3 yıl 8 aylık annelik
tecrübemde beni en çok zorlayan dönem tuvalet eğitimi oldu…
Yeni başlayacak annelere
kolaylık ve sabır dileyerek, geçen süreci paylaşmak istiyorum…
Doktorunuzdan ya da
internetten bu dönemde neler yapılacağını bilgi edinebilirsiniz, biz de öyle
yaptık başlarda ama bu öğretiler tamamen teorik kalabiliyor, o yüzden ben kendi
yaşadıklarımı anlatarak anneleri bilgilendirmeyi tercih ediyorum…
Öncelikle, İren’e şarkılı
türkülü bir lazımlık aldık, yani o kadar sempatik bir şey ki tuvaleti olmasa da
insan oturmak ister hani, öyle düşündük…
İlk sabah, bezi
çıkarırken olaya hazırlama konuşmaları yapıldı; sen büyüdün, bugün bunu
birlikte atıyoruz; bizimki bir heyecanlı bir hevesli, o hevesle zaten ilk gün
bir kez bile altına kaçırmadı…
Ben saat tutarak tuvalete
götürüyordum, kahvaltı yaptı şu kadar şey içti yaklaşık 2 saat sonra tuvaleti
gelir gibi öngörülerle, zaten birkaç gün içinde ortalama kaç saatte bir
yaptığını çözebiliyorsunuz. Bu arada, 2 yaşından sonra ideal deniyor, biz 2,5 yaşını
aşmıştık, yaz tatilinde daha küçük olduğu için denemedik, Şubat tatiline denk
getirdik; kışın daha zor, havalar soğuk, yazın başlasaydın diyenler oldu tabii
ama sıcak evin içinde herhangi bir hastalığa sebep olacak bir durum görmedim
ben.
Evet, ilk gün o kadar
harikaydı ki, “Ooo bu iş oldu, millette ne abartmış” dedim mi, dedim, demez
olaydım!
İkinci gün bambaşka bir
İren vardı, tuvalete gitmek istemiyor, gitsek oturmuyor, kaçıyor, ağlıyor, evin
her noktasına şar şar salıyor; bir elimde bez, bir elimde çamaşırlar, peşinde
delirmek üzere koşuyorum… Tabii, bana yardımcı olmak için anneanne ve dede de
yanımızda, her kaçmak istediğinde ciyak ciyak “Dedeeeee, anneanneeee,
yapmııcam, ben buraya yapıcaaammm”…
3. gün artık herkes
birbirini yemeye başladı, o sinir, stres, gerginlik İren’e de yansıdı tabii…
Altına kaçırmadığı her
sefer sticker yapıştırması için tuvalete kartonlar asıldı, bu sefer de oyuna
döndü iş, girdi çıktıya bile sticker yapıştırır hale geldik…
Sonra, hayatımın
kurtarıcısı Pepee’nin o meşhur “Çişimiz tuvalete, kakamız tuvalete…” şarkısını
buldum, her tuvalete gidişimiz bu şarkıyla, elele, dans ederek olmaya başladı
ve bir haftanın sonunda küçük tuvaleti çözdük, tabii hemen ardından daha büyük
bir sorun olan büyük tuvalet başladı…
Çocuğun kakasını
yaptığını herkes anlar zaten, o surat değiştiği anda, hadi hadi desek de, İren
keçisi kesinlikle gitmek istemedi tuvalete, yani altına bez takmayı bile
beklemeden direk yapıyordu, ee çocuk biliyor, bezi attık, artık yok dedik, bir
daha taktırır mı onu??
Yine tuvalete gitmeme
krizleri yaşanmaya başlayınca, sonunda lazımlığı salona taşıdım, tv karşısında,
elinde oyuncakları ile oynarken alıştı oturmaya, ama yine yapmıyordu, bekle
bekle bekle, “Anne kakam yok”, tam kalkar yine kendi bildiği gibi yapar…
Tabii, olmaması gerekse de,
bir süre sonra izin vermeye başlıyor insan, tuta tuta başka türlü bir bağırsak sıkıntısı
olmasın diye… Yaklaşık 3 ay o kaka hep İren’in istediği şekilde yapıldı…
Bir gün, büyük
anneannenin evindeyken, kendi söyledi geldiğini, burası bizim evimiz değil,
yanımızda yedek çamaşırın yok, pis gezersin gibi bir konuşma yaptım ve tuvalete
gitti, hem de lazımlığı olmadan, büyükler gibi yaptım diyerek de çıktı, yani bu
kadarmış! Bilseydim her gün büyük anneanneye götürmez miydim?
Gelelim gece ki duruma! İlk
başta her ikisine birlikte alışsın diye, gece uyandırıp götürüyordum ama o
kadar huzursuz oluyordu ki, kıyamazsınız, yani ben kıyamadım, ağlıyor,
uyuyacağım diyor, bu yüzden gece tuvalet işini yaza bırakmaya karar verdim. Uzmanların
söylediği gibi, ‘o uyuduktan sonra bezle, sabah o uyanmadan bezi çıkar’ sistemi
bizde hiç işe yaramadı, çünkü İren bezli olduğunu anlıyordu, sabah o uyunmadan
bezi çıkarırken kaç kere açtı gözünü de yakalandım, dikmiş gözünü bakıyor, “Beziiimmm,
beziiiimmm” diye bağırıyor, nasıl kıvıracaksın, kıvıramadığım için de doğruyu
söyledim…
Tabii, yaza bırakalım
dediğimiz süreci de uzatmak zorunda kaldık çünkü yine aynı ağlamalar
huysuzlanmalar…
Normal tuvalete
alışmasından tam bir sene sonra, yine bir Şubat tatilinde gece tuvaleti
eğitimine başladık, evet şu an tam o dönemdeyiz, yaş 3,5’u aşmış, doktora
uzmana kalsa çok yanlış bir şey ama İren de şuanda hazır buna. Belki, daha
önceleri zorlayarak deneseydik yine öğrenecekti ama hem kendi hem de bizler
daha sıkıntılı bir süreç yaşayacaktık. Bir haftadır 2 kez yaşadığımız kazadan
başka bir sıkıntı çıkmadı, uyandığında huysuzluk yapmıyor, “Anne sende gece mi
kalkıyorsun?”, “Tuvaleti gelince babamda mı uyanıyor?” gibi sorular soruyor,
her seferinde onunda artık büyüdüğünü, büyükler gibi gece uyanıp tuvalete
gitmesi gerektiğini söylüyoruz. Ve tabii yine en sevdiği şeyi yapıyor, her kuru
kalktığı sabah okul ajandasına bir sticker yapıştırıyor, 8 Şubat’ta öğretmenine
gösterecek…
Özetle diyeceğim şu ki,
ister gündüz ister gece olsun, ister küçük ister büyük tuvalet eğitimi olsun,
başta çocuğun (yaşı önemli değil) gerçekten hazırbulunuşluğu tamsa ve bu işle
ilgilenecek kişi de (anne, anneanne, bakıcı…) psikolojik olarak bu sürece hazırsa
tuvalet eğitimine başlanmalı. Bir de hep dediğim gibi ne kadar az ses o kadar
tek otorite, bu süreçte sadece tek bir kişi çocukla ilgilenmeli… İşin en önemli
kısmı SABIR, SABIR, SABIR…
Ve ufak bir not; yeni
doğduklarında nasıl 3 saatte bir emzirmeye kalkıyorsa anneler, bu süreçte de tuvalete
götürmek ya da kontrol etmek adına zırt pırt uyanmak zorunda kalıyorsunuz, uyanamadığınızda
da az önce bahsettiğim o kazaları yaşıyorsunuz!