30 Ağustos 2010

VARROA MÜCADELESİ...

Birçok bölgede 2010 yılı bal hasatı bitmiş durumda. Şimdi yapılması gerekli işlerin başında arılarımızı 2011 yılına hazırlamak olacak. Arıcı dostlarım çok iyi bilirler ki arıya yapılacak en iyi bakım sonbaharda yapılan bakımdır. Öncelikle bal sezonu boyunca kovanlarımızda üreyen varroa parazitinden kurtulmamız lazım. Bunun için ülkemizde ruhsatlı birçok ilaç var. Bu ilaçlardan doktora çalışması ve saha çalışması benim arılığımda yapılmış olan İthal ABvarC listeye katılmış oldu. Şimdiye kadar yaptığımız varroa ilaçlamasında bu ilaç sayesinde büyük kolaylık geldiğine inanıyorum. 10 çerçeve arılı kovana bütün, 5 çerçeve arılı kovana yarım kurabiye yeterli.
varroa mücadelesi

Her zaman söylediğim gibi piyasada kaliteli ve ruhsatlı ilaçlar var. Unutmayacağımız konu ise, hiçbir ilaç en iyi ilaç değildir. Çünkü varroa, üst üste kullanılan ilaçlara karşı çok çabuk direnç kazanıyor. Bu nedenle her mevsim dönüşümlü ilaç kullanmak zorundayız. İlaçlamada başarılı olmanın yolu yavrunun en az olduğu dönemde ilaçlama yapmaktır. Yapılan varroa ilaçlamasından sonra arılarımızı gelecek yıla hazırlamak için genç arılarla kışa sokmak gerekiyor. Bunun için sonbahar şuruplamasını iyi yapmak lazım. Bulunduğunuz bölgede soğuklar başlamadan bir ay öncesinde sonbahar şuruplaması bitirilmeli ki, arılar aldıkları şurubu sırlayabilsinler. Genç arılarla kışa giren arılar mevcut kaybına uğramadan ilkbahara çıkar ki, bu genç arılar sayesinde daha güçlü kolonileriniz olur. Bu sonbaharda yine boş durmayacağız, yavru çürüklüğü ve varroa için yeni formullü organik ürünler üretmenin peşinde olacağız. İlk denememize başladık bile, inşallah başarılı oluruz ki bu başarımız Ülkemiz ekonomisine ve arıcılarımızın ekonomisine katkı sağlar.

25 Ağustos 2010

BALLI BABA...

Onbeş günde bir canlı olarak 67 TV de yayınlanmakta olan bir programı daha geride bıraktık. Bu programda konumuz "ARICILIĞIN EKONOMİDEKİ YERİ" idi. Programa Karabük İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı sayın Fuat ALPAY, Bartın İli Arı yetiştiricileri Birliği Başkanı sayın Harun LERMİ ve Zonguldak, Bartın, Karabük İllerini kapsayan BATI KARADENİZ KALKINMA AJANSI Koordinatörlerinden sayın İbrahim ÇİMEN ile sayın İsmail GÜRSOY konuk olarak katıldılar.
Ülkemizde bölgeler olarak kurulan Kalkınma Ajanslarının kuruluş amaçları ve uygulanacak projeler hakkında geniş kapsamlı bilgiler edindik. Arıcılar olarak bu kapsamda ne gibi çalışmalar yaparak hem arıcılarımızın hemde Ülkemizin ekonomisine daha fazla katkılarımız olacağını konuştuk.
Değerli arı dostları, bulunduğunuz il deki birlikleriniz sayesinde Kalkınma Ajanslarına giderek mutlaka bu bilgileri almanızı ve gerekli projeleri yapmanızı öneririm.

14 Ağustos 2010

BÖLÜKLÜ YAYLASI...

Fotoğraf sadece bir nokta kadar yer...
Bölüklü yaylası her yıl gitmeye çalıştığımız çok güzel bir tabiat harikası yerdir. İstanbul ve Ankara'ya yakınlığı (280- 330 km) nedeniyle günü birlik gezilebilecek ve piknik yapılabilecek bir yerdir. Bu yaylayı anlatmak için kelimeler yetersiz kalıyor, sadece şunu söyleyebilirim GÖRMEK LAZIM... Bu yıl Eğitim Fakültesi Dekanı sayın Prof. Dr. Erdal COŞKUN eşi Tülin COŞKUN ve oğlu Çağlar, TTK (Türkiye Taş Kömürleri) Üzülmez Müdür yardımcısı Maden Mühendisi sayın Ali HEKİM ile Ağustos ayında çıkmayı planlamışdık, yaylaya çıktığımızda çadırlarımızı kurduk ve güzel bir yemek yedik. Akşam üzeri 15 km lik bir yürüyüş yaparak günümüzü tamamladık. Çadırlarımıza geldiğimizde gece 22:00 olmuştu bile. Yürüyüş yolumuz üzerinde anıtlar yüksek kuruluncada onaylanmış 1500 yıllık porsuk ağacı ve daha ilerde bulunan bir yaylada anasını kaybetmiş bir ceylan yavrusunu görmeye gittik. Yaylada yaşayanlar ceylanı bulduklarında anası kurt veya çakallar tarafından parçalanmıştı.

Yaylada yürüdüğünüz sürece bol bol su içebilirsiniz amaaaaaaaa dişleriniz sağlamsa. İnanın hayatınızda bukadar soğuk su içmedim diyeceksiniz. Sular kayalardan şarıl şarıl akıyor, iç içebildiğin kadar.

Ertesi gün 1 Ağustos 2010 BÖLÜKLÜ YAYLA ŞENLİKLERİ yapıldı, katılanlar ve konuklar gönüllerince eğlendiler.
Gerçek misafir perverliği ve tabiatın biz insanlara sunduğu güzellikleri görmek istiyorsanız Gümeli beldesi Bölüklü yaylasına mutlaka bir uğrayın. Bölüklü yaylasından 1 saatlik yürüyüşle 1635 rakımlı bacaklı yaylasına çıkacaksınız. Bolu, Düzce ve Adapazarı illerine yukarıdan aşağı kuş bakışı bakacaksınız. Sabah erken saatte sessizce kalkarsanız yaban hayatındaki bir çok hayvanı göreceksiniz. Ayı, kurt, dağ keçisi, ceylan.... Yaylada yakın ilgisini ve güler yüzünü esirgemeyenleri sayamayacağım ancak; Gümeli Belediye Başkanı sayın Ahmet SAYDAM ve yeğenlerinin nezdinde tüm Gümeli halkına teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım.

4 Ağustos 2010

YA BİZ...

Günün birinde yolu bir dergâha düsen kendi halinde bir adam, dergâhta, bir Mevlevi ile bir Bektaşi'nin sohbet ettiklerini görünce yanlarına yaklaşır. Kendini tanıtır ve dergâhı merak ettiğini, nasıl zikir edildiğini izlemek için geldiğini söyler.
Erenler başlar adama çeşitli nasihatlerde bulunmaya, her biri kendi yolunu mümkün olan en tatlı dille anlatmaya çalışır.
Adam bir yandan onları dinlerken, bir yandan da gözleri onların giysilerine takılır.
Mevlevi'nin giydiği kıyafette kollar o kadar geniş ve uzundur ki hem içine üç kişinin birden kolu sığabilir, hem de uzun olduğu için yalnızca kolları değil, elleri de kapatmaktadır.
Bektaşi’nin kıyafetinde ise tam tersi bir durum vardır.
Elbisenin kolu daracıktır, neredeyse tene yapışmıştır; üstelik kısa olduğu için, eller ta bileklere kadar açıktır.
Bu duruma hayret eden adam, sebebini öğrenmek ister.
Büyük merakla, önce Mevlevi'ye sorar:
"Pirim, kıyafetinizin kolları neden o kadar geniş ve uzun; bunun özel bir sebebi var mı?"
Mevlevi hiç beklemediği bu soru karşısında oldukça şaşırır.
İki kolunu da biraz yukarıya kaldırır, sonra ellerini birleştirerek kollarını daire sekline getirir ve şöyle der:
"Evet, özel bir sebebi vardır. Çünkü biz insanların günahlarını, ayıplarını, kusurlarını örteriz. Başkaları görmesin diye üzerini kapatırız."
Yanıttan oldukça hoşnut olan adam ayni merakla bu kez Bektaşi''ye döner:
"Peki ya siz, pirim? Sizin kıyafetinizin kolları neden bu kadar dar ve kısa?
Siz insanların günahları ve ayıplarını örtmez misiniz?"
Bektaşi kendi kollarına bakar, birkaç saniyelik bir dalgınlıktan sonra gülümser ve adama bakarak şöyle der:
"Biz mi? Bizim geniş kıyafetlere ihtiyacımız yoktur.
Çünkü biz insanların günahlarını ve kusurlarını görmeyiz."
ÖZETLE:
Seveceksen öylece sev.
Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur.
Birincisini zaten bulamazsın, ikincisinde ise, bulduğun her kusur, öğrendiğin her ayıp sahibini değil, seni çirkinleştirir. Her ikisi de seni mutsuz eder. Birincisini bulamadığın için, ikincisini ise bulduğun için mutsuz olursun...
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler. [Mevlâna]
Yaşam paylaşmakla... Hayat sevince güzel...

2 Ağustos 2010

TEKİRDAĞ...

Geçtiğimiz hafta cuma günü gece 01:00 otobüsüyle İstanbula gittim. Sabah erken saatte oradan Tekirdağ'a geçtik, Hayrabolu ilçesinde düzenlenen 20. ULUSLARARASI HAYRABOLU 20. AYÇİÇEĞİ FESTİVALİ ve TARIM FUARI kapsamında Tekirdağ İli Arı Yetiştiricileri Birliği'nin düzenlediği bir toplantıya katıldık. Topantıda Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Sayın Bahri YILMAZ bir konuşma yaptı. Ardından Değerli hocamız Sayın Prof. Dr. Muhsin DOĞAROĞLU "Arı Ölümleri ve Önleme Yolları" konularını kendine has uslubuyla güzelce anlattı. Sunumun yapıldığı salonda sadece Tekirdağ arıcıları değil bölgedeki gezginci arıcıların varlığıda dikkati çekiyordu. Buralara kadar gelmişken Birliğimiz üyelerinden ayçiçeği balı için gelen arıcılarımızıda ziyaret etmeden geçmek olmazdı.
Yolumuz Uzunköprüden geçiyordu ki yol kenarında bir arılık gördüm, bir fotoğraf çekmek için durduk. Karşıdan gelen iki kişi ne aradığımızı sordu bende fotoğraf çekeceğimi söyledim. Arılığın sahibi acaba buralardamı diye sorduğumda gülüştüler ve sempatik bir amca benim arılığım dedi. Birlikte arılığa gittik fotoğrafı çektim. Şükrü KIVILCIM amca 88 yaşında olduğunu ve arıları çok sevdiğini söyledi. Boş sepet kovan nasıl temin edebilirim diye sordum, burda pazar kurulur getirip satarlar ama şimdi bulamazsın ben de var 5 kaymeden veririm dedi. Zaten pazarda da 4-5 liradan satılıyormuş boş kovanlar. Bende iki boş sepet kovan satın aldım. Şükrü amcaya güler yüzü için ayrıca teşekkür ediyorum. Allah ömrünü uzun ve sıhhatli eylesin.
.

Yolumuza devam ettik, yol boyunca bir çok tarlada ayçiçeği ekili ve bir kısmı geçmiş bir kısmı yarı olmuş durumdaydı. Yola uzak ama ay çiçeği tarlasına yakın birçok arıcı vardı. Zamanımızın kısıtlı olması nedeniyle uğrayamadık ama uzaktanda olsa birkaç kare fotoğraf aldım. Toplantıda ve gittiğimiz arıcı arkadaşlarımıza bu yıl ayçiçeği balının nasıl olduğunu sorduk, ortak söz buraya güçlü arıyla gelenler çok güzel bal aldılar oldu. Merkez birliğimizin yaptığı çalışmaya göre bu yıl arıcıya bir kilo bal maliyeti 6.5 TL. Arıcılarımıza ballarını maliyet fiyatlarının altında satmamalarını ve bir çok İl Birliğinin yaptığı gibi depolarda bekleterek değeri fiyatında satmaları gerektiği söylendi. Hayrabolu yolunda ilerlerken gördüğümüz arılıklardan ikisi. Hayrabolu İlçesi Çakmaklı köyü sınırlarında konaklayan ve bal sağımına başlayan Karadeniz- Ereğliden giden arıcı arkadaşlarımızın yanına devam ettik.

Arıcı kardeşim Fikret DEMİRCAN Başkanım geç geldik buraya 10 gün daha erken gelseydik kovan başı en az bir teneke bal alırdık dedi. Bölgedeki ve bölgeye giden tüm arıcılarımıza bol bereketli bir sezon ve sağlıklı bir yaşam dilerim...
Sanal alemden görüştüğümüz ve sonrasında tanıdığım her zaman saygıyla andığım değerli büyüğüm ve emektar öğretmenimiz sayın Murat AKIN hocamla görüşme fırsatımda oldu. Bak buda senin için geldi senile tanışmak istiyor dediği Serkan kardeşimle birlikte bir hatıra fotoğrafı çektik. Murat hocam ve Serkan kardeşim ilginize ve güler yüzlülüğünüze sonsuz teşekkürler...

27 Temmuz 2010

BAL SÜZME...

Bu yıl aldığım balların bir kısmını süzdüm. İşlerimin yoğunluğu nedeniyle birkaç kovanın balı alınmamış ve alınanların bir kısmı da süzülmemiş. Bal süzmede benim yaptıklarım belki faydalı olur diye yaptığım çalışmayı yayınlıyorum. Cumartesi günü Tekirdağ İli Arı Yetiştiricileri Birliği'nin düzenlediği toplantıya gitmiştim o gün gördüklerimi de yayınlayacağım.

BAL SÜZME
Yükleyen ballibaba.

22 Temmuz 2010

KESTANE BALI HASADI...

Son on yılın en verimli yıllarından birini yaşamış olduk. 2010 yılı kestane balı hasadımız çok verimli geçti. Tüm arıcı dostlarıma sağlıklı bir yıl dilerim, 2011 yılı hazırlıklarına başladık bile....


KESTANE BALI
Yükleyen ballibaba.

17 Temmuz 2010

BALLI BABA...

Bu haftaki konuğum Ziya ŞAHİN; Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği 2. Başkanı ve Orta Doğu Ülkeleri Arıcılar Birliği Başkanlığı görevlerini başarıyla yürütmekte. Programda bir çok konuyu masaya yatırmak istedik ve güzel bir program olduğu gelen tepkilerden belli oldu. Konuştuğumuz konular arasında Arıcılığımızın Dünyadaki yeri ve önemi, Arıcılıkta eğitimin önemi, Piyasada bulunan taklidi ve tahrişli tatlandırıcıların BAL diye satılmasına karşı yapılan çalışmalar. Mevsim itibariyle bal hasadının başladığı bu günlerde bal maliyetleri, bir kilo balın maliyeti 6.5 TL olduğunu söyledi. Türk arıcısının ürettiği balı aracısız olarak tüketiciye ulaştırmak için kurulması çalışmaları yapılan BAL EVLERİ. Çam balının üretim şekli ve Dünyada üretim miktarı, sayın başkanım bu konuda çok güzel bilgiler verdi. Dünya çam balının %92 sini Türk arıcısı üretiyor dedi. Bilinenin aksine çam balını çam ağaçları değil, üzerinde yaşayan bir böcek salgılıyor. Gezginci arıcılarımızın sorunları ve son zamanlarda Orman Bakanlığımızın arıcılık için yaptığı güzel çalışmalar. Devletimizin arıcılığa verdiği desteklemelerin yetersiz olduğu ve mutlaka arttırılması gerektiği, tarımda olduğu gibi arıcılarımızında mazot desteği alması gerektiği, gibi bir çok konuyu 2 saatik program içinde konuşma fırsatımız oldu. Sayın Zİya ŞAHİN Muğla'da 05-08 Ekim 2010 tarihlerinde 2. si yapılacak olan ÇAM BALI KONGRESİ için hazırlıkların yapıldığını ve tüm arıcılarımızın davetli olduğunu söyledi. Bu konuda gerekli bilgilerin http://www.muglaaricilikkongresi.org/ ve http://www.muglacongress.org/ adreslerinden gerekli bilgilerin alınabileceğini belirtti. KANAL 67 TV de 28 Temmuz 2010 çarşamba günü saat 17:30 da "BALLI BABA" programında canlı yayında farklı bir konuda buluşmak üzere...

15 Temmuz 2010

AĞAÇTAN ARI ALMA...

Ağaçtan arı alma ve çercevelere petekleri bağlama tekniği...

Bu görüntüler Karadeniz Ereğli Süleymanbeyler köyünde Serkan MORCU ile birlikte yıkılmış meşe ağacındaki arıyı alırken 27,06,2010 tarihinde çekildi

12 Temmuz 2010

AĞAÇTAN ARI ALMA TEKNİĞİ...


AĞAÇTAN ARI ALMA
Ağaçtan arı alma tekniği.
Bu görüntüler Karadeniz Ereğli Süleymanbeyler köyünde Serkan MORCU ile birlikte yıkılmış meşe ağacındaki arıyı alırken 27,06,2010 tarihinde çekildi

1 Temmuz 2010

BALLI BABA...

Bildiğiniz gibi 15 günde bir Kanal 67 TV de canlı olarak yayınlanan "BALLI BABA" adlı programda bu haftaki konuklarım T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı TÜGEM (Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü) Daire Başkanı sayın Dr. İbrahim ÖZCAN ve Hatay İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı ve Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Üyesi sayın Mehmek EKİCİ idi. Programın başlangıcından sonuna kadar çok hararetli konuşmalarımız oldu. Arı yetiştiricileri olarak Devletimizin en yetkili birimine taleplerimizi ilettik, bunların başında Amerikan yavru çürüklüğü hastalığının ihbari mecburi olması yanında tazminatlı olmasını talep ettik. Arıcılığın en büyük düşmanı olan varroa ilaçlarının destekleme kapsamına alınmasını talep ettik. Ülkemiz arıcılarının en büyük sıkıntısı olan ithal balın yasaklanması, gezginci arıcılarımızın sıkıntılarının acilen giderilmesi, kullandığımız kovan sdantartlarının yeniden düzenlenmesi ve polen kapanlı kovanların desteklenmesi, bal üretiminin yanında ürün çeşitliliğinin desteklenmesi ve böylece arı sütü, polen, propolis, arı zehiri üretiminin arttırılarak arıcılarımızın gelir seviyesinin arttırılması... Daire başkanımız sayın Dr. İbrahim ÖZCAN yaptıkları çalışmaları, Arıcılık Kayıt Sistemini (AKS) ve arıcılığın kredilendirilmesi dahil bir çok konuyu açıklayarak gelecek yılların daha iyi olacağını belirtti. Hayvancılık desteklemelerinde koyun başı 10 TL verilirken Aktif koloni desteklemelerinde kovan başına 6 TL nin çok az olduğunu, oysa bunun avrupa ülkelerinde kovan başı ortalama 37 TL olduğunu belirttim. Bu sorumun üzerine Daire Başkanımız bundan sonraki yıllarda arıcılarımız için daha güzel haberleri duyacağımızı bellirtti. Değerli konuklarıma katılımlarından dolayı tekrar teşekkür ediyorum. Arı dostlarına bol bereketli sezon diliyorum.

TÜGEM Daire Başkanımız sayın Dr. İbrahim ÖZCAN ve Tarım İl Müdür Yardımcısı sayın Veteriner hekimi Cemalettin ÇATAKLI ile birlikte arılık ziyareti yaptılar.

28 Haziran 2010

AĞAÇTA ARI VARRR...

Bölgemizde arıcılık yapan Serkan MORCU dün akşam telefon etti, ormanda yıkılmış bir ağaç kütüğünde arı var onu nasıl alırız. Bende bu gün sabah 07:30 da gel gidip bakalım dedim. Köylerine gittik kapıda birer bardak çay içtik gerekli malzemeleri alıp ormanın yolunu tuttuk. Yaklaşık yarım saatlik yolculuktan sonra arının olduğu yere vardık. Kökünden sökülüp yıkılmış meşe ağacının oyuk kısmında güzel çalışan bir arı vardı ve operasyona başlama kararını verdik. Ağacın çok eskiden yıkılmış olması ve gövdenin düzgünlüğü çalışmalarımızı oldukca kolaylaştırdı. Böylesi büyük ormanlarda mutlaka çok arı vardır, ancak uzun süreli gezip aramak lazım. Yaptığımız çalışmanın video görüntülerinide aldık inşallah zaman içinde onlarıda yayınlayacağım.

İlk iş olarak arının bulunduğu yeri bulmak ve peteği ördüğü şekli tesbit etmek için ağacın fazlalıklarını kesdik. Serkan kesim motorunu iyi kullandığı için işimiz kolay oldu. Ağacın etrafındaki dalları kestikden sonra keserle çürük kısımları yontmaya başladım ki arının yaptığı ballar karşıma çıktı. Arılara dumanı verince peteklerden ayrılan arılar ağacın deliklerinden çıkıp dışarda toplanmaya başladılar.
İlk peteklerdeki balları kesip aldım, yavrulu olan peteklerdeki yavruları kesip çerçevelere bağladım. Kenarlardaki ballarıda kesip aldım.

İşte final ve mutlu son.... Arıların yeni evine nakli bitmişti ama bizim karnımız acıkmıştı. Benim için ormanda en güzel ziyafet mevsim sebzeleridir, dağa giderken poşetle taşıdıklarımızı geri dönüşte midemizde taşıdık. Harika bir gün geçirdik, bu gün için Serkan MORCU kardeşime teşekkürler.
-

AĞAÇTAKİ ARIYI ALMA OPERASYONU.....MUTLU SON, ARININ KOVANA ALINMIŞ HALİ...

20 Haziran 2010

CANIM'A

Böyle bilgisayarın başında oturup hangi konuda yazacağını bilmek ama nerden başlayacağını bilmemek kötüymüş gerçekten.Sadece babalar günü için bir kaç cümle karalamak istiyorum.
Bu resim tam 2 yıldır telefonumun ekranında duruyor.2007 yazında çekilmiştik bunu.Her telefonumu elime alışımda beni karşılayan resim...Bana güç veren her daim babamın yanımda olduğunu da hatırlatan bir resim bu...Benim için özel ve anlamlı bir resim olmasından dolayı buraya koymak istedim...
Bugün babalar günüymüş ama 364 günü çöpe atıp bir günü kutlamak olur mu hiç? Her gün anneler ve babalar günü bizim için.Bütün özveri ve emeğinizle bizi yetiştirdiğiniz için bu bir günde size teşekkür etsek yetmez ki.
Her zaman yanımızda olduğun, her daim destek çıktığın ama yinede kendi fikirlerimizle yol almamızda bize ön ayak olduğun için dört kızın olarak sana çok teşekkür ediyoruz. Babalar günün kutlu olsun canımcığım.
İyiki varsın, İyiki bizim babamızsın, Seni Çok Seviyoruz...
Elif - Zeynep - Tuğba - Esra
Değerli arkadaşlar; Bu yazıyı ben yazmadım. Bu akşam eve geldiğimde gördüm. Kızım TUĞBA yazmıştı...

15 Haziran 2010

EĞİTİM ALANI...

Karadeniz Bölge Komutanlığı bünyesinde uzun yıllardan beri, Karadeniz Ereğli Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu ile birlikte arıcılık kursu verdiğimi daha önce yazmıştım. Bu kurslarda fırsat buldukça uygulamalı eğitimi kendi arılığımda yapıyordum. Bu yıl Karadeniz Ereğli Kaymakamımız sayın Osman EKŞİ sağladığı destekle İnşaat Tabur Komutanlığına iki adet arılı kovan alınarak bundan böyle askerlerimize kendi eğitim alanlarında uygulama yapma imkanı sağlanmış oldu. Kurs süresince bu kovanlardan polen üretimi yapıldı ve ballıkları kondu. İnşaat Tabur komutanlığındaki ağaçlık alan binalara uzak olması nedeniyle hiç kimseyi rahatsız etmiyecek konumda olduğundan burada çok rahat çalışma imkanı sağlıyor. Yapılacak çalışmalarda askerlerimizin kullanacağı kovan, maske, körük, petek gibi tüm ihtiyaçları TEMEL PETEK firması karşılamış. Bu gün yaptığımız uygulama eğitiminde öncelikle arılıkta nasıl davranılacağını ve kovan kontrollerinde dikkat edilecek konuları anlattıktan sonra kovanları gözden geçirdik. İlk anda maskesi olmayan arkadaşlarımızın ürkekliği daha sonra cesarete dönüştüğü için merak ettikleri bir çok konuyu daha yakından görmüş oldular.
Uygulama sonrasında kısa bir mola verdikten sonra yorgunluk çaylarımızı içtik. Eğitim salonuna inerek kurs sonu sınavını yaptık. Günün anısına bir hatıra fotoğrafı çekmeden olmazdı...
Ön sıra, Soldan sağa: Vasıf AYDEMİR, Hamza KAYA, Hüseyin ENNİ, İdris TOPBAŞ, Bilal ELBİR, Selahattin GÜNEY, Çelebi KESER, Serhat ÇETİN
Arka sıra, Soldan sağa: Gökhan AKVERDİ, Uğur YILDIZOĞLU, Serdar USLU, Gökhan MEŞEDİLCİ, Metin Can BABACAN

13 Haziran 2010

HERKESE NASİP OLSUN...

Selcuk Üniversitesi Sarayönü Meslek Yüksek Okulu Tohumculuk Bölümünde okuyan kızım Tuğba yıl sonu mezuniyet töreni için tarihi bildirmişti, eşimin ameliyat olması nedeniyle gidemeyeceğimi düşünmüştüm. Başarılı geçen ameliyat sonrası gitmeye karar verdim. Perşembe günü saat 17:00 de Ankara'dan yola çıktım saat 20:30 da Sarayönünde terminalde buluştuk. Konya'da nereye giderseniz gidin mutlaka o meşhur ETLİ EKMEK sizi bekliyor, daha önceden bir kaç kere gittiğim için eski uğrak yerimizde bir güzelce etli ekmeğimizi yedik. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi İspanyol Dili ve Edebiyatı Bölümünde okuyan en küçük kızımda ablasının mezuniyeti için Cuma günü yola çıktı, saat 16:00 da başlayan tören için hep birlikte okula gittik ama iki gün aralıksız yağan yağmurdan dolayı törenlerin yapılabileceği zor görünüyordu. Bahçede başlayan ödül törenleri kapalı havada başladı. Okul birincilerinin ardından bölüm birincileri anons edildi, bölümünü üçüncülükle bitiren kızım ve arkadaşlarının ödüllerini Sarayönü Belediye Başkanı sayın Mehmet GÜNEY verdi. Verilen hediyelerin ardından kep atma töreni yapılacaktı ki yağmur başladı. Bu nedenle kep atma töreni ve slayt gösterileri için her bölümü kendi sınıflarına aldılar. Tören bu şekilde devam etti, bizde arada bir duran yağmurda dışarıya çıkarak mükemmel düzenlenmiş okul bahçesinde fotoğraf çektik. Okuldaki bir çok öğretmenle kısa süreli de olsa görüşme şansım oldu. Tüm öğretmenlere gösterdikleri ilgiden dolayı ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Okulun öğrenci işlerinde çalışan ve soyadı benzerliğimizden dolayı kızıma amcalık yapan, ayrılırken göz yaşlarını tutamayan sayın Salim GÜNEY'e ve aynı okulda okuyan dünya tatlısı kızı Mihriban GÜNEY'e sonsuz teşekkürler ediyorum. Kızımın okuduğu sürede kaldığı SARAYÖNÜ ÖZEL LALE PANSİYONU sahipleri sayın Musa ZEYBEK ve Mustafa beylere, pansiyon çalışanlarına, güler yüz ve yakın ilgi gösteren Sarayönü esnafına ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Okulda öğrencisi okuyan tüm arkadaşlara böyle güzel günler görmeleri dileğimle...

3 Haziran 2010

TV PROGRAMI...

Mayıs 17 de meydana gelen maden ocağındaki krizu patlaması nedeniyle Mayıs 19 da yayınlanacak olan BALLI BABA programı ertelenmişti. Bu çarşamba günü programı yaptık, konuklarım ise çok değerli bilim adamlarımızdan Kara Elmas Ünüversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Mustafa SÖZEN ve Ankara Ünüversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi sayın Doç. Dr. İrfan KANDEMİR hocamdı. Bu yıl Dünya Bioçeşitlilik yılı olması dolayısıyla bizde biyoloji konuşalım istedik. Konuklarımla biyoloji konuşurken çok değerli bilgiler öğrenme şansım oldu. Dünyadaki biyolojik çeşitliliğin çoğu bizde olmasına rağmen ülkemizde halen haftada bir tane yeni bitki keşfediliyor. Benim sorduğum sorulara anlayabileceğim sade dille ama çok çarpıcı cevaplar vermeleri çok faydalı olmuştur. İrfan KANDEMİR hocam yıllarca değişik ülkelerde arı çalışan bir bilim adamı olarak Ülkemizdeki arı ırklarının korunması için dış ülkelerden arı girişlerinin önlenmesinin önemini anlattı. Mustafa SÖZEN hocam ise zirai mücadelede kullanılan kimyasal ilaçların haşareleri öldürürken geleceğimizide öldürüyoruz diyerek konunun hassasiyetini çok iyi anlattığına inanıyorum. Zirai mücadelede mutlaka ekosistemin korunması gereğini çarpıcı şekilde slaytlar eşliğinde anlattı. Geçtiğimiz hafta Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından İçişleri Bakanlığı'na gönderilen ve tüm illere yollanan gezginci arıcılıktaki sorunların giderilmesi yazısını bende tüm dinleyenlere okudum. Değerli hocam Prof. Dr. Mustafa SÖZEN ve arkadaşlarının yıllar süren çalışması sonucu yazdıkları ZONGULDAK İLİ BİYOÇEŞİTLİLİĞİ adlı kitabını bana imzalayarak vermesi benim için büyük bir ödül oldu. Programın son bölümünden kısa bir video yayınlıyorum.
BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM...

19 Mayıs 2010

CANLI YAYIN İPTAL....

MADEN OCAĞINDA 3 GÜN ÖNCE MEYDANA GELEN GÖCÜK NEDENİYLE
MAHSUR KALAN 30 İŞÇİMİZE HALEN ULAŞILAMADI. ALLAH YARDIMCILARI OLSUN. AİLELERİNE SABIRLAR VERSİN.
DEĞERLİ ARKADAŞLAR,YAŞANAN ACI OLAYDAN DOLAYI BU GÜN YAPACAK OLDUĞUMUZ CANLI YAYIN PROGRAMIMIZ YAPILAMADI. ESKİ PROGRAMIN TEKRARI YAYINLANDI. YENİ PROGRAM 2 HAZİRAN ÇARŞAMBA GÜNÜ 17:30 DA YAYINLANACAK...

15 Mayıs 2010

KARA KOVAN BALI...



Nisan ayının son günü karakovana arı aktardığımı yazmıştım. O günden beri hiçbir şeyle beslemediğim halde gelişme süper oldu. Akasyaların çicek açtığı bu günlerde güzel nektar akışı var, bundan sonraki gelişmeler daha iyi olacak. Kara kovanlarımdan Kestane ve ıhlamur balını bu yıl inşallah alacağım. Bir kaç günden beri nektar akımının yanında çok güzel polen de geliyor. Yabani hardal, pamukcuk gibi polen veren bir çok bitkiler açmış olduğu için üretim iyi, bu günün bereketi 9 kilo.

28 Nisan'da aktardığım arının bu günkü hali...
Diğer kovanlarımdan birisini oyma kütük diğerini kasnaklı olarak yapmıştım. 1 Mayıs'ta aktardığım bu kovanların durumu da oldukça güzel görünüyor.