Pazartesi, Ağustos 17, 2009

dışarıda kahvaltı







Cumartesi sabahı, Polo'ya kahvaltıya gittik annem ve babamla. Bayılıyorum dışarıda kahvaltıya. Annemin bir şey yemesine fırsat vermeden sürekli 'mam-ma mam-ma!' deyip durdum. O da bana ne istediysem verdi. Sabah da erken kalkmıştı ya, ben kucağındayken uyuyakalmış zavallıcık! Sonra da babamı bezdirdim uyumayarak ve ona bir türlü gazete okutmayarak. Ama en ilginci ne biliyor musunuz? Tüm bunlara rağmen beni o kadar çok seviyorlar ki!

.

nereye gitti?







Annenin hayretidir...

Benim küçük kurabiye geçen sabah baby tv izliyordu. Çok eğlenerek ve alkış tutarak seyrettiği tavşan ekrandan kaybolunca, bizimki önce bana sonra tekrar televizyona baktı. Sonra jet hızıyla emekleyerek tvnin yanına gidip tırmandı ve arkasında tavşanı aradı. göremeyince 'yok' der gibi bana bir bakışı vardı ki! Akıllı tavşanım benim:)

Çarşamba, Ağustos 05, 2009

Büyük dedeler




Ne şanslıyım ha, bunlar da büyük dedelerim!
Uzun sağlıklı yıllar yaşasınlar inşallah...

ille de dede!



Demiycem işte! Söylememi istediğiniz hiçbir kelimeyi söylemeyeceğim. Dede demek istiyorum var mı? De-de de-de de-de! İnadımdan yapıyorum, yoksa hepsini söylemeyi biliyorum:) Dedelerime bakın hele:)))

limonata güzel bir şeymiş:)







Geçen hafta babamla
annemi işten almaya gittik.
Sonra yemek yedik birlikte dışarıda. Anneannemle, dedem de geldi. Limonta diye bir içecekle tanıştım. Ekşi-tatlı ilginç bir tat ama sevdim. Bardağın içinde uzun sopa gibi bir şey var annem onunla içiyordu. ben ne yapmam gerektiğini bilemedim. sopayı ağzıma sokuyorum annem gibi, bir şey geldiği yok! Sinirlendim tabii. Bunun üzerine annem kendisi ağzına soktu o sopayı, diğer tarafını da bardaktan çıkarıp benim ağzıma verdi. Galiba bir çeşit musluk yarattı bana. Neyse, zor oldu ama içtim limonatayı:)

Keşfetmek bazen tırmanmayı da gerektirir!







Tırmanmaya da bayılıyorum! Bana verilen bu bedenin bir sürü işe yaradığını keşfetmek de çok güzel. Ama ne zaman

bir yere çıkacak olsam, annem ya da babam panik oluyor. 'Yapma!' diye sesleniyorlar bana doğru koşarak. Düşermişim. Ne demekse? Ha, galiba şu bulunduğum yerden birden havalanıp sertçe yere indiğim anlardan bahsediyorlar. evet, biraz canım acıyor ama yaşadığım adrenalin daha keyifli:)

Ben bir mixer'im!





Etrafı karıştırmaya bayıldığımı sanmayın! Sadece öğrenmeye çalışıyorum. Neden bazı şeyler kapalı kapaklar arkasında duruyor mesela? Ne yapmalı? Birinci etap dolabın kapağı açılacak! İkinci etap içinde bulunan dikkat çekici renkli bir şey, mesela şu kuruçiçek kavanozu dışarı alınacak ama bu arada belki daha ilginç bir şey kalmıştır diye dolabın içine bakmaya devam edilecek ve son etap, ele geçirdiğin ganimeti tanımak için ağzına götüreceksin! Hmmm! Güzel kokuyor ama pek de lezzetli değilmiş şu kuru çiçek denen şey, gerçi elimden hemen aldılar pek de emin olamadım ya neyse:)

Çevre duyarlılığı...







Bu, annenin içsesidir:
Canım Kızım,
Bir gün karşıma geçip
'Beni böyle bir dünyaya neden getirdiniz?' sorusunu sorma ihtimalin, daha sen karnımda bir fasulye tanesiyken kabuslarıma giriyordu. Şimdi büyümeye başladın. Etrafı algılamaya, önce ana konuları, ardından detayları öğrenmeye. Bir gün bana o soruyu sorma emi?
Sana verebileceğim tek cevap, yaşamı sevdiğim olur. Tüm pisliğine, barındırdığı kötülüklere rağmen üzerinde yaşadığımız dünyayı da... Doğayı korumak için, bir aktivist kadar olmasa da, elimizden geldiğince dikkatli davranıyor ve çevremizdekilere (tartışmaya dönüşse de bazen-zira zaten o zararı veren kişi bu uyarı anlayacak olsa o haltı yemeyecek!) uyarıcı olmaya çalışıyoruz babacığınla. Sana da çevre bilincini ve doğa sevgisini öğretmek için uğraşıyoruz. Tabii anladığın kadarıyla şimdilik. Ama senin aracılığınla da etrafa mesaj göndermiyor da değiliz...
Küresel ısınma, insan duyarsızlığı derken gitgide yokolsa da dünyanın doğal güzellikleri, senin ve tüm çocukların yeşile doyacağı bir hayatları olsun diliyorum...
Seni seviyorum...

Not: Hem senin adına dikilmiş ağaçlar bile var bu dünya üzerinde. Teşekkürler Ebru Teyze:)