Ben tüm yılbaşı gecelerimi bakır bir tepsi içine topladım...
Çok yılları geride bıraktım, çok yılbaşı gecesi yaşadım. Hepsi birbirinden güzeldi. Ailemle, yakınlarımızla, eşimle, çocuklarımla, torunlarımla tadına vara vara yaşadım. Hepsi birbirinden özeldi. Her gelen yılı umutla karşıladım, her giden yılı içime sakladım, hiç bir zaman eskimedi geçen yıllar. İçimde olgunlaştı, yerleşti, değerini arttırdı...
Ama! yine de benim için yılbaşı gecesi iki santim büyüklüğündeki "fırdöndü" demektir. "Yılbaşı gecesi" ve "fırdöndü." Eş anlamlıdır sanki. Bendeki anlamı bu ve her zaman öyle kalacak.Altıgen ve bir ucu topaç ucu gibi dönebilen, altı kenarında "bir al, bir koy,üç al, hepsini al, üç koy, hepsini koy" yazıları bulunan sarı bir maden parçası. Çocukluğumda tanıştığım bu sarı maden parçası yaşadığım tüm yıllarda, çıkan onlarca güzel oyunlara rağmen benden hiç ayrılmadı. Bakır büyük bir tepsi içinde saatlerce döndürmekten yorulmazdık, günler evvelden biriktirdiğimiz bozuk paralar tepsinin içinde el değiştirmekten bıkmazdı sanki. Uykumuz gelince gizlice lavobaya gider yüzümüzü yıkar, uykumuzu açardık. Fırdöndü ve tombala, çocukluğumun en güzel yılbaşı geceleri...
Önceleri doğum günümü içine sakladığı için üzülürdüm. İkisi bir arada olunca ağırlık hep yılbaşı gecesinde olur sanırdım. zamanla alıştım, o gecenin oyunları ve kazanma heyecanı yenerdi bu üzüntümü. Daha sonraları hoşuma bile gitmeye başlamıştı, gecenin yıldızı hep ben olmuştum. Ta ki! annem gidene kadar, zaten sonraları da doğum günüm unutuldu gitti. Yıllar yılları kovaladı ve çocuklarım yeniden hatırlattı benimde bir gün doğduğumu...
Tam bir ayımı almıştı iki kazak örmek. O yıl annesiz ilk yılbaşımızdı, kerdeşlerim mahsun olmasınlar diye geceleri onlar uyuduktan sonra gizli gizli örmüştüm. Her yeni yıl geldiğinde annem örer, diker, yeni birşey giymemizi sağlardı, uğurdu onun için ve bende yapmalıydım. Başarmıştım ama sadece kardeşlerime, kendime zaman kalmamıştı. O günden beri de kendim için zamanı hep erteledim, sanırım alışkanlık oldu...
"Anne ne zaman geleceksin." telefonlarının yarattığı 31 Aralık günlerimin en sıkıntılı yıllarıydı. Mesleğim gereği yıl sonları yoğunluğu yılın son gününe dek sürer, eve dönüşümüz akşamları bulurdu. Ertesi gün herkes uyurken işin yolunu tutmakta cabası. Hediye paketleri ile geç bir saat de olsa eve dönüş çok zevkliydi. Evde hediyelerini ve getireceklerimizi merakla bekleyen yavrularımla evdeysek dörtlü eğlencemiz, biryere gidilecekse yolculuk başlardı...
Yıllar hiç bıkmadı, biri gitti biri geldi. Takvimler hep değişti, her gelen yeni yıl temiz bir sayfa açtı yaşantımızda. Her geçen gün üzerini karaladığımız takvimlerimiz oldu. Bilemedik! Oysa hiç karalamaz daire içine alır kenarlarına da çiçek yapardık...
1900'lerin ortalarında bir yerlerde gelmiştim dünyaya. 2000 yılı çok uzaktı, erişilmesi imkansız gibi gözüküyordu. Milenyum, çok coşkuyla beklenilen yıl! Geldi ve geçti yaşamımdan ve hatta üzerine bir 10 yıl daha ekleyerek. Bu 10 yılın bilançosunun kar hanesine üç torun, zarar hanesinde 10 yıl yaşanmışlık sığdırdım...
Yeni bir yıl, 2010 yılı iki gün sonra başlayacak, kimimiz eğlence yerlerinde, kimimiz evimizde eş dost eşliğinde, kimimiz gurbette, askerde sevdiklerine hasret ama mutlaka çevresindekilerle bir gece de yiyip, içip kutlayıp bitireceğimiz koskoca bir yıl. 1 Ocak yorgunluğundan sonra 2 Ocak'ta yeniliği kalmamış olarak günlük 24 saate dönecek bir yıl. Umutlarımızı yüklediğimiz yeni yıla hiç yardımcı olmadan geçen günler. Bir daha hatırlamamız için Aralık ayının son haftası beklenecek. "Aaaa! 2010' da bitiyor," "ne çabuk," "daha dün gibiydi," "günlerin de hiç bereketi yok," gibi...
Sonra umut yeni bir yıla!
Herşeye rağmen gelen yıl, umutların ekildiği, dileklerin dilendiği, takvimlerin değiştiği yılbaşı gecesi coşkusu tadında tamamlasın...
2010 yılı için benim de yeni yıla ait dileklerim herkesin ki gibi. Tüm dünyamıza barış, kardeşlik, huzur getirsin. Mutlu, gülen yüzler görelim, çocuk cıvıltıları duyulsun silah sesleri yerine. İnsanlar insanca yaşayabilsinler, çocuklar çocukluklarına doyarak büyüsünler. Bu dünya hepimizin, kavga yerine paylaşmayı seçelim...
Şu dünyadaki en mutlu kisi mutluluk verendir
Şu dünyadaki sevilen kisi sevmeyi bilendir
Şu dünyadaki en bilge kisi kendini bilendir
Şu dünyadaki en olgun kisi acıya gülendir
Butun dunya buna inansa, bir inansa
Hayat bayram olsa
İnsanlar el ele tutuşsa, birlik olsa
Uzansak sonsuza
Şu dünyadaki en soylu kisi insafa gelendir
Şu dünyadaki en zengin kisi gönul fethedendir
Şu dünyadaki en üstün kisi insani sevendir
Şu dünyadaki sevilen kisi sevmeyi bilendir
Bütün dünya buna inansa, bir inansa
Hayat bayram olsa
İnsanlar el ele tutuşsa, birlik olsa
Uzansak sonsuza
Tüm dostlarımın, arkadaşlarımın, yolu han'ımdan geçen yolcularımın ve herkesin yeni yılını en içten dileklerimle kutlarım...
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN...
*
Öykü Atölyesi için hazırlanmıştır.
Şarkı sözleri alıntıdır.
Şarkı sözleri alıntıdır.