Ta-daa.
Mürekkepli parmaklarım ve pembe fiyonklu tacımla karşınızdayım.
Saatlerdir beni anlamamakta ısrar eden emektar yazıcımla cebelleşiyordum.
Bir yıldır kullanmadım kendisini.
Kartuşlarımı bir güzel doldurttum ki o ufacık şeyler bana kaç gün gider merak ediyorum.
Yazıcıya taktım ve onları tanımamazlıktan geldi haspam.
Daha sonra öğrendimki reset atılmalıymış.
Abartısız 5-6 kez reset attım sanırım.
Ki bu sırada fişi üçlü prize takıp çıkarttıkça sayısız çarpılma tehlikesi geçirdim o da cabası.
Bu ekşın dolu işlemin ardında kartuşları tanıdı neyse ki.
Bu sefer de kağıt olmadığı halde sıkışıyor diye uyarı vermeye başladı.
Hayır saç baş yoldurcak bana en sonunda,ben o kartuşları boşunamı doldurttum ey printer.
Neyse ben ordan burdan biraz oynadım oynadım,haspam çalıştı.
Meğer derdi varmış.
İçinden milat öncesinde bir adet 5 YENİ kuruş ve ince bir saç tokası çıktı.
İkimizde yeterli işkenceyi çektiğimize karar verip barıştık.
Her ne kadar renkleri saçma sapan bassa da içimde bir umut var,düzelicek.
Allahım ben nasıl bir saçmalama içindeyim böyle.
Masamın üzerinde de yarısı yenmiş! elmalı kurabiyem duruyor.
Bugün yediklerimi saymıyorum bile.
Geçen akşam puding yedirtmediğim Mia beni gebertcek.
Missbonedan da mimim var bu gazla onuda yazıyım bari.
BehzatÇ.li rüyamı da yazsam mı acaba?
Biraz coşsun buralar.
Çok susadım ben.
Su için,su hayattır.
Fazla saçmaladım,farkındayım,aklımda bir sürü yazılacak şey dönüp dururken hiçbirinden bahsetmemiş olmamda ilginç doğrusu.
Parmaklarımdaki mürekkepleri lavaboya doğru bir yolculuğa çıkarmalıyım.
Hala tırnak yemekten vazgeçememekten nefret ediyorum.
Uykumun gelmesinden nefret ediyorum.
Yarın koskoca günün tam ortasına iki saat ders koyarak günü mahveden sistemden nefret ediyorum.
Ondokuzbuçuk yaşındaysanız ve yirmiyi inatla son güne kadar kabul edemiyorsanız hayat gerçekten çok zor.
Tanrı bizi korusun.
Adios.