Sebze Yemekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sebze Yemekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Mart 2014 Çarşamba

ETLİ, PİDELİ MANTAR.





Bir ay olmuş blogda paylaşım yapmayalı. Ne kadar çabuk geçmiş. Ülkede o kadar akıl almaz olaylar oluyor ki içimden bloglara girmek gelmedi. Ama onların amacı da zaten halkı bezdirmek , bize düşen normal yaşantımızı devam ettirmek diye düşünerek yazıyorum. Bu tarifi Lezzet dergisinden aldım, düşünemeyeceğiniz kadar muhteşem bir yemek çıktı ortaya. Mutlaka deneyin.








Bu arada bütün bahar sebze ve meyveleri çıktı. Bizim sitenin önünde pazar kuruluyor bugün muhteşemdi. Sultani bezelyeler, enginarlar, çilek, taze sarımsak, iç bakla, taze bezelye, yeşil erik, malta eriği olmayan yoktu. Bunları görünce insanın içi ısınıyor. :))))
Hepsinden almışım galiba. Gülden şu anda bana saygılar sunarak iç baklanın kabuklarını soyuyor. Bereket o evlat katili padişahın dizisi var da o saygı sözleri cılız çıkıyor şimdilik. :))))
Neyse gelelim yemeğimize.








Mantarlarımızı dörde bölüp temizliyoruz Patatesin kabuğunu soyup küp şeklinde doğruyoruz. Taze soğanı kıyıyoruz. Kırmızı kapya biberlerimizi küçük doğruyoruz.








1 adet bayat pideyi veya birkaç dilim tost ekmeğini küçük parçalar halinde kesiyoruz. Sarımsakları kıyıyoruz. Domatesleri rendeliyoruz.







Tarifte kuru soğan yoktu ama son takıntım arpacık soğanı kullandım ben bütün olarak. Etimizi de kuşbaşı doğruyoruz.
Tavaya biraz zeytinyağı koyup sarımsakları ve pideleri pideler pembeleşinceye kadar karıştırarak kavuruyoruz ve ocaktan alıyoruz.








Tavaya biraz zeytinyağı koyup etleri içine alıyoruz ve kavuruyoruz. Tuzunu ayarlıyoruz. Biraz yenibahar ve karabiber serpiştiriyoruz. Rendelenmiş domatesleri, soğanları ve mantarları da atıp kavurmaya devam ediyoruz. Patatesleri ve sıcak suyu ekleyip etler yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz. Ocaktan alıp pideli karışım ve taze soğanı katıyoruz ve iyice karıştırıp servis yapıyoruz. Uzun zamandır yemediğim lezzette bir yemek oldu. 

27 Şubat 2014 Perşembe

FIRINDA ISPANAKLI PATATES



Benim bir de kitap bloğum var biliyorsunuz değil mi, ama kimse gelmiyor çok gariban kaldı onu da bilin. :))))  ilhanucer.blogspot.com da bugün Sadberk Hanım Müzesini anlattım biraz. İlginizi çekerse beklerim.

Asıl yemeğe geçmeden şalgam suyundan bahsetmiştim size, zamanı geldi içmeye başladım şiddetle tavsiye ediyorum yapın, nefis oldu.






Bakar mısınız rengine. Şu fotograf çekme işi ne kadar dikkat etsem gene bir aksilik oluyor. Bu sefer de kahve içmişiz arkada fincan. :))))
Gelelim yemeğimize. Tarif  Lezzet Dergisi'nden gene. Ve gene çok başarılı bir tarif. Bu dergi aştı artık bana göre.







Patatesleri haşlıyoruz, soyup küçük parçalar halinde doğruyoruz. Soğan ve sarımsakların kabuklarını soyup ince ince kıyıyoruz. Domatesleri boyuna ikiye kesiyoruz. (çeri domates) Ispanakları da iyice yıkayıp küçük küçük doğruyoruz.







Zeytinyağını tavaya alıp soğan ve sarımsağı ekleyerek kavuruyoruz. Domatesleri de birazcık soteliyoruz. Ispanakları tavaya alıyoruz tuzunu ve karabiberini ayarlıyoruz. Yaklaşık karıştırarak üç dakika kadar kavurup ocağı kapatıyoruz. 








Haşlanmış patatesleri derin bir kaseye alıp biraz tereyağı, bir miktar krem peynir ve biraz da mihaliç peyniri katarak iyice eziyoruz. Tuz ve karabiberle tatlandırıyoruz. 








Fırın kabını fırça yardımıyla yağlayıp patatesli karışımın yarısını alta yayıyoruz. Üzerini kaşığın tersiyle düzleştiriyoruz. 








Domatesli ve ıspanaklı karışımı patateslerin üzerine ekliyoruz. 








Pürenin kalanını ıspanağın üstüne yayıyoruz. Üzerine biraz daha mihaliç peyniri serpiyoruz.








Önceden yüz seksen dereceye ısıtılmış fırında yirmi beş dakika pişiriyoruz. Ilındıktan sonra dilimleyerek yiyoruz. Ispanak ve patatesin en haysiyetli haliydi bence. Denemenizi tavsiye ederim. Afiyet olsun.
Bu arada istediğiniz peynirleri kullanabilirsiniz size kalmış.

27 Ocak 2014 Pazartesi

TAVUKLU, NOHUTLU, BROKOLİLİ KARNIBAHAR

Balıktan sonra nohutlu yemeklere taktığımı düşünebilirsiniz ama sadece öyle denk geldi. :)))) Bugün de beklemediğimiz şekilde lezzetli olan bir yemek tarifi veriyorum. Mutlaka denemenizi öneriyorum. Nohutlu karnıbahar yemeğini zaten Bodrum'dan biliyorum.




 Bu yemeğe karnıbaharla, brokolinin atalarının aynı olduğunu düşünerek ikisini de kattım. Sonuç mükemmeldi zaten eskiden de böyle denemelerim olduğundan bekliyordum uyum sağlayacaklarını.



Tencereye biraz zeytinyağı koyup, yemeklik doğradığımız soğanı ve halka halka kestiğimiz havucu koyup biraz kavuruyoruz. Kuşbaşı tavuk etlerimizi de ekleyerek kavurmaya devam ediyoruz.



Tavuklar suyunu salıp tekrar çekince elimizle küçük parçalara ayırdığımız karnıbaharı ve brokolileri katıyoruz, ara sıra karıştırarak kavurmaya devam ediyoruz.

Yaklaşık beş dakika sonra haşlanmış nohutlarımızı da koyuyoruz. Tuzunu ve karabiberini ayarlıyoruz. 3/4 su bardağı sıcak su veya tavuk suyu ilave ederek tencerenin kapağını kapatıyoruz ve sebzeler yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz.

3 Kasım 2013 Pazar

KARNIBAHARLI ISPANAK - LAKERDAYA HAZIRLIK

Çoktandır yemek paylaşımı yapmamışım ama bakıyorum blogların çoğunda bir durgunlık var. En çok balık yiyoruz ama değişik bir balık olmadığından geçen sene paylaştığım yemekler çıkıyor ortaya. Doğru düzgün palamut bile yiyemedik bu sene, bir kendini gösterdi ve gitti. Lüfer bollaşıp ucuzlar gibi oldu o da çekildi ortadan. Bol bol çinekop, sarı kanat yedik hatta bıktık. :)) Lakerda için palamut bollaşsın diyorduk ama baktık ki boşuna bekliyoruz ve piyasada da nispeten uygun fiyata torikler baş gösterdi bu sene de lakerdalarımız torikten olsun dedik. Zaten aslı da bu.




İşte dörtbuçuk kiloluk toriğimiz balıkçımızın tezgahında. Lakerda da en önemli olay balığın kandan tamamen arınması. Zerre kadar bir pıhtı kurtlanmasına sebep oluyor. Hadi evde uğraşıp temizliyorsunuz ama kılçığın kenarında ortada bir yerde iliği var onun da kesin çıkması gerek, onu bilen birinin çıkarması şart. Sağolsun balıkçım uzun süre uğraşarak işin bu kısımlarını halletti.



Eve gelince buzlu su yaptım balıkları birkaç saat beklettim, sonra tekrar buzlu su gene birkaç saat bekleyecek. İleriki aşamaları yaptıkça anlatırım. Şimdilik bu kadar.

Karnıbaharlı ıspanak Girit'li Türk'lerin çok sık yaptıkları bir yemekmiş. Bir kitapta tarifi görünce günlerdir dolapta sürünen karnıbahar ve ıspanağı böyle değerlendirmeye karar verdim. Sonuç beklentimin çok üstünde süper oldu.


Yanında bir dilim mısır ekmeğiyle çok iyi gitti. Mısır ekmeğini de mi sen yaptın falan diye sorabilirsiniz ama fırından aldım. :))



Ispanakları çok çok iyi yıkadıktan sonra yukarıdaki gibi kalın kalın doğruyoruz. Kitapta kök kısımlarını koymayın diyor ama ben bunun mantığını  anlamadığım için koydum.



Karnıbaharı da çiğden parçalayıp koymuş tarifte ama ben  bol tuzlu suda biraz haşladım. Nedense karnıbahar haşlanmadan pişmez diye bir ön yargım var.



Tencereye zeytinyağını, küçük doğradıımız bir kuru soğanı koyup biraz kavuruyoruz. Sonra ıspanak ve parçalara ayırdığımız karnıbaharı ekliyoruz. Ben biraz da pirinç koydum. Bir süre daha kavurduktan sonra biraz su koyuyoruz. Şeker ve tuzunu ayarlayıp sebzeler pişinceye kadar ocakta tutuyoruz. Afiyet olsun.

6 Ekim 2013 Pazar

NOHUTLU, KIYMALI KARNIBAHAR

Karnıbahar çok uzun seneler ağzıma sürmediğim bir sebzeydi. Bir gün acil bir iş için Altınoluk'a otele gitmiştim . Yemek yemeden akşam otele girince barda kulakları çınlasın rehber arkadaşımız İbrahim önünde koca bir tabak karnıbahar ve üzerinde siyah zeytinler onu yiyor. Ben yemek siparişi verip beklerken yağına ekmek bana bana bitirdik karnıbaharı. İlk orada yedim ve çok sevdim. İbrahim çok  yapılı ve yemeğe düşkün biri, aynı zamanda bana karnıbahar hakkında bilgiler de verdi. İşte haşlarken suya çok bol tuz atmak gerekirmiş, mutlaka siyah zeytinle yenmeliymiş, bol zeytinyağlı çok güzel olurmuş falan.Bir de Bodrum'da nohutla pişirirler demişti. Hadi salatasını karnımız aç diye yedik de nohutlusunu yiyemem diye düşünmüştüm. Daha sonraki yıllarda Bodrum'a yerleşince çok severek yedim ve defalarca da pişirdim. Bu yemek o günlerden aklıma geldi ama ben nereden estiyse kıyma da koydum. :))))

Yemeği anlatmaya geçmeden Tepe Home un Cevahir'deki mağazasında yaptıkları Mustafa Kemal köşesini sizinle paylaşmak istiyorum. Yemek takımından, kahve fincanlarına kadar çok kaliteli bir şekilde Mustafa Kemal resimli ürünler satıyorlar. Pahalı ama olsun Migros'un sattığı benzer abuk ürünlerden çok daha güzel.









Yastık bile var.daha tamamı çıkmamış fotografta. Neredeyse yüze yakın ürün. Aklınızda olsun. Gelelim yemeğimize yoksa konu dağılacak sonu balığa kadar gelecek. :))))








Karnıbahara acının çok yakıştığını belirtmem gerek.








Karnıbaharımızı çok bol tuzlu suda biraz haşlıyoruz. Çok yumuşamayacak, diri kalacak.







Malzemelerimizi hazırlıyoruz. Bir kase haşlanmış nohut, küçük doğranmış kuru soğan, acı sivri biber, kırmızı biber, biber salçamız, kıymamız. (resimde kıyma yok . ))  ) Zeytinyağında kıymayı ve soğanı kavuruyoruz,  biberleri ekliyoruz ve kavurmaya devam ediyoruz. Biber salçamızı biraz sıcak su içinde eritip tencereye boşaltıyoruz. Birkaç karıştırdıktan sonra az haşlanmış karnıbaharı ve haşlanmış nohutları da katıyoruz., karıştırıp 1 bardak kadar sıcak su koyuyoruz. Tuzunu ve karabiberini ayarlayıp tencerenin kapağını kapatıyoruz ve karnıbahar yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz.  Afiyet olsun.


9 Temmuz 2013 Salı

FIRINDA BARBUNYA FASÜLYESİ

Gezi olayları, yazın getirdiği rehavet, Arda'nın düğünü derken gene ihmal ettim bloğumu. E biliyorsunuz balık da çekildi tezgahlardan bu da etkiliyor tabi. :)) Bu arada düğün resimleri bekleyenler var. Galatasaray Spor Kulübü Kalamış Tesisleri'nde oldu. Fotograf ve video çekim işini de onlar yaptı. Ancak telefonlardan çekime izin verdiler. CD olarak elime ulaşınca paylaşacağım. Defterimde eski tarifleri karıştırırken "Fırında barbunya" diye görünce, balık tarifi diye atladım hemen ama fasülyeymiş. :(( Yıllar önce yapmışım ama nasıl olduğu hakkında bir fikrim yok. Oruç tutmuyorum ama gene de iftardan sonra yiyeceğim yani hala bir fikrim yok lezzeti hakkında. Bu paylaşım için de tereddüt ettim iftardan önce saygısızlık olur mu diye ama şu sıralar her kesimden insan paylaşım yapıyor. Bu arada inananların ramazan ayı kutlu olsun. Bu sıcaklarda gerçekten çok zor.




Galiba barbunya fasülyenin tam zamanı. Gerçi geçen seneden bir tespitim var koyu renk kabuklular çok haysiyetli gözüküyorlar ama o kadar lezzetli olmuyorlar. Bu tamamen benim fikrim böyle bir kural falan yok.



Fasülyeyi normal pilaki gibi pişiriyoruz. Soğanı kavuruyoruz, bir diş sarımsağı ve bir çorba kaşığı biber salçasını ilave edip kavurmaya devam ediyoruz. ( Aslında sarımsak kuru fasülye pilakiye konur, barbunyaya konmaz ama fırın olayı olduğu için konuyor.) Ukelalığımı da ettikten sonra devam ediyorum. :)) Tuzunu, şekerini ayarlayıp haşladığımız barbunyaları tencereye aktarıyoruz., çok az da sıcak su koyuyouz. Bu yemekte fasülyeyi haşladıktan sonra çatalla hafif ezmek gerekiyor ama ben ocakta unutup çok haşladığım için doğal bir şekilde ezildiler. :)))) Yaklaşık beş dakika sonra yemeğimizi bir fırın kabına alıyoruz ve üzerine bolca ince kıyılmış maydanozu serpiyoruz.



Kaşar peynirlerini kalın şeritler halinde kesiyoruz ve maydanozların üzerine sepet şeklinde yerleştiriyoruz. Önceden 180 dereceye ayarlanmış fırına koyuyoruz.




On dakika kadar kaşarların üzeri kızarıncaya kadar fırında tutup çıkarıyoruz. Eğer acı seviyorsanız bu yemeğe çok yakışıyor, benim kullandığım biber salçası çok acı olduğundan ayrıca biber koymadım. Şu an iftara yaklaşık iki saat var eğer bu saatte yemek paylaşımı sakıncalıysa uyarın beni bir daha geç vakit paylaşırım.

Bugün kitap bloğunda bloglardan tanıdığımız Mehmet Osman Çağlar'ın yeni çıkan kitabını paylaştım.        ilhanucer.blogspot.com

19 Mayıs 2013 Pazar

TAVUKLU, MANTARLI TAZE BEZELYE

Galiba İstanbul'a yaz nihayet geldi. İstanbul'un havasına güven olmaz derler ya gerçekten doğru. Daha iki gün önce kalorifer yakıyorduk bugün sahilde millet denize giriyor. Hava böyle olunca da insanın canı hafif şeyler yemek istiyor. Zaten çarşı pazar da bahar hatta yaz sebze, meyvelerinden yıkılıyor. Bezelye de o kadar bol ki  insan fiyatını görünce inanamıyor. Önce de söylemiştim bu sene sanki daha bir iriler. Bu kadar bolken, tam da mevsimi madem bunu değerlendirmek gerek dedim ve son zamanlardaki takıntım mantarla pişirdim. Zaten genelde sebzelerde eğer zeytinyağlı yapmayacaksam tavuk kullanıyorum.






Malzemeler:

1 kilo taze bezelye
1 adet kuru soğan
1 adet havuç
1 adet patates
1 adet kırmızı etli biber
1 yemek kaşığı salça
7-8 adet mantar
3 adet kemiksiz tavuk but
1/2 demet dereotu
Zeytinyağı
Tuz
Karabiber





Tarif:

Tencereye zeytinyağını, soğanı, kırmızı biberi ve parçaladığımız tavuk etlerini koyup kavuruyoruz. Küçük doğradığımız havuçları, mantarları da ilave edip kavurmaya devam ediyoruz. Küp küp kestiğimiz patatesleri katıyoruz biraz daha kavuruyoruz. Sıcak suda erittiğimiz salçayı üzerine döküyoruz. Biraz karıştırdıktan sonra bezelyeleri koyuyoruz.Birbuçuk su bardağı sıcak suyu ekliyoruz, tuzunu ve karabiberini ekleyip tencerenin kapağını kapatıyoruz ve sebzeler yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz. Ocağı kapatmadan önce üzerine dereotu serpiyoruz. Afiyet olsun.

7 Mayıs 2013 Salı

ISPANAKLI, KURU MEYVELİ SALATA ve ENGİNARLI, ETLİ BEZELYE

Farkındasınız uzun süredir balık ve deniz ürünü paylaşımı yapmıyorum çünkü balık yemiyorum çoktandır. Yakınımızdaki balıkçım yasaklar başlıyor diye tezgahı kapattı, bir ızgara aldı. Izgara balık satıyor, o da Norveç uskumrusu. Hani Eminönü'nde tekneler de ekmek arası sattıkları balık. Aslında çok güzel balıktır, çok yağlıdır ızgarası süper olur. Ama tek sorun dondurulmuş olduğu için erir erimez pişirmek gerekir. Dün dayanamadım çeyrek ekmeğe koydurup bol soğanla sokağın ortasında yedim. :)))) Niye anlattım ki ben bunu? Salata ve etli bezelye tarifi paylaşacaktım . :))

Önce çok güzel bir salata tarifi veriyorum. Hem de sağlıklı. İçindeki malzemeleri görünce hak vereceksiniz.



Kıvırcık salata ve ıspanağın körpe taraflarını çok iyi yıkıyoruz ve süzüyoruz.



Elimizle ıspanak ve salatayı iri iri doğrayıp servis kasesine alıyoruz. Üzerine çekirdeklerini çıkarıp ikiye böldüğümüz siyah ve yeşil zeytinleri (ben içi biberli yeşil zeytin kullandım) koyuyoruz.

 

İstediğiniz miktarda dolma fıstığı ve kuru üzümü de salatanın üstüne serpiyoruz. Biraz balsamik sirke, zeytinyağı, limon suyu ve tuz koyup iyice karıştırıyoruz. Afiyet olsun.

Bu güzel salatanın yanında yemeğimiz enginarlı, etli bezelye. Enginar bol, taze bezelye bol ve ucuz, aylardan Mayıs kuzu etinin en güzel zamanı.Benim gibi kuzu etini çok seyrek yiyenlerdenseniz bu hakkınızı mutlaka bu ay kullanın. Hayvanların doğada taze çıkan otlarla beslendikleri tek ay. Hatta kokoreç seviyorsanız bu ay tadına doyum olmaz. En lezzetli zamanıdır kuzu kokoreçin. Ben de sebze ve etlerdeki bu güzelliklerden dolayı  enginarlı, kuzu etli bezelye pişirdim. Çok çok güzel oldu tavsiye ederim tam zamanıdır.


     

Tencereye yağı koydum kızınca kuru soğanı ve kırmızı biberi atıp biraz kavurdum, eti ilave ettim.




Şu sıralar bezelyeler nasıl iri değil mi? Ona da mı hormon veriyorlar yoksa? Neyse et suyunu çekince ve yumuşayınca irice doğradığım enginarları ve bezelyeyi attım.


      
Üç dakika kadar sonra biraz su koydum, tuzunu ve karabiberini attım. Hatta bir tane de kesme şeker koydum. Tencerenin kapağını kapattım ve sebzeler yumuşayıncaya kadar pişirdim. Bu arada tabi ki dereotu inanılmaz yakışır ama evde yoktu. Afiyet olsun.                                                                                                           

18 Nisan 2013 Perşembe

ALİ NAZİK KEBABI

İlk önce haticemmutfakta.blogspot.com a kocaman bir teşekkür. Tarifi oradan aldım ama bazı yerleri değiştirdim. Örneğin patlıcanı beğendi şeklinde yaptım. Gerçekten mükemmel bir tarif tavsiye ediyorum.

Bu arada blogger sayfasında spam yorumlar diye bir yer varmış. Ben yeni gördüm. :)))) Bir tıkladım bir sürü yorum spama düşmüş. Ondan bana sağdan soldan sitemler geliyor zaman zaman yorumları neden sildiğim soruluyor. Bir de biliyorsunuz Temmuzda sistem değişiyor "readers" kalkıyor buna göre bizi takip edenleri göremeyeceğiz. Alternatif sistemler arasında " bumerang" da var. Bu kurcalamalarım arasında bende gözükmüyor ama sağ tarafta reklamlar haberler falan çıkıyormuş. Valla böyle bir şeyi nasıl becerdiğimi bilemiyorum. Gelelim tarifimize.


Malzemeler:

3 adet bostan patlıcanı
1 yemek kaşığı tereyağı
2 yemek kaşığı un
1 su bardağı süt
1 kase sarımsaklı yoğurt
200 gram kıyma
1 adet kuru soğan
1 adet yeşil biber
1 adet domates
1 tatlı kaşığı salça
1/2 demet maydanoz
1/2 çay bardağı sıvı yağ
Kimyon
pul biber
Karabiber
Tuz






Tarif:

Patlıcanları közlüyoruz, soğuk su altında soyuyoruz, ince ince kıyarcasına doğruyoruz. Tavaya tereyağını koyup eritiyoruz, unumuzu katıyoruz biraz kavurup patlıcalarımızı tavaya alıyoruz. Bir taraftan karıştırırken diğer taraftan sıcak sütümüzü patlıcana yedire yerine döküyoruz. Tuz ve karabiberini ayarlayıp ocağı kapatıyoruz.





Başka bir tavaya biraz sıvı yağ koyarak küçük küçük doğradığımız soğanı ve kıymayı kavuruyoruz. Biberi ve domatesi de ekleyerek kavurmaya devam ediyoruz. Salça ve baharatlarını da ilave ederek kıymayı iyice pişiriyoruz. En son maydanozun yarısını ince ince kıyarak yemeğimize katıyoruz ve karıştırıp ocağı kapatıyoruz.

Servis tabağına önce patlıcanı yayıyoruz, üzerine kıymayı ve onun üstüne de sarımsaklı yoğurdu koyuyoruz. maydanozun geri kalanıyla da üstünü süslüyoruz. Afiyet olsun.

25 Mart 2013 Pazartesi

KARNIBAHAR FIRINDA

Karnıbaharı her haliyle çok severim. Bol siyah zeytinle salatası, graten olarak, yemeği hepsi güzeldir. Aşağıdaki tarifi eskiden çok yapardım ama defterin birinde köşede kalmış, unutulup gitmiş. Halbuki ne kadar lezzetli olur.




Karnıbaharla ilgisi yok tabi ama benim yaptığım baharatlı zeytinyağ. Şişeye taze biberiye, bir adet defne yaprağı, bir adet kurutulmuş acı kırmızı biber, iki diş sarımsak, tane karabiber koyuyoruz, onbeş gün karanlık ve serin yerde bekletiyoruz.  Tavsiye ederim yapın ekmeği banıp banıp yiyorsunuz. :)))) Arkada görünen menekşeyi hor görmeyin, o bir çiçeği açtırmak için iki senedir takla atıyorum ben karşısında. :))
Gelelim karnıbahara.

Malzemeler:
1 adet orta boy karnıbahar
2 adet yumurta
1 su bardağı süt
1/2 su bardağı un
1/2 su bardağı yoğurt
1/2 su bardağı rendelenmiş kaşer peyniri
Tuz, karabiber

Üzeri için:
1 su bardağı yoğurt
2 diş sarımsak
Pul biber
Tereyağ



Tarif:

Karnıbaharı bol tuzlu suda haşlayıp süzüyoruz.
Unu , sütün yarısı ile iyice ezerek topaksız hale getiriyoruz ve karnıbaharın her tarafına buluyoruz. Kalan sütü çırpılmış iki yumurta ve yoğurt ile karıştırıp onu da karnıbaharın üzerine döküyoruz tuz ve karabiberini ayarlayarak  karıştırıyoruz.



Şu yumurtaların rengine bakar mısınız? Köy yumurtası falan değil marketten alınma ama mutlaka bir şey var bu işin içinde, yoksa iyi niyetle mi düşünelim?
Fırın kabını yağlayalım, içine biraz un serpiştirelim. Karışımı fırın kabına boşaltalım, üzerine kaşar peynirini serpiştirelim.



Önceden 170 dereceye ısıtılmış fırında kaşarların üzeri hafif kızarıncaya kadar pişirelim.

















Servis tabağına aldıktan sonra üzerine sarımsaklı yoğurt, onun üzerine de kızdırılmış tereyağında pul biber dökerek servis yapalım.

20 Mart 2013 Çarşamba

TAVUKLU, TERBİYELİ KEREVİZ








Bazı yorumları yayınlamayıp sildiğim yönünde şikayetler var. Ben hepsini paylaşıyorum. Ama galiba benden kaynaklanan bir sorun var, benim yorumlarım da çıkmıyor bazı bloglarda. Bilginize.






Bugün balık yok, kereviz var. Balık etiketini üzerimden atmam gerek. Bu konuda " Kardelen Sezgin" in yorumu çok güldürdü beni. Balık size çok yakışıyor demiş. :)))) Bütün gün aklıma geldikçe güldüm. Kereviz de öyle herkesin sevdiği bir sebze değil. Kokusundan mı acaba diye düşünüyorum. Ben kokusu da dahil her şekliyle çok seviyorum. Ayrıca demin internette gördüm bu kadar faydalı bir sebze yoktur herhalde. Kereviz deyip geçmeyin bakın ne marifetleri varmış. Ben okuyunca ayağa kalktım ve önümü ilikledim. :)))) A, B, C vitaminleri ile fosfor, çinko, bakır ve selenyum minerallerini içeriyormuş. Vucudu kuvvetlendiriyor, öksürüğü kesiyor, kanı temizliyormuş. Sivilceleri azaltıyor, mideyi kuvvetlendiriyor, anne sütünü arttırıyormuş. Ağrıları gideriyor, böbrek kum ve taşının dökülmesine yardımcı oluyormuş. Karaciğeri kuvvetlendiriyor, yüksek tansiyon , şeker ve prostata faydalı oluyormuş. Yaşam iksiri gibi bir şey. Bunları öğrendikten sonra zehir olsa yenir.















Ben tarifte et yerine kuşbaşı tavuk kullandım hem çok yakışıyor, hem de daha sağlıklı oluyor.





Malzemeler:





2 adet orta boy kereviz
1 adet kuru soğan
1 adet havuç
1 adet tavuk kemiksiz but
1 adet patates
2 adet portakalın suyu
Tuz
Karabiber
Zeytinyağı



Terbiyesi için:




1 adet yumurta sarısı
1 adet limonun suyu
















Tarif:






Derin bir kaseye su ve biraz limon suyu koyuyoruz. Kerevizleri soyuyoruz, küçük küçük doğruyoruz,  yapraklarını ayıklıyoruz ve bunları limonlu suyun içine koyuyoruz.
Patates ve havucu temizleyip küp küp doğruyoruz.















Tencereye zeytinyağını koyuyoruz içine küçük küçük doğradığımız soğanı ve havucu koyuyoruz kavuruyoruz. Tavuk etlerini de ilave ediyoruz, tavuklar suyunu çekene kadar kavurmaya devam ediyoruz. Önce patatesleri, yaklaşık üç dakika sonra da  kerevizleri ekliyoruz.













Tuzunu, karabiberini ayarlıyoruz. Portakal suyunu da döküp sebzeler yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz. Bir kaseye yumurtanın sarısını ayırıp koyuyoruz, bir limonun suyunu da ekleyip iyice çırpıyoruz. Biraz da su ekledikten sonra yemeğin suyundan azar azar ekleyip hızla karıştırıyoruz ve terbiyeyi yavaş yavaş tencereye döküyoruz. Bir taşım kaynatıp ocağı kapatıyoruz. Afiyet olsun.