27 Nisan 2010 Salı

Kaçak Kedi Karamel



Bizim oğlan pazar günü güzel havadan istifade kendini balkondan aşağı atmış. Balkonun altında duran aracın damına atlayıp oradan da kendini "anamm sokaklara düştüm yuppi cooo " diyerek koşmaya başladığını tahmin etmekteyim. Bunu farkettiğimde patlamış mısır yiyerek "match point " adlı filmi izlemekteydik. Tabii tahmin ettiğiniz gibi ayaklarımı uzatmıştım ve çok keyifliydim . Ohhh 3 gün gezmişim tozmuşum geç saatlerde yatıp geç saatlerde kalkmışım...Gel keyfim gellll...

Sonra biri dürttü gidip şu bizim totoş Karamel'e bakayım dedim. Benim keyif gelirken birileri çoktannn gitmiş ...


Buraaaaaaaaaak ! Karamel yok !

Heryeri aradık malumunuz adam heryere sığabilecek ergonomiklikte. Her türlü giysi mutfak dolabı, çamaşır makinesinin içi , mutfak dolaplarının üstü , kutuların içi , duvardaki raflar . Allahımmmm yoook ! gitmişşşş !

Hemen kendimizi sokağa attık. Önce alt katımızdaki veterinerden yardım istedik

Veteriner gayet rahat " 3-4 güne gelir , 1 hafta gelmezse o zaman kötü " sağol beee abii , içime su serptin :P

Ya biri bulup aldıysa, aman da ne güzelmiş diyip evine götürdüyse? Zaten tasması da yok çocuğumun :( Mahallede girmedik delik bırakmadık. Bu vesile ile mahallemi de tanımış oldum :P Yaklaşık 5 saat bir kedi aranır mı? Bizimki de köpek gibi değilki anasını satayım kedi yani .. Soramıyorsun da

" pardoooon , benim saçlarımın rengimde , sarı , karamel gibi bir renk işte, tombik, aslında zayıfta tüylerinden şişko gibi görünür ,böyle suratı güzel hatta çok güzel , cool snop bir yürüyüşü var havalı bir genç ... kedi işte... burdan geçti mi acaba? "


KAKUT ekibimize (Kedi arama kurtarma ekibi) annem de dayanamayıp dahil oldu.

Saat 11 'e yaklaştığında tüm mahallenin kedileri peşimde , elimde Karamel'in mama kabı şarşar par par gezinirken " haydi canım gel eve gidelim o isterse gelir " dedi Burki co.

Ben de cam kenarında oturmuş ertesi günün arama kurtarma planlarını yaparken (Fotoğrafını basar üstüne Kayıp Aranıyor yazdırırım , ağaçlara dükkan camlarına asarım...) Karamel'in gelmesini bekliyordum. Hatta inanır mısınız en son kocakarı adetlerine başlamıştım ( Çaputa düğüm atıp yere atmak) saç bandıma düğüm atıp salonun ortasına bile atmışım ( kayıplar bu şekilde ortaya çıkarmış derler) şeytan aldı götürdüüüü ... satamadan getirdi..... Neredesin oğlummm ühüüüüüü :'(

haydi dedim kapıya son bir kez bakayım, içime mi doğmuş nedir ? kapıyı bir açtım ki bizim oğlan son merdiven basamağını çıkıyordu., tabii gayet rahat... "ay ne var anne biraz takıldık arkadaşlarla geldik işte "

O an hem onu korkutup kaçırmıyım hem de bu mutlu haberi Burak'a haber veriyim arasında sessiz bir çığlık attım :) tabi bizimki eve adım atınca çığlığım mutluluk ağlama bağrışma bilumum sesli efekte dönüştü :) Ailecek birbirimize sarılıp anın keyfini çıkardık

Ohh beee... şimdi rahatça uyuyabiliriz işte :)



Bu olaydan çıkarılan sonuçlar :

  1. Kediler arada evlerinden kaçarmış



  2. Kediler her halükarda evlerinin yolunu bulurmuş ( tabi başlarına kötü birşey gelmezse)



  3. Sevdiklerinizin kıymetini onları kaybetmeden önce bilin ( Karamel bulunursa bir daha sabah beni uyandırdığında asla söylenmeyeceğim diye kendi kendime söz verdim)



  4. Kedinize benim gibi özgür kedi muamelesi yapıp tasmasız bırakmayın ( şahsen ben takmıyorum ama sahipsiz sanıp birisi evine götürmüştür diye çok korktum)



  5. Veterinerinize danışın ve küçük dostunuza kimlik çipini taktırmayı ihmal etmeyin ;)

20 Nisan 2010 Salı

Pisi Pisi Pisi :))

Karamel ve hayali gelinimiz
Bayılıyorum bu pisilere :) Daha önce bir kediyi bu kadar seveceğim aklıma gelmezdi, şimdi de duygusal bağlılığım aksesuarlarda iyicene gün yüzüne çıkıyor. Sürekli kedili aksesuarlar fotoğraflar, kıyafetler, yakında kedi manyağı yaşlı teyzelere döneceğim :)
Malum blog dünyasında gezinirken benim daha önce kursuna katıldığım Didem'in sitesini takip ederken , bir de baktım orda çok tatlı bir blogçu varmış ve o da polimer hamurla aksesuarlar ve asıl benim ilgimi çeken çok şirin pisiler yaparmış. Noni'yi bu şekilde keşfedip pasajındaki modellerden Pissi Wcde' den sipariş vermek istedim. Kendim içinde ayrıca biraz özelleştirip birisi gelin birisi damat 2 pissi wc'de rica ettim :) diğer pisicikleri de Özgün, Sedoş ve Gülden'e hediye ettim :)
Sedoş -Gülden- Özgün




Hatırlarsınız bir ara masaüstümü gün yüzüne çıkarmıştım. Şimdi ise ekranımda bu tatlı pisicikler var ve sabah gelip ekranıma baktığımda çok mutlu oluyorum.


Teşekkürler Nino'cuğumm! Ellerine sağlık tekrar :)

(Ekranımdaki pissiler cep telefon ile çektim fotoğraflar çok süper değil maalesef :)






17 Nisan 2010 Cumartesi

Alırım Anahtarınııııııı!


Kaç haftadır beklenen bir akşam olan dün akşam pek sevdiğimiz arkadaşlarımız İlke ve Alper ile buluşup Türkiye Rallisinin seyirci etabını izlemeye Kadıköy'deki İspark otoparkına gittik.
Önce VIP salonun nimetlerine bodoslama dalsakta sonradan buradan ayrılıp bileğimizin hakkı ile aldığımız biletlerimizle T-2 tribünün yolunu tuttuk. Ayaklarını ayakkabı vurmuş ben nesobaby için zorlu ve uzun bir etaptı. Nedense ortadan bir yol yapamamışlar bütün pistin etrafını dolaştırıp gitmek istediğin tribüne varmanı sağlıyorlar. Biz kızlar açlığa fazla dayanamayız. Ralli bizim neyimize oturduk burgerlerimizi hüplettik sponsor sütaşın dağıttığı tatlı ve ayranlarımı da götürdük (gecenin sonunda heryerimiz ayran dolmuştu). Bu arada prof. fotoğrafçı yolunda ilerleyen kocacım da 100-400 objektifiyle dansçı kızları yakın takibe almıştı.



Bana da şunu demek düştü " indir şu objektifini aşağı dostuuuummm! "
Gel de biraz bizi çek , hem ben sarışınım ;)

Yemeklerimizi yedikten sonra dedik ki bu adamların neden hepsi ayakta, popo görmekten sıkıldım, dur biz de bakalım neler dönüyor o pistte. Derken 1 saat süren bir pür dikkatle biz de yarışa daldık ve arada köprünün üstünden uçan yarış arabalarını gördükçe "wauuuuwww" dediğimizi de hatırlıyorum. Demek ki neymiş ? Kızlar da ralliden hoşlanabilirmiş :) Tabii 1 saatten sonrası sıkmaya başladı. Özellikle de Kimi Raikkonen ve Sebastien Loeb 'in karşılaşmalarından sonrası :)) Neden mi? Kimse onlar kadar hızlı süremedi de ondan !
Aman tanrım neler kaçırmışım ??? Arabaların içinde bunların olduğunu bilseydim burger king kuyruğunda bekleyeceğime start noktasında bayrak sallardım :))) (Burak'ın tepkisi : cık cık cık ...)


Bu arada Burcu (Çetinkaya) da bir bayan rallici olarak hiç fena değilmiş, keşke İstanbul'un trafiğindeki tüm bayanlar onun gibi araçlarını kullansa :) Ben hariç,
ben zaten ALIRIMMM ANAHTARINIIIII !

Önemli not: Kolajdakiler hariç diğer tüm fotoğraflar Burki'coya aittir. Teşekkürler aşkımmmm!

15 Nisan 2010 Perşembe

Beklenen Klibimiz Yayında

Nesobaby Production Gururla Sunar

İyi ki Doğdun Gökhan !


Yönetmen: Yok
Kameraman : Yok (Kendi kendine çekti)
Oyuncular: Nesobaby , Sedoşka, Enginoviç ,Burki co
Kostüm : Neso Gabbana & Sedoş Vuitton






Herkes Sussun Ben Konuşayım Birazcık


Kendinizi çok dışlanmış hissettiğiniz zamanlar oldu mu? Evde ailenin biricik çocuğu iken ve bunun lüksü ile büyümüşken , işyerinde yöneticinizin ayrımcılık yaptığını hissettiğiniz zamanlar..ya da sınıf öğretmeninizin göz bebeği öğrenciyken o yapmacık güya şirin ağlaması yüzünden şımarık kıza daha çok ilgi göstermesi... komşunun tavuğu sevgilinize kaz göründü diye diğer kıza daha çok ilgi göstermesi ..

Bir de günler , yıllar geçse de unutamadığınız kırgınlıklar, bir de nedenini unuttuğunuz küslükler...

Son saniyede yetişemeyip önünüzde kapısı kapanan asansöre binememek...

İşte öyle bir duygu vardır bilir misiniz?
Sonra bir arkadaşınızı görürsünüz uzun zamandır görmediğiniz "özlemişim seni" der
Ya da mesaj gelir bir dosttan hayatın bir güzelliğini beraber paylaşalım mı? sorar...
Anneniz arar "kuzucum nasılsın ?" diye
Kara bulutlar dağılır nihayet
Çok düşünmemek lazım kötüleri hayatından uzak tutmak lazım kıskanç gözleri
Bakmışın nazar deymiş sökülmüş elbisenin dekoltesi :)
Anladım ki hayatımız gereksiz dertler için fazla hızlı geçen bir süreçmiş
Bir de böyle kasvetli havalarda en çok yorganın altında film izlerken uyumayı severim.
Öyle birşeyler söyleyesim geldi beni anlayan anlasın :)
Sevgiler

8 Nisan 2010 Perşembe

Biz Kadınlar Kamyon Şöförü Olsaydık???

Kamyonumuzun arkasında şunlar yazarmış :





  • Yolların ustasıyım, röflenin hastasıyım


  • Makyaj çantam yanımda, içindekileri dizerim… sakın beni geçmeyin hepinizi çizerim


  • Torpidonda aseton yoksa güzelim, mühim değil ben mazotla da silerim


  • Saçlarımı savururum, güneş gibi kavururum... beni sollarsan eğer, arabanı uçururum


  • Bir makyaj yapmaya doyamadım, bir de sana


  • Gaz pedal şanzuman pedikürsüz halim duman


  • Rujum biter yollar bitmez...



Benim kamyonun arkasında da şu yazardı:

  • Tek rakibim Charlize Theron :))))))))

6 Nisan 2010 Salı

Güzel Bir Pazar Kahvaltısı... Terapi Gibi Cupcake Kursu

Nihayet bahar güneşi kemiklerimizi ısıtmaya başladı. Bugünlerin kıymetini soğuk günlerde donarken anlamıştım zaten. O yüzden fırsat varken güzel havalarda kendimizi sık sık sokaklara deniz kenarına yeşil alanlara atmamız gerektiğini düşünüyorum. Aralık'ta gerçekleşen Ebru gününden sonra arada kendimize böyle hobi günleri yapmalıyız çok rahatlatıcı ve eğlenceli oluyor demiştik. Bu seferki kadromuz daha kalabalık çıktı. Oy birliği ile Hamarat Atölye'nin cupcake süsleme kursuna gitmeye karar verdik. Öncesinde de hep beraber kahvaltı yapalım dedik. Beylerbeyinde arada gittiğimiz, akşamları balık restoranı sabahları kahvaltı mekanı olan Marina Balık'ta buluştuk. Sohbet bahane muhabbet şahane kalabalık soframızdan kahkahalar eksik olmadı tabii (arkadaki masa dayanamadı erken kalktı :)) Tabi fırsat bu fırsat Bilge'nin yeni yaşına da beraber girmiş kutlamış olduk (İyi ki doğdun Bilgeeee!!!) Bu arada çok çeşit olmasın ama lezzetli olsun doyayım ne istersem yapıp getirsenler bir de boğaz manzarası olsun fiyatı da abartı olmasın derseniz kahvaltı için bu mekanı tavsiye edebilirim. ( Rez. için Tel: 0216.3183300)

Erkekleri başbaşa bıraktıktan sonra bütün kızlar toplandık kurs yolunu tuttuk. Siz de benim gibi uzun süreli kursları sevmeyenlerdenseniz Hamarat Atölye'nin günübirlik atölye çalışmalarını denemelisiniz. Hem rahat ve sıcak bir ortamda iyi vakit geçiriyor , kendinizi pek hamarat hissediyor, hem de kendi kendinize terapi yapmış oluyorsunuz. Ben önceden şeker hamuru malzemelerine ve sonuçlarına alışık olduğum için kızların verdiği tepkileri size şöyle anlatabilirim " ayy çok şirin , ooo ne güzel oldu , süper birşey bu, " gibi şaşkınlık ifadeleri :) Bir de kocasına mesaj amaçlı bebekli cupcake yapanlar vardı ki onların ismini buradan vermeyeyim :)) Bilseydim daha önce bizim evde de şeker hamurlu günler düzenlerdim. Anladım ki biz kızlar renkli kremalar ve şeker hamurlarını çok seviyoruz ve bu renkli dünya bizi çok mutlu ediyor ;)



Yaptığımız onca gürültüye rağmen sabırla ve özenle bize yardım eden eğitmenimiz Didem Hanım'a ( Pastacı Rapunsel ) bizi atölyesinde ağırlayan ve aç, susuz, ilgisiz bırakmayan sevgili ev sahibemiz Enhar Hanım'a tekrar çok teşekkür ederim ( hepimizin adına tabii ki :) Bu arada gün sonunda yaptığınız şık sevimli cici cupcake'leri de evinize götürüp sevdiklerinize güzel bir sürpriz yapmış oluyorsunuz. Açıkçası kendim yaptım diye demiyorum :P benimkiler Burak'ın çok hoşuna gitti :) Bu arada çok severek takip ettiğim blog arkadaşım Pino'nun da resmiyle resimli cupcake tekniğini denemiş olduk :) Ona da burdan sevgiler öpücükler! Bir sonraki kızlar hobi - aktivite gününde görüşmek dileğiyle !
İmza: Hobileriyle mutlu nesobaby :))