son 3 gündür belim çılgınlar gibi ağrıyo. ağrının dışında başka bi problemim daha var aslında. mesela şimdi yarım saat kadar yürüdüm diyelim, arabaya binerken yada ne biliyim aniden oturmam gerekirse falan bi anda korkunç bi ağrı hissediyorum. böyle dişiniz çürüktür ve sinirine gelince ağrır ya, aynen öyle çıldırtıcı. bundan sonrası da komik, çünkü 3-5 saniye bunu çektikten sonra şiddetli bi çatırdama duyuyorum. belim kendi kendine aşka geliyo yahu.
efe randevu aldı,kaktık gittik bugün. kapının önünde sıra bekliyoruz. 81 yaşında bi teyze var, beli kırılmış, kemik erimesinden. çocukları bakmıyomuş, bol süt içmeliymişim, ağır kaldırmamalıymışım ve en az 4 çocuk yapmalıymışım, ilerde bana baksınlar diye... sordu teyze nerelisin falan diye, izmir dedim. belli belli, maşaaallahh dedi durdu. efeye bakıyorum, adam sus pus ki normalde sever böyle ortamları. otogar, uçak, bilet kuyruğu favori mekanlarıdır:=) bu teyzenin torunu vardı yanında, ben konuşurken çocuk bana bakıyomuş, hiç farketmedim. efe onu kıskanmış. o teyze bana ölmeden torunumun mürvetini görsem, ahh gelinim olsan der gibi bakmış. tee allaaam ya. sıra geldi teyzeye, gittiler. e rahatladık bizde.
sonra sıra bize geldi. içeri bi girdik doktor amca dehşet'ül vahşet. amca dediğime bakmayın, eve geldim araştırma yaptım 75'li=) gittim oturdum,kapı açık ,efe sekreterin orda takılıyo, dergi falan bulmuş onları okuyodu. doktorcum sordu ben cevapladım, çıtırdıyo belim dedim. yok artık dedi. ne biçim doktor anlamadım, sanki tıp literatürüne geçicek bi olay duydu. utanmasa ohaa derdi kesin. ağrın nerelerde dedi, oturduğum yerden gösteriyorum. e ben göremiyorum ama ayağa kalk dedi. o sırada röntgenci efe bizi izliyomuş, adam gösterdiğim yere bakmadan önce popoma bakmış. ee yüzüme bakıcak hali yok adamın, belim götümün dibi. ben görmedim baktığını ama görsemde gurur duyardım, deeermişim. ( şaka bi yana adam iyiydi) röntgene yollıcak, işaretledi bi ton yerler, uçarak gidiyosun ameliyatım var yetiş bana dedi. efe buna da delirdi. ulann ne var bunda, adam benim iyiliğim için çabuk ol diyo altıüstü. bana yetiş ne demekmiş. zıkkımın dibi.
röntgene gittik, bi hatun bi de ömer var. ömer'in adını nerden öğrendiğime az sonra geliciğim. geçtim içeriye, yatırdılar beni bi masaya, üstümü başımı çıkarmadan 2-3 kez çekti bişiler, sonra bi bez parçası verdi,kotunu çıkar yan dön,ellerini başının üstüne koy dedi. ben bi yan döndüm götüm dışarda kaldı. ani bi hareketle bezi çekiştiriyorum, çünkü ömer ayak ucumda bilgisayarda hatunun çektiklerine bişiler yapıyo. dönse götümü başımı görcek yani. nerelisin sen bakıyım dedı kız, izmir dedim. ay kız sen hiç izmirli kızlara benzemiyomusun, ömere göstersinler diye ben bilerek açanlar bile gördüm dedi. töööbe allahım ya, izmir'in adını bunlar batırıyo zaten. bak sinirlendim yine. ömerin de beni salladığı vardı sanki ya, dışarda hasta var mı bıdı bıdı konuşup duruyodu. ben giyinirken bi izleyemedik şu filmi dediler. çıkarken bi döndüm, kutsal damacanayı izliyolardı, şapşallar yahu:=)
röntgenden sonra bi yere daha gittik. röntgen sonucunu onlara gösterip, rapor yazdırıp o raporu doktora göstericektik. baktım bekleme salonunda 20-25 kişi var. ee bende bi ayar çektim, napıım şimdi,beklesemiydik o kadar, efe çıldırdı.ne dedin çocuğun kulağına diye ömrümü yedi. ulann ne dicem, çok ağrım var, ayakta durucak halim yok dedim. beni zorla dinden imandan çıkarıyo ya. bi ton sıra beklemedik, kötü mü oldu?
raporu da aldık, doktora gittik. benim cool doktor beni beklemeden gitmiş ameliyata. efe nasıl mutlu oldu. ne salak yahu, yarın bi daha gidicez iyi mi oldu? sanki adam bana kahve içmek için randevu vermişti de ekti ha, adam öyle sevindi yani:=)
şimdi rapora gelince, pek bi bok anlamadık. anlayan olursa bi zahmet yarına kadar ben çatlamadan anlatsın, derdim neymiş.
lumbosakral bölge a-p ve lateral ile fleksiyonda ve ekstansiyonda elde olunan lateral radyogramların incelenmesinde L5-S1 aralığı daralmış. bu düzeyde enstensiyon grafisindeevre 1 listezis mevcut.
bu rapor uzayıp gidiyo da diğer zımbırtılar normal diyo, yazamadım ayol, 10 dakika da yazdım şu iki satırı, doktorluk zor meslek azizim. ayy neyse durumlar böyle işte. efe hastalık hastasısın diyo ya, değilim işte. gözüyle gördü, daralmış işte, daha napiim ben?
yere sırt üstü yatmaya gidiyorum ben. öpcükler.
ipek
29 Aralık 2009 Salı
21 Aralık 2009 Pazartesi
* efe 2012 de askere gitmeyi düşünüyo, düşüncesini yediğimin adımı bakın daha neler düşünüyo. eğer 2012' de kıyamet koparsa askerlik yapmamış olucakmış, eğer askerdeyken de kıyamet koparsa şehit olucakmış.her türlü cennetlikmişş:=) salak yaa, bunu şu ülkede kaç insan evladı düşündü merak ediyorum.
efe beni saçmasapan bi adamın klibindeki saçmasapan bi hatuna benzetiyo. saçlarımız dışında benzeyen bişi yok aslında. kızın ne kepçük ağızlısı kaldı ne bişiyi. benzetmiyo aslında, baştan söyledi, ipek az sonra seni birine benzeticem, köpüreceksin dedi. hiç köpürmedim walla, efeye karşı bağışıklık kazandım sanırım:=) işte o saçmasapan şarkı ve bana bezediği iddia edilen abla. yanda.
efe beni saçmasapan bi adamın klibindeki saçmasapan bi hatuna benzetiyo. saçlarımız dışında benzeyen bişi yok aslında. kızın ne kepçük ağızlısı kaldı ne bişiyi. benzetmiyo aslında, baştan söyledi, ipek az sonra seni birine benzeticem, köpüreceksin dedi. hiç köpürmedim walla, efeye karşı bağışıklık kazandım sanırım:=) işte o saçmasapan şarkı ve bana bezediği iddia edilen abla. yanda.
* şuna bugün emin oldum ki 2009 benim için boktan, talihsiz bi yıldı. bugün de sonuncusu olmasını umduğum bi olay yaşadım. benim 5 ay önce aldığım dokunmatik ekran bi telefonum var. aldığım güne lanet ediyorum, dokunmatik ekran kilitlenip duruyo. artık canıma taketti, satıcam ben bunu dedim. telefoncudan içeriye girmeden de baktım bi yamukluk var mı diye. çalışıyodu. o sırada biri bişi sordu, telefoncu amca cevapladı, buyrun dedi bana, satmak istiyorum ben bunu çok yeni aslında diye bıdı bıdı konuşurken amca eline atelefonu aldı ve tahmin edildiği üzzre ekran kilitlendi. bozuk telefonumu satıcaktın diye de haşladı bi güzel.ama o bekleyince oluyo, çalışıyo aslında, açıp kapayalım, aslında satmazdım daaa diye saçmalarken amca bana kıçını dönmüş yürüyodu. şahane.
* domuz gribi aşısı yaptırdık uzuuunca bi süre düşündükten sonra. aşı erkeklerde kısırlık yapıyomuş. efe biraz tutuştu sanki. bende bu durumun tadını çıkarıyorum tabii. dün dedim ki sadece kısırlık yapsa iyiymiş, iktidarsızlıkta yapıyomuş. suratının aldığı şekli görmek mi, efe'nin 3 gün iktidarsız olması mı deseler,3 gün iktidarsız olmasını seçerdim. çok eğlendim çook:=)
(3 gün günden fazla da dayanamıyomuşum, ahh benim sevgili biliçaltım, neleri döküyosun bazen ortaya)
(3 gün günden fazla da dayanamıyomuşum, ahh benim sevgili biliçaltım, neleri döküyosun bazen ortaya)
* 2 gündür rüyamda fotograf çektiğimi görüyorum. ilginçtir uyanıyorum, tekrar uyuduğumda yine çekiyorum, çekiyorum, çekiyorum. ecelimin geldiğine işaretmiş. takdir-i ilahi genç yaşta gitmekte varmış, efe artık size emanet. benden başkasını yazarsa falan lütfen çekinmeden oyunuz gözlerini. bu konuda güvendiğim, gözümün arkada kalmamasını sağlıcak bikaç isim var. bunlardan biri hiç şüphesiz. meltem :=)
* İstanbul'da bi taksici bana sen akp'ye oy veriyosundur, o tip var sende dedi. ben nerdee yanlış yaptımm diye o gün bugündür düşünmekteyim.
* bu aralar iğrenç espiriler yapıyorum. hemen örnek veriyim, arkadaşımla sinema girmek üzereydik efe
aradı, hangi filme giriyosunuz dedi. söyleyemem adını sen koy dedim. ööğğğrrrkk. geçen günde efeye sana astronomik bir teklif yapıcam, benimle uzaya çıkar mısın dedim.sonrasında adamın biri sevgilisini buzdolabına kilitlemiş niye biliyomusun, ilişkileri bozulsun istemiyomuş da ondan dedim. ayrılsak da berberizde böyle tipler vardı ya, onlar gibiyim yahu. geçer dimi? bi dönem bu, geçer diyin nolur:=) benden soğumayın diye en hafiflerini yazdım bi de. gerçi efe istanbul faciasından sonra bunlara bile ehi komik sevgilim diyo. yaradı tosunuma.
aradı, hangi filme giriyosunuz dedi. söyleyemem adını sen koy dedim. ööğğğrrrkk. geçen günde efeye sana astronomik bir teklif yapıcam, benimle uzaya çıkar mısın dedim.sonrasında adamın biri sevgilisini buzdolabına kilitlemiş niye biliyomusun, ilişkileri bozulsun istemiyomuş da ondan dedim. ayrılsak da berberizde böyle tipler vardı ya, onlar gibiyim yahu. geçer dimi? bi dönem bu, geçer diyin nolur:=) benden soğumayın diye en hafiflerini yazdım bi de. gerçi efe istanbul faciasından sonra bunlara bile ehi komik sevgilim diyo. yaradı tosunuma.
( ha bu arada film çok boktan, melis birkan ıssız adamdaki gibi işte, aynı tripler,aynı ifade, aynı ses tonu.
bayıyo kısacası.senaryoyu da ben yazmışım sanki. o kadar bok. ama eskişehir var işin içinde gidin izleyin siz. Tuna' da az çakal değilmiş, iyi kullanmış bunu)
bayıyo kısacası.senaryoyu da ben yazmışım sanki. o kadar bok. ama eskişehir var işin içinde gidin izleyin siz. Tuna' da az çakal değilmiş, iyi kullanmış bunu)
14 Aralık 2009 Pazartesi
muhsin bey gibi oldum lan, dön litfen...
Tamam! itiraf ediyorum! Herşeyi bugün burada bu yazıda açıklayacağım!
Öncelikle blog'a neden yaz(a)madığımı itiraf etmek istiyorum : Allahın cezası pislik ipek benden iyi yazar oldun başıma şevkimi kırıyorsun pislik!
Sonra taş gibi olan, şişko olmayan biricik hayat arkadaşım canım eşim hatta karım ulan! canım karıcım evine dön, seni çok özledim!
Ahh dostlar ahh, hakketten nazara geldik sanırım... ipekim balım dolup taşmış çekti gitti.. bok gibi ortalarda kaldım, kaç gündür evde ne yemek ne çamaşır.. ortalığı bok götürüyor... lkol komasına girceğim yakında! nedir ulan bu çektiğim! karısının dönmesini isteyen muhsin bey gibi oldum! ipeğin de sağı solu beli olmuyor ki... lan ne yazacağımı da bilemiyorum şimdi.. kafam bok gibi.. halimi hiç sormayın! aklıma ne gelirse yazıyorum kusuruma bakmayın... ( kafam da azıcık güzel hani.. )
İpek çekti gitti, ilk gece zaten küfür etmekten uyuyamadım! hay azıma, hay kafama, hay aklımı, hay beynimi, hay şahsiyetimi.. sövmediğim yerim kalmadı... ( ipeğim sana sövmedim lan hiç valla bak ) sabah uyandım, kızarmış ekmek kokusu yok, bir kahvaltı yok.. gece yatmadım zaten gerçi, yatamadım... sabaha karşı bir dalmışım... neyse kahvalıyı geçtim, duş alacağım suyun bile tadı bzuk sanki.. içeriden müzik sesi gelmiyor, hain bir ıssızlık götümü kaşıyıp duruyor! neyse birinci gün salak salak ortalıkta gezinmekle geçti.. ikinci gece.. o gece daha bir beterdi... gözümde hala uyku yok.. ipeği arıyorum açmıyor, mesaj atıyorum cevap yok... bu bloga'da az küfür etmedim hani sözlemesi aramızda.. (:
2. gece Aytaç ile onuru çağırdım, gelirken de alabildiğiniz kadar alkol alın dedim... geldiler... hayvan herifler sanki alkol kıtlığından çıkmışlar! 2 büyük vodka, 10 bira, 1 büyük rakı, bir şişe tekila almış gelmişler... tabii durumu anlattım ya telefonda yengeniz gitti diye şerefsizler evde beni teselli etmek adına hem baç izleyecek hem de birkaç kafayı çekecek yerleri var.. sevgililerine de biz efeyi teselliye gidiyoruz onda kalacağız demişler... adiler! neyse.. biz iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç... ebesinin örekesine kadar içtik.. 2 gece de öyle geçti.. gece gündüz sarhoşum bağırıyorum ipeğe sesli mesajlar gönderiyorum tık yok! deli oldum iyice!
Bu sabah bloga sardım.. şifreler deniyorum, ipegin doğum tarihleri telefon numaraları annesinin kızlık soyadı, göbek adı, kütüphane numarası, kredi kartı şifresi, ayakkabı numarası, sütyen kopcası.. aklıma ne rakam harf marka sayı gelirse yazdım... yemedi.. araya arkadaşlar soktum hackleyin lan patlatlatın diye bağırdm sövdüm, onlar da bana sövdüler sonra akşam üstü bir hacker arkadaş aradı.. palattım abi dedi... dedim dile benden ne dilersen... az önce de ipeğe mesaj attım, patlattım lan blogun şifresini diye! o da mesaj atmış, azınatükiriyim efe diye! çok mutlu oldum lan (: cevap yazdı lan bana... şimdi blogu patlattığım için de özür dilerim hayatımın balı... möçk...
şimdi şu twitter, friendfeed olalarına geçelim, yaa onlara cep telinden mesaj yolluyorum hem biliyorsunuz kısa mesaj olayı yani onlar.. vırt zırt gün içerisinde kafa dağıtmak için yapıyorum onları.. ama blog yazmak ayrı birşey.. bir de uzun zamandır birşeyler yazmıyorum.. eskiden iyi yazardım, şimdi ne bileyim yazdıklarım iyi gelmiyor... ipeğin yazdıklarını daha bir seviyorum daha bir beğeniyorum... böyle çok tatlı samimi geliyor.. ipeğe karşı ezik hissettim lan kendimi resmen! neyseciğime.. hem bir de böyle şu sıralar bir halsizlik var üzerimde genel.. kıştan dolayı sanırım.. bir durgunluk filan... ipek de böyle üstüme gelince... aman işte öyle....
sadede gelelim... ipeğim, balım çok seviyorum lan seni, herşeyimsin lan hayatımın puzzle parçası... sabah kahvaltım, duşumdaki suyum, yastığım çarşafım yorganım, ayak baş parmaklarım.. ipeğim herbişeyimçç dön litfen.. nöğlur.. seni çok seviyorum lan valla... bak onurla aytaç eve karı atacaklarmış öyle diyorlar... ben izin vermiyorum ama beni de dinlemiyorlar... gel kurtar beni... alkol komasına girmeden yetiş balım.. litfen dön nöğlüüür....
Öncelikle blog'a neden yaz(a)madığımı itiraf etmek istiyorum : Allahın cezası pislik ipek benden iyi yazar oldun başıma şevkimi kırıyorsun pislik!
Sonra taş gibi olan, şişko olmayan biricik hayat arkadaşım canım eşim hatta karım ulan! canım karıcım evine dön, seni çok özledim!
Ahh dostlar ahh, hakketten nazara geldik sanırım... ipekim balım dolup taşmış çekti gitti.. bok gibi ortalarda kaldım, kaç gündür evde ne yemek ne çamaşır.. ortalığı bok götürüyor... lkol komasına girceğim yakında! nedir ulan bu çektiğim! karısının dönmesini isteyen muhsin bey gibi oldum! ipeğin de sağı solu beli olmuyor ki... lan ne yazacağımı da bilemiyorum şimdi.. kafam bok gibi.. halimi hiç sormayın! aklıma ne gelirse yazıyorum kusuruma bakmayın... ( kafam da azıcık güzel hani.. )
İpek çekti gitti, ilk gece zaten küfür etmekten uyuyamadım! hay azıma, hay kafama, hay aklımı, hay beynimi, hay şahsiyetimi.. sövmediğim yerim kalmadı... ( ipeğim sana sövmedim lan hiç valla bak ) sabah uyandım, kızarmış ekmek kokusu yok, bir kahvaltı yok.. gece yatmadım zaten gerçi, yatamadım... sabaha karşı bir dalmışım... neyse kahvalıyı geçtim, duş alacağım suyun bile tadı bzuk sanki.. içeriden müzik sesi gelmiyor, hain bir ıssızlık götümü kaşıyıp duruyor! neyse birinci gün salak salak ortalıkta gezinmekle geçti.. ikinci gece.. o gece daha bir beterdi... gözümde hala uyku yok.. ipeği arıyorum açmıyor, mesaj atıyorum cevap yok... bu bloga'da az küfür etmedim hani sözlemesi aramızda.. (:
2. gece Aytaç ile onuru çağırdım, gelirken de alabildiğiniz kadar alkol alın dedim... geldiler... hayvan herifler sanki alkol kıtlığından çıkmışlar! 2 büyük vodka, 10 bira, 1 büyük rakı, bir şişe tekila almış gelmişler... tabii durumu anlattım ya telefonda yengeniz gitti diye şerefsizler evde beni teselli etmek adına hem baç izleyecek hem de birkaç kafayı çekecek yerleri var.. sevgililerine de biz efeyi teselliye gidiyoruz onda kalacağız demişler... adiler! neyse.. biz iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç iç... ebesinin örekesine kadar içtik.. 2 gece de öyle geçti.. gece gündüz sarhoşum bağırıyorum ipeğe sesli mesajlar gönderiyorum tık yok! deli oldum iyice!
Bu sabah bloga sardım.. şifreler deniyorum, ipegin doğum tarihleri telefon numaraları annesinin kızlık soyadı, göbek adı, kütüphane numarası, kredi kartı şifresi, ayakkabı numarası, sütyen kopcası.. aklıma ne rakam harf marka sayı gelirse yazdım... yemedi.. araya arkadaşlar soktum hackleyin lan patlatlatın diye bağırdm sövdüm, onlar da bana sövdüler sonra akşam üstü bir hacker arkadaş aradı.. palattım abi dedi... dedim dile benden ne dilersen... az önce de ipeğe mesaj attım, patlattım lan blogun şifresini diye! o da mesaj atmış, azınatükiriyim efe diye! çok mutlu oldum lan (: cevap yazdı lan bana... şimdi blogu patlattığım için de özür dilerim hayatımın balı... möçk...
şimdi şu twitter, friendfeed olalarına geçelim, yaa onlara cep telinden mesaj yolluyorum hem biliyorsunuz kısa mesaj olayı yani onlar.. vırt zırt gün içerisinde kafa dağıtmak için yapıyorum onları.. ama blog yazmak ayrı birşey.. bir de uzun zamandır birşeyler yazmıyorum.. eskiden iyi yazardım, şimdi ne bileyim yazdıklarım iyi gelmiyor... ipeğin yazdıklarını daha bir seviyorum daha bir beğeniyorum... böyle çok tatlı samimi geliyor.. ipeğe karşı ezik hissettim lan kendimi resmen! neyseciğime.. hem bir de böyle şu sıralar bir halsizlik var üzerimde genel.. kıştan dolayı sanırım.. bir durgunluk filan... ipek de böyle üstüme gelince... aman işte öyle....
sadede gelelim... ipeğim, balım çok seviyorum lan seni, herşeyimsin lan hayatımın puzzle parçası... sabah kahvaltım, duşumdaki suyum, yastığım çarşafım yorganım, ayak baş parmaklarım.. ipeğim herbişeyimçç dön litfen.. nöğlur.. seni çok seviyorum lan valla... bak onurla aytaç eve karı atacaklarmış öyle diyorlar... ben izin vermiyorum ama beni de dinlemiyorlar... gel kurtar beni... alkol komasına girmeden yetiş balım.. litfen dön nöğlüüür....
13 Aralık 2009 Pazar
küstüm oynamıyorum
Efeye kızgınım ! siz hep diyosunuz ya amann nazar değmesin size, amann göze gelmeyin... sanırım geldik o çıkasıca gözlere. anlatınca bi çoğunuza komik gelicek biliyorum ama çok kızdım. hatta evi terkettim, istanbul'a geldim bi başıma. yemin ediyorum yaptım bunu.
efe dümbüğüne şu bloğu açtığımızdan beri gıcık oluyorum ben aslında. adama sanki silah zoruyla yazdırıyorum. dürtmeden yazmıyo. aslında ota boka yorum yapmaya bayılan bi insan. twitterı var, friendfeedi var, facebooku var, sosyomatı var. var da var!!! işin özü adam fazlasıyla sosyal...twitterına bişi yazıyo, 238502 tane yorum, amann efe ne alemsinler, efe çok tatlısınlar, balımsınlar, yerimler, öperimler... kıskanmıyorum yanlış anlaşılmasın. ama sevgilimin enerjisini çalıyolar. ne hakları var ya?ben hadi hayatım bloğa yaz bak çok komik bugün olan, cart curt diyince de tamam ipek yeaaa, ne acelesi var yeaa, bi kafamı toplıyım yazıcam yea diyo! işte o zaman şeytan diyo ki bana, al o kafasını çarp duvardan duvara, bakalım bi daha toplanabiliyo mu? ulann sanki akademik makale yaz diyorum.
geçen telefonda dedim ki bak sevgilim yorum vardı bikaç tane, onayladım, acelem var diye cevap yazamadım, sen eve gidince yaz bişiler. Eve gittim efe gelmişti, sanırım bende biraz abartıyorum bu işi, ayakkabılarımı çıkarırken yorumları cevapladın mı dedim, cevaplıycakmıydım ki dedi. o an ayakkabılarımın topuklarıyla o gözlerini oyup eline vermeyi o kadar çok istedim ki... kafasına fırlattım ama havada yakaladı. adamın refleksleri gelişti sayemde.
geçtim yatak odasına lensimi çıkarıyorum, üstümü değiştiriyorum falan filan. damladı arkamdan, öpmeye çalışıyo binbir şebeklik yapıyo. yerimmm ben ayva göbeği demeseydi keşke. o an delirdim. bütün sorun 2 kilo almam dimi diye başladım. geçen gün yüzün hafif tombullaştı ama kolların bacakların gayet normal, azcık göbiş çıktı ama o da oturunca her insanda çıkıyo demişti. bu söylediklerini bi anda yüzüne kusmaya başladım. şaşırdı...haklıydı da. ben de şaşırdım, ufaktan kin beslemeye başladığımı farkettim ki bi ilişki de bundan tehlikelisi yoktur. bağırdım çağırdım. efe bişi yapmadı. dinledi...bi ara sarılmaya çalıştı, 10 kaplan gücüyle ittim. yediklerimi inkar etmiyorum maşallah:=)
kadınlar böyle malesef,konuyu nerden nereye bağlıcakları pek belli olmuyo...oturdum, düşündüm...biraz özlemek iyidir dedim. hazırladım sırt çantamı, çıktım gittim. yatağın üstüne de not bıraktım. filmlerde olmuyomuş demek ki bunlar. fonda sezen aksu'dan git çalsa film bile olabilirdik aslında ya neyse.
istanbuldayım şimdi. yediğimden, içtiğimden, gezdiğimden, konuştuğumdan,güldüğümden, ağladığımdan hiçbişi anlamıyorum. ağlayınca bile rahatlamıyorum. fotoğraf çektim bir sürü, tatsız tuzsuz, güzel değil...gayet iyi olduğumu düşünürdüm, değilmişim. rakı içtim sarhoş olmadım. benim nazın, şımarıklıklarım efeyeymiş. dışarısı soğuktu, ben incecik giyinmiştim üşüdüm bugün...efe olsa böyle de çıkılmaz ama ipek, uçarak gidip değiştiriyosun derdi. üşümezdim.
özledim...
ama ayaklarım gitmiyo bi türlü. sanırım bikaç gün daha burda olmam iyi gelicek ikimize de. olmadı ben bi sinan çetin'i ararım burdayken. film yapsın bizi:=) gerçi adam eminim reddeder bizim filmi çekmeyi, ne yani sorunumuz sevgilimin blogumuzla ilginmemesimi dicem. şapşal mıyım ne?
***domuzlukta son nokta. blogun şifresini değiştirdim. ehihihi
7 Aralık 2009 Pazartesi
*efeyle çok pis kavga ettik. şimdi iyiyiz ama ben tam bir izmir şoparıyım buna karar verdim, o ne çirkeflik, o ne huysuzluk öyle. kendimden tırstım walla. (bu da kendimi intihar edicem gibi bişi oldu ya neeyse)
*ayşe kod adlı hamile arkadaşım bebişi doğurmaya karar verdi. o öküzün önde gideni hala bu çoCuk doğaaamaz diye vızıldanıyo. çokta tınnn. göt seniii...
*efe, ayşe'nin sevgilisini aldı meyhaneye gitti. dut gibi sarhoş oldu geldi salak. eve geldiğinde çocuk istiyorumm ipeeekkk diye hönkürüyodu. o odun benim şapşalımda nasıl bi etki bıraktı hala düşünmekteyim.
*az önce efe'ye bi dilek tut dedim "meme" dedi yaa:=) neden böyle bi sevgilim var yeareppim?
*benim bi ajandam var, okuduğum kitaplardaki hoşuma giden cümleleri yazıyorum oraya. yıllardır yazıyorum üstelik ve enfes bişi çıktı ortaya. efe dün o defterin fotokopisini çektirmeyi teklif etti. walla yaptı bunu, bi de ciddi ciddi ne var sanki ya ipek ya ,uff yaa derste falan sıkıldıkça okurdum dedi. bu adamda "kişiye özel" kavramı yok. arada bi diş fırçamı kullanmasından belli zaten. pislinnkk:=)
*efe her sabah blogu açıyo ve aaa 12 yorum var, ohaa lann 6 kişi daha izliyo diyo ve ben her seferinde inanıyorum. bugun de aynısı oldu, saf mıyım ne?
*bugün fim almaya gittik, orda gebertiyodum efeyi. şimdi ben sevdiğim bi film mutlaka arşivimizde olsun istiyorum, çocuklarımıza hatıra kalsın diye. efe de her defasında o zamanaa kadarrrr diye bi başlıyo, deliriyorum. dvd mi kalıcak ipek sanki yaa diye dalga geçmiyo mu o zaman diyorum ki çarp şööle ağzının üstüne bi tane. yapıcam ama bi gün.
*dergiler rengarenk yılbaşı ajandaları veriyo diye, servet harcadım bi ton salak dergiye. paracıklarım gitti diye okuma zorunluluğu hissettim bi de, cinsel yaşam testleri falan çözdüm. maksat param boşa gitmesin. efe de bu ajandaları toplasan bi dergi parası etmez dedi. bok. yalancı işte. çekemiyoo !
*turşu yaptım, sirkeli salataya benzedi, efe çatladığı için erken açtı kapağını da ondan. zaten bi kavanozu salata niyetine yedik, kışlık turşu kavramı bizden bayaa uzak bunu anladık. reçel faciasından sonra turşuyu da annelere bırakmayı uygun gördük.
*efeye kızın biri gözümün önünde resmen yavşadı. hiç sinirlenmedim, gerilmedim, tepki vermedim ama büyüdüğüme karar verdim. bana bu duyguyu yaşattığı içinde efeme teşekkür ettim:=)
1 Aralık 2009 Salı
yerimmm
biz şimdi efelere gittik ya , benım orda iştah sen bi açıl, o gun bugundur tabiri caizse ''agopun kazı'' gıbı yıyorum. ama ne yeme? öyle böyle değil. efe ağzıyla gülmeyi bıraktı artık:=) mutfakta ben tıkınırken karşıma geçiyo oturuyo, o bakıp güldükçe de ben yiyorum. psikolojim mi bozuldu yahu benim?
efe bugun dedi ki otur neler yedin yaz bi görelim. önce cık mık dedim. baktım daha çok dalga geçicek liste yapmazsam, oturdum yazdım. aynen iletiyorum.
sabah: ballı,cevizli cornflakes, ardından sucuk, 2 dilim ekmek, aklınıza gelebilicek bütün kahvaltılık malzemelerden biraz!, 2 kaşıkcık nutella, bol miktarda şekersiz çay ( şekerli çay çok kalorili asla işim olmaz:=))
öğle: efenin enfes sebzeli makarnasından 2 tabak, sayısız zeytinyağlı yaprak sarması (efenin annesi kalp ben) ayran
1 saat sonra 1 paket BENİMO. benimdi o ama efede yiyodu arada, göremedim kaç tane götürdü. sayı veremiciim.
(sonra biz bu arada bi seviştik, bütün yediklerim hooopp gittii, ben sonra bi daha acıkmıyım mı?. bak sen allahın işine.)
efeye dedim ki gel bi yürüyüş falan yapalım, iyice acıkalım sonra dışarda bişiler yer eve geliriz. uysal sevgilim tamam dedi, dışarı çıktık 5 dakika yürüdük yürümedik, ben başladım karnım belime yapıştı, ne biçim sevgilisin sen, düşüncesiz, seviştin seviştin bütün enerjimi bitirdin şimdi aklın gezmekte vs.vs... efe delirdi ve attık kendimizi bi tantuniciye. ben orda da bol limonlu, biberli tantunileri yedimm, yedimmmmm, yedimmmm:=) ayy şimdi bile ağzım sulandı, kendimden geçtim bak:=)
efe sehpa kullanma göbeğin varken bile dedi az önce. bi insanın sevgilisinden bunu duyması hem çok komik hem de kötü bee:=)üzüldüm bak. yarın ne? çarşamba. ben başlıyım rejime. hem zaten pazartesi başlanan tüm rejimler başarısızlıkla sonuçlanır. evet evet, doğru gün yarın. gece 12 'ye kadar hala zamanım var. yaşasın yemek yemekkkk... öpüldünüzzz...
ipek
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)