5 Tem 2010

Çınar yüzer..

Bu hafta sonu nihayet kum ve sahilde takılmaktan denizde yüzmeye terfi etmiş bulunmaktayım..

Görüldüğü gibi yüzmek için baya gayret gösteriyorum..Annemle önce ısınma turları yaptık denizde..


Bir süre sonra alıştım denebilir..Gördüğünüz gibi ayaklarım yukarda..Hafif hafif yüzme pozisyonunu alıyorum yani :-)

Sonunda annem beni baya baya bıraktı denizin ortasında..

Ben de takıldım kendi kendime :-)


Denizden çıktıktan sonra hiçbirşey annemin beni sıkı sıkı sarıp ısıtmasından daha güzel olamaz..


Ve tabii ki vazgeçilmezim kummmmm..

Kendimi kaybediyorum kumla oynarken..

İşte size canlı örneği..Ama benim tarzım biraz farklı..Havuzu kumla doldurmak asli görevim :-)



Alışverişteyim..

Cuma günü babamın bana aldığı beşiktaş tulumuyla tam bir yavru kartal oldum..Topumu aldığım gibi sokağa attım kendimi..

Sonra annemle ve babamla alışverişe çıktık..Onlara birşeyler baktım ama pek birşey beğenemedim de..

Yavru kartal uçuşa geçti :-)
Ben bu işe kendimi iyice kaptırınca annemler mağazadan çıkmam gerektiğine karar verdiler :-) Sonra sıra market alışverişine geldi ve ben kuruldum arabama :-)


1 paket çubuk kraker, 2 tane eti puf, 1 adet kurabiye ile market etabını tamamladıktan sonra zorla eve götürüldüm..Yoruldum ama keyifli bir zaman geçirdim..Gerçi annemlerin yorgunluğunun yanında benimkine pek yorgunluk denemezdi :-) Sürekli bir taraftan bir tarafa koşturup annemlerle saklambaç, yakalamaca gibi oyunlar oynadım..Halbu ki ben onları eğlendirmeye çalışıyordum ama sanırım çok yordum :-) Koskoca market benim keyif çığlıklarımla yankılandı..

Karpuz..

Hastasıyım karpuzun..Sabah, öğlen, akşam hiç farketmez..Heran yiyebilirim..Tek bir şartla: kendim yemeliyim..

2 Tem 2010

Kişisel tarihim..


Bugün kişisel tarihimi yazalı 9 gün oluyor..23 Haziran 2010 Çarşamba günü yani tam da 17. ayımı bitirdiğimde, hayatımdaki (!) en önemli şey olan "emmmm"i bıraktım..Aslında benim için çok kolay oldu ama annemi görmeliydiniz..Bunalıma girdiğini söyleyebilirim..Herşey annemin boynunun çok ciddi tutulmasıyla başladı..Öyle ki beni bile kucağına alamıyordu..İlaç da kullanamıyordu ben süt içtiğim için..Ağrılarına dayanamayınca sütü bırakma kararı aldı (ben tüm bunları annemin, anneanneme anlatmasıyla öğrendim).. Sabır taşı denen kahverengi bir taşı ıslatıp benim süt içtiğim yere sürdü..Öyle berbat bir kokusu vardı ki...E tabi ben de hem renginden hem de kokusundan dolayı hiç yaklaşmadım..İlerleyen saatlerde bir daha istediğimde annem "bak uffff olmuş annecim" dedi.."Ufff olmanın" çok acı verdiğini, yerlere çok sık düştüğümden biliyorum..Her tarafım yara bere içerisinde..Annem öyle deyince, onun canının yandığını düşündüğümden, hiç ses çıkarmadan arkamı dönüp gittim..Geceleri de uyandığımda annem yine "bak uffff olmuş annecim" diyordu, ben de uyumaya devam ettim..Tabii geceleri, soğuk havalarda ve bir de elime sarı battaniyemi alınca canım sütü çok çektiğinde ufak tefek kaprislerim oldu..Baktım ki annem gerçekten "ufff olmuş" gibi davranıyor, ben de tüm anlayışımla "uffff"un geçmesini bekledim..Hala beklediğim söylenebilir..Ara ara deniyorum ama "ufff" hiç geçmiyor..Ben de meyvelerin (özellikle kiraz, karpuz, erik) tadını çıkarmaya başladığımdan beri pek de aramıyorum..Sanırım annem benim böyle davranacağımı düşünmediğinden, boynunun ağrısı için hiç ilaç kullanmadığı gibi bir de üstüne vicdan yaparak çok üzüldü..Doğru zamanda doğru birşey yapıp yapmadığına çok kafa yordu..Anneannemin dediği gibi "Çınar hazırmış ama Tuğba hiç değilmiş"..Umarım annem de kısa zamanda kendini toparlar :-) Çünkü ben artık bağımsızlığını eline almış bir delikanlıyım.. 

29 Haz 2010

Kendim yerim yemeğimi..


Artık yemeğimi kendim yiyorum..Müdahale edilirse hemen arıza çıkarıyorum..Gittikçe geliştirdim kendimi bu konuda..Sadece yemek değil, kapıya anahtarı ben sokup açmalıyım..Telefona ben bakmalıyım..Ekmeğimden, çikolatamdan, meyvemden parça koparılırsa çok sinirlenirim, herşeyi kendim yapmalıyım..Aaaa ben bebek miyim?!?!?! 




Yine yazlıktayım..

2 hafta önce babaannemlerin 2. yazlık sefalarına yine ben de katıldım..Bol bol suyla, kumla oynamak ve sürekli dışarda vakit geçirmek süperdi..
Sabah kahvaltısıyla gün başladı..Önce evde saklambaç oynadım,


bol bol kudurdum, ce-Eeee yaptım,


babaannemin getirdiği kediyle oynadım..Babaannem bilmiyor ama ben bu kedinin gerçek olmadığının farkındayım :-)


Veeeeeee işte karşınızda benim genç ve yakışıklı Mustafa dedem..Hernekadar dede kelimesini sevmese de benim ağzıma çok yakıştığını düşünüyor :-) Onu öpmem, hakkını vere vere "de de" demem, oyunlar oynamam, birlikte gezmelerimiz çok hoşuna gidiyor biliyorum :-)  Geçenlerde "keşke daha önce doğsaydın sen" dedi bana.. Kimse inanamadı duyduklarına :-) Dedemi çok seviyorum..



Sonra babamın vazgeçilmezi olan ünlü "yazlık şekerlemesi" yaptık..





Uykudan kalktııııııım, birşeyler yediiiiiiiiim, kremlerimi süründüüüüüüüüüm ve "Çınar kaçar" :-) Kendimi attım dışarılara, denize, kuma..

Karşınızda Çınar'ın sahil kreasyonu:



Offfffff ne çok işim var...Gemimi yıkıyorum..



Attım kendimi kumlara..Ohhhhh ne rahatladım..


Tişörtler foraaaaaa..




Babaannemle sahilde yürüyüş yaptık ve sonra da "bıcı bıcı" :-)



E tabii bu kadar aksiyon, beni kurt gibi acıktırdı..Yemeğime 2 elimle giriştim..



Günü futbol oynamadan bitirmek olmazdı..Yemeğimden aldığı enerjimi, mayomu giyip futbol oynayarak harcadım..





Aşağıdakiler de annemin gözünden:




Derya teyzemler..

2 hafta önce Derya teyzemler geldi Malatya'dan ve ben Emir'le tanıştım sonunda..İyice hareketlendiğim ve kuduruk bir tip olup çıktığım için aksiyon dolu bir gün geçirdik..

Aşağıda Emir'le birlikte yaptığımız oyunlar ve paylaşamadığımız oyuncaklarımla ben varım :-)


Emir'le ben o kadar hareketliydik ki annem bir türlü net bir fotoğrafımızı yakalayamadı..




16 Haz 2010

Pilav günü..

Haftasonu annemin mezun olduğu Kabataş Erkek Lisesi'nin pilav gününe gittik..Şahane bir okul..Gerçi benim pek tadım yoktu ama yine de çok hoşuma gitti kalabalık ve deniz..Biz arabamızla gitmiştik, ama bir kısım mezun abilerim tekneyle yanaştılar okula..Çok güzel bir görüntüydü..

Mezunların geneli Beşiktaşlı olduğundan Kabataş ve Beşiktaşla ilgili bir sürü tezahürat ve bol hareket vardı..Ben de yavru kartal olarak tüm bunları ilgiyle izledim..


E ben de etraftan gaza gelip bağırmaya başladım "Siyah Siyah Kırmızı Kırmızı" :-)


Annemin arkadaşları ile tanıştım..Çok sevdiğimiz ve ilgiyle takip ettimiz Gülhan teyzemle hastanede, beni görmeye geldiğinde tanışmıştık zaten..Pilav gününde de samimiyetimizi ilerlettik :-)


Arabada oturmaktan sıkılınca babam beni yumuşak ve güzel renkli birşeyin üstüne oturttu..Çok eğlendim orda :-)

Bir ara uyumuşum, annemler o arada pilav, ayran ve tulumba tatlılarını yemişler..En sevdiğim şey olan pilavı kaçırdım yani..Ben de uyandıktan sonra manzaraya karşı yine en sevdiğim başka birşey olan çubuk kraker kemirdim :-)


Pilav gününün anısında annemle de resim çektirdik..Annemin okuduğu sınıflara kalabalık, araba ve eşya problemleri yüzünden çıkmadık ama bir sonraki pilavlarda hedefim annemin okuduğu sıraları ve sınıfları da görmek..Kimbilir belki yıllar sonra ben de o sıralarda olabilirim :-)