başlayamıyorum.
yazmaya baş la ya mı yo rum.
çünkü neresinden anlatmaya başlasam içimde kalacak yerler var.
ben salağım ya.
aptalım.
şu an hissettiklerim bana çok koyuyo be. içim içimi almıyo.
darlanıyorum.
-hiçbir zaman açık açık yazmadım. güzel türkçem sağolsun bir cümleyi belki de on farklı cümlenin yüz farklı anlatımına sığdırmaya o kadar müsait ki. kıyamıyorum açık konuşmaya.
hayır yani belirtmek isterim ki yine ne yaşadığımı anlamadan ne hissettiğimi anlayacaksın.
belki sıkıldın, belki sen de darlandın.
ama..
ama işte..
AMA. -
kaybettim.
yine böyle avuçlarımın içinden kaydı gitti.
yine kaybettim.
-"yine" burda vurgulu.-
ama bu sefer bir bedel var ki.. bir bedel var ki.. türkçem yetmiyor anlatımını farklı cümlelere saklamaya.
canım yanıyor.
çok kötü bi his "yedirememek"
kendine,aklına,kalbine,hayallerine yedirememek bir şeyi,çok kötü,çok acı bi tat.
offf çok farklı bişey oldu bak şu an. ilk defa.
BEN;
yazamıyorum ama yazmak istiyorum.
başka türlü akmıyo içimden gitmiyo aklımdan.
ama ya za mı yo rum.
söylenmemiş sözlerden,söyleyemediğim sözlerden nefret ediyorum.
içime de atamıyorsam,ne yapmam lazım?
hem dile gelmiyor hem içime sığmıyor.
böyle araf mı olur?
biliyo musun belki ben de sıkıldım.
her seferinde kaçmaktan,yüzleşmemekten,pişmanım diye ağlamaktan,sümüklerimi silmekten belki bana da daral geldi.
bildiğini biliyodum..
peki sonra? sonra ?????
insan da çember gibi.
ne kadar kaçarsan kaç,ne kadar saklanırsan saklan,hızlanırsan hızlan yine kendine çarpıyosun.
yine kendine ağlıyosun.
yine kendi yaralarını kendin sarıyosun.
kendinsin çünkü.
çemberden çıkamıyosun..
kendini kaybedemiyosun.
teksin.
ve mecbursun.
üzülmeye mecbursun.
alışmaya mecbursun.
kendini kabullenmeye mecbursun.
çok koyuyo biliyo musun, "ben ne yaptım"lar çok koyuyo.
"şimdi ne olacak"lar çok koyuyo.