Bu yazı sadece sana bana ve geçirdiğimiz bir yıla...
Hatırlıyor musun tanıştığımız günü.
Ben masaya doğru ilerlerken sen ayağa kalktın.
Selam verdim ben.
Sen selamımı aldın, oturduk sonra.
Farketmiyorduk biz ama kaderimiz yazıyordu o masada ...
Konuşmalar,
Gülüşmeler,
Korkak bakışlar...
Ve külkedisinin saatinin dolduğu an.
Ardından bekleyiş...
Sonra...
Sonra bi dolu araba...
Bizim evde bir heyecan bir heyecan...
Garip bir koşturmaca...
Sana ve senli hayata dair hayaller, planlar...
Bi dolu kapı zili...
Hoşgeldinizler...
Yemekler,
Çaylar,
Tatlılar...
Sonra...
Alışverişler...
Sandık dolusu çeyizler...
Bi dolu yemeni...
Ve bir o kadar havlu...
Tüm bunları ne yapsam fikri...
Buluruz bişeyler demeleri...
Uykusuzluk..
En fit hale ulaşma günleri...
Sonra...
Senin şehrine yolculuk...
Evimizi ilk görüşüm,
Bir sürü insan,
Bi dolu iş,
Birlikte koşturmacalarımız,
Ayak üstü ilk yemeğimiz,
Meraklı gözler,
Pembiş salonumuz,
Bembeyaz odamız,
Mis gibi mutfağımız...
Şükürler,
Şükürler,
Şükürler....
***
ve bir kalabalık
Evin içi bir dünya kadın
Arkadaşlar var okuldan
Dostlar...
Hazırlıklar var tabii...
Kafamda her şey yolunda olacak mı soruları...
Teselli var bir sürü...
Bir ara hastane,
Kınadan önce vitamin depolamaca kardeşle.
Sonra gelişin...
Sonra gelinliğim,
Sen,
El ele, kol kola...
Salona girdiğimiz o an.
Sımsıkı kavrayışım kolundan.
Sonra kına kokuları ellerimde...
***
Sonra gelin alma merasimi...
Kardeşlerim,
Kuşaklar,
Ağlamalar,
Ama ben ağlamadım hiç biliyorsun.
Sonra yan yanalık,
Eve veda, şehrine Merhaba !
***
Bu şehir beton.
Bu şehir sopsoğuk ama.
Var bişey...
***
Altınpark...
Nasipte olan fotoğraf makinesi.
Bu işe gönül vermiş bir akraba,
Kartpostallık haller.
Koca bir salon en sonunda...
Dualar, marşlar, tebrikler...
Bırakıp gidenler,
Ardına bakanlar bi çok kez...
Ve ellerin yol boyunca ellerimi bırakmayan...
O an gözlerimden akan iki damla yaş,
Ve senin
"Kalbimi söküp atmak istiyorum, ağlama!" deyişin.
Ve benim ağlamayışım.
***
Ve Rab kaderimizi yazmıştı o masayla başlayan
Bu şehir soğuktu ve sen vardın.
Ben hiç üşümedim.
Bir yıl oldu ama ben hiç üzülmedim.
Bir yıl önce Cumartesiydi "evet" demiştim sana.
Gözlerimizdeki o saf ışıltıyla, binbir hamdla.
Bir yıl önce nasılsa,
Aynı heyecanla aynı gülümsemeyle evetler haykırıyorum
En kocaman harflerle.
Keşke...
Çok daha önce tanışsaydık.
Keşke çok daha önce başlasaydık diyorum en derinden.
Sen mucize ve hediyenin ta kendisiydin Rabden gelen...
Sen iyi ki gelmiştin ve ben iyi ki oturmuştum karşına o gün.
Sen cennete gidelim dedin ve ben her gün dualar ettim.
Sen hediyemdin.
Ve ben sana AŞIKTIM.
Göz Nurum...
Seni Seviyorum...