17 Ağustos 2010 Salı
BAŞLANGIÇ-FİLMLER İÇİNDE BİR MİLAD
Son 1 ayıma girdiğim şu günlerde sıcaklarla aram hiç hoş değil.Ellerim ayaklarım şişiyor.Hatta o kadar şişiyor ki uyuşuyorlar.Hamileliğin cilveleri diyip geçmeye çalışıyorum.Ama çok zor bir ay olacak anlaşılan.
Bu arada bir kaçamak yapıp eşimle gittiğimiz BAŞLANGIÇ filminden bahsetmeden doğurmak istemedim.:))
Şunu söylemeliyim ki film için yazılacak o kadar iyi şey var ki.Uzun zamandır nasıl bir yazı olması gerektiğini düşünüp duruyorum.
Aslında kısa ve öz şöyle denilebilir;Bir Matrix gibi yada Yüzüklerin Efendisi gibi sinema sektöründe bir dönüm noktası.
Benim gibi bir izleyici için tam bir şölen.Aşk,fantastik öğeler,görsellik,sürükleyici sahneler yok yok yani filmde.
Ama Leonardo Di Caprio gerçeği bir numara.Bu adam ne yaptığını çok iyi biliyor ve kesinlikle bu iş için doğmuş.
Sonuç ben olsam bu filmi sinemada kaçırmadan izler izler sonra tekrar izlerdim...:)
14 Ağustos 2010 Cumartesi
2 YAŞINDA BİR MELEK...
Annesi 32 haftalık hamile olduğu için bu sene kutlamaları es geçtik ama seneye inşallah kızıma layık bir kutlama olacak.Tabii kardeşi ile birlikte.
Sarı kuzum iyiki doğmuş, doğmuş ki...
-Sabah kuşu gibi bizi sabah 7 de her gün uyandırmış...
-Tüm kızgınlığımla ona bakarken "anne küştün mü küşme küşme" diyerek beni kahkaha krizine sokmuş...
-Anne paşta yap demiş ve yaptıklarımı afiyetle yemiş...
-Hayatın tüm olumsuzluklarını, tüm olumsuz insanları görmezden gelmemin tek sebebi olmuş...
-Annemin hakkını neden asla ödeyemeyeceğimi bana öğretmiş...
-Son kalan lokmayı ağzıma atmadan önce bu da ona kalsın diye düşündürtmüş...
-Hayatımıza amaç olmuş...
-Evimize neşe ses müzik olmuş...
-Her an Allaha şükür ve dua sebebi olmuş...
-Anne baba olmaktan daha önemli bir mevki olmadığını öğretmiş...
Annesinin kuzusu iyiki doğdun...Seni çookkkk seven annen....
Sarı kuzum iyiki doğmuş, doğmuş ki...
-Sabah kuşu gibi bizi sabah 7 de her gün uyandırmış...
-Tüm kızgınlığımla ona bakarken "anne küştün mü küşme küşme" diyerek beni kahkaha krizine sokmuş...
-Anne paşta yap demiş ve yaptıklarımı afiyetle yemiş...
-Hayatın tüm olumsuzluklarını, tüm olumsuz insanları görmezden gelmemin tek sebebi olmuş...
-Annemin hakkını neden asla ödeyemeyeceğimi bana öğretmiş...
-Son kalan lokmayı ağzıma atmadan önce bu da ona kalsın diye düşündürtmüş...
-Hayatımıza amaç olmuş...
-Evimize neşe ses müzik olmuş...
-Her an Allaha şükür ve dua sebebi olmuş...
-Anne baba olmaktan daha önemli bir mevki olmadığını öğretmiş...
Annesinin kuzusu iyiki doğdun...Seni çookkkk seven annen....
3 Ağustos 2010 Salı
ALLAH EVLATLARIMIZI BİZLERE BAĞIŞLASIN...
Milliyet haber...
Gencecik bir can.Uçup gitti...
Hakkında yazılanlar çizilenler...Kimisi doğru kimisi yanlış...
Sonuç değişmez.Allah ailesine, özellikle annesine sabır versin.
21 Temmuz 2010 Çarşamba
CEMİLE VE HARİKA ÇOCUK NASIL YETİŞTİRİLİR?
İlk defa internetten bir alışveriş yaptım.Çok ilginç gelebilir ama öyle.Siparişlerim elime çok çabuk ulaştı.(COGİTOY'dan istemiştim.)
İkisi kızım için biri benim için.:))
Cemile Serisini duymayan yoktur artık.O seriden Defne'nin durumuna uygun 2 tane aldım.
1.cisi
2.cisi
Evdeki kitaplar kızımın çevirebileceği kadar küçük değildi.O yüzden bu kitapların boyutu tam ona göre.Görünce çok beğendi.Resimlerine baktı.
Cemile'nin kucağında kardeşini görünce ilk tepkisi
-aaa anne kayu...:)(meşhur çizgi film)
Sonrada
-Anne Eymen gibi..dedi.(Kızkardeşim Ayşe'nin oğlu)
İlk defa bir hikayeyi hiç kesmeden sıkılmadan sonuna kadar dinledi.Resimleri sordu.
O beğendi.Uzun süre elinden bırakmadı ki bu çok iyi bir gelişme.
Ben çizimleri çok sevimli bulmama rağmen Cemile'nin hikayesinde biraz tuhaflıklar olduğunu düşünüyorum.Mesela verdiği tepkiler fazlaca olgun geldi bana.Kardeşi olacağını öğreninde,olduktan sonra...
Yani hikayeden çok hoşlanmadım ama Defne sevdiği ve ilgilendiği için çok memnunum iyi kide almışım diyorum.Kitaplarla ilgilenmesini çok istiyorum çünkü.Güzel bir gelişme olduğu için çok mutlu oldum akşam.
Kendimede yine duymayanın kalmadığı "HARİKA ÇOCUK NASIL YETİŞTİRİLİR" kitabını aldım.Bana reçete şeklinde hazır bir yapılacaklar listesi sunmasını ve birebir uygulamayı beklemiyorum ama bakış açısı sağlamasını umut ediyorum.Evde iki çocuk olması hakimiyetin bende olmasını gerektiriyor.
Eskiler çocuklarını kitaplamı büyüttü diyenlere inat devir değişti diyorum bende.Ne çocuklar eski çocuklar gibi ne de anne babalar.
Dolayısıyla geri kalmamak yeni yöntemleri eskilerle harmanlamak lazım bence.
Okuduktan sonra fikrimi paylaşırım sizlerle.Okuyanlar da fikrini yazsın lütfen.
İkisi kızım için biri benim için.:))
Cemile Serisini duymayan yoktur artık.O seriden Defne'nin durumuna uygun 2 tane aldım.
1.cisi
2.cisi
Evdeki kitaplar kızımın çevirebileceği kadar küçük değildi.O yüzden bu kitapların boyutu tam ona göre.Görünce çok beğendi.Resimlerine baktı.
Cemile'nin kucağında kardeşini görünce ilk tepkisi
-aaa anne kayu...:)(meşhur çizgi film)
Sonrada
-Anne Eymen gibi..dedi.(Kızkardeşim Ayşe'nin oğlu)
İlk defa bir hikayeyi hiç kesmeden sıkılmadan sonuna kadar dinledi.Resimleri sordu.
O beğendi.Uzun süre elinden bırakmadı ki bu çok iyi bir gelişme.
Ben çizimleri çok sevimli bulmama rağmen Cemile'nin hikayesinde biraz tuhaflıklar olduğunu düşünüyorum.Mesela verdiği tepkiler fazlaca olgun geldi bana.Kardeşi olacağını öğreninde,olduktan sonra...
Yani hikayeden çok hoşlanmadım ama Defne sevdiği ve ilgilendiği için çok memnunum iyi kide almışım diyorum.Kitaplarla ilgilenmesini çok istiyorum çünkü.Güzel bir gelişme olduğu için çok mutlu oldum akşam.
Kendimede yine duymayanın kalmadığı "HARİKA ÇOCUK NASIL YETİŞTİRİLİR" kitabını aldım.Bana reçete şeklinde hazır bir yapılacaklar listesi sunmasını ve birebir uygulamayı beklemiyorum ama bakış açısı sağlamasını umut ediyorum.Evde iki çocuk olması hakimiyetin bende olmasını gerektiriyor.
Eskiler çocuklarını kitaplamı büyüttü diyenlere inat devir değişti diyorum bende.Ne çocuklar eski çocuklar gibi ne de anne babalar.
Dolayısıyla geri kalmamak yeni yöntemleri eskilerle harmanlamak lazım bence.
Okuduktan sonra fikrimi paylaşırım sizlerle.Okuyanlar da fikrini yazsın lütfen.
13 Temmuz 2010 Salı
İKİ FİLM
Sıcak yaz günlerinde uzayan gecelerde film izlemek iyi olabilir diye düşünerek izlediğim iki filmi paylaşmak istedim.
İlki ADALET PEŞİNDE;Adına bakıp çok klasik bir amerikan filmi diye düşünebilirsiniz.Ama değil.Başrollerinde (yıldızlı pekiyi) oyuncu Gerard Butler ve Jamie Foxx var.
Normal bir hayat süren bir adam,karısı ve kızı.Evlerinde saldırıya uğruyorlar.Kızı ve karısı öldürülüyor.Savcılık makamı katillerle anlaşıyor.Suçlulardan biri tam 10 yıl sonra idam ediliyor ama diğeri 3 yılda serbest kalıyor.
Sonrasında klasik bir intikam öyküsü bekliyorsunuz ama hikaye çok farklı gelişiyor.Bundan sonrası için sadece bana güvenmeniz gerekiyor.
Birde ilk sahne biraz sinir bozucu.Uyarmam gerekiyor.Belki hamile hormonlarından kaynaklanıyordur ama psikolojik olarak biraz zorlandım.
Sonrasında gerçekten iyi bir film bekliyor sizi.Benden söylemesi...
Diğer film ELİ'NİN KİTABI
Başrollerinde Denzel Washıngton var.Kıyamet senaryolu bir film diyebilirim.Ama kıyametin nasıl koptuğunu değil kıyamet kadar büyük bir savaştan sonra neler olduğunu anlatıyor.
Su yok,yiyecek yok,kitap yok,hiçbirşey yok aslında.O kadar çok yokluk var ki insan eti yiyenler bile var.
Bu kaos ortamında bir kitabı hayatı pahasına batıya götürmeye çalışan bir adam var.Dünyada 1 tane kalan kitabın sözleri o kadar kuvvetli ki bu durum kitabı çok güçlü kılıyor.
Film gri gibi yani çekimler öyle.Sürükleyicide.Ama biraz Hristiyanlık propagandası kokuyor.Yinede izlenilebilir.Kıyamet filmlerine değişik bir yaklaşım olmuş.
Görüşmek üzere...
İlki ADALET PEŞİNDE;Adına bakıp çok klasik bir amerikan filmi diye düşünebilirsiniz.Ama değil.Başrollerinde (yıldızlı pekiyi) oyuncu Gerard Butler ve Jamie Foxx var.
Normal bir hayat süren bir adam,karısı ve kızı.Evlerinde saldırıya uğruyorlar.Kızı ve karısı öldürülüyor.Savcılık makamı katillerle anlaşıyor.Suçlulardan biri tam 10 yıl sonra idam ediliyor ama diğeri 3 yılda serbest kalıyor.
Sonrasında klasik bir intikam öyküsü bekliyorsunuz ama hikaye çok farklı gelişiyor.Bundan sonrası için sadece bana güvenmeniz gerekiyor.
Birde ilk sahne biraz sinir bozucu.Uyarmam gerekiyor.Belki hamile hormonlarından kaynaklanıyordur ama psikolojik olarak biraz zorlandım.
Sonrasında gerçekten iyi bir film bekliyor sizi.Benden söylemesi...
Diğer film ELİ'NİN KİTABI
Başrollerinde Denzel Washıngton var.Kıyamet senaryolu bir film diyebilirim.Ama kıyametin nasıl koptuğunu değil kıyamet kadar büyük bir savaştan sonra neler olduğunu anlatıyor.
Su yok,yiyecek yok,kitap yok,hiçbirşey yok aslında.O kadar çok yokluk var ki insan eti yiyenler bile var.
Bu kaos ortamında bir kitabı hayatı pahasına batıya götürmeye çalışan bir adam var.Dünyada 1 tane kalan kitabın sözleri o kadar kuvvetli ki bu durum kitabı çok güçlü kılıyor.
Film gri gibi yani çekimler öyle.Sürükleyicide.Ama biraz Hristiyanlık propagandası kokuyor.Yinede izlenilebilir.Kıyamet filmlerine değişik bir yaklaşım olmuş.
Görüşmek üzere...
8 Temmuz 2010 Perşembe
SON ÇEYREK...
Resim burdan
Bildiğiniz yada yeni öğreneceğiniz üzere 2.kez anne adayıyım.Allah izin verirse Eylül sonun Ekim başı oğlumun kucağıma alacağım.Kızım Defne 26 aylıkken yeniden anne olacağım.
Beni çok zor günler bekliyor büyük ihtimalle ama ben şimdilik sadece bebeğimi sağlıklı bir şekilde doğurmaya odakladım kendimi.
Son trimester yani son 3 aya girdim.Defne kızım 36 aylık olarak erken doğmuştu.Şimdi ikinci doğumda bu risk %25-50 arasındaymış.Beni korkutanda bu aslında.Defne küveze alınmamıştı ama 4 gün sarılıktan dolayı hastanede kalmıştık ve emmede problem yaşamıştık.3.gün emmeye başlamıştı.Ve tabii çok küçüktü.Sadece 2,500 kg dı.
Aynı şeyleri yaşamak istemiyorum.İnşallah yaşamam tabii bebeğimde.
Araştırmalarım bu aydan itibaren:
-Haftada 2 kere balık
-Günde 2 tane ceviz
-Bol semiz otu ve ıspanak
-Hiç stress
-Çok mutluluk,dinlenme,huzur...
Bu maddeler erken doğum riskini azaltıyormuş.
Bunlar bana düşenler.Benim dışımda gelişebilecek olaylardan sorumlu değilim.:))
Ayrıca baş etmem gereken sıcak havalar var tabii.Bu yaz günlerinde hava kapanınca yağmura dönünce tek sevinen benim galiba.
Öylesine bir yazı oldu bu ama neyse artık.Hamileliğime verin:))
Film yok bugün.Çok sıcak, tv başında oturmak sıkıcı geliyor.Sinema fikride sıcak gelmiyor.
Bu arada herkesin MİRAÇ KANDİLİ mübarek olsun.Eve gitsekte lokma yapsak iyi olurdu.:))
Görüşmek üzere...
4 Temmuz 2010 Pazar
2 TEMMUZ 4.YIL+ 4 TEMMUZ 30 YAŞ
4 Yıl olmuş evleneli...30 yaş geçmiş doğalı...:))
30 yaşa birçok anı 4 yıla 2 çocuk sığdırdım.
İyi olmuş iyi olmuş iyi ki doğurmuş beni annem :))
Bu arada resimdeki yeşillikler için de ki hamak keyifli yer İstanbuldan Tekirdağ'a gelirken Tutku Fidancılık diye bir yer.Gözleme ve Çiğ Börek yapıyorlar.Börekleri çok lezzetli.Etrafta bir sürü fidan çok kefiyli bir yer.
Eşim bu sabah süpriz yaptı kızımla bizi oraya götürdü.Tekirdağ da olmasına rağmen hiç dikkatimi çekmememiş.Sabahları kahvaltıda veriyorlar.
Çok güzel bir sabah geçirdik.
Eşime bu güzel gün ve geçirdiğim tüm güzel günler için teşekkür ediyorum.İyiki evlenmişiz yahuu...:))
Görüşmek üzere...
23 Haziran 2010 Çarşamba
BEN,KENDİM VE 2 YAŞ SENDROMU
Bu aralar Defne cadısının ağzından çıkan tek cümle
-Ben....kendim....
Boşlukları istediği gibi dolduruyor.
-Ben içicem...
-Kendim yiycem...
-Benim kardeşim...
....
Ne tuhaf birşeymiş bu 2 yaş sendromu.1 yaşından beri inatçı ve dediğim dedikti ama şimdi 1 aydır huysuzluklar hat safhada.Bir ukalalık ki sormayın gitsin.:))
Bacak kadar boyuyla hava atıyor cadı...
Bu dönem pedagoglar tarafından "anne babaların sınavı" diye adlandırılmış.Hakkaten sınav.
Araştırma yaparken bulduğum şu not çok hoşuma gitti.Özellikle "Türkçeyi çok az bilen bir çinli" kısmı.:))
2 yaş annelerine dersler:
DERS 1: SABIRIN anneler, zamanı gelince geçiyor öfke nöbetleri, ağlama, inat krizleri.
DERS 2: Önemli şeyler anlattığınızda çocuğunuzun sizi gerçekten anlaması için, onun çok az Türkçe bilen bir Çinli olduğunu düşünmeye çalışın..
DERS 3: Öfkelenmeye başlayan çocuğunuzun anlatmaya çalıştığı şeyi gerçekten anlamak için tüm duyularınızla dinleyin onu
Meral Günenç
10.10.2005
***bu yazı www.aile.org.tr sitesinden alınmıştır.***
Giydirmeye çalışmak tam bir işkence.Özelliklede benim gibi 6 aylık hamile biri için.Şimdiden;
-Onu iştememmm...
-Etek giydir...
-Öbürküşünü giydir...
Tv izleme huyu yoktu.Bizde izlesin diye hiç ısrar etmedik.Bu aralar başkalarında görüp sevdiği TRT Çocuk-GECE BAHÇESİ programını izliyor.Yemek hazırlarken iyi oluyor.Bana sataşmıyor.Ama program bitince...
-Gene aç...gene açç...
-O diyil..
-Maka faka aç...
Bitti kızım.Yarın çıkacak.Yok ikna etmek mümkün değil.
Karakteri oluşuyor,geçici bir dönem,sabır sabır...deyip idare ediyoruz.Ama işimiz zor anlaşılan.
Allah sağlık versin de gerisi önemli değil diyorum.Çocuğum sağlıklı,tepkileri de normal.Çok şükür.Büyüyünce gülerek hatırlarız inşallah...
17 Haziran 2010 Perşembe
KOMİLİ İLE BICI BICI
Defne Su adını verirken bu kadar su meraklısı olacağını tahmin etmemiştik elbette.Dün denizle ilk buluşmasından sonra onu sudan koparmanın mümkün olmayacağını anladık.Böyle devam ederse seneye bir yüzme okulu projesi geliştirmek durumunda kalacağız galiba.:))
Çok eğlendi kızım dün.O eğlendikçe biz mutlu olduk.Denizden çıkışı çok gürültülü oldu tabii.Eve dönene kadar ağladı.
-Atlaycam....aaaaaa
-Yüzcem.....aaaaaa
Gözyaşları dinmedi.Eve gelince hadi kızım dedim banyoya.Koşarak gitti.Durumu biraz yumuşattık banyo ile.
Doğduğundan beri birçok şampuan denedim Defneye.Johnson,Chicco,Dalin, vs...
Ayşe Eymen'e Komili'nin bebek yağını almış.Görünce şaşırdım.Komili'nin bebek ürünleri çıkmış.Ayşe çok memnun olduğunu söyleyince şampuanını aldım.Ve ilk defa çok memnun kaldım.Bir kere mis gibi kokuyor ve yumuşacık yapıyor saçlarını.İçeriğinde saf zeytinyağı oluşu,Türkiye'de üretilmesi çok güzel bence.
Bu kadar kaliteli bir Türk malı varken yabancı marka almak gereksiz.Üstelik yarı fiyatına.Ben Kremli Bebek Şampuanını kullanıyorum.
Benim gibi şampuan konusunda kararsızsanız tavsiye ederim.
Şampuanı,Pişik Kremi,Bebek Yağı,Sabunu,Losyonu herşeyi var.
Bu sıcak günlerde bol bıcı bıcılı günler diliyorum herkese...
14 Haziran 2010 Pazartesi
KÜLAHTA DONDURMA
Bu sabah işe geldiğimde isteksiz ve mutsuzdum.Sebebini bilmiyorum.Öylesine isteksizdim.Belki de Defne "her sabah peşimden ağlamayı" bırakmadığı için olabilir.
İlerleyen saatlerde yanıma veda etmek için uğrayan öğrenciler içimde bir umut ve mutluluk uyandırdı.
Çalıştığım yer bir Meslek Yüksekokulu.Ben burada staj bürosunda görevliyim.Mezun olan öğrenciler bana veda etmek için,hakkını helal et demek için uğradılar.Çok mutlu oldum.Sevgide, ilgide bencil olmadım hiçbir zaman.Bunun yine sevgiyle karşılık bulması gerçekten çok güzel.
İnşallah kızımda böyle karşılıklar bulur.Şimdiden yüreği sevgi dolu kızımın.Allah onu böyle insanlarla karşılaştırsın inşallah.(AMİN)
Bu arada sevgi demişken akşamları eşimin kızımla bana hazırladığı külahta dondurmadan bahsetmeden geçemeyeceğim.KOSKA'nın dondurma külahını görmüşsünüzdür.Marketlerde 1 TL satılıyor.İçinde 10 tane var.Tadı çok güzel.İçi ballı gibi.Sevdiğimiz dondurmadan da alıp akşamları evde dondurma hazırlıyor eşim bize.Gerçekten çok eğlenceli oluyor.Ben sokakta çekiniyorum külahta dondurma yemeye.Eski kafalıyım galiba biraz.
Çocuklar içinde çok güzel oluyor.Dondurmanın miktarını ayarlamamk açısından.İsterseniz evde yaptığınız dondurmayı bile koyabilirsiniz külaha.
Biz bunu dışarda satılan dondurmanın 1 topunun 1 TL olduğunu öğrendikten sonra keşfettik.Biraz pahalı değil mi sizcede 1 top 1 TL.Kağıt helvasıda var.Ama onu henüz denemedik.
Neyse ordan burdan her yerden oldu bu yazı.İyi bir hafta diliyorum herkese.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)