Nerdeyse iki ay geçti.
Kendimi delicesine uzak, çaresiz, mutsuz, yalnız, öfkeli, işe yaramaz hissedişimin üzerinden.
Ve Van’ın acısını içselleştirmek bile çok zorken.
Orda yaşamaya mecbur kalanların çaresizliğini, başka bir yere gidebilmeyi başaranların hayatlarındaki belirsizliği düşünmek bizi böyle yorarken.
Van hala yalnız, kar altında.
Oysa hem Van’ın, hem içimizin insan tarafının yanında durmak gerekli.
Çünkü felaketler insana; hiç tanımadığına, hiç yüzünü görmediğine yardım etmek, elinden tutup ayağa kaldırmak için de bir fırsat veriyor.
Sen de yeni yılda senin olmasını çok istediğin o kırmızı elbisenin, karşı koyamadığın ipadin, ille de benim olsun dediğin o şahane ayakkabıların yanına bir çocuğun gülümsemesini, belki bir annenin de huzurlu uykusunu eklemek istersen gel SorumluBlog’un kampanyasına destek ver.
Yeni yılda Van’da kalemsiz, kâğıtsız, okulsuz, sobasız, oyuncaksız kalan bir çocuğun da elinden sen tut.
Bak nasıl dersen, mesela böyle.