Tabii biz kreşe gidecek yaşı çoktan geçtik ama ailecek bir başlama durumu söz konusu. Eylül'ün kreşi sevmesi için aylardır çaba gösteriyoruz. Sürekli kreş hakkında konuşuyoruz. Parmaklarımla Eylül bak bugün pazartesi sen Meliha teyzene gidicen, yarın Salı, Ankara'ya gidicez v.b. gösteriyordum. Kreşe başlama zamanı gelince, Salı, kreşe gidicen gibi. Herkese bu mutlu günlerimizi anlatıyoruz. "Eylül okula/kreşe başlayacak/başladı teyzesi/amcası. " Nasıl mutlu anlatıyoruz.
İlk günümüz Salı günü bir saatti. Ben, eğer annemi istiyorum diye ağlarsa hemen görünmek için
aşağıda oturup çıkmasını bekledim. Bir sorun olmadı. Sevdinmi kızım diye sorduğunda evet dedi. Dün yani ikinci gün 1,5 saatliğine girdi ben yine aşağıda bekledim. Öğretmeniyle resim yapmış, çıkışta bana getirdi. Eylül'ün kreşten getirdiği ilk resim olarak duvarımızda ki yerini alacak."Anne onu duvarımıza asacaz dimi" "evet, canım."
(Eğer orada durmamın işyerimden dolayı sorun olma ihtimali varsa gidebileceğimi, kendilerinin Eylül'ü idare edebileceklerini söylediler. Eylül'e hiç yalan söylemediğimi, olaki aşağıya inerde O'nu bekleyeceğimi söylediğim halde beklemediğimi görürse hayal kırıklığı ve güvensizlik yaşayabileceğini, o yüzdende duracağımı söyledim.) (Bunu teklif etmelerinin sebebi de müdürümün beni geç göndermek için bir sürü laf söyleyip, önüme yazı koyduğunu anlatmam oldu)
Bugün üçüncü günümüz 2 saat kaldı ve sabah gitmek istemediğini defalarca söyledi.
"anne ben okula gitmek istemiyorum, anne nütfen, okula gitmek istemiyorum" diyerek apartmandan çıktı.
Üstelik akşam uzun uzun konuşmuştuk.
"Eylülcüm sen artık tek başına gideceksin biliyormusun?" (heyecanlı heyecanlı söylüyorum)
Evet (O'da heyecanlı cevap veriyor)
Artık büyüdün ve kreşe kendi başına gidiyorsun. Ben seni yarın kreşe bırakıcam, sonra da almaya gelicem.
TAmam. (mutlu ve gururlu)
Eylül, kreşte ki tuvaleti gördünmü?
Hayır.
O kadar güzelki, küçücük küçücük klozetleri var. BAk senin sandalyen kadar. Yarın bak tamam mı?
Tamam.
Tuvalet meselesini özellikle vurguladım çünkü daha öncede kreşte ablalarının, öğretmenlerinin temizleyeceğini söylemiştim. Başkasına temizletmez, başka yerde tuvalete gitmez. Kreşte sorun yaşamasın diye. Bugün tuvalete gidip bakmış, ay ne kadar küçük, çok güzel demiş. :)
Sonra Meliha teyzesinden kreşe götürmek için almaya gittiğimde hayır istemiyorum dedi. Meliha teyzesine, orada hiç arkadaşı olmadığını, kimsenin onunla konuşmadığını, o yüzden de gitmek istemediğini söylemiş. Bende Eylül'ün yanında Suna ablaya ve Dilek öğretmene söyledim. Cevizden kurbağa yapmaya ve arkadaşlarıyla konuşmaya çıktılar.
Suna abla (kreşin müdürü) Eylül'ü çok önceden tanıyor. Birlikte otobüsle hafta sonu kayak yapmaya Bolu'ya gitmiştik. Dağa çıkmış hatta zirve yapmıştık. Müdür yardımcısına Eylül bir alışsın, çok konuşur falan demiş. Eylül bugün konuşmaya, birşeyler anlatmaya başlamış. Hatta müdür yardımcısına "biz dağa gittik ama sen çıkamazsın, çok yüksek" bile demiş.
(Kreşe başladığımız 28 Eylül'ün artık iki önemli anlamı var. 1. Ablamın doğum günü 2. Eylül'ün okul hayatının başladığı gün.)
Bugün bir blogcu arkadaşın kızının okula başlama yazısını okudum. Kızına teşekkür etmiş dönüm noktalarında hiç zorluk çıkarmadığı için. Sanki Eylül'ü okuyormuşum gibi geldi. Diş çıkardı kendini de bizi de hiç hırpalamadı. Memeyi bıraktırdığımda problem olmadı,Bezini çıkarmaya karar verdik, çıkardık ve ilk geceden çiş için kalktı. Kreşe başladığında hiç sorun çıkarmadı. Umarım mutlu olur ve hep böyle rahat atlatır bütün dönüm noktalarını.
Bu dönüm noktalarında uygulamaya başlamadan önce Eylül'e başına ne geleceğini çok anlattım. Bezini çıkarınca neler olacak, okulda O'nu neler bekliyor. Eylül haftalar hatta aylar öncesinden neyle karşılacağını biliyordu. Kafasında birşeyler kuruyordu da. Örneğin okula başlamadan bir hafta önce önüne gelen herkese okul anılarını anlatıyordu. Okulda arkadaşım böyle yaptı, bunu söyledi, ben böyle yaptım, böyle söyledim gibi. Herkes de inanıryordu gerçekten okula gittiğine.
İlk günümüz Salı günü bir saatti. Ben, eğer annemi istiyorum diye ağlarsa hemen görünmek için
aşağıda oturup çıkmasını bekledim. Bir sorun olmadı. Sevdinmi kızım diye sorduğunda evet dedi. Dün yani ikinci gün 1,5 saatliğine girdi ben yine aşağıda bekledim. Öğretmeniyle resim yapmış, çıkışta bana getirdi. Eylül'ün kreşten getirdiği ilk resim olarak duvarımızda ki yerini alacak."Anne onu duvarımıza asacaz dimi" "evet, canım."
(Eğer orada durmamın işyerimden dolayı sorun olma ihtimali varsa gidebileceğimi, kendilerinin Eylül'ü idare edebileceklerini söylediler. Eylül'e hiç yalan söylemediğimi, olaki aşağıya inerde O'nu bekleyeceğimi söylediğim halde beklemediğimi görürse hayal kırıklığı ve güvensizlik yaşayabileceğini, o yüzdende duracağımı söyledim.) (Bunu teklif etmelerinin sebebi de müdürümün beni geç göndermek için bir sürü laf söyleyip, önüme yazı koyduğunu anlatmam oldu)
Bugün üçüncü günümüz 2 saat kaldı ve sabah gitmek istemediğini defalarca söyledi.
"anne ben okula gitmek istemiyorum, anne nütfen, okula gitmek istemiyorum" diyerek apartmandan çıktı.
Üstelik akşam uzun uzun konuşmuştuk.
"Eylülcüm sen artık tek başına gideceksin biliyormusun?" (heyecanlı heyecanlı söylüyorum)
Evet (O'da heyecanlı cevap veriyor)
Artık büyüdün ve kreşe kendi başına gidiyorsun. Ben seni yarın kreşe bırakıcam, sonra da almaya gelicem.
TAmam. (mutlu ve gururlu)
Eylül, kreşte ki tuvaleti gördünmü?
Hayır.
O kadar güzelki, küçücük küçücük klozetleri var. BAk senin sandalyen kadar. Yarın bak tamam mı?
Tamam.
Tuvalet meselesini özellikle vurguladım çünkü daha öncede kreşte ablalarının, öğretmenlerinin temizleyeceğini söylemiştim. Başkasına temizletmez, başka yerde tuvalete gitmez. Kreşte sorun yaşamasın diye. Bugün tuvalete gidip bakmış, ay ne kadar küçük, çok güzel demiş. :)
Sonra Meliha teyzesinden kreşe götürmek için almaya gittiğimde hayır istemiyorum dedi. Meliha teyzesine, orada hiç arkadaşı olmadığını, kimsenin onunla konuşmadığını, o yüzden de gitmek istemediğini söylemiş. Bende Eylül'ün yanında Suna ablaya ve Dilek öğretmene söyledim. Cevizden kurbağa yapmaya ve arkadaşlarıyla konuşmaya çıktılar.
Suna abla (kreşin müdürü) Eylül'ü çok önceden tanıyor. Birlikte otobüsle hafta sonu kayak yapmaya Bolu'ya gitmiştik. Dağa çıkmış hatta zirve yapmıştık. Müdür yardımcısına Eylül bir alışsın, çok konuşur falan demiş. Eylül bugün konuşmaya, birşeyler anlatmaya başlamış. Hatta müdür yardımcısına "biz dağa gittik ama sen çıkamazsın, çok yüksek" bile demiş.
(Kreşe başladığımız 28 Eylül'ün artık iki önemli anlamı var. 1. Ablamın doğum günü 2. Eylül'ün okul hayatının başladığı gün.)
Bugün bir blogcu arkadaşın kızının okula başlama yazısını okudum. Kızına teşekkür etmiş dönüm noktalarında hiç zorluk çıkarmadığı için. Sanki Eylül'ü okuyormuşum gibi geldi. Diş çıkardı kendini de bizi de hiç hırpalamadı. Memeyi bıraktırdığımda problem olmadı,Bezini çıkarmaya karar verdik, çıkardık ve ilk geceden çiş için kalktı. Kreşe başladığında hiç sorun çıkarmadı. Umarım mutlu olur ve hep böyle rahat atlatır bütün dönüm noktalarını.
Bu dönüm noktalarında uygulamaya başlamadan önce Eylül'e başına ne geleceğini çok anlattım. Bezini çıkarınca neler olacak, okulda O'nu neler bekliyor. Eylül haftalar hatta aylar öncesinden neyle karşılacağını biliyordu. Kafasında birşeyler kuruyordu da. Örneğin okula başlamadan bir hafta önce önüne gelen herkese okul anılarını anlatıyordu. Okulda arkadaşım böyle yaptı, bunu söyledi, ben böyle yaptım, böyle söyledim gibi. Herkes de inanıryordu gerçekten okula gittiğine.