İki gündür Taksim'de eğitimdeyim,öğlen yemeklerinde otelin camından görüyorum bu bayrakları sonunda bugün gittim merakımı giderdim. Meğerse 2. Beyoğlu Sahaf Festivali başlamış. Hem eski kitapları hem de yeni çıkmış kitapların 2. ellerini 3 ile 10 TL arası gibi fiyatlarla satın alabiliyorsunuz. Ayrıca meraklısına çizgi roman serileri,çeşitli kolleksiyonlar,dergiler, eski fotoğraflar ve pikaplar da bu festivalde bulabileceklerinizden. Ben mesela gezme meraklısı kocacığıma tanesi 1 TL'den geçen senelerin seyahat dergilerinden aldım çok sevindi canımmm :) tabii kendime de kitap aldım bu fiyatları görünce almasam ayıp olurdu :) Duygu Asena'dan "Aynada Aşk Vardı" ve "Aslında Özgürsün" . Geçen sene Kadının adı yok'u okumuş çok beğenmiştim. Bu kitapları da okumak için çok heveslendim. Şu an Elif Şafak'ın "Aşk"ı okuyorum. Bana süpriz bir kitap oldu. Ben heyecanlı bir aşk hikayesi beklerken karşıma Mevlana çıkıverdi. Şu anda başlardayım ama herkes gibi kitap beni de sürükledi götürüyor. Bitirince son fikrimi de paylaşırım. Bu arada festival 19 Ekim'e kadar devam ediyor...Bilginize!
30 Eylül 2009 Çarşamba
28 Eylül 2009 Pazartesi
2 Aktivite 1 Film
Sanırım Pazar sabahı yediklerim hala midemin oralarda biryerlerde. Pazar sabahı fransız eniştemiz Morgan'ın şerefine Karaköye Namlı Port'a doğru yola koyulduk. Gittik bir de ne görelim. 2'si birden ağzına kadar dolmuş. Uzun zamandır İstanbul'u bu kadar dolu görmemiştim. Heryer turist arkadaşlardan kaynıyor) 8 kişiyi sıkıştıramazmıyız bir yerlere diye garson abilere yalvarırken şans yüzümüze güldü. Açıkçası masalarda gördüğümüz binbir çeşit kahvaltıyı midemize indiremeyip sıradan bir kahvaltı yapsaydık eminim hala kafamızı neden rezervasyon yaptırmadık diye hala taşlara vuruyor olurduk. ( Tavsiye 1:Namlı'ya rezervasyonsuz gitmeyin, özellikle de hangisi olduğunu belirtin. Bu da benden size kıyak olsun: Namlı Port Telefon Numarası: 0212-2511541) Aç gözlüyüz ya bir sürü doldurduk tabağımıza (Tavsiye 2: Aç iken alışveriş yapma, yemek siparişi de verme, sonra acaba paket mi yaptırsak yazık oldu diyorsun) Çok leziz bu kahvaltıyı da bitirdikten sonra yola koyuluyoruz. Neymiş efendim? Bienal'miş. (Fransızca Biannual/Yılda 2 defa ) 2 .si nerde bilemiyorum doğrusu :) Benim anladığım tek şey kapitalizmi protesto eden bir grup sanatçınn bir araya gelerek sanat adına yaptığı çeşitli gösterimler.Bu arada kapitalist rejimin şirketlerini de sponsor olmayı unutmamışlar. Neyse işte girişi 10 TL üniversite öğrencilerine ücretsiz.
Akşam ise birkaç ay önce aldığımız ve izlemenin henüz kısmet olmadığı Anthony Hopkins ve Cuba Gooding jr.'ın yer aldığı 99 yapımı film Insinct'i sonunda izledik. Benim yine sulugözlülüğüm tuttu. Zaten başrollerdekileri görüpte izlememek olmaz. (Günün son tavsiyesi: bu filmi izleyin) Bu hafta çok yoğun umarım perşembe günkü sergimizin açılışı da iyi geçer. Cumartesi günü kurabiye kursumuz var orada geçireceğimiz eğlenceli vakti de sizlerle paylaşacağım.Sevgiler...
25 Eylül 2009 Cuma
FarmVille Çılgınlığım
Hayallerimdeki çiftlik benim oldu. Evet biliyorum sanal bir dünya ama beni şimdilik mutlu ediyor. İşi gücü bırakıp köyümüze geri dönüp tarım işlerine giremeyeceğimize göre (zaten benim köyüm bile yok) 4 duvar arasında kendime sanal ortamda bir çiftlik yarattım ben de. Haberlere göre oyun Facebook'a yükleneli 3 ay olmasına rağmen kullanıcı sayısı 48.5 milyon olmuş. Onlardan biri de benim. Hergün girip yeni meyve sebzeler ekiyorum. Kahverengi ineklerimden çikolatalı süt, koyunlarımdan yün elde edip bunları satarak bir sürü para kazanıyorum :) Bir de tam zamanlı bir oyun olduğu için (örneğin çilekler 4 saatte büyüyor) giremediğimde çürüdüğünü gördüğüm meyve sebzeler beni üzüyor :( 3 tane at'ım bir sürü ineğim ördeğim tavşanım hatta çok güzel rengarenk meyve ağaçlarım var :) Dün akşam da para bayılıp pembe bir traktör aldım. Deymeyin keyfime .. :) Keşke gerçek hayatta da herşey bu kadar kolay olsa değil mi??
24 Eylül 2009 Perşembe
Fotoğraf Sergimiz "Hayattan Kareler" Açılıyor!!!
Nihayet beklenen gün geldi! 2 senedir üyesi olduğum, eğitimlerine ve gezilerine de katıldığım Yapı Kredi Fotoğraf Kulübünün bu yılki sergisi açılıyor. 1 Ekim 2009 Perşembe günü saat:19.00'da İstiklal Caddesi Yapı Kredi Kültür Merkezi, Sermer Çifter Salonunda açılacak olan sergide geçen seneki sergide de olduğu gibi Yapı Kredi Fotoğraf Kulübü üyelerinin çekmiş olduğu fotoğraflardan sergilenecek. Tabi ki benim de :) Sevgili hocam Özer Kanburoğlu ve kulübümüzün çok sevdiğim başkanı Devrim Daycan önderliğinde açılacak olan sergide, sene boyunca tüm kulüp üyelerinin emeklerini görebileceksiniz. 10 Ekim'e kadar açık olacak sergiye giriş ücretsiz. Yolu fotoğraf sevgisinden ve İstiklal Caddesinden geçen herkesi bekliyoruz! :)
(Geçen sene sergiye katıldığım fotoğraf)
23 Eylül 2009 Çarşamba
Siz Daha İzlemediniz mi???
Harper's Island
Ben bol bol korktum, zaten hep korkarım böyle hikayelerden :) Normalde de izleyemem ya neyse :) Bu seferki dizi ama. Çok sürükleyici. Bir ara beni saran Lost çılgınlığı şimdi de bu dizide sardı. Neyseki 1 sezonluk bir diziymiş yoksa katili öğrenmek için son sezonu bekleyemezdim :) Hikayemiz yine bir adada geçiyor. Şu fotoğraflarını gördüklerimiz de kahramanlarımız. Zaten dizi direk şu sözlerle başlıyor "Harper's adasında 7 sene önce Jonh Wakefield 6 kişiyi öldürdü" ve ilk görüntülerden itibaren tüyleriniz ürpermeye başlıyor :) Her cinayetten sonra "Yoksa katil bu mu?" diyorsun. Divx olarak izledim, açıkçası Türkiye'de gösterildi mi onu da bilemiyorum. Hikaye ile ilgili fazla da bilgi vermeyeyim heyecanı kaçmasın :)) Neyse şimdiden iyi seyirler...
17 Eylül 2009 Perşembe
"The Lost Symbol" Bulundu!
Henüz kitabınTürkçesi basılmadığı için The Lost Symbol diyorum ;) Dan Brown 'ın kitaplarını okumadım ama kitaptan esinlenerek yapılan filmlerin ikisini de zevkle izledim Her ne kadar ilk filmin IMDB puanı 6.4 olsa da bence gayet gizemli ve başarılı filmlerdi. Hatta 2.filmde Audrey Tautou'nun olmaması beni üzse de daha bir aksiyon koşturmaca vardı.Zaten puanı da 0.4 daha yüksek. Son kitap "Kayıp Sembol" Amerika'da bulunmuş :) Biz 2 ay sonra bulacağız. Bilmiyorum kitabı okuyabilir miyim ama filmini izleyeceğim kesin!Maalesef film 2012'de gösterimde olacakmış. Ama beklemeye değer.Ne de olsa Tom Hanks söz konusu ;) Beğenmediğim etkilenmediğim tek filmi de yok adamın. Türkiye'de kitabın ingilizcesini D&R mağazalarında bulabilirsiniz. Tabi henüz tükenmediyse. İlginç olan 3. kitabın bir bölümünün İstanbul'da Kartal F Tipi Cezaevinde geçiyor olması. Neden bizim ülkemizde hep cezaevinde geçer filmler? Bir sefer de Bodrum Çeşme'de geçmez :))Sanırım ŞişKebap'tan sonra artık cezaevlerimizle meşhuruz. Fİlm gösterilene kadar belkide merakımı kitap ile gidermiş olurum. Kitap Amerika'da satışa çıktığı gün Türkiye'deki yayınevine gönderilmiş. Şu anda Türkçe'ye çevriliyor. Türkçe'sini okumayı tercih ediyorum tembellikten :) 2 ay sonra belkide merakımı gideririm. Bakalım burada da satışa çıktığı gün uzun kuyruklar olacak mı? Fakat henüz Harry Potter'ın rekorunu kıramamış :)
16 Eylül 2009 Çarşamba
Süprizlere Bayılırım !
İşte size bir süpriz alternatifi! Groupcard sayesinde sevdiceğinize, arkadaşınıza, aile bireylerinize davet ettiğiniz diğer arkadaşlarız, eş akraba dost ile topluca bir elektronik kart hazırlayıp dilersiniz sonra da bu kartı yazdırıp hatıra olarak verebiliyorsunuz. İçerisinde çeşitli kapak alternatifleri mevcut tabi. Doğumgünü, yıldönümü, tebrik, kutlama... Mesela sevgilinizin doğumgünü. Siz bir grup kart açıp tüm eş dostu bu gruba davet ediyorsunuz. Gerisi de arkadaşların yaratıcılığına kalmış. Arkadaşlar istedikleri sayfayı seçip (Bu kart çok sayfalı bir kart çünkü) üzerine diledikleri doğumgünü mesajını yazıp dilerlerse istedikleri (jpg modunda olmalı) fotoğrafı yükleyebiliyorlar. Ben mesela değişik kalp, nazar boncuğu, balon resimleri de koydum güzel oldu tamamen sizin tercihiniz. Sonra da bana kalbin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın için teşekkür ederim deyip işleminizi tamamlıyorsunuz :) ( kart üzerinde yerinizi ya da yazdığınızı beğenmezseniz geri dönüp değişiklik yapabilir ya da silebilirsiniz. Kartın yazdırılmış halini sevdiceğinize verdiğinizde de eminim çok mutlu olacaktır :) Bu arada 13 Ekim doğumgünüm ;))
10 Eylül 2009 Perşembe
Nedir Bu Günlerdeki Sticker Takıntım?
Heryere, tüm eşyalarıma, duvarlara ve hatta laptop'ıma bişeyler yapıştırmak ve dünyamı rengarenk desen desen yapma çabam nedir? :)) Geçenlerde private shopping diye bildiğiniz alışveriş sitesinde indirimli olarak satılan, kredi kartımın azizliğine uğrayıpta alamadığım ama çok almak istediğim stickerları (sitede duvar kağıtları da mevcut tabi biraz daha tuzlu) tavsiye ediyorum. Hal ve tavırlarından evinde değişikliğe ihtiyacı olan arkadaşım Asolady'nin yazısından yola çıkarak bir fikir de ben vereyim dedim :) ee ne de olsa karşılıklı birbirimizi okuyup duruyoruz . Sanırım bizi bizden başka takip eden yok :))) Seda'cım dilediğin zaman ev dizaynın konusunda fikir verebilirim. Bu yaz evlilik hazırlıkları sırasında birçok deneyimim oldu :)) Bunlar da benden tavsiye. Studio Nommo; evine duvarlarında sıradışı, estetik, modern görüntüler yaratmak isteyenlere.. Hem de bir çoğu Türk tasarımcıların emeği :) İşte benim almak isteyipte alamadığım favorilerim..
Çocuk odaları için de seçenekler mevcut ama ben en çok bu penguenleri beğendim tabii ki :)
Yelkenliler Burak'ın favorisi. Eve de bir tane yelkenli aldı. Anlamıyorum erkeklerin bu yelken merakını :)
Çocuk odaları için de seçenekler mevcut ama ben en çok bu penguenleri beğendim tabii ki :)
Yelkenliler Burak'ın favorisi. Eve de bir tane yelkenli aldı. Anlamıyorum erkeklerin bu yelken merakını :)
Evdebahçemizde yürüyormuşsunuz gibi olsa hiç fena olmazdı değil mi?
9 Eylül 2009 Çarşamba
Yeryüzünün Geleceği Sizin Ellerinizde
Hepimiz alışveriş yapıyoruz. Her seferinde de bilinçsizce davranıp (aslında işin kolayına kaçıp) plastik poşetlere aldığımız ürünleri doldurup eve geliyoruz. Şahsen ben de yapıyorum. Bu poşetleri de çöp kutuma geçirip daha sonra da bol bol çöp atıyoruz. Ama artık dünyaya verdiğim bu zarardan yol yakınken dönmeye karar verdim. Mümkün olduğunca da etrafımdakileri bu konuda bilinçlendirmek istiyorum. Bez torba kullanmakla haftada 6 plastik torbayı kullanımdan çıkartmış oluyormuşuz. Ayda 24, yılda 288 torba. Ortalama bir yaşam süresince 22.176 torba yapıyor. Ülkemizde her 5 kişiden 1'i bunu yaparsa ( biri de ben olacağım :)) yaşamımız süresince 31.046.400.000 plastik torba kullanımdan kalkmış oluyormuş. Bu arada bazı ülkelerin gemiler aracılığı ile plastik torba atıklarını denizlere boşalttığını da unutmayalım. Dünyayı yaşanmaz hale getirdiğimiz hatta ölümlerine sebep olduğumuz canlıları düşünün!Bazı ülkeler plastik torbaların kullanımını yasaklamış ( örn.Bangladeş) bazıları da (örn:Çin) vergiye bağlarak kullanım oranını %90 azaltmış. Bizim böyle yaptırımlara ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum. Kendi kararımızla kişisel çabalarımız ile plastik poşet kullanımını azaltabiliriz. Hatta çevremizi de bilinçlendirerek doğaya duyarlı kişi sayısını artırabiliriz. Ben artık markete file veya bez torba ile gitmeyi düşünüyorum. Sizi de bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum. Bu fikrimi desteklediğinize ve uygulamaya başladığınıza dair haberlerinizi de hevesle bekliyorum.
8 Eylül 2009 Salı
Bu Duvar Kağıtlarını Çok Sevdim!
Valla ben bu koyunlara bayıldım. Ak koyun kara koyun tercih sizin :) Bol bol tercih şansınız da var bu sitede. Tam da benim gibi cicili bicili şeyleri sevenlere göreymiş. İşte bunlar da benim beğendiklerimden sadece 3 tanesi. Nerdeyse hepsini beğendim çünkü :) Ne kadar sevimliler değil mi?
7 Eylül 2009 Pazartesi
Fotoğraflarınızla Oynayın!
Photo505 ...Ben çok sevdim bu siteyi. Fotoğraflarınızla Paris Hilton'un t-shirtüne baskı ya da Manhattan'da reklam afişinde ünlü bir reklam mankeni olabiliyorsunuz! İsterseniz CNN'de flaş haber bile olabiliyorsunuz :) Hemen kendime bol bol yaptım tabii ki. İşte bunlar da benden iki tane deneme. 1.'de Cindy'nin Karamel'e olan hayranlığını görebiliyorsunuz. Sanırım Cindy sırılsıklam aşık olmuş :)) 2. de çok güzel oldu bence ! Montmartre'da Karamel'in tablosunu çizmişler gibi . Benim çok hoşuma gitti siz ne dersiniz?
5 Eylül 2009 Cumartesi
Sahibi Olmak Yerine Sahip Çıkalım!
Yaklaşık iki yıldır hayatımı çok tatlı ve tüy yumağı bir erkekle paylaşıyorum. Adı KARAMEL. Rengi böyle karamel rengi olunca ve ben her zaman üç top dondurma yiyip bir topunu mutlaka karamelli seçtiğimden adı da Karamel oldu.Çocukluk yıllarımda da iki teyzemin birden köpekleri vardı yani çocukları. Zamanla GIPSY (Çingene) ve NOSİ (Akıl) ailemizin birer parçası olmuşlardı. O zamanlar evde sadece insan bakmaya izin veriyordu sevgili annem. Yani fazla tüylülerin evimizde uzun süreli kalması yasaktı :) Yıl 2007, bir kitap okuyorum , içerisinde şu an hatırlayamadığım ama beni etkileyen kedilerle ilgili satırlar geçiyor. Ben bir anda "evet bir kedim olmalı" diyorum ve başlıyorum "kedi kedi" diye gece gündüz miyavlamaya. Bir Kasım günü miyavlamalarıma dayanamayan (o zamanlar erkek arkadaşdı) sevgili eşim görünce karşı koyamadığı bu minicik sarı bebişi almam konusunda beni maddi & manevi destekledi. Tabi fotoğraf sizi yanıltmasın, şu anda o minik sarı bebiş, tombik bir aslan parçası... Bazen bir petshoptan para ile kedi aldığım için kendimi suçlu hissediyorum. Neden sokakta başıboş dolaşan yavrulardan almadım diyorum. Ama sonra Karamel'i aldığımızda paragöz petshopun dikkatsizliği yüzünden kopmak üzere olan kuyruğunu evimize aldığımızda kurtadığımızı düşünerek biraz olsun rahatlıyorum. Ara sıra da o başı boş kedileri besleyip kimsesiz yavruları da yol kenarlarından güvenli arka bahçelere topluyorum. Komşular duymasın :)) Aslında bahsetmek istediğim başka bir konu vardı ama biraz Karamel'den de bahsetmeden geçemedim diğer konuya. Bir süredir facebook'tan üyesi olduğum Sahip Çıkalım! Let's Adopt! topluluğundan bahsedeceğim. Türkiye'de alışılmışın dışında bir çabayla, sokakta bulunan yaralı ya da kimsesiz, bakıma muhtaç, bir hevesle eve alınmış bakılamayınca da kapı dışarı edilmiş çoğunlukla kedi ve köpeklere yeni ev arayan, geçici bakımlarını tedavi edilmesi safhasında birçok sorumluluğu üstlenen bir grup. Bu arada ilginçtir ki Sahip Çıkalım her isteyene buyrun kedinizi ya da köpeğinizi alın evinize gidin diyerek işin kolayına kaçmıyor. Bu hayvanlara sahip çıkmak isteyen gönüllülerde bazı şartlar arıyor. Gönüllüler bu şartları yerine getirdikten sonra hayvanlar yeni evlerine kavuşuyorlar. Tabi bu arada geçici olarak ev sahipliği yapmak, onları konuk etmek isteyenler de olabiliyor. Sanırım en çok ihtiyaç duydukları desteklerden birisi de bu. Ben hiçbir zaman veterinerime telefonda "Merhaba , Ben Karamel'in sahibi ..." demedim. Çünkü bizler onların sahipleri değiliz, bizler onların biyolojik olmayan anne babaları, dünyayı paylaştıkları insan dostlarıyız. Neden onlara karşı biraz daha duyarlı davranmıyoruz? Hayatlarını yaşamalarına izin vermek yerine hep kendi yaşam alanlarımızı genişletip onlarınkini daraltıyoruz. Onların sahibi olmak yerine onlara SAHİP ÇIKALIM! Üye olmanızı tavsiye ediyorum. Gruptan gelen (hem Türkçe hem İngilizce) mesajları takip ederek belki birgün siz de bir yuvaya muhtaç olan dostlarımızdan birinin hayatını kurtarırsınız. Sloganları da gerçekten hoşuma gitti "Let's Adopt! Saving animals inspiring humans" "Sahip Çıkalım İnsanlıktan İlham alarak Hayvanları Koruyor"
Sevgiler..
Etiketler:
Karamel,
Kedi,
Köpek,
Let's Adopt,
Sahip Çıklalım,
Sosyal Sorumluluk
4 Eylül 2009 Cuma
Nasıl anlatsam .. Nerden Başlasam? Önce Renginden Başlayalım.Tabii ki Pembe Olsun !
Nerden mi karar verdim? Paylaşmayı hep sevmişimdir (dondurmam ve kocacığım dışında tabi :) Bir de kendim için birşeyler yapmak istiyordum bana ait bana özel .. Şimdilik çocuk yapmayı düşünmediğimiz için teknoloji dünyasına atılmaya ve ondan faydalanmaya karar verdim. Bana ilham verdiğinden henüz haberi olmayan, ortaya çıkarttığı sanat eseri kurabiyelerini hayranlıkla takip ettiğim ve ilerde öğrencisi olacağım (3 Ekim'i iple çekiyorum, bu konuyu da ayrıca paylaşacağım yapacağım kurabiyeleri de) Kurabiye Tanrıçası sevgili Didem Akben'e ve " ben de istiyoruuummm !" dediğimde büyük bir hevesle blog öğretmenim olan sevgili AsoLady'e teşekkürler.. Bir de çok sevdiğim hep kendimi şanslı bir çocuk hissettiren süpersonik annem ve babama (şu an tatildesiniz sizi kıskanıyoruuum !!) çok sevdiğim canım aşkım kocacığım (51 gün oldu !) Burki'ye, canım bebeğim, totoşum, sarışın, yakışıklı, tatlı oğlum Karamel'e (iyi ki var!) ve tabii benimle hayatı paylaşan herkese teşekkürler.. Hayat ayrıntılarda gizliymiş... Benim ayrıntılarımı izlemeye devam edin …
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)