Sevgili dostlarım merhaba, nasılsınız? Biz çok iyi değiliz. Annem Ağustos ayında şiddetli bel ağrıları çekince doktor turları başladı. En sonunda geçen hafta Pazartesi günü İstanbul'a gitti. Perşembe günü kolonoskopi çekildi. Sonuçlar gayet iyi, bir tane bile polip yok. Ama tiroidinin sağ tarafında nodül var, büyüklüğü iki ay boyunca yapılan tetkiklerde anlaşıldığına göre 2,5 cm'den 3 cm'ye çıkmış. 5 cm'ye yükselirse Allah korusun kanser olurmuş (oysa annemin 27 yıl önce de tiroidinde nodül vardı, alınmıştı. Biz tiroid de alındı sanıyorduk, ne diyeceğimi bilemiyorum). Şimdi Perşembe günü biyopsi yapılacak. Sonra da ameliyat olacak. Ben, madem ameliyat olacaksın neden biyopsi yapılıyor diye anneme sordum. O da, doktorların ameliyat sırasında ne ile karşılaşacaklarını bilmek için biyopsi yapılacağını söyledi. Nokta atışı. İşte bizde durum bu. Gelişmeleri burada yazar, haber veririm size. Maya ve ben annemi çok özledik. Ben de bu iki hafta izinliyim. Annemle birkaç gün birlikte zaman geçiririz, bir şeyler yaparız diye düşünürken neler geldi başımıza. İnsan, işler yolunda gidince hep öyle olacak sanıyor ama bir an'da hayatın tepe taklak oluyor. O zaman da neye uğradığını anlamıyorsun. Hayır, " Şems-i Tebrizi'nin “Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye, endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?" sözü burada şimdilik geçerli değil. En azından şimdilik. Bilemem tabii ki. Her şeyin hayırlısı. İnşallah tedavide geç kalınmamıştır. Çünkü sinsi ilerleyen bir hastalık var, biliyorsunuz. Bel ağrısı ile başladı. Bel fıtığı da var. Annem dönünce fizik tedaviye başlayacak hayırlısıyla. Değerli dostlarım yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın. Allah sevenleri ayırmasın!