evli evine

evli evine, köylü köyüne ....

yarın nunu'm gelecek :)

Cakil işte :)

macera sona erdi

o kadar yolu geri yürümeyi göze alamayacağımız için biz kaymayı seçtik

önce ben babamın kucağında kaymaya başladım, sonra savrulup yuvarlandık, ikimiz iki ayrı yere...

peşinden konvoy yaptık, beni araya sıkıştırdılar kaydık, düştük, yuvarlandık, donduk, güldük, ağladık, korktuk, sakinleşmek için çığlıklar içinde şarkı söyledik.

tam bir maceraydı, kesinlikle!

bunun bir de dönüşü var

zirveye çıktık yürüye yürüye, ya sonra?

fırtına yüzünden pistler kapatıldı

telesiyej iptal oldu

iniş için tek şansımız aynı yolu geri yürümek

ya da kayak pistinden altımıza plastik kızak ya da naylon poşetler alarak kaymak..

hangisini seçtik dersiniz ?

kartepe'nin üç gülü

işte biz üçümüz 40 kişilik grubun minikleriydik :)

çölde çay :)

5,5 kilometre sonra soğuktan ve fırtınadan donmuş halde zirvedeki kafeye sığındık.

herkesin istediği ilk şey, sıcak çok sıcak çay, kahve, sahlep ya da sıcak şarap'tı.

bendeniz "suu" diye tutturup bir şişe soğuk su içtim :)

yol bitmedi, vesait değiştirdim

yürüdük, yürüdük...

yol hiç bitmedi

ben uykunun da etkisiyle anne diye tutturdum

yolun büyük kısmında kendimi anneme taşıttım

bir de arkadaşım vardı Duru, o da kendisini yol boyunca hep annesine taşıttı

en ilginç olanı yanımızdan gelen geçen herkes Derya-Duru ve annemle benim fotoğrafımızı çekiyordu. Etrafında 15 tane erkek olmasına rağmen beline kadar kara bata çıka çocuklarını omuzlarında taşıyan bu "anadolu kadını" görüntüsü sanırım herkese çok ilginç geldi :)))

hatta bir ara yanımızdan geçen bir grup şöyle dedi; "bu fırtınada buralara yürüyerek geldik diye kendimizi deli sanıyorduk ama sizi görünce anladık, biz deli değilmişiz"

cin gibi :)

yaklaşık 15 dk süren son derece konforsuz uykumun ardından cin gibi uyandım :)

uyumadan hemen önce

bu video çekildikten 2 dk sonra uyuyakaldım :)

kurdun izinde

yürüdüğümüz orman yolunda devamlı olarak kurtların ayak izleri vardı, rehberimiz bu izlerin avlanmış bir kurda ait olduğunu söyledi.

zaten ayak izleri çok net görülüyordu, önce yaralı bir kurt olduğunu düşündük, ama izlerin bitiminde avdan kalanları :( görünce avlanmış bir kurt olduğunu anladık.

uykuuuuuuuu

daha birinci kilometrede ben pes ettim

ve uykuya teslim oldum...

bu daha başlangıç

sonra biz de yürümeye başladık,

fotoğraftan da anlayacağınız üzere benim aklımdan geçen tek şey uykuydu, uykuuuu....

çok zorlu bir yoldu

her yer bembeyazdı,

zirveye kadar yürüyelim dediler

bizi götürmek için bir jeep geldi

annemle babam bana baktılar,

babam tereddütsüz "biz de yürüyeceğiz, jeep'e binmeyeceğiz" dedi

böylece 5,5 km'lik macera dolu yürüyüşümüz başladı ....

tübü'mü hiç bırakamam

Sabah çok erken kalkıp yola çıktık,

ben otobüste şımarmaktan 5 dakika bile uyumadım

sonra yürüyüşe başladık

haliyle benim deli gibi uykum geldi

kartepenin karlı yollarında tübümü hiç bırakmadım ...

kartepe yollarında

Cumartesi sabahı erkenden yola çıktık

Annemin şirketten arkadaşlarıyla birlikte Kartepe'ye gittik.

minik mine :)

musti amcamın kızı minik mine bize geldi :)

ben bebek bebek diyerek peşinde dolandım durdum.

karşılaştırmalı

eski halini göremiyoruz demiş annemin eski iş arkadaşları,
aslında sitede var
ama istek üzerine karşılaştırmalı versiyonu da koyalım :)

ağlamak

aglamak unutmak kadar kolaydir inan

sevin aglayabiliyorsan
...

sevin ağlayabiliyorsan

unutmanın kardeşidir ağlamak

uyanır, uyanır yatağında duyguların

düşüncenin kucağında hep çocuktur ağlamak.

özdemir asaf

inan...

"bir şeyi yapmak yalnızca sana zor geliyor diye bunun bir insan için olanaksız olduğunu düşünme... Eğer bir şey, bir insan için olanaklıysa ve insan doğasına uygunsa senin tarafından da yapılabileceğine inan..."

Marcus Aurelius

efsane geri döndü :)))

yeşil bonus kafalı hallerimi hatırlayanlarınız olacaktır

dün dolapları karıştırırken bu peruka gene ortaya çıktı

eskiden kabak kafama cup diye takardık, şimdi önce saçlarımı toplamak durumda kaldık, hıh ! :))

herkes şöhret olmak istiyor :)

bir oğlan bir kız

yoksa siz beni tek çocuk mu sanıyordunuz

bizde bir oğlan bir kız :))))

iş çok

öyle cumartesi diye yayılmak yok
bahçede iş çooook :)

hu huuu bugün cumartesi :)

bugün cuma :)

hafta sonu kesintisiz saadet :))))

hepinize sevdiklerinize sımsıkı sarıldığınız bir haftasonu dilerim ...

geçiyor, geçecek, geçiyor, geçiyor... :(

marketten aldım

Anne: Cakil balik yer misin?
Cakil: biras olabiliyy
Anne: zınk!
Anne: sen balığı yerken ben de seni biraz yesem olabilir mi?
Cakil: olabiyyemes ....

büçge ve ben :)

neşeli haftalar :)

kıkır kıkır :)

maşukiye ve kartepe

akçakoca'dan maşukiye'ye ve kartepeye geçtik.

ama oralarla ilgili yayınlayacak tek fotoğrafım bu.

bizimkiler karın neşesine fena kaptırdılar :)

önümüze gelene bir tekme

yağmurda sokaklarda yürümeyi çook sevdim

karasu ve akçakoca'da olduğumuz sürede kesintili de olsa bolca yağmur yağdı

( bu arada annemin skinny kotlarından iki tane kapattım, biri lacivert biri gri, ee ne de olsa skinny trendy :)))))

dinlenmeyi bilmek

gezmek tozmak süper de epey yoruluyor insan

arada dinlenmeyi de bilmek gerek

bu ağır dekorasyona uygun olsun diye hanımefendi moduna girdim :)

en güvenli liman

kış olduğu için dalgalar çok yüksek ve heybetliydi

ama ben en güvenli limandaydım, neşeyle köpükleri seyrettim

ben iyiyim sahiden

iyiyim inanın, merak edenlere sırıtık suratımı gönderiyorum, endişelenmeyin

siz de bu fotoya bakıp sırıtın lütfeeeen :)