Sayfalar

30 Mart 2013 Cumartesi

LA Sonsuzluk Hecesi

   Nazan  BEKİROĞLU'nun LA (Sonsuzluk Hecesi) kitabını okuyorum.Çok hoşuma gitti.Şiir tadında...Hz Adem'in  ve Havva'nın yaratılışı ve cenneten çıkarılışları ve devamı öyle güzel öyle anlamlı cümlelerle anlatılmış ki ben hayran kaldım.Bu kitapdan çok beğendiğim bir kaç cümlesi...Yorum size kalmış...Ayrıca Nazan Hanım'ın gönlüne yüreğine emeğine sağlık.



Hamd O'na ki;
Ey varlığı kendi kendinden olan.
Ey kendi kendisinin  hem sebebi hem sonucu.
Ey kendi ezelinde ezeli, kendi ebedinde ebedi.
(....)
Bütün bunları.
Aklım almıyor.
Ama kalbime sığıyor.
  
  Ey, sorgulayan aklıma değilse de kalbime bu genişliği veren Allah'ım.Ve ey ki aklımın herşeye yetmediğini sezecek gücü de yine aklıma veren Allah'ım.

  Aklım iyi ki almıyor.Çünkü Yaratan,yarattığı şeyin sınırları içine nasıl sığabilir.Onunla nasıl anlaşılabilir,bilinebilir?Onun hükmü altına nasıl girebilir?......

27 Mart 2013 Çarşamba

ÇOK GÜZEL BİR YAZI

Çok sevdiğim bir yazıyı paylaşmak istiyorum.Yazandan Allah razı olsun.Blogçu  arkadaşımız Ayten teyze'den almıştım.Hakkını helal etsin.

Dedim: Çok yalnızım.
Dedin: ... فَإِنِّي قَرِيبٌ Ben ki sana çok yakınım. Bakara-186
Dedim: Evet biliyorum sen bana yakınsın ama ben senden uzağım, keşke ben de sana yakın olabilseydim.
Dedin: وَاذْكُر رَّبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعاً وَخِيفَةً وَ دُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ
Rabbini sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret.Araf-205
Dedim: Buda senin yardımını ister
Dedin: أَلَا تُحِبُّونَ أَن يَغْفِرَ اللَّهُ لَكُمْ ALLAH'ın sizi bağışlamasını istemez misiniz? Nur-22
Dedim: Tabii ki, beni affetmeni çok isterim.
Dedin: وَاسْتَغْفِرُواْ رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُواْ إِلَيْهِ(Öyleyse)Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tövbe edin. Gerçekten benim rabbim, esirgeyendir, sevendir. Hud-90
Dedim: Çok günahkârım, bu kadar günahla ben ne yaparım?
Dedin:أَلَمْ يَعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ هُوَ يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ ALLAH'ın, kullarının tövbesini kabul edeceğini.. ve ALLAH'ın tövbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâlâ bilmezler mi? Tevbe-104.
Dedim: Defalarca tövbe edip tövbemi bozdum, artık yüzüm kalmadı.
Dedin: اللَّهِ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ (2) غَافِرِ الذَّنبِ وَقَابِلِ التَّوْبِِ ALLAH aziz ve bilendir, o günahları bağışlayan ve kullarının tövbesini kabul edendir. Ğafir-2/3.
Dedim: Bunca günahım var,hangisinin tövbesini yapayım?!
Dedin: إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًاALLAH bütün günahları bağışlayandır. Zümer-53.
Dedim: Yani yine gelsem yine beni bağışlar mısın?
Dedin: وَ مَن يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ اللّهُALLAH'tan başka günahları bağışlayacak olan yoktur. Ali İmran-135.
Dedim: Ne kadar güzelsin ALLAH'ım! Bilmiyorum bu sözlerin karşısında niçin böylesine içim içime sığmıyor ve erimeye başlıyorum, seni çok seviyorum.
Dedin: إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ التَّوَّابِينَ وَ يُحِبُّ الْمُتَطَهِّرِينَ Şüphesiz ki ALLAH tövbe edenleri ve temizlenenleri sever.
Birden 'İlahım ve Rabbim benim senden başka kimim var' dedim.
Sen de أَلَيْسَ اللَّهُ بِكَافٍ عَبْدَهُ
'ALLAH kuluna yetmez mi?' (Zümer-36) dedin.
Dedim: Sen ki beni bu kadar çok seviyorsun ve bana karşı bu kadar iyisin ben ne yapabilirim?
Dedin: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اذْكُرُوا اللَّهَ ذِكْرًا كَثِيرًا (41) وَسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَأَصِيلًا (42) هُوَ الَّذِي يُصَلِّي عَلَيْكُمْ وَمَلَائِكَتُهُ لِيُخْرِجَكُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ وَكَانَ بِالْمُؤْمِنِينَ رَحِيمًا
Ey inananlar! ALLAH'ı çokça zikredin. Ve O'nu sabah-akşam tesbih edin. Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize rahmetini gönderen Odur. Melekleri de size istiğfar eder. ALLAH, müminlere karşı çok merhametlidir. Ahzap-41/43.Kendi kendime dedim: ALLAH'ım seni çok seviyorum.
Vefa, dost ikliminde yetisir ve bizim yamaclarimizin guludur..
(Ç)Alıntı..

26 Mart 2013 Salı

YAĞLAMA

YAĞLAMA BALLAMA:)

Kayseri'nin meşhur yemeğidir yağlama.Çokta lezzetlidir.Yerken çatal bıçak kullanmazsınız.O yüzden eskiden bu yemeğe terbiyesiz yemek derlermiş.Ben eskilerin yalancısıyım..Bu yemeği son birkaç yıldır yapıyorum.Eşim beğenerek yiyor.Tabi annemin ki gibi lezzetli  asla olmuyor gibi geliyor bana.

Tarifini ilerki bir zamanda  vericem...

25 Mart 2013 Pazartesi

MEYVE SALATASI

MEYVE SALATASI


Eğer yorgun değilsem kendimi iyi hissediyorsam akşam otururken yemek için meyve salatası yapmaktan çok hoşlanıyorum.Ev de bulunan tüm meyveleri küp küp doğruyorum.Eskiden krem şanti koyardım ama artık onun yerine bal koyuyorum.Üstüne de ceviz, fındık ne varsa gezdiriyorum.Süperrr oluyor.
AFİYET BAL ŞEKER OLSUN...

BESMELE-İ ŞERİF

BESMELE-İ ŞERİF
Ey nefis görmez misin besmelesiz başladığın her iş boş ve çürük ...

  Sonucu boş olan  iş için boşuna zaman ayırma.Baştan an Allah’ı,çek besmeleni sonra devam et yola.Gerisini Yaradan senin için en iyisini yapacaktır.O’na sarıl ve güven.
  ‘’Besmele ile başlanmayan işin hayrı ve bereketi kesiktir.’’diyor nurlu peygamberimiz.(S.A.V)Ne kadar açık ve net.Hayır ve bereket için besmele ile başla işe…İşte bunlar hayatın,mutluluğun şifreleri.Bu şifreler  öncelikle dünya  kapılarını açacak..Belkide cennetin kapılarınıda açacak.Bunları bilemeyiz tabi.Ama şu kesin ki bu şifrelere tutunmak şart.Aslında küçük gibi görünsede  çok önemli bir esas.Bizlerse bazen söyleriz bazen unutur gideriz.( Bunları yazarken bile utanıyorum Yaradan’dan)

     Unuttuğumuzda kesin o işimiz ters olur sonra başa döndüğümüzde hatırlarız.Unutmuşuzdur besmeleyi.Tabi biz unutunca Yaradan bize işin sonunda hatırlatır Kendini.En basit örnekle anlatmak gerekirse genelde biz hanımlar bu hatayı yemek yaparken yaparız.Yani yemeği yapmaya besmelesiz başlar  kesin kötü bir yemekle sonlandırırız.Yemek ya yanmıştır,ya pişmemiştir yada tatsız tuzsuzdur.Bu bütün bayanların başına kesin gelmiştir.
  
      ‘’Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla başla ‘’

     Besmele Allah’ın Rahman ve Rahim isimlerine dikkat  çekiyor.Mutluğun şifreleri bunlarda gizli.Rahman ve Rahim’de. Bunların anlamlarını düşünüyorum. Ancak tam anlamları aklıma  gelmiyor.
      Acizliğimi ve bilgilerimi nasıl kaybettiğime üzülüyorum. Ben besmelenin anlamını biliyordum bir zamanlar diyerek hayıflanıyorum. Tabi bilgiler güncellenmedikçe yavaş yavaş siliniyor aklımızdan.Ama düşünüyorumda bunların güncellenmesine gerek yok ki. Besmele de esmaül hüsnalarda bizim dinimizin mihenk taşları. Onlar olmazsa olmazlarımızdan.Onları unutmak diye bir şey olmamalı hayatımızda. Bunların hayatımızda yerleri olmalı.Yani besmeleyi  her çektiğimizde sadece dilimizde değil gönlümüzdede tekrar edebilmeliyiz.(Allah’ım biz aciz  ve unutkan kullarını bağışla.)
       Çok üzülüyorum ben bu duruma. Bilirken öğrenmişken hayatıma sokamamışım  ve  unutmuşum.Maalesef…

21 Mart 2013 Perşembe

ALAK SURESİ (1-2-3-4-5)


ALAK SURESİ (1-2-3-4-5)
Bu mübarek sûre, Mekke-i Mükerreme'de nazil olmuştur. On dokuz âyet-i celîleyi içermektedir. İlk beş âyeti, Kur'an-ı Kerim'in ilk nazil olmuş olan âyetleridir. Bu sûre yukarıdaki "Ettîn" sûresinin bir açıklama ve izahı durumunda bulunmaktadır. Buna "îkra" sûresi de denilir. Mühim bir hayat maddesi olan Alâk tâbirini ve okuma emrini içerdiği için kendisine bu iki isim verilmiştir.
اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ
Ikra’bismi rabbikellezî halak(halaka).
Yaratan Rabbinin İsmi ile oku.

1.
ıkra'
: oku
2.
bi ismi
: ismi ile, adıyla
3.
rabbi-ke
: senin Rabbin
4.
ellezî
: o ki, ..... olan
5.
halaka
: yarattı

AÇIKLAMA 

Bismillâhirrahmânirrahîm
Yaratan Allah'tır. O yoktan var eder. O'nun İsmi'yle okumamız, okumaya başlamamız emrolunuyor.
خَلَقَ الْإِنسَانَ مِنْ عَلَقٍ
Halakal insâne min alak(alakın).
İnsanı bir alaktan (embriyodan) yarattı.

1.
halaka
: yarattı
2.
el insâne
: insan
3.
min alakın
: bir alaktan, bir yere bir noktadan bağlı olan şeyden, döllenmiş hücreden, embriyodan

AÇIKLAMA 

Bismillâhirrahmânirrahîm
Allah insanı bir Alâk'tan yarattı. Bir yere bir noktadan bağlı olan şey embriyo'dur. O döllenmiş bir yumurtadır. En az bir milyon sperm ovuma ulaşmak üzere yola çıkarlar. Normal standartlarda sadece 1 tanesi döllenmeyi başarabilecektir. Çok nadir olarak daha fazla sperm döllemeyi başaracak olursa ikiz veya üçüz doğum söz konusudur.
اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ
Ikra’ ve rabbukel ekrem(ekremu).
Oku ve senin Rabbin, sonsuz kerem sahibidir.

1.
ıkra'
: oku
2.
ve rabbu-ke
: ve senin Rabbin
3.
el ekremu
: en çok kerem sahibi, sonsuz kerem sahibi

AÇIKLAMA 

Bismillâhirrahmânirrahîm
Rabbinin ismiyle başladığın okumaya devam et ve senin Rabbin sonsuz kerem sahibidir. Mükerrem'dir, Kerim'dir. İkram eder, karşılıksız verir.
الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ
Ellezî alleme bil kalem(kalemi).
Ki O, kalem ile öğretti.

1.
ellezî
: ki o
2.
alleme
: öğretti
3.
bi
: ile
4.
el kalemi
: kalem

AÇIKLAMA 

Bismillâhirrahmânirrahîm
Allah kalem ile yazmayı öğretti. Fakat Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V)'e bildiğimiz kalem ile yazarak öğretmeden O'nun kalbine Kur'ân'ı Hakk kalemiyle yazdı ve bütün Kur'ân'ı kalbinden okumasını öğretti.
عَلَّمَ الْإِنسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ
Allemel insâne mâ lem ya’lem.
İnsana bilmediği şeyleri öğretti.

1.
alleme
: öğretti
2.
el insâne
: insan
3.
: şey
4.
lem ya'lem
: bilmiyor

AÇIKLAMA 

Bismillâhirrahmânirrahîm
İnsana bilmediği şeyleri öğretti. Âdem (A.S) ve onun zürriyeti en az 48 nesil, ilk insanlar olmalarına rağmen kerpiçten evler yapıyorlar, buğdayı, unu, ekmeği, ateşi biliyorlardı.

Kur'an'ın ilk suresi bu suredir. Ve bu sure Allah'ın adı ile başlamaktadır. Resulullah'ı yönlendirdiği ilk esnada, yücelerin yücesi ile bağlantı kurduğu ilk anda, seçilmiş olduğu davet yolunda atmış olduğu ilk adımda onu Allah'ın adı ile okumaya yönlendirmektedir: "Oku yaratan Rabbinin adı ile." Ve sure Allah'ın adı ile başladığı gibi, Rabbin sıfatlarından olan yaratmanın ve hayata başlamanın kendisi ile sağlandığı yaratma sıfatı ile başlamakta ve Allah'ı "yaratan" diye nitelemektedir.
Sure sonra insanın yaratılmasını ve hayata başlamasını özel olarak ele almaktadır. "O, insanı bir kan pıhtısından yarattı". Evet Allah insanı, bu donmuş ve rahime yapışan bir damlacık kandan yarattı. İşte bu son derece sade ve küçük kaynaktan yaratılmıştır insanoğlu. Bu bir damlacık kan pıhtısı da Yaratıcının gücünü göstermekle birlikte ondan da öte O'nun keremini, ihsanını gösterir. Çünkü onun lütfu ile bu kan pıhtısı öğretilebilen ve buna dayalı olarak da, öğrenen insan seviyesine yükselmiştir. "Oku Rabbin en büyük kerem sahibidir. O insana kalemle yazmayı öğretti, insana bilmediğini öğretti."
Gerçekten insanın doğuşu ile vardığı son durum arasında son derece büyük bir aşamadır bu. Ama Allah'ın herşeye gücü yeter. ikramı çoktur. Zaten bu yüzden o baş döndürücü aşamayı gerçekleştirmiştir.
Bu gerçeğin yanısıra, öğretme gerçeği, Rabbin insanı "Kalemle" öğretme gerçeği ortaya çıkmaktadır. Çünkü kalem eskiden olduğu gibi bugün de, insan hayatına en geniş ve en derin etkiyi yapmış ve yapan öğretim aracıdır. O zamanlar bu gerçek şu anda bizim gördüğümüz ve insan hayatında bildiğimiz biçimi ile bu açıklıkta değildi. Ama yüce Allah kalemin değerini biliyor ve insanlığa gelen en son kutsal mesajın inmeye başladığı ilk anda ve Kur'an'ın ilk suresinde kalemin önemine dikkatleri çekiyordu. Halbuki bu kutsal mesajı getiren peygamber kalemle yazabilen birisi değildi.
Şayet Hz. Muhammed bu Kur'an'ı kafasından uydurmuş olsaydı, şayet bu Kur'an vahiy ürünü olmamış olsaydı ve eğer onun getirdiği çağrı kutsal mesaj olmamış olsaydı, kalemin önemini vurgulayan bu gerçek daha ilk anda kesinlikle ortaya çıkamazdı.
Sonra sure bilginin Alınacağı kaynağı gösteriyor. Bilginin tek kaynağının yüce Allah olduğunu, insanın bildiği ve bileceği herşeyi, şu varlık aleminin gizemlerine, şu hayatın ve insanın kendi nefsinin bilinmezliklerine dair çözebildiği neler varsa bunların tümünün kaynağının yüce Allah olduğunu belirtiyor. İnsanın tüm bildikleri, oradan, bir başkası daha olmayan bu tek kaynaktan, aldığını ifade ediyor.
Rasulullah'ın yüceler yücesi ile bağlantı kurduğu ilk anda inen bu biricik bölümle evet bu bölümle iman düşünce sisteminin geniş olan temeli atılmış oldu. Her iş, her davranış, her adım, her çalışma Allah'ın adı ile, O'nun adına yapılır. Allah'ın adı ile başlar, Allah'ın adı ile yürür, Allah'a yönelir ve sonuçta O'na varır. Allah'tır yaratan. O'dur öğreten. Doğuş ve başlangıç O'ndan dır. Öğretme O'ndan, bilgi O'ndan dır. İnsan öğrenebildiğini öğrenir. Öğretebildiğini öğretir. Ama bütün bunların kaynağı yaratan ve öğreten yüce Allah'tır. "O insana bilmediğini öğretti."
Rasulullah'a o andan itibaren hayatı boyunca bütün duygularına hakim olan, dilini Allah'a bağlayan, davranış ve yönelişine etki eden kalbinin daha ilk anda almış olduğu bu ilk Kur'an gerçeğidir. Çünkü bu gerçek imanın ilk temeli oluyordu.

DİPNOTLAR
1 Zımnen, “bu ilahî kelâmı”. İkra’ emri, “oku” yahut “telaffuz et/dile getir” olarak çevrilebilir. Birinci çeviri, bana göre, bu bağlamda daha tercihe şayandır; çünkü “telaffuz etmek/dile getirmek” kavramı, yalnızca o anda yazılı olan veya hafızada bulunan bir şeyi -anlayarak veya anlamadan- dil ile söylemeyi ifade eder; oysa “okumak”, bir dış kaynaktan, burada Kur’an mesajından, alınan sözleri veya düşünceleri, yüksek sesle olsun veya olmasın, ama anlamak niyetiyle bilinçli olarak zihnine nakşetmeyi ifade eder.
2 Bu iki ayette geçen haleka fiilinin geçmiş zaman halinde kullanılması, ilahî yaratma fiilinin (halk) sürekli tekrarlanmakta olduğunu göstermek içindir. Dikkati çeken bir husus da, bu ilk Kur’an vahyinin, insanın bir yumurta hücresinden -yani, döllenmiş bir yumurtacıktan- embriyonik bir gelişme göstermesine işaret etmesi ve böylece insanın biyolojik kökeninin ilkelliği ve basitliği ile zihnî ve ruhî potansiyelinin zıtlığını vurgulamasıdır: hayatın yaratılışının gerisinde bulunan bilinçli bir planın ve amacın varlığına işaret eden bir zıtlık.
3 “Kalem”, burada yazma sanatının veya, daha spesifik olarak, yazı yoluyla kaydedilen bütün bilgilerin sembolü olarak kullanılmıştır: ve bu, 1. ve 3. ayetlerin başındaki “Oku!” sembolik çağrılarını da açıklamaktadır. İnsanın, düşüncelerini, tecrübelerini ve kavrayışlarını, yazılı kayıtlar aracılığıyla bireyden bireye, kuşaktan kuşağa ve bir kültür çevresinden diğerine aktarması yeteneği, insan bilgisinin toplamına bir birikim karakteri kazandırır; ve Allah vergisi yetenek sayesinde her birey, insanlığın kesintisiz bilgi birikiminden şu veya bu yolla yararlandığından, burada, tek tek bireylerin kendi başlarına bilmedikleri -ve aslında bilemiyecekleri- şeylerin “Allah tarafından insana öğretildiği” kaydedilmiştir. (İnsanın, kendisini biyolojik bir varlık olarak yaratan ve ona bilgi elde etme iradesi ve yeteneği veren Allah'a kesin bağımlılığının bu şekilde iki kez vurgulanması, nihaî şeklini, sonraki üç ayette almaktadır.) Ayrıca, Allah'ın insana “öğretme”si (veya “belletmesi”) aynı zamanda, O'nun yalnızca beşerî tecrübe ve akıl ile oluşturulamayan ruhî hakikatleri ve manevî/ahlakî ilkeleri/ölçüleri peygamberler aracılığıyla vahyetmesini de göstermektedir: ve böylece, ilahî vahiy olgusunun çerçevesi oluşturulmuş bulunmaktadır.
4 Lafzen, “dönüş (er-ruc‘â) Rabbinedir”. Bu isim, burada iki anlamda kullanılmıştır: “herkes mutlaka hesap için Allah'ın huzuruna getirilecektir” ve “var olan her şey asıl kaynağı olan Allah'a geri dönecektir”. Nihaî analizde, 6-8. ayetlerde ifade edilen düşünce, insanın kendine yeterli olduğu ve dolayısıyla “kendi kaderinin efendisi” olduğu şeklindeki küstahça iddiayı saçma görerek reddeder; ayrıca bütün ahlakî kavramların -iyi ile kötü, doğru ile eğri arasındaki ayrım ölçülerinin- insanın bir Üstün Güc'e karşı sorumluluğu kavramı ile kopmaz şekilde bağlı olduğuna işaret eder: başka bir deyişle, “ahlakîlik” kavramı, böyle bir sorumluluk hissine -ister bilinçli isterse bilinç altında olsun- dayanmadığı zaman bütün anlamını kaybeder.





Alak Suresinin bu ayetlerini erişebildiğim birçok  tefsiri birleştirerek anlaşılır şekilde düzenledim.Sizlerle paylaşmak istedim.Allah'ın selamı üzerinize olsun.

19 Mart 2013 Salı

BOHÇA BÖREK

BOHÇA BÖREK

İçi yumuşacık, dışı çıtır bir börek yemek isterseniz bunu deneyin derim.

MALZEMELER:
6 yufka
2 su bardağı süt
1 su bardağı sıvı yağ
1 yumurta sarısı üstüne akı harcına
peynir 
maydanoz

YAPILIŞI:
Yufkayı dörde bölüyoruz.Süt,sıvı yağ ve yumurta akını her bir parçaya sürüp köşelerinden katlıyoruz.Üstüne tekrar sütlü harçtan sürüyoruz.Tam ortasına peynir ve maydanozdan oluşan harcı koyup akmayacak şekilde zarf gibi kapatıyoruz.Ters çevirip, yağlı kağıtlı tepsiye diziyoruz.Bütün parçalara bu işlemi tekrarlıyoruz.

AFİYET BAL ŞEKER OLSUN...

18 Mart 2013 Pazartesi

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!




ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE


Bugün Çanakkale Şehitlerini Anma Gününü ve Çanakkale Zaferinin 98.yılını kutladık.Bugünün manevi anlamı benim için çok büyüktür.Bu toprakları canları pahasına korumuş olan Mehmetçiği saygıyla anıyoruz.Allah onlardan razı olsun.Onların anısına büyük şairimiz Mehmet Akif ERSOY'un şiirini paylaşmak istiyorum.
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar...
O, rûkü olmasa, dünyada eğilmez başlar,
Vurulmuş temiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilâl uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi...
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın.
Herc u merc ettiğin edvara ya yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
"Bu, taşındır" diyerek Kabe'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanı Selahaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki; a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

MEHMET AKİF ERSOY

16 Mart 2013 Cumartesi

HEDİYELEŞELİM

HEDİYELEŞELİM

(Hediyeleşin, çünkü hediye, dostluğu artırır, kini, düşmanlığı giderir.) [Taberani, Ebu Nuaym]  
    Hediyeleşmekle ilgili bir yazım vardı.Bunu uygulamak için biraz uğraştım ve aşağıdaki şeyler çıktı.Çam sakızı çoban armağanı hediyelerim.Kimlere gideceği de  belli:)İnşaaallah beğenirler.

Bugünn




BUGÜN BÖYLE GEÇTİ

Bugün biz geliyoruz dediğimiz bir ablamızın evindeydik.Tabii muhabbet süper..Allah razı olsun ablamızdan çok lezzetli ve güzel şeyler yapmış ellerine sağlık.Neler vardı.

Portakallı kereviz
Kuru biber kavurma
Damla sakızlı muhallebi kurabiyesi Tarifi en kısa zamanda paylaşıcam İnşaallah)
Çanakkale peynir tatlısı
Lokma kurabiye

15 Mart 2013 Cuma

EV YAPIMI İSKENDER


EV YAPIMI İSKENDER

Ben bunu evde çok sık yaparım.Bu da daha önce yaptığım ama yayınlayamadığım bir tarif.

MALZEMELER:
Kuşbaşı
Domates
Soğan
Yeşil biber
Salça
Kimyon
Karabiber
Pul biber
Sarımsak
Yoğurt
Ekmek(pide de olabilir ben kepekli koydum oda güzel  oldu)

YAPILIŞI:

    Kuşbaşı tencereye konur suyu çekilene kadar pişirilir.Üstüne küp küp soğanları konur onun da suyu çektirilir.Yeşil biberi de koyup sıvıyağını koyup kavuruyoruz.Salçayı da koyuyoruz. O da kavrulurken  yine küp küp doğradığımız domatesleri koyup  iyice pişiriyoruz.Ocağın altını kapatacağımız zaman baharatlarını atıyoruz.
 
  Servis tabağımızın en altına küp küp küçük küçük doğradığımız ekmekleri koyuyoruz.Üstüne hazırladığımız et soteyi koyuyoruz.Onun üstüne ya da yanına sarımsaklı yoğurdu koyuyoruz.Eğer isterseniz tereyağsız İskender olmaz derseniz en üstüne tereyağ kızdırıp dökebilirsiniz.

AFİYET OLSUN…  

LOKMA KURABİYE


BİSKÜVİ TADINDA LOKMA KURABİYE

 Bu benim değişik kurabiye tariflerini okuya okuya kendim harmanladığım bir kurabiye.Adını da ben koydum.İnşaallah lezzetli oldu.

MALZEMELER:
125 gr tereyağ
1 su bardağı pudra şekeri
1 su bardağı nişasta
vanilya
kabartma tozu
tarçın
alabildiği kadar un


YAPILIŞI:
Tereyağ ile  pudra şekerini iyice yoğurup,Diğer malzemeleri koyuyorsunuz.150 derecede pişene kadar pişiriyorsunuz.Sonra da tarçına buluyorsunuz.Çok da kolay.

AFİYET OLSUN… 

RAHMAN SURESİ


”O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz.”

   Her gün gidip döndüğüm yollarda ağaçlar çiçek açtı.Yol üstündeki parklarda rengarenk,irili ufaklı  çiçekler kendilerini boy boy  gösterdi.Bizleri unuttunuz mu sizlere güzellikler, mutluluklar, sevinç getirdik der gibi.
   O ağaçlardaki çiçeklerin her gün 3-5 fazlalaşarak çoğaldığını görmek inanılmaz muhteşem bir duygu.Çiçeklerle birlikte benimde içimde kıpır kıpır güzel duyguların dalgalanmaması mümkün mü?.
  Düşünüyorum da Yaradan o çiçekleri yaratırken kendi güzellikleriyle yaratmış.Onları süslemiş,püslemiş,rengarenk renklerle boyamış,harika tasarımlarla şekiller vermiş, o da yetmezmiş gibi mis  kokular vermiş ve üstüne üstlük o çiçeklerden kullarına  ve diğer yarattıklarına rızıklar  vermiş.
   Bunların çeşidini, türünü,miktarını,sayısını,bilmek anlatmak biz aciz kulların asla yapamayacağı bir şey.Düşünebilir misiniz ki bilim adamları bu  yüzyılda bile yeni yeni türleri çıkarıp adlandırıyorlar.O kadar çeşitli,o kadar muazzam,o kadar mükemmel ve çok ki.Bu muhteşem güzellikleri gördükçe Yaradan’a hamdetmekten başka ne gelir elimizden.
  Rabbim de öyle affedici, öyle  büyük  ki kendine inanan inanmayan her kuluna bu güzellikleri,muhteşemlikleri veriyor.
 Rahman ve Rahim olan Allah'ım!bizlere bu güzellikleri görebilen gözler, seni içinde hissedebilen kalpler ver.


12 Mart 2013 Salı

İNFİTÂR SÛRESİ 6-7-8)




Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı?(İNFİTÂR SÛRESİ 6-7-8)

Sizce bizi Rabbimize karşı aldatan nedir???


Bana yorumlarınızla fikir verirseniz çok sevinirim.

AH KOMŞUM

 HALA MI ALIŞAMADIK APARTMANA?

 Anlayamadım  ya hala mı geçemedik bu yaşama.
Evet hiç sevmiyoruz apartmanları.Hiç sevmiyoruz bu samimiyetten uzak yaşam alanlarımızı.Ama artık yıllar oldu maalesef bu mekanlarda hayatlarımızı ikame etmek zorundayız.Ve bu alanların da bazı kuralları var.Bu kurallara da uymak şart.Neden bu kadar kızdığımı anlatmak istiyorum.

 Maalesef oturduğumuz apartman dairesinde,alt komşum nerdeyse hergün hafta içi hafta sonu hiç farketmeden sabahın yedisinde son ses müzik açıyor.Ya hu bir gün iki gün ama hergün olmaz ki.En son dayanamadık ve sabahın yedisinde zillerine  basmak zorunda kaldık.Sağolsun komşum kapıyı açtı ve sesi çok mu olmuş diye sorunca dalga geçiyor sandım.Hemen kapadı.Ama yani yazık bizede.
 İnsanlar ne kadar pervasızca yaşıyorlar.Apartman dairesinde müstakil evde oturuyormuş  alt katta üst katta oturan yokmuş gibi müziğin sesini  birde sabahın körün de açıp kul hakkına da girmekten  hiç çekinmiyorlar.Nasılsa apartmanda karşılaşmıyoruz nasılsa tanışmıyoruz diye yapabilirlik çoğalıyor.Ama bir gün bir yerlerde karşılaşacağımızı unutuyorlar.
 Evet eski komşuluk ilişkilerimiz kalmadı ama birazcık özen göstersek çok iyi olacak en azından kul hakkına girmemek adına

10 Mart 2013 Pazar

Turta

ARMUTLU VE VİŞNELİ TURTA



Geçenler de yaptığım ve çok beğenilen elmalı turtayı şimdi de armutlu ve vişneli yaptım .Bu daha da güzel oldu.Vişneyi annemle sezonunda reçelle komposto arası bir şekil de yapmıştık ve buzdolabının arkasında bir yerlerde kalmış.Bugün de buz dolabı temizliğinde birkaç haftalık armutları ve vişneleri görünce hemen değerlendirmek istedim.

  Tarifin keki elmalı turta (blogda var)gibi sadece üstüne armut ve pişincede vişne koydum.



SEBZE SALATASI


TAM BİR RENK ZİYAFETİ


Çok beğendiğim çok lezzetli bir salata.Sizinle paylaşmak istedim.

MALZEMELER:
Brokoli
Havuç
Kırmızı biber
Süzme yoğurt
Nar ekşisi (1 yemek kaşığı)
Zeytinyağı
Sarımsak
Kimyon

YAPILIŞI:
Brokoliyi haşlıyoruz.Havucu rendeleyip bir yemek kaşığı zeytinyağı ve yarım çay bardağı su ile karıştırarak kavuruyoruz.Kırmızı biberi bir yemek kaşığı zeytinyağı ile kavuruyoruz nar ekşisini ve sarımsağı da koyuyoruz.Burdaki püf nokta kaşık kullanmadan tencereyi sallayarak kavrulması.Pişmeye yakın baharatlarını koyuyorsunuz ben kimyon koydum ama siz istediğiniz baharat çeşidini koyabilirsiniz.Süzme yoğurdu da sarımsakla buluşturun.Şimdi servis tabağına en alta brokolileri koyun, üstüne havuçları,onunda üstüne kırmızı biber sosunu koyun.En üstün de sarımsaklı süzme yoğurdu koyun. 


AFİYET OLSUN...

8 Mart 2013 Cuma

KADINLAR GÜNÜ

KADINLAR GÜNÜ KUTLAMASI İMİŞ



Ben böyle kadınlar günü kutlaması istemiyorum.
Her gün sokaklarda dövülen kadınları görürken.
Her gün yediği dayağa dayanamayıp boşanmak istediği için vurulan hatta öldürülen kadınları görürken.
Kocası tarafından aşağılanan ikinci sınıf insan muamelesi gören kadınları görürken.
Tecavüz edilip sonra namus diye infaz edilen küçük kadınları görürken.
Çocuk yaşta evlendirilen küçük kızları görürken.
İş yerinde sırf kadın diye taciz edilebilir bir nesne olarak görülen kadınları görürken.
Çalıştığı yerde doğum izni kullanacak diye azarlanan kadınları görürken.
Erkek medyası önünde cinsel meta olarak kullanılan kadınları görürken.
Araba reklamında bile yarı çıplak kadınları teşhir edilirken görürken.
Sadece para kazanmak adına güzellik salonlarının diyet merkezlerinin kadınlar üzerine oynadığı oyunları görürken.
Ve bu örnekleri uzatmak maalesef o kadar kolay iken.

   Kadının anneliğinin,doğurganlığının,ince düşüncesinin,doğal güzelliğinin,masumiyetinin,merhametinin,sıcaklığının,şefkatinin,bağlılığının unutulduğu bir dünya da kadınlar gününü kutlamak istemiyorum.
   Bir de emekçi kadınlar günü kutlanıyor.Sorarım size acaba emekçi olmayan bir kadın var mıdır  dünya da.Bence sadece anneliği bile en büyük emektir...


7 Mart 2013 Perşembe


BİZDEN DEĞİL…

  İzlediğimiz dizilere bir göz gezdirdim.Hiç bir şeyleri bizden değil.
Hayata bakış açıları bizden değil.
Senoryaları bizden değil.
İlişkileri bizden değil.
Kültür bizden değil.
Giyim kuşam bizden değil.
Yiyim içim bizden değil.
Konuşma tarzları bile bizden değil.
  Sanki yabancı bir dizi yada film izliyormuşum gibi.Bizden olanlar sadece oyuncular.Onlarda başkalarının senaryolarını oynayıp,başkalarının ilişkilerini yaşayıp,başkaları gibi giyinip,başkalarıyla gibi yiyip içiyorlar.
  Bizleride başkaları gibi birbirimize başkalaştırıyorlar.İnsanlarımızda çekinmeden maalesef başkalaşıyor.

5 Mart 2013 Salı


PİZZA BÖREĞİ


Düşündüm ve denedim  tahmin ettiğimden daha lezzetli bir börek oldu.Üstü çıtır bir börek, içi pizza tadında.Şimdi gelsin tarif….

MALZEMELER:
2 adet yufka
1 parmak sucuk
1 çay bardağı çekirdeği çıkarılmış siyah zeytin
1 çay bardağı çekirdeği çıkarılmış yeşil zeytin
1 domates
 arzuya göre kaşar rendesi
3 yemek kaşığı ketçap

ARA SOSU İÇİN:
1 çay bardağı su
1 çay bardağı sıvıyağ

YAPILIŞI:

 Sucuğu,domatesi,zeytinleri küçük küçük dilimliyoruz.(Ben sucuğu kısık ateşte biraz kavurup, yağını ayırıyorum.Kullanmak istemediğim için.)

  Yağladığımız tepsiye (orta boy borcam)yufkayı tek kat olacak şekilde yayıyorum.Üstüne ara sosundan koyup fırça ile yayıyorum.
   Üstüne yeniden bu yufkadan geriye kalan kısmı koyup,üstüne ketçabı fırça yardımıyla sürüyorum.Ketçabın üstüne sucuğu,zeytinleri,domatesi ve kaşar rendesini diziyorum.
   Bunların üstüne yeniden yufkayı koyup,ara sosunu döküyorum.Kalan yufkayıda en üst kata döşeyip onunda üstüne kalan sosu döküp pişene kadar fırına koyuyorum.

 AFİYET OLSUN…

ERİŞTELİ YEŞİL MERCİMEK ÇORBASI


ERİŞTELİ MERCİMEK ÇORBASI


Bu çorbaya  Sivas ‘ta bacaklı çorba diyorlar.Nedendir bilmem?Ama çok lezzetli,besleyici bir çorba.Kesinlikle denemenizi tavsiye  ederim.

MALZEMELER:
1orta boy soğan
1su bardağı kadar erişte
1 su bardağı kadar haşlanmış yeşil mercimek
2yemek kaşığı sıvıyağ
1 yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kaşığı biber salçası
nane

YAPILIŞI:

Tencereye yağı koyup,ince ince doğradığımız soğanı kavuruyoruz.Üstüne biber ve domates salçalarını nanesini koyup kavuruyoruz.Kaynamış suyu ekliyoruz.İyice kaynayan suya eriştesini koyup pişmesini bekliyoruz ve son olarak haşlanmış mercimeklerimizi koyuyoruz .Özdeşleşince ocağın altını kapatıyoruz.

AFİYET OLSUN…

DUYDUK DUYMADIK DEMEYİNNNNNNN
İNCİNİN CEVHERİNDEN ÇEKİLİŞŞŞŞŞ VAARRRRR HEMDEEE HEDİYESİ ÇOKK GÜZELLLL:)

DUYURU İLANLARRR

4 Mart 2013 Pazartesi

DOSTLUK



             &DOST DOST DEDİĞİN&

   İnsanın hayat boyu güvendiği bir dostu olmalı.Hayat boyu diyorum çünkü;zaman içinde gelip geçen, dost olduğunu düşündüğümüz ama araya  yollar yıllar girince hiç aklımıza gelmeyen   arkadaşlıklardan  bahsetmiyorum.
  Öyle dostluklar ki bunlar  Hz.Ebubekir’le Hz. Muhammed’in dostluğu gibi.
 Onların dostluk temelleri Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (SAV) peygamberlik gelmeden önce atılmıştı.Bu  birbirlerine olan güçlü bağları, İslamiyetin yayılmasını kolaylaştırdı.Onların dostlukları bizlere en güzel örnek oldu.
  İşte; örnek olan dostluğun kahramanlarından biri Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa (SAV) diğeri O'nun yareni Hz. Ebubekir. Biri peygamber diğeri O’nun dostu.Dostluk kavramının karşılığı olan iki muhteşem insan.

  Dostlukları  Hz Muhammed’in  (SAV) Cebrail'den aldığı ayetlere ilk inananlardan biri olmasına vesile  olmuş  Hz Ebu Bekir’in.Ve bu vesile ile Hz Ebu Bekir o muhteşem ayetlari alır almaz iman etmiş.Çünkü Peygamberimizi çok iyi tanıyor,güveniyor ve seviyordu . O’ nun söylediği her şeyin gerçek olduğunu biliyordu.Ve o kadar iyi tanıyordu ki Peygamberimizin asla yalan söylemeyeceğine emindi.Ve Peygamberimizde  Hz Ebu Bekir’i çok seviyor ve  güveniyor du.Bu birbirlerine olan samimi ilişkileri onları birbirlerinin gönül dostu olmalarını sağlamıştı.

  Onların aralarındaki bu örnek  dostluk bağını maalesef bizler hiç anlayamacağız.(Kendi adıma ben şimdiye kadar anlayamadım)

   Maalesef bizler dostluk kavramını içi boşaltılmış cam sürahi gibi  kullanmaya devam edeceğiz.Güvensiz,sevgisiz,saygısız sahte arkadaşlıklarla  ömrü hayatımızı geçireceğiz.

   Ama yine de  böyle dostlara sahip olunabilir mi  bilmiyorum ama ben  bana her anlamda destek veren, öğreten ,seven  gönül dostum hatta dostlarım olsun çok isterdim.

  RABBİM  BİZLERİ, GÖNÜL DOSTLARININ, MUHABBET SOFRALARINDAN NASİPLENEN, KULLARINDAN EYLESİN.