31 Ağustos 2013 Cumartesi

CUMARTESİ AYRAÇLARI 39



Gönderen: Funda





Not: Bir alttaki postta kitap çekilişinin kazananı hakkında açıklama var, tüm katılımcılara teşekkür ediyoruz...

 

MARQUEZ/ANLATMAK İÇİN YAŞAMAK ÇEKİLİŞİ SONUCU


hediye kitap çekilişi için..
random picker sitesini kullandık..
çekiliş için ismini bırakan on üç katılımcıyı yorum bırakma..
yani çekilişe  katılım sırasına göre ekledik..
ve çekilişin sonucunda..
sevgili benek kazandı..
keyifli okumalar dileriz...

eğer bize kitaplikkurdu@gmail.com adresine adresini gönderirse en kısa zamanda kitabını postalayacağız..

sonucu sitesinde görmek arzu ederseniz
şu adrese : http://www.randompicker.com/protocol/42376x37408
veya aşağıdaki mühüre tıklamanız yeterlidir..
sevgilerimizle..
polemiklerden uzak kalacağınız..
davranışlarınızın iyi niyetle karşılanacağı güzel günler geçirmenizi dileriz..

29 Ağustos 2013 Perşembe

SEVGİLİ SALAK GÜNLÜK/JIM BENTON


Gönderen: 2 Balık 1 Kedi






Sevgili Salak Günlük,
Bugün okulu hiç sevmedim.
Aslında ne zaman sevmiştim onu da bilmiyorum. Beden Eğitimi dersinde yine ters takla atmamız gerekti ve tahmin et ne oldu?
Ben tüm sınıfın önünde takla atarken yuvarlandım ve A.’nın ayağının önünde durabildim. Elbette ki tüm sınıf bana güldü. Bu durum biraz canımı sıktı ama asıl olay eve gelince başladı.
Telefon faturası yüksek geldiği için evdekiler meğerse detaylı fatura istemişler ve faturada kendi aradıkları yerleri işaretlemişler. Faturanın 2/3’si benim gözümün içine bakıyordu. “Yok ben aramadım” diyemedim çünkü arkadaşlarımın numaralarını annemler de biliyordu L
İşte böyle saçma bir gün geçirdikten sonra yatmadan önce banyoda tam da alnımın ortasında kendine yer bulmaya çalışan bir sivilce patlağı gördüm.
Hayat ne berbat değil mi?
Not: Anne ya da bunu okuyan ve okuması yasaklı her kimse… Başkalarının özel eşyalarını karıştırmak ne kadar kötü bir şey deyip duruyorsunuz ve bunu siz mi yapıyorsunuz? Aman ne güzel… (Bu arada madem bu satırları okuyorsunuz, kahvaltıya krep yapar mısınız ?)*
Kızlar genelde günlük tutar. Çabuk unuttukları için mi yoksa yazmak keyif verdiği için mi bilmiyorum ama benim de belli dönemlerde yazdığım günlükler vardı. Şimdi neredeler bilmiyorum ama şu günlerde –yasak da olsa- bir başkasının günlüğünü okuyorum :)
“Sevgili Salak Günlük” Jim Benton’un Uskumru Ortaokulundan Jamie’nin hikayesi yani onun günlüğü. Kitabı sadece çizimlerine bakarak arada karıştırıyorum desem yalan olmaz.
10 kitaplık bu serinin ben henüz 2 kitabını okudum, o da sırayla değil… Ama çok keyif aldım.
Kitapta Jamie, Isabella, Angeline, Kokulu, Bayan Andersan, Carol Teyze, çeşitli ebeveynler, okul müdürü, sınıf arkadaşları ve bir dolu komik hikâye var.
Siz de Jamie Kelly’nin günlüğüne gizlice bir göz atın. Yazdıklarının gerçek olduğunu iddia ediyor… Ya da en azından gerektiği kadarının gerçek olduğunu iddia ediyor :)
* Herhangi bir zamanda herhangi bir genç kızın günlüğünden alınmış olabilir :)


Sevgili Salak Günlük
Yazan / Resimleyen: Jim Benton
Türkçesi: Sevin Okyay

27 Ağustos 2013 Salı

MARİFETLER/URSULA K. LE GUIN


Gönderen: Leylak Dalı



Bunca yılda bunca kitap okumuş biri olarak Ursula Le Guin adını duymamış olmam imkansızdı tabii ki ama okumamış olmam pekala imkan dahilindeydi. Oldum olası fantastik edebiyata çok fazla ilgi duymadım, birkaç istisna dışında. Yazarın fantastik tarzda yazdığını bilmem belki okumayı geciktirme sebeplerimden biriydi. Sonunda bir genç dostum bana "Marifetler"i hediye etti kendisinin çok sevdiği Ursula ile tanışmam için. Kitap bir süre okunmayı bekleyenler kulesinin katlarında ikamet ettikten sonra geçtiğimiz günlerde geçici ikametgahından ellerime ulaştı. Ulaşır ulaşmaz da "Vah!" dedirtti bana, "neden bunca geç kalmışım?"

Antropolog bir baba ile yazar bir annenin kızı olan Ursula Le Guin 1929 doğumlu ve halen ABD Oregon'da yaşıyor. Kitaplarının konuları fantastik ve yarı gerçekçi olan yazar pek çok edebiyat ödülünün de sahibi. En tanınan eserleri "Mülksüzler" ve "Yerdeniz" serisi. "Marifetler"e gelince, kısaca şöyle özetleyebiliriz: 

"Hükmedemeyeceği marifetini kullanmamak için gözlerini mühürleten Orrec ile marifetini kötüye kullanmayı reddeden özgür ruhlu Gry'ın öyküsü". Belki ortada bir marifet bile yoktur ve kimi zaman sıradan bir insan olmak marifet sahibi olmaktan daha fazla mutluluk verebilir.

Benim gibi fantastik edebiyat sevmeyen bir okuyucuyu bile etkileyebiliyorsa ve hele de fantastik seviyorsanız Ursula Le Guin kitaplarını kitaplığınızdan eksik etmeyin derim...


Marifetler/Ursula K.Le Guin
Metis Yay./2012 4. bası/186 sayfa
Çeviren: Çiğdem Erkal İpek
Roman


Not: Bir önceki postumuzda yorum bırakan takipçilerimizden birine kura ile kitap hediye edeceğimizi belirtmiştik. Katılma süresi Cuma akşamına kadar. Bizi bu nedenle eleştiren takipçilerimiz oldu ama bizimki sadece kitap okumayı teşvik amaçlı ve izleyip paylaşımda bulunan dostlarımıza bir teşekkür hediyesi olarak düşünülmüş bir etkinliktir. Ne takipçi sayımızı arttırmak, ne de onlarca yorumumuz olsun yönünde bir düşüncemiz söz konusu değil. Okumayı sevenler zaten blogumuza ulaşır...


26 Ağustos 2013 Pazartesi

BİR TEŞEKKÜR OLSUN DİYEREK...

Gönderen: Kitaplık Kurdu



Yeni bir güne başlarken haftanız güzel geçsin, evinizden kitap yığınları eksik olmasın diyoruz sevgili "Kitaplık Kurdu" takipçileri. Daha çok fotoğraf, daha çok kitap tanıtımı beklediğimizi de belirtmek istiyoruz. Yeni takipçilere de kapımız her zaman açık. Blogumuza gösterdiğiniz ilgiye bir teşekkür olarak sizlere bir kitap hediye etmek istiyoruz. Bunun için hafta sonuna kadar blogu takibe almanız ve bu postun altına yorum bırakmanız gerekiyor. Katılımcılar arasında çekiliş yapıp aşağıda fotoğrafını gördüğünüz kitabı kurada çıkan takipçimize yollayacağız. Eski ya da yeni katılımcı olmak farketmez, blogu takip ediyor olmanız ve yorum bırakmanız yeterli. Takip listemiz blog sayfasının en altında, "bu siteye katılın" sekmesini tıklayarak üye olabilirsiniz.


Hediye kitabımız Gabriel Garcia Marquez'den "Anlatmak İçin Yaşamak". Tabii ki o parlak beyin blogumuza ait, kitap yalnız seyahat edecek :) Hepinize şimdiden teşekkür eder sevgiler yollarız...


23 Ağustos 2013 Cuma

PERİ GAZOZU/ERCAN KESAL (2)


Gönderen: Verba Volant/Aylağın Günlüğü




"Şimdi bir türlü sığamayıp delice bir kavgaya tutuştuğumuz, adına Anadolu denen şu kadim topraklarda binlerce yıl önce hüküm sürmüş bir Hitit kralının oğullarına bıraktığı vasiyete bakalım isterseniz: 'Öldüğümde beni usulünce yıkayın, göğsünüze yaslayın ve toprağa bırakın.' Bu kadar."

Ölüm ve yaşam, anne-baba-çocuk arasında olanlar, büyümek ve yaşlanmak üzerine...


Peri Gazozu/Ercan Kesal
İletişim Yayınları/198 sf /3. Baskı

22 Ağustos 2013 Perşembe

KILKUYRUK POPİ-GÜZELLİK TACI/SALİM KESKİNGÖZ


Gönderen: 2 Balık 1 Kedi




  

Birkaç gündür değil de birkaç haftadır;
“Kılkuyruk Popiiii ne de sevimliii,
Kılkuyruk Popiiiii çok sevdik seniiii” diyerek başlıyorum güne bazen de bir anda aklıma geliveriyor bu şarkı ve yüzümde bir gülümseme beliriyor.
Sebebi var elbette…
Sebebi pek sevimli bir köpek olan Popi.
Arkadaşı kırkayak Turti ile beraber kırlarda gezerken, otların arasında bir taç bulurlar. Turti bunun güzel prenseslerin taktığı özel bir taç olduğunu söyler ancak çevrelerinde hiç prenses yoktur.
O halde kim takacaktır bu tacı?
“En güzel sen misin?” ilanıyla bir güzellik yarışması düzenlerler.
“En güzeli bulunca, bulmuş oluruz prensesi” der gözlüğünü bilgece takan Turti.
Yarışma kısa sürede duyulur ve ormandaki hayvanlar koşarak yarışmaya katılır.
Önce bir kurbağa, ardından bir kokarca derken ördek, zürafa ve koca dişleriyle dinozor çıkar sahneye.
Popi ve Turti bu durumdan hiç memnun olmamıştır çünkü hiçbiri bu halleriyle güzel bir prensese benzememektedir.
Popi adaylara tek tek sorar: “Neden katıldınız bu yarışmaya? Sizler güzel değilsiniz, prenses olamazsınız hiçbiriniz!”
Bu soru karşısında şaşırsa da yarışmacılar her biri “kendi gözünden” anlatır özelliklerini.
Popi de tekrar bakınca dostlarına, hepsi güzelleşir onlar gibi bakınca :)
Turti’nin yaptığı yeni taçlarla 1. Sıraya hepsi birden yükselir, yarışmacıların hepsi artık birer prensestir…
Tek lokmada okumalık, bir dolu sayfada seyirlik oldukça eğlenceli bir kitap.
Mesela dinozorun dişleri o bize kendini anlatmadan önce oldukça çirkin gelir ya da kokarcanın kokan halleri.
Farklılıklardan çıkartılabilen güzellikler üzerine düşünmeyi de sağlıyor bu hikaye.
Elma Çocuk Yayınevinden çıkan Kılkuyruk Popi’nin bir de “Uykusuz Her Gece” kitabı var.
Siz de takılmak isterseniz Popi’nin peşine “Kılkuyruk Popiiii, ne de sevimliii” şarkısını youtube’da aratmanız yeterli; kim bilir belki siz de çok seversiniz onu :)


KILKUYRUK POPİ- GÜZELLİK TACI 
Yazan: SALİM KESKİNGÖZ
Resimleyen:
ÖZLEM KORÇAK
Yaş grubu: 4+
Elma  Çocuk Yayınevi, 2012, sert kapak, 32 sayfa
 


21 Ağustos 2013 Çarşamba

SESSİZLİĞİN GÜRÜLTÜSÜ (BOSNA'YA YOLCULUK)/JULI ZEH


Gönderen: Leylak Dalı



İtiraf edeyim Şubat ayında Antalya'da açılan kitap fuarına kadar Juli Zeh'in ne adını duymuş, ne de tek bir satırını okumuştum. Fuarda dolaşırken Metis Yayınları standında bir dizi kitabını görmüş ve tamamen merak saikiyle (biraz da kapağının güzelliğine ve Metis'in iyi kitaplar basma şöhretine dayanarak) Sessizliğin Gürültüsü'nü atmıştım alışveriş sepetine. Sonra da okunacak kitap kulesinin katlarından birine yerleştirmiştim, o da sabırla okunma sırasının gelmesini beklemişti. Ardarda okuduğum yerli polisiyelerden sonra yabancı bir yazarın daha ciddi bir kitabını okuma kıvamına geldiğimi düşününce elim Juli Zeh'e uzandı. İyi ki uzanmış. "Sessizliğin Gürültüsü"nü tam olarak kategorize etmek mümkün değil, alırken gezi kitabı olduğunu düşünmüştüm, okudukça Bosna savaşının hemen sonrasına canlı tanıklık eden ve kimi zaman öykü tadı veren bir anlatı olduğunu gördüm. Juli Zeh 1974, Bonn doğumlu, genç sayılacak bir yazar. Kitabın yazıldığı 2002 tarihinde çok daha genç olduğu düşünülürse böyle bir yolculuğa yanında bir de köpekle çıkabilecek gözüpekliğini takdir etmek gerek. 

 
 
Halen Leipzig'de yaşayan yazar hukuk, Alman dili-edebiyatı ve insan hakları konularında eğitim almış. Bosna'daki savaşın sona ermesinden birkaç yıl sonra, henüz savaş yaraları tam anlamıyla sarılmadan köpeğiyle birlikte yola Bosna'ya doğru yola çıkıyor. Uzun ve maceralı, zaman zaman hüzünlü, kimi zaman tehlikeli bir yolculuk bu. Zagreb'de bindiği otobüste tanıştığı Dario aracılığı ile ilk durağı "Jajce" oluyor. 


"Yumurta Kabuğu Şehri" ismini vererek anlattığı Jajce'den sonraki durağı Mostar. Henüz Neretva nehri üzerindeki eski köprü tamir edilmemiş, Mostar bir şantiye görünümünde. Juli Zeh ırmağın sularına bir renk bulmakta aciz kalıyor, yolculuk boyunca düşündüğü rengi seyahati sona ererken yakalıyor: "Suyun rengi yok."


Mostar'da iken Hun Dağı üzerindeki devasa haçı görmek üzere zorlu bir yolculuk yapıyor yazar, haç gerçekten devasa.

 

Yalnızca haçı görmekle yetinmeyip biraz aşağıda kırmızı ile işaretlenmiş noktaya pervasızca daldığında ise mayınlı arazide olduğunu farkediyor ve kaderin gülen yüzü sayesinde geldiği yoldan çıkmayı başarıyor. 

Mostar'dan sonraki durak Saraybosna; Sniper Alley, Başçarşı, Oslobodenje binası, Müslüman mezarlıkları, yeni katedraller, kafada soru işaretleri çeşitli uluslararası kuruluşları da ziyaret ederek dönüp duruyor şehrin içinde Juli Zeh.

 
Bir başka durak Poticelj, yazar burada ilk kez bir incirin tadına bakıyor, önce çekinerek sonra büyük bir zevkle:


Sırada dehşet verici bir katliamın tanığı Srebrenica var ve herşey iç acıtıcı, ürkütücü:



Son durak Travnik'ten sonra uzun Bosna yolculuğu son buluyor, yazara yadigar kalan yolda aç-biilaç bulduğu ve "Son Küçük Zenci" olarak isimlendirerek yanına aldığı yavru köpek Olga ile cevabını bulamadığı şu sorular:

-Karpuzlar nerede yetişiyor?
-Neretva nehri ne kadar yeşil?
-Burada neden savaş çıktı?
-Kim kimden ne kadar nefret ediyor?


Sessizliğin Gürültüsü (Bosna'ya Yolculuk)/Juli Zeh
Metis Yay./2013, 1. bası/216 sayfa
Çeviren: Sevinç Altınçekiç
Gezi-anlatı

 
 

20 Ağustos 2013 Salı

PERSEPOLİS/MARJANE SATRAPİ


Gönderen: Selgin GB



Bu kitabı okurken yazılmakta olan benzer bir hikâyenin adsız kahramanlarından biri olarak hissetmiştim. Bundan altı, yedi sene ve belki de daha önceydi. Hafta sonunda Remzi Kitabevi'nde girişteki masanın üzerinde yığılı görünce hatırladım. Şimdilerde yeniden bir okumak lazım diye düşündüğümden tuvalet kitaplığıma girdim ve okunmuşların arasından binbir zahmetle tekrar buldum.

Kitapta İran asıllı bir Fransa vatandaşı olan Marjane Strape kendi çizimleriyle otobiyografik olarak İran'da geçen çocukluğunu, İslam devrimi sırasında ve sonrasındaki ilk gençlik yıllarını ve İran dışına çıktıktan sonraki günlerini kendine has bir üslupla anlatır.

Daha fazla anlatmak niyetinde değilim. Her okuyanın belleğinde ayrı bir yer edineceğine inandığım kitaplardandır.

Bir de filmi yapılmıştı. Sizin için trailer'ı da koyayım buraya...






İyi okumalar...


Persepolis/Marjane Satrapi
Minima/2008, 3. bası/352 sayfa
Çeviren: Şule Çiltaş
Çizgi roman

 


HANGİ KİTABI ARAMIŞTINIZ?