17 Ağustos 2009 Pazartesi

İş Görüşmelerinde Mülakat Teknikleri

Üniversitede iş görüşmelerinde mülakat teknikleri adlı bir ders almıştım seçmeli olarak. O dersten aklımda kalanlar sadece şunlar

1) Özenli giyinin. Mümkünse inci küpe takın :) (kızlar için)
2)Açık uçlu sorulmadığı takdirde sadece sorunun cevabını verin. Uzatmayın.

Mezun olmadan başladığım mülakat maratonu mezun olduktan ve hatta işe girdikten sonra da devam etti. Şimdiye kadar yaptığım mülakatların bana en büyük katkısı hayatımda hiç gitmediğim ve gitmeyi düşünmediğim, İstanbul'un en ücra köşelerini görme şansıdır sanırım. Tabi bu bir şans mıdır tartışılır. Ama ilginç birer tecrübe oldukları kesin.

Dediğim gibi çok sayıda mülakat yaptım. İlk işimde iş veren olarak mülakat yaptığım dahi oldu. Bu mülakatlardan yola çıkarak iş mülakatlarında edindiğim tecrübeleri nacizane sizlerle paylaşmak isterim.

Genel olarak tüm mülakatlarda aynı beylik sorular sorulur. Mülakat aynı şekilde ezberden ilerler. Şimdiye kadar çok yaratıcı bir şeye denk gelmedim.

- İlk olarak biraz kendinizden bahsedin. Bu noktada sondan başlayarak,fazla detaya girmeden kısaca cv nizi anlatırsınız. Uzatırsanız ilgi dağılabilir.

- İş tanımında belirtilen niteliklere sahip misiniz? Kendinizi ve iş vereni kandırmaya çalışmayın. Eğer detaycı bir karaktere sahip değilseniz, detaylara özen göstermek gereken bir işe başvurmayın. Kabul edilseniz bile orada uzun süreli olamayacaksınızdır. Bir de dersinize iyi çalışın. İlanda yer alan tanımda satış sorumlusu aranıyorsa aslında ben pazarlama istiyorum demek gibi bir gaflete düşmeyin. İlan içeriği neyse, mülakat içeriği de o olmalıdır.

- Yoğun stres altında çalışabilir misiniz? Teksilten otomotive, big bag den hızlı tüketim mamüllerine kadar satış-pazarlama-müşteri temsilciliği gibi pozisyonlar için mülakatlar yaptım.Ve şimdiye kadar yaptığım tüm mülakatlarda iş verenlerin kendi işlerini dünyanın en stresli işi olarak gördüklerine şahit oldum. İnsanlar yapacakları işi gözlerinde büyüterek stresten stres yaratıyorlar. Gözünüz korkmasın. Stresi idare etmek sizin elinizde.

-Toplu mülakatlarda yapılması gerekenler Sırf kendinizi göstermek adına saçma sapan konuşmayın. Öğretmenin gözüne girmeye çalışan inek öğrenci karizması yaratırsınız mülakatta. Ona göre. Benden söylemesi.

-Kendini sabote etmeyin. Bazen nedense kendimi sabote ettiğim olur. Sorulan soruya beklenen cevap bellidir. İş verenin gözünde o an şeyi hissederim. Hani birinden hoşlanırsınız ve tartmak için ona bir soru sorar ve gözlerinin içine bakar ve istediğiniz cevabı duymayı bir umutla beklersiniz ya. Öyle bir bakış görürürüm gözlerinde IK cıların. Ama o cevap benden gelmez. Vermem gereken cevabın o olduğunu bilirim ve o işi gerçekten istiyorumdur ama nedense bazen kendimi sabote eder ve saçmasapan konuşurum. Bunu yapma nedenimin ne olduğunu da hala çözebilmiş değilim. Sizin elinizden bişey geliyorsa yapmamaya çalışın. Hatta beni de durdurun.

Sonuç olarak mülakatlarda en önemlisi sizin duruşunuz ve bilgi birikiminizdir. Yeter ki rahat olun. Kendinizi dürüstçe ifade edin ve eğer işi gerçekten istiyorsanız o işi almak için gerçekten savaşın.

Bu savaşta iyi şanslar dilerim hepinize.

13 Ağustos 2009 Perşembe

social web

Sosyal ağ uygulamalarına gözü kapalı atlayan biri olduğum interneti ilk kullanmaya başladığım andan beri. Biraz merak, biraz ilgi, biraz da sanırım arkadaşlarımdan ve şehir merkezinden uzakta yaşamamanın getirisiydi bu. Sosyalleşmek için tek olanağımdı neredeyse. Mirc ile başladı serüven. O zamanlar herkesin hatırlayacağı gibi Zurna kanalı çok popülerdi. Fakat Zurnadakiler bana çok avam gelirdi. Bu nedenle bizler daha genç ve kültürlü gördüğümüz bir kitle olarak Punk kanalında takılırdık. Sonrasında Icq dönemi başladı. Icq ya nedense Skype a olduğu gibi pek ısınamadım.Herneyse....günler ayları kovalarken bir anda YONJA girdi hayatımıza. İlk açıldığı zamanlarda Yılmaz Erdoğan ın Vizontele'de verdiği tepkiyi vermiştim. "Şerrefsizim benim aklıma gelmişti."

O zamandan beri aklımda sürekli internetle ilgili bir şeyler yapma fikri var. İlk işim üniversiteden yeni mezun olan birinin can havliyle iş bulma çabasının bir sonucu olarak Mağazacılık sektöründeydi. Bu işten, "hayır yapmak istediğim şey bu değil, madem iş bulamıyorum bari pazarlama iletişimi yüksek lisansı yapayım" diyerek ayrıldım.Ve 5 aylık bir süre boyunca istediğim alanda iş aradım. Ve canıma tak eden bir anda gelen teklifi kabul ettim. Şu anda yine alakasız bir sektörde,Tekstil işindeyim.

Peki adama sormazlar mı madem internet istiyordun da tekstilde ne işin vardı diye. Tekstile elini veren kolunu kaptırır derler. Bunu ilerleyen günlerde göreceğiz sanırım . Belki de "şeker" gibi bir patron beni bu tekstil batağından kurtarır :P Kim bilir...Gelişmeleri çok çok yakında paylaşırım umarım.

See you soon ;)