Yıllar Önce Çiğdem ablanız da çocuktu. Tıpkı sizin gibi okula gitti. Ona da aynı soruyu soran olmuştu. Büyüyünce ne olacaksın? O da: “Öğretmen olabağım diye yanıt vermişti.
Yıllar geçti… Çiğdem okudu, büyüdü. Öğretmen oldu. Şimdi sizin gibi, mini mini öğrencileri var. Onları çok seviyor. En iyi biçimde eğitmeye çalışıyor. İleride iyi, doğru, yaralı insanlar olsunlar diye…
Çiğdem abla bir yandan da merak ediyor : Acaba öğrencileri büyüyünce ne olmak istiyorlar? O da bu soruyu, öğrencilerine sordu. Minik eller, yanıt vermek için havaya kalktı. Öğretmen hepsine tek tek söz verdi. Hepsini ilgiyle dinledi…
Banu, söz alınca ortaya çıktı. Başladı dans etmeye… Herkes önce şaşırdı. Sonra da alkışlamaya başladılar. Banu, dansı bitince arkadaşlarını ve öğretmenini selamladı. “Sanırım ne olmak istediğimi anladınız,” dedi. Anladınız mı peki?
Tolga : “ Ben kuşları çok seviyorum. Onlar gibi uçmak istiyorum. Kanatlarım yok ama, havada yolcu taşıyan bir taşıt var. Onunla dünyanın her yerine uçmak, her yeri görme istiyorum!” Tolga sizce hangi mesleği seviyor?
Gizem dedi ki: Annem bana yemek nasıl yapılır, onu öğretti. Birçok yemek nasıl yapılır, biliyorum. Büyüyünce ben de yemek yapacağım. Yemeklerim o kadar lezzetli olacak ki yiyenler, daha yok mu diyecekler.” Gizem, sizce hangi mesleği anlatmaya çalıştı.
Söz alan Süha, pencerenin önüne geçti. Güya dışarıya bakıyor, önündeki kağıda bir şeyler çiziyordu. Sonra çizdiği şeyleri boyar gibi hareketler yaptı. Sonra arkadaşlarına döndü. “ Ben “ dedi. “Doğayı seviyorum, Onu anlatmak istiyorum. Renk renk, cıvıl cıvıl!..”Sizce Süha, büyüyünce hangi mesleği yapmak istiyorum?
“Vınnn, vınnn! diyerek ayağa kalktı, bilin bakalım? Emre kalktı.Güya araba kullanıyordu. Direksiyonu sağa sola çeviriyor, bir yandan da “ Da – di- da – di!...” diye bağırıyordu. Emre sizce hangi mesleği anlatıyor olabilir?
Burak, ayağı kalkınca hangi mesleği yapacak diye merak etti. O arkadaşlarının yanına gitti. Ağzını açtırdı, içine baktı. Gözlerini inceledi. Sırtını dinledi. Sonra kağıda bir şeyler yazar gibi yaptı. Ne dedi biliyor musunuz? “Geçmiş olsun” Sizce Burak, büyüyünce ne olmak istiyordu?
Herkes “ne oluyor” der gibi Tuğçe’ye bakıyordu. Tuğçe oralı bile olmadı. Arkadaşlarının boyunu, kollarını ölçer gibi yaptı. Sonra; bir şeyler çizdi. Makasla kesti. İğneyle dikti. Diktiği şeyi arkadaşına giydirdi. “Harika oldu!” dedi. Tuğçe’nin gönlünde yatan meslek sizce hangisidir?
Sınıfın en uzun boylusu Gürsu’ydu. O da söz aldı. Olduğu yerde birtakım hareketler yapmaya başladı. Bir şeyi yere vurarak zıplattı. Bir başkasına attı. Gürsu, kendine gelen şeyi tuttu. Yukarıya doğru etti. Seyirciler, “Sayı!” diye ayağa kalktılar. Gürsu’yu alkışladılar. Söyleyin bakalım Gürsu büyüyünce ne olmak istiyor?
Sınıfın en sessiz kızı Arzu, söz alınca çok heyecanlandı. Elleri birbirine dolaşsa da ne demek istediğini herkes anlamıştı. Arzu, arkadaşının saçlarını tarar gibi yaptı. Makaksa keser, düzeltir gibi yaptı. Şekil verdi. Arkadaşı da, “Teşekkür ederim. Bu saç bana çok yakıştı.” Dedi. Arzu büyüyünce ne olmak istiyor, söyler misiniz?
Büyünce herkes bir meslek sahibi olacak, öyle değil mi? Timur mesleksiz kalacak değil ya! O da yapmak istediği mesleği anlattı. Bir şeyler yoğurdu, kesti, dizdi. Pişirdi, tadına baktı, baktırdı. Onun için “ Pastacı, aşçı, fırıncı, dondurmacı…” diyenler oldu. Timur sizce hangi mesleği sevdiğini anlattı?
Herkes bir şeyler anlatır da Burcu durur mu? Parmaklarını kullanarak yazı yazar gibi yaptı. Sonra.. Parmağıyla sayfaları çeviri gibi yaptı, yazdıklarını okudu…”Bakalım başkalarını ne diyecek? Dedi. Herkesin önüne, o şeyden birer tane bıraktı. Söyleyin bakalım, Burcu büyüyünce ne olacak?
Herkes söz almış, büyüyünce ne olmak istediğini anlatmıştı. Yok yok, söz almayan bir kişi kalmıştı. Bu Suay’dı. Öğretmen onu kaldırdı. Suay:” Ben büyümek istemiyorum. Hep çocuk kalmak istiyorum. Büyüyünce oyun oynayamam ki! Dedi. Bu yanıt, herkesin hoşuna gitti. Suay, büyük bir alkışı hak etti.
"alıntı"
Kaynak için tıklayın
Büyüyünce Ne Olsam? (Hikaye-Meslekler)
Meslekler ve Kullandıkları Araç-Gereçler (Eşleştirme)
Meslekler ve Kullandıkları Araç-Gereçler
Ön-Arka Kavramı
Yangın Şarkısı
Buz Pateni Ayakkabısı Yapalım
Küçük Beyaz Sabun(Hikaye)
Küçük beyaz sabun bu günlerde çok üzgündü.Çünkü onu kimse kullanmıyordu.Oysa beyaz sabun, evin küçük kızı Elif ellerini yıkasın diye satın alınmıştı. Elif önceleri yemekten önce ve sonra ellerini düzenli olarak yıkıyordu. Küçük beyaz sabun da bir işe yaradığını düşünerek mutlu oluyordu. Ama son zamanlarda Elif ellerini yıkamadan yemek masasına oturmaya başlamıştı.Annesi uyarınca da hemen aceleyle ellerini ıslatıp dönüyordu. O gün de aynı şey oldu. Elif aceleyle ellerini suda yıkadı. Banyodan çıkmak üzereydi ki bir ağlama sesi duydu. Etrafına bakındı, küçük beyaz sabunu gördü. Elif şaşırdı küçük beyaz sabun ağlıyordu. Boncuk boncuk köpükler çykarıyordu.Bir sabun neden ağlayabilirdi ki? Elif küçük sabunun yanına giderek: "neden ağlıyorsun?" diye sordu. Küçük sabun: " annen beni, senin kullanman için aldı.Sen ilk zamanlarda beni kullanıyordun, ben de buna çok seviniyordum. Ellerin tertemiz oluyordu. Ama artık beni kullanmıyorsun, unuttun beni." dedi. Elif küçük sabunun söylediklerini düşündü. Ona hak verdi. " Artık üzülme, söz bundan sonra ellerimi hep seni kullanarak yıkayacağım."dedi.