
Maurice Messegue'nin kitaplarından birinde okumuştum sanırım. Hani bizde "güneş girmeyen eve doktor girer" derler, o da "her gün bir elma doktoru evinizden uzak tutar" diyordu. Tam böyle olmayabilir ama anladınız değil mi ne demek istediğimi? Kekten bahsederken ne alakası var diyeceksiniz. Konuya uygun bir atasözü ararken aklıma geldi, e kekte de elma var diye yazdım. (Elma püresi muhteşem bir kek malzemesi, son zamanlarda vazgeçemediğim bir şey bu. Tabii kek için ayıklarken birazını da ağzıma atmayı ihmal etmiyorum!) Bir bağlantı var yine de. Şimdi bu yazıya neden gerek duyduğumu söyleyeyim. Dün gezdiğim neredeyse tüm bloglarda birer kek tarifi çıktı karşıma. Hepsi pek albenili, gel beni ye dercesine bakıyor ama çoğunun tarifini okuduğumda ister istemez yüzüm buruştu. İster istemez diyorum çünkü kek tariflerinde margarin falan gördüm mü dayanamıyor, oradan kaçıp gitmek istiyorum. Hele de 250 gram gibi dudak uçuklatan miktarda olunca yağ ölçüsü (kurabiye ve poğaçalar için de geçerli bu), daha da bozuluyor moralim. Bir dolu da şeker tabii. Nasıl nesiller yetişiyor diyorum. Besin değerinin çoğunu yitirmiş, beyazlatılmış unlar, rafine edilmiş, dişe zarar, bedene zarar şekerler, içinde ne olduğunu bile bilmediğimiz (öyle ya margarinin içinde her tür bitkinin rafine edilmiş, daha da sağlıksız olsun diye doyurulmuş -katılaştırılmış- yağı olabilir) yağlar, rengini korusun diye kükürtle kurutulmuş üzümler, kayısılar... Keklerin, kurabiyelerin içinde bunları gördükçe çok bozuluyor, bir anne çocuğuna bunları neden yediriyor, yazık değil mi o çocuklara diyorum. Ya da bir kadın sevdiği insanlara, komşularına, misafirlerine nasıl sunar bunları? Veya sağlık için programına doktorlar davet eden, onlardan bilgiler alan bir televizyon sunucusu neden programında sağlıksız yemek tarifleri sunulmasına izin verir? Hem de hemen her yetişkinin kolesterol, şeker vb ilaçlar yuttuğu, her gün yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine, olmadı hayat kalitesinin düşmesine neden olan hastalıklar hakkında bugün artık pek çok şey biliyorken, doktorlar basbas bağırıp daha iyi beslenmemiz gerektiğini öğütlüyorken. Ha tabii o keki yapmayıp hazır kekleri, bisküvileri yedirse daha mı iyi diyeceksiniz, elbette değil ama kullanılan malzemelerin çok daha sağlıklı olanları varken, onlarla da pekala leziz tatlılar, tuzlular yapılabilirken neden? Neden gerçekten? Siz söyleyin, neden? (Bu yazıyı neden yazdığım meselesine bir ek daha: Bugünlerde domuz gribi ve GDO'ların serbest bırakılmasına takıldık. Her ikisi de çok önemli, daha çoook konuşacak, tartışacağız ancak evimizin içindeki zararları unutmayalım istiyorum. Ki bu zararlılar domuz gribinden de, GDO'lardan da daha uzun zamandır evimizdeler ve onlar hakkında çok az kişi patırtı çıkarıyor -ne yazık ki! Gerçi bakanımız
güveniniz demiş ama şüpheci olmakta her zaman fayda var diyerek sözü sonlandıralım. Neticede biz bakanlarının Çernobil faciasından sonra radyasyonlu çaylar için "güvenli" dediği bir ülkenin insanlarıyız. Güven dediğiniz şey kalpten değil cepten geçer bizim coğrafyada. Şüpheci olmakta her zaman fayda var.)