Bu gün o kadar çok şeyi hallettim ki kendimle grur duyuyorum. Tam bir ev kadını profili sergiledim doğrusu. Seksenler dizisini seyredince evde erişte bile kesesim geliyor ve bende turşu kurmaktan başladım sonra lor peyniri yaptım. Kendimi frenlemesem bayrama baklava açacaktım amaaaa bu kadar abartmayayım değilmi herşey yavaş yavaş...
Hayatımda ilk defa turşu kurdum . En çok sevdiğim turşu lahana turşusu eşimle de ortak turşu sebzemiz ve ortak kararımız. Merakla bekliyoruz şimdi turşularımızı umarım iyi bir sonuç alırım alamasam da yeniden deneyeceğim bu yüzden turşu konusunda her türlü öneriye açığım
deneyimli arkadaşlardan.
Hollandanın neyi meşhur deseler aklıma ilk gelen peynir çeşitleri olur ama gelin görün ki
peynirin yüzlerce belkide binlerce çeşidinin olduğu bu ülkede lor peyniri yoooook.
Muadili olarak İtalyan ricottası ve hutte kaas adında peynirler var ama
hani bizim Türkiyede yufkacılardan aldığımız peynirin kendisi değilde kardeşi gibi bu peynirler.
Bende pastorize iki litre sütten denedim ve sonuç mükemmel. İnanılmaz da kolaymış hani yoğurt yapımı kadar diyebilirim.
Burada yakınımızda çiftçiler var direk birinci elden sağlıklı
süt alabileceğimiz. Hemde beş kilosu 1 euro gibi komik bir rakama
(Hani eskiden köylerde alabildiğimiz gibi)
İkinci denemem de daha fazla sütten daha fazla lor elde edebileceğim.
Zira iki kilodan azıcık oldu, ama olsun beni inanılmaz mutlu etti.
Benim çok tatlı bir kedim var biliyorsunuz, kendisi süt kokusuna, peynire yoğurda dayanamaz hemen
dilenmeye başlar. Güneşi gördüğüm için peynirin fotosunu pencere kenarında çekmek istedim. Kedicim hanfendicim NANA dururmu hemen bi bakayım bi bakayım edasıyla peynirimin yanına koklamasına izin verdik bizde. Biraz da mama tabağına koyduk ki prenses tadına baksın.
Hayvan hakları ile ilgili birçok haksızlığın maalesef yapıldığı ülkem adına çok üzülüyorum, hayvanları sevmeyen insanları da sevmez....
Onların verdiği pozitif enerji ve sonsuz dostlukları yadsınamaz.