden sezeryan için hazırlık başladı. Ama kalbini duydum oğlumun gayet iyi heyecanlı doğmayı bekliyor, bende onu... Acilden beni burda bulunduğum sürece ikamet edeceğim odaya aldılar.. Oda numarası 3319 :) bunu hep hatırlamak isterim. Doktorum detaylı bir şekilde makat doğmasının risklerini annemlere ve canım eşime anlattı ki onların da içlerinde şüphe kalmasın. Canım annem kaç günlerdir beni havuzlarda yüzdürdü yollarda yürüttü ki bizim oğlan bi tepetaklak olsun diye :) Ama nerdeee...
Saat 21:00 sularında ameliyata alınmak üzere hazırlandım ve yatağa geçirildim. Kalbimin şiddetli atışına artık engel olamıyordum. Ameliyat olacak olmam değildi bende ki heyecanın sebebi artık gerçekten anne olacak olmamdı.. Ameliyathanede başlıyormuyuz dediler en son, şimdi elinizde bir yanma hissedeceksiniz.. Gülümseyerek gözlerimi kapattım..
Saat 22:30 gülümseyerek uyandım ve durmadan bebeğim nasıl dediğimi hatırlıyorum.. Aylin teyze gerçekten erkek mi diye sorduğumuda.. Yani bizi oyuna getirmedi di mi diye espri bile yaptım.. Hemşireler gülüyorlar.. Herkesin ağzında tek cümle var çok güzel bir oğlunuz oldu.. Bende dönen gözlerimi bir noktaya odaklamaya çalışıp gerçektenmi demenin dışında birşey yapamıyorum.. Sonra beni yukarı çıkardılar ve odaya girdim. 3319 numaraları odama oğlumla ilk kucaklaştığım yere.. Odaya girerken elimi havaya kaldırıp "Selamun aleykum!" dedim :) Bu arada ne kadar çok kişi gelmiş bile... Beni yatağıma aktardılar.. ve o an geldi...


Bebeğimi getirdiler bana.. Kucağıma koydular.. Ona baktım ve tek diyebildiğim "Anne bu çokk güzell..." Ve gözlerimden koyverdiğim yaşlar... Aynen şimdi yazarken olduğu gibi..
Allah'ım ne kadar şükredeyim sana ne kadar dua edeyim.. Yetmez...

7 Şubat 2008 Perşembe

Kısır

Kisir by Yasemin Mutfakta
Ne kadar tuhaf dimi? Benim gibi yemek blogu sahibi biri ilk defa kısır yapmış. Valla aslında buda benim ne kadar acemi olduğumun ispatı. Şimdi benim canım oğlumun gelmesine şurda bir haftadan az bir zaman kaldı. Yani normal doğum istediğim için her anda gelebilir. Ama doktorun dediğine göre bizimkinin keyfi iyi bir hafta daha bekleyecek :) Hayırlısı artık..
Canım oğluma bir hoşgelesin partisi yapınca menüde kısırın olmazsa olmaz olduğuna karar vermiştik hünerli bayanım Müge ile.. E haliyle bu kısır yapma işide bana düştü. Ve sanki çok biliyormuş gibi aaa ben yaparım canım ne var dedim. Bizim partidekiler sofrada ilk kısırın tadına bakıpta aa ne güzel olmuş dediklerinde ilk defa yaptığımı itiraf ettim. Halen inanmamakta direnselerde arkadaşlar ben gerçekten ilk defa kısır yaptımmmm :). İşte size acemi kısırcının tarifi...

Malzemeler
  • 2 su bardağı köftelik ince bulgur
  • 3 su bardağı kaynar su
  • 2 yemek kaşığı domates salçası
  • 3 yemek kaşığı biber salçası
  • 5 yaprak kıvırcık marul
  • 2 adet sivri biber
  • tuz, karabiber
  • nar ekşisi
  • zeytinyağ
Yapılışı
  1. Genişçe bir kaseye bulguru koyun. Ayrı bir kapta salçalarla beraber kaynar suyu karıştırın. Salçalar iyice erisin. Salçalı suyu bulgurun üzerine dökün. Çok fazla ezmeden hafifçe karıştırın. Amaç bulgurun her noktasına suyun ulaşması. Sonra kabın üzerini daha geniş bir tabakla örterek bulgurun şişmesine ve dinlenmesine izin verin.
  2. Bu arada marulu ve biberi küçük küçük doğrayın. Bir tarafa ayırın. Şimdi tüm kısır tariflerinin aksine benim kısırımda soğan yok. Ben hamileliğimin başından beri soğan yiyemediğim için kısırımıda koymadım. Arzu ederseniz 2 dal kadar taze soğanı küçük küçük doğrayıp yeşilliklere karıştırabilirsiniz.
  3. Kısırını sosunu tamamen göz kararı hazırladım. Ekşiyi ne kadar sevdiğinize göre değişen birşey çünkü. Ama size yinede aşağı yukarı söyliyeyim. 1 fincan kadar nar ekşisi, 1 fincan kadar zeytinyağ. Tuz ve biber. Hepsini iyice karıştırdım.
  4. Bu arada iyice şişen ve tüm suyunu çekmiş olan bulgur kasesini alın. Ben aşağı yukarı 30-45 dakika beklettim bulguru. Böylece iyice sıvıları özümsemiş ve dinlenmiş oldu.
  5. Bulgura yeşilliği ve sosuda ilave edip çok ezmeden geniş bir kaşık yardımıyla iyice karıştırın. Tadına bakıp sosun miktarı yeterli geldiyse servise hazırdır. Yoksa arzuya göre zeytinyağ veya nar ekşisini artırabilirsiniz..
Afiyet olsun..
Blog Widget by LinkWithin