Perşembe, Ağustos 18
Yeni Çocuk...
Çocuk dediğin böyle bir şey işte...
Seviyorum...
Çok seviyorum...
http://www.kisafilmanimasyon.com/yabanci-kisa-film-video/izle-oscar-adayi-bir-kisa-film-new-boy.html
Cumartesi, Temmuz 2
Yürek Titreten...
Bir kardeş sahibi olmak zor... Çocukluktan itibaren "abla" olmanız beklenir. Aslında siz de henüz çocuksunuzdur. Kardeşiniz olduğu andan itibaren sorumluluklarınız olur, elinizdeki çikolatayı ikiye bölmeniz gerekir. Odanızı paylaşmanız gerekir.
Ama kardeş aynı zamanda oyun arkadaşıdır. Bazen suç ortağıdır. Bazen sırdaştır. Size dünyada yalnız olmadığınızı ve dünyanın sizin etrafınızda dönmediğini çok erken öğretir. Ötekinin makosenlerini çok erken giydirir. Öyle ki, artık başka türlüsünü hayal bile edemezsiniz.
Kardeş candır...
Bizi korkutuyor son 1 aydır...Kazalar, bayılmalar, kan tahlilleri, EEG'ler, tomografiler...Son noktada bir sorun olmadığını öğrendik de, yürek ağıza hep yakın, ebeveynler neredeyse gün aşırı hastanede, acildeydi son 1 aydır...
İnsan bazen diyor ki, bırakayım artık peşini ne yaparsa yapsın. Ama öyle bir şey oluyor ki, lafı binbir tövbe ile geri alıyorsunuz.
Artık kendine ve bize dikkat etme zamanı Burak'cım. Seni seviyoruz ve hiç kaybetmek istemiyoruz. Burada bizimle ol! Hep!
Çarşamba, Mayıs 18
5 Sene Önce Ne Olmuştu?
Yes orrayt derken bu sene de geldi Bergama vakti. Artık sona yaklaşıyoruz. Bu sene seneye başımıza gelecek şeyi prova etmeye gidiyoruz. Tez jürisini görmeye, duymaya, koklamaya gidiyoruz. Gruplarda, oyunlarda, elimizde, dilimizde hep aynı şey: "Geldiğin yola bir bak bakalım neler olmuş?"
Psikodrama benim için bir milattı. Bir metamorfoz süreci. Hayatımı P.Ö., P.S. olarak ayırmam mümkün. Her dakikasını sindirdiğim, bazen acının damarlarımdan geçip gitmesini izlediğim, bazen öfkelendiğim, bazen kafa karışıklığı yaşadığım, çoğu zaman da çok eğlendiğim, ama en sonunda kendimi bulduğum bir süreç.
Hayatımda bir arkadaşlarım, dostlarım var, bir de grup arkadaşlarım. Onlar başka kimseye benzemiyor. Onlarla üzerine bir medeniyet kurulabilecek "yol"daşlığımız var, birlikte kendi tarihimizi yazmışlığımız, birbirimizi itip kakmışlığımız ve birbirimizin kolunun altına girip orada saatlerce kalmışlığımız var.
Bitmesin...
Psikodrama benim için bir milattı. Bir metamorfoz süreci. Hayatımı P.Ö., P.S. olarak ayırmam mümkün. Her dakikasını sindirdiğim, bazen acının damarlarımdan geçip gitmesini izlediğim, bazen öfkelendiğim, bazen kafa karışıklığı yaşadığım, çoğu zaman da çok eğlendiğim, ama en sonunda kendimi bulduğum bir süreç.
Hayatımda bir arkadaşlarım, dostlarım var, bir de grup arkadaşlarım. Onlar başka kimseye benzemiyor. Onlarla üzerine bir medeniyet kurulabilecek "yol"daşlığımız var, birlikte kendi tarihimizi yazmışlığımız, birbirimizi itip kakmışlığımız ve birbirimizin kolunun altına girip orada saatlerce kalmışlığımız var.
Bitmesin...
Salı, Nisan 12
Tahayyüller Ötesi!
Çok acayip şeyler oluyor hayatımda...Bir süre öncesine kadar varoluşumu anlamlı kılma çabalarındayken, şimdi çalışacak şarkı arıyorum. Günüm realbooklar ve swing mi bebop mı arasında geçiyor. Hayat çok hızlı değişiyor.
Caz vokal atölyesine başladım...
Çok heyecanlıyım...
Ve şu şarkıyı çalışıyorum...
http://www.youtube.com/watch?v=nwXwzDqN6mc
Cumartesi, Mart 19
Derin/lik
Kendisiyle tanışıklığımız 2005 senesine dayanır. O 2.5, ben 25 yaşındayken. Bir kreşin oyun odasında saçlarını savura savura sağdan sola koştururken, öğle uykusundan korkuyla uyandığında sakinleşmesi için kucağıma alıp söylediğim "bir küçücük aslancık varmış" şarkısını uyur uyanık dinlerken, şaşkınlık verici yaratıcılıkta kurguladığı oyunlarında kaybolurken hep özeldi benim için. Çok izledim, çok şaşırdım, çok sevdim...
Şimdi kafası başka, bambaşka türlü çalışan, rüyalarını yorumlayabilen, çok soru soran çok yorum yapan, çok kitap okuyan, çok düşünen ama tam bunları yaparken 8 yaşından 1 yaş bile büyük göstermeyen bir acayip yaratık, Derin. Tüm bunların sebebi, muhtemelen annesi, Deniz. Bir de - bir biçimde - mayası.
Derin'le bir bağım var. Ona bir bağlılığım var. Uzun zaman görmezsem özlüyorum. Bilenlerle sık sık anıyorum. Bekliyorum, Taksim'de buluşup bir kahve içmeyi. İlk festival filmine birlikte gitmeyi. Elimize birer bira alıp sohbet etmeyi. Sonra sevgilisiyle tanışmayı. Vallahi bekliyorum.
Derin, gördüğüm onca "olmadık" çocuğa rağmen çocuk sahibi olma konusunda umudumu yitirmememi sağlayan çocuk.
Pazar, Ocak 2
2011 Zirvesinden Çarpıcı Notlar...
- Serseriyiiiim ahh serserii,okur yazar ve sevimli...
- Yeniyılda Moskova ile canlı bağlantı...
-Aksırık, hapşırık, burun silme...
- Hazzopulo Şarabı...
- "Ağzına ağzına vurma" ihtiyacı...
- "E gidiyor muyuz yani şimdi? Oldu mu bu kadar?"...
- "Kızlar bana da gelin be! Hadi be!"...
- Düğün provaları...
-Tantum Verde Baileys shot...
- Masaya yatırılanlar...
- Göz yaşartanlar...
-Sarım sarım sarmalanmalar...
- Gitmeden özlemeler, gidince daha çok özlemeler...
Şimdiden özlemeler...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)