8 Kasım 2010 Pazartesi

7 Kasım 2010 Pazar

PINARCIĞIIIM,BETÜLCÜĞÜÜM,SEVALCİĞİİİMM ,DİLEKCİĞİİİMMMM BUDA SİZLERE:)))

HEPİNİZE AYRI ZAYRI POST YAPIP VERİCEKTİM KARANFİLLERİZİ AMA, BİLGİSAYAR BİR DEFADAN FAZLA YÜKLEMİYOR NE YAZIKKİ:)))BU İSTATİSTİK GÖSTERGESİNDE ANLAMADIĞIM BİR AMAÇ VAR, ÇÜNKÜ SİZLERİN HAKKINI YEDİĞİNİ GÖRDÜM:)))KIYAMAM BEN SİZEEEEEEEEEEEEEEE  HEPİNİZİ ÖPÜYORUM ...

PAPATYAAAAAAAMMM KARANFİLLER SENİN İÇİN CANIM...



Sanal çiçek vermek yerine, kendi evimdeki karanfilleri vermek daha mutlu eder beni....İstatistiklerimde en çok ziyaret eden ve mesaj bırakan blogcu arkadaşım senmişsin canım.....Sana özel papatya bulundurucam evimde artık haberin ola:)))

6 Kasım 2010 Cumartesi

SÖYLEDİ:)))

Bu Blogcu arkadaş beniiiiiiiiiiiiiiiimmm diye yorum bıraktı, ama ben yayınlamıyorum.... Bu akşama kadar bekleyin anacıııııııııııııımmmmmmmmm....Akşam yayınlıycam kim olduğunu:))))

5 Kasım 2010 Cuma

YAKAMA KIRMIZI GÜL TAKMADIM:))))

      Heheheee kırmızı gülle , hasan paşa köfte ne alaaka diyeceksiniz:))) Bende çok alaaka diycem:)) Dünden beri bu hasanpaşa ile alakalı konuyu paylaşsammı, paylaşmasammı diye karar veremedim....Bi önceki posttan keyf aldığınıza göre biraz daha keyflendirebilirim sizleri....

   Efenim  bir Blogcu arkadaşla tanışmaya karar verdik...Benim evime ondakika uzaklıkta olması sebebiyle...Ben bu blogcu arkadaşı uzun zamandır takip ediyordum...Tanışmakda bir sakınca görmedim..
Melikşah'ı hazırladım ,çıkmamıza yakın uyudu,hadi uyandırmayayım zaten arkadaş bir saatlik yemek zamanını kullanıcaktı benimle tanışmak için.. Hemen gider gelirim dedim....Eşime bile haber vermeden çıktım evden ,yoldan aradım eşimi melikşah uyuyor bende dışardayım diye..saat sınırlı olduğu için acele ediyordum..

Güllüoğlunun bir şubesinde buluşucaktık...Saat onikide oturdum bekliyorum:))))Arkadaşa yok ortalıklarda...Bende paranoya başladı yavaş yavaş....Bu tür buluşmalarda yaşanan bütün filmler aklıma geliyor:)))) Acaba kadın beni görüp tanımıyor gibi geçti gittimi.:))) yada ,yoksa bu erkektide benimi işletti, karşı masada oturan bir erkek,acaba bu adamda, benimle şimdi dalgamı geçiyor diye düşüne düşüne sinirden gülme krizine girdim:))))

   Son on dakika kala zaten yemek saati doldu , gelmek istesede gelemez dedim ...Kalktım eve geldim..En büyük ihtimalle çocuğuyla ilgili bir problem var mecburiyetten gelemedi diye düşündüm..Güllüoğlundaki garsonlara arkadaşımı bekliyorum derken ben bile rahatsız olmaya başladım bu durumdan...


   Eve gelince sakin ol esra diyerek, nazikçe bir mesaj attım arkadaşa  :))) Hemen cvp verdi esra bir saatir seni bekledim ,Esra beni ekti heralde dedim işime geri döndüm demezmi....Belirlediğimiz saatte yanlışlık olmuş benim sayemde:)))) Eğer müsaitsen şimdi gel dedi..Kadınmı erkekmi gözümle görmem lazım artık gece uyuyamazdım yoksa:)))) mantıklı düşününce hiç bir ihtimal yok aslında:))))

  Melikşah'ı kaptığım gibi on dakikada güllüoğlunda... fıstık gibi, lokum gibi ,şeker gibi bi güzelle tanıştım:)))

Birde fotoğraf çekildik, oda bende bugün kimle buluştuk ıspatlayalım diye...garsonların  bile buluştuğumuz kişiyi görmeleri rahatlattı ikimizide....heeeeee şimdi kim bu blogcu arkadaş?kendisi söylesin bendim diye belki istemeyebilir..yorumlarda bendiiiiiiiiiiiiiiiimmmm desin...


Aaaaaaaaaa Hasan paşa köfteside ,birinci gidişimde, bari gelmişken evde yemek yok alayım diye alıp eve geldiğim yemekler:))))Baklavada almıştım:)))

UÇ ,UÇ KELEBEK.........




       Bugün Mervenin arkadaşı Şeydamız geliyor..Doğum günümüzde ameliyat olduğu için gelememişti,şimdi Esra teyzesi ona özel melikşaha tekrar doğum günü yapıyor:)))) Şu anda uçmakla meşgul olan kelebeğimiz, birazdan birilerinin midesine konacak.



              Papatyaaaaaaaaammmmmmmmm bak sana bakıyor:))))gözüne kestirdi:)))                       

4 Kasım 2010 Perşembe

BİRAZDA GÜLELİM....

   Sabah uyandı evin Annesi..Hemen  ısıtıcıya suyu koydu..Bir taraftan kahvaltılıkları hazırlıyor,diğer taraftan Bebeğine pirinç unundan mama yapıyor...Mamayı karıştırırken, bir taraftanda  tezgahtaki bulaşıkları makineye yerleştiriyor,o arada çayı demliyor...Çay demlenirken ,masaya kahvaltılığı götürüpten sonra. tekrar tezgaha doğru giderken, hemen çamaşır makinesindeki çamaşırları kurutma makinesine atıp tekrar tezgaha yöneliyor...

  Kahvaltılıklar hazır masada ...Eş kitabı elinde çayın doldurulmasını bekliyor..Hanım çayı dolduruyor ,o arada kendi çayını da dolduruyor kahvaltı yapıcak yaa:))) Bebeğin maması dolaba koyulmuştu ....Soğumuştur diye düşünerek dolaba doğru giden evin Annesi ,Tabağı alıp mamayı karıştırırken tabağı elinden küüütt yere düşürür....Annenin muzipliği üzerindedir sabah sabahta olsa:)) öyle sabahları depresyonlu Annelerden değildir  evin Annesi...
            

   Hemen kaşıkla toplar mamayı, tabağın etrafını siler masaya doğru yürür ....Mamayı bebeğe yedirmeye teşebbüs eder...Eş hayretler içerisinde  ne yapıyorsun der...Hiiiççççç ne yani mamayı çöpemi atalım yere döküldü diye ....Anne hala yedirmeye çalışıyor numarada..,Eşe ,ya bu çocuk yerlerden toplayıp yemiyormu? akşama kadar ağzından neler çıkarıyoruz ne var bunuda yesin....Desede :)))Kaşık karı kocanın elinde ittire kaktıra mamayı yedirme girişiminden vazgeçiyor anne....Resimdeki yaprak, Melikşahın doğduğu gün, eşimin hastanenin bahçesinden koparıp aldığı bir yaprak...

3 Kasım 2010 Çarşamba

DİNLENDİM:)))

   Biraz uzunmu sürdü dinlenmem acaba:)) Ben size kırıldım ..Bir gün blogcu arkadaşlarımdan beklentilerimi yazıcam ki, bilsinler neye üzülüyorum neye seviniyorum....

   Yok ben o bir günü bekleyemiycem:))) Bir tanesini şimdi açıklayayım....Ben sevdiğim bir kişiye hediye vermek istersem..O bana vermidimi vermedimi hiç üstünde durmam...O bana küçük hediye aldı bende ona küçük hediye alayım demem..O bana hiç almadı ben neden alayım demem... Elimdeki imkanı sonuna kadar kullanır çok beğendiğim bir hediyeyi alırım...Misafirlik konusunda, o bana geldimiki ben ona gideyim demem...O bana güzel ikramda bulundumu ki ben ona bulunayım demem...Her yaptığımı Allah rızası için yaparım...Sadede geleyim değilmi canlarım:))) Kaç gündür ben post yazmadım diye ne gelen vaar, ne giden, Lütfen post yazmasamda, nasılsın esra diye bir mesaj bırakırsanız sevinirim:))) geliyorsunuz belkide post yok diye bakıp gidiyorsunuz,Allahın selamını esirgemeyin lütfen:)))

              Araya bir tatlı ikramı sıkıştırayım ağzımız tatlansın değilmi:)))
                          

          
        Bu tatlının  kahve rengi olması sizi yanıltmasın kakaolu değil..   Gaziantepten, orta boy bir koli ile kuru üzüm pestil ve benzeri yiyecek hediye paketi gelmişti...  Aileden birilerine verdiysemde baya bir arttı...Dün kuru siyah üzümün küf yapmaya başladığını farkettim..Hemen kaynattım, blendırla ezip püre yaptıktan sonra süzgeçten geçirdim...  Süzgeçten geçirdiğim suyuna göz kararı irmikle kaynatıp..Muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirdim..Bir bardak şeker ve bir paket vanilya katıp söndürdüm ateşi... Şeker ve vanilya katasamda olurdu bence...Bu tatlı bitti ..Geride pestil ve dut kurusu var...

     Resepsiyon maceramızı anlatayım şimdi ,keyflenmişken tatlıdan sonra:))) Resepsiyondan döndükten sonra iki üç gün olağanüstü hissettim kendimi... Şimdi biraz daha normal gelmeye başladı...

      
   Nereden başlayacağımı bilemedim birden:))) Şu kıyafet krizinden başlayayım...Önceki postta resimlerini göstermiştim sizlere...Mantoya ihtiyacım vardı ,terzide dikiliyordu zaten...Resepsiyonda denk gelince sevindim iyi bari kıyafet sorunum olmayacak dedim..Mantoya uygun ayakkabı, çanta başörtüde aldım tamamdır dedim:))) Son akşam bir kaç kişinin fikrini aldım,Resepsiyon için hiç uygun olmayan bir kıyafet denildi:((( Ben tabii üzüldüm zaman yoktu çünkü...

     Resimlerde mantonun tam rengi çıkmadığı içinde, renk yanılttı Arkadaşları..Arkadaşım da o kadar dobra ki... Esra abla iyki güzelsin elbisiyi senin güzelliğinle kapatırsın o ne öyle yaşlı kıyafeti dedi:)))) Hadi kızımında fikrini alayım dedim.... Anne doğru demiş Arkadaşın dedi:)))



  Ne yapalım Ankaradan yeni bir kombin hazırlarız dedik yola çıktık:))) kombinci blogculara gülermisin sen...Şimdi kombin yap bakalım dedim...

  Televizyon programları varya hani...  Beni baştan yarat falan diye...Eşimde siyah diye aceleyle lacivert ceket giyinince beraberce avm nin yolunu tuttuk:))) Eşime ,birbirimizi bekleyerek zaman kaybetmeyelim, sen ayrı git ben ayrı alışverişimiz bitince çıkışta buluşalım...tamam dedik ayrıldık...

     Mağaza mağaza gezecek ne zamanımız var nede merakımız...İkimizde belirlediğimiz mağazalara girdik aldık ve kapıda buluştuk beni baştan yarat programını aratmadık....


    Melikşah'ı  Beyzaya ve ikbaleemanet edip otelden ayrıldık...Kızım İkbal Ankara da  okuyor bilenler biliyor..Melikşahla vakit geçireceği için çok memnun oldu bu resepsiyona:))) Geçen sene ben lohusaydım ,benim adıma ikbal katılmıştı...yoksa duygu sömürüsü yapardı bana ikbal hanım:)))


  Arabaya bindik, yakınmış zaten.. Cumhurbaşkanlığı köşkünün bulunduğu cadde üzerinde trafiğe takıldık...Takılmasına takıldık ama, önümüzdeki bütün Arabalar ya Bakan Arabası ya Milletvekili arabası..Eşim kapıların yedi buçukta kapanabileceğini söyleyince ,korkmadım diyemem, çünkü son dakika gecikmemizin sebebi, benim yeni başörtümün ütülenmesi yüzündendi:))) Cumhuriyet bayramı diye ütü bulamadık Ankara da:)))İkbalin evine gitmek zorunda kaldık...

  İçeri almazlar diye birşey olmaz Bakanlarıdamı almayacaklar yani:))) diye düşünüp korkumu yendim:)))
Trafiğin takıldığı zaman Başbakan konutundan çıktığı için durdurmuşlar trafiği...Başbakanımız Recep Tayyib Erdoğan, bizden çok önce girdiği için Cumhur Başkanımızla bayram tebriğini yapıp çıkmış göremedik yani:(((((

   İçeri girdiğim anda hissettiğim duyguyu anlatamam...Tam Cumhuriyet balosuydu, başörtü kullanmayan bayanlar saç modellerini 80 sene önceki modellerden yaptırmışlar .çok hoşlardı:)))

   İkinci kez kıyafet almış olduğum için çok sevindim...yoksa çoooook üzülürmüşüm....Buda bana tecrübe oldu şimdiden gelecek senenin planını yapıyorum:)))

     Kızım Ankarada olduğu için eşim bir çok bakan ve milletvekiliyle tanıştırmış...Yanıma yaklaşan beni tebrik ediyor..maşallah çok akıllı bir kızınız var diye ..önce bi hiiiiiiiiiiiiiii oluyorum sonra açıklıyorlar ikballe tanıştıklarını bende teşekkür ettim hepsine...

   Yirmi yıl öncesinden bir Arkadaşımın eşi milletvekili oldu, gözlerim onu aramakla geçti ,bütün gece orada olduğu halde göremedim:(((( haaaaaaaa görseydim ne olacaktı? Neyle karşılaşacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu:)))) yirmi yılda ya olgunlaşıp akıllanmıştır :))) yada kendini beğenmiş birisiydi dahada beğeniyordur:))) Ben akıllandığı kanaatindeyim:))

     Bir bakanla sohbet etme imkanımız oldu....Bu bakanla ben yıllar önce bir kaç uzun yolculuk yapmıştım, o zaman bakan değildi..Beyza küçüktü, benimle her karşılaşmamızda beyzanın küçüklüğünden bahseder sohbete başlardı...Ama şimdi gocceeeeeeeeeee bakan olmuş bana slm bile vermiyor:)))))  hiç komik olmayan sohbetine sahte kahkahalar eşlik edince sıkıldım.... kokteyllerle vakit geçirmeye başlayınca ,eşimden fırçayı yedim saygısızlık yaptığımı kabul ettiği için:))))

  Cumhur Başkanımız ve tatlı eşi Hayrunisa Gül misafirlerini bir salonda kabul ederlerken, ikinci bir salonda biz ve diğer davetliler bekledik.. İsimler okundukça sırayla kabul salonuna geçtik...Millet vekilleri, Bakanlar Sanatçılar ve Gazeteciler vardı...Kokteyl olduğu içinoturmak için hi koltuk yok beklediğimiz salonda..Normalde düz ayakkabılar kullanan ben, topuklu ayakkabıyla öldüm bittim....

     Ben iki saat içinde öldüysem Hayrunisa Hanım kim bilir ne olmuştur...Ne olduğunu sıra bize geldiği zaman gördüm..yorgunluktan sesi kesilmişti:((( yinede gülümsüyordu..Ben kolay kolay ünlü ve kariyer sahibi birilerine
iltifat etmem laf olsun diye..Amaaaaaaaa Hayrunisa hanıma bayıldım ,bayıldım o kadar tatlı ,okadar güzel o kadar hanımefendiki  Bu güne kadar gelmiş geçmiş köşke en yakışan först leydi...

 Sıra bize geldiğinde Cumhur Başkanımızındoğum gününü kutladım,merve telefonda hatırlattı tabi:))) Hayrunisa hanıma Yükünün büyük olduğunu söyledim... Allah yardımcınız olsun dedim..oda gereken cevabı verdi....

Ve bir resepsiyonda Askersiz ve chp siz geçti...  Ben ertesi gün öğrendim, kendi derdimde olduğum için ..duyuncada ne üzüldüm ne üzüldüm .bilseydim onlar yok diye bende gitmezdim:))) Resepsiyon bitimi yorgunluk,baş ağrısı, mide bulantısı ...otele gelip başımı yastığa gömmemle sonuçlandı..Asla unutamayacağım bir geceydi...