Kayıtlar

2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ÖZSÜT ATÖLYE TADIM ETKİNLİĞİ

Resim
Özsüt ; hepimizin özellikle de sütlü tatlı ve pastaları ile gönlümüzü fethetmiş bir İzmir firması. Şimdi de "Atölye" markası ile cafe-restoran sektöründe vazgeçilmezler arasına girmeyi hedeflemiş durumdalar. İzmir Blog Yazarları' na Egepark Mavişehir Atölye de tadım etkinliği düzenleyerek bizleri hem ağırladılar hem de yeni konseptleri ile ilgili bilgilendirdiler. Özsüt Pazarlama Direktörü Fevzi Bey ve Pazarlama Asistanı Mine Hanım bizlere hem ürünler hakkında bilgi verdiler hem de "eleştiri bizim için birer hediye gibidir" diyerek fikirlerimizi aldılar. Menüden seçim yapmakta oldukça zorlandık. Allahtan Fevzi Bey ve Mine Hanım önerileriyle bizlere yardımcı oldu. O kadar güzel yemekler var ki. Sıraya koyup ara ara denemek insanı mutlu eder diye düşünüyorum :) Yemek öncesi sıcacık minik ekmekçikler geldi masalara. Ekmekleri kendilerinin yaptığını, dondurulmuş olarak muhafaza edilip sipariş sonrası taze taze pişirldiğini öğrendik. Ekmeklerimizi zeytin tabakları i

SEBZELİ KİŞ ve EKŞİLİ KÖFTE

Resim
Çalışırken bloguma daha çok vakit ayırıyordum. Sadece kendi bloguma değil arkadaşlarımın sayfalarını takip etmeye de. Zamanı daha dikkatli kullanmakla ilgiliydi sanırım. Şu günlerde "zaman" konusunda okuduğum en güzel yazı Momo adlı kitaptan alıntıların da olduğu Sevgili Berceste ' nin bu yazısı. Tüm gün okusam bu tür yazıları bıkmıyorum. Yazıya yapılan yorumlar da okunmaya değer, tavsiye ederim. Gelelim tariflere. Sevgili Evcini ' nin bu tarifini kendi malzemelerime uyarladım ben ve fotoğraftaki gibi bir görüntü ile harika bir tat çıktı ortaya... Tarifi ben yaptığım şekliyle yazacağım. Orjinal tarif için tık :) PIRASALI-HAVUÇLU ve PEYNİRLİ KİŞ Kiş Hamuru İçin Malzemeler : Evcini hamur tarifini Sevgili Zinnur' dan almış. Ben de aynı tarifi kullandım. Ancak soğuk su 3 kaşık yetmedi. Kıvamı bulması için toplamda 1/4 su bardağı soğuk su kullanmış oldum. 1 cup un, fiskeyle tuz, 70 gr soğuk tereyağı, 2-3 yemek kaşığı soğuk su "Buzdolabında bekletmeden rahatlıkl

Carte d'Or Dondurmalı Blog İzmir Buluşması, 28 Kasım 2010, Pazar

Resim
Yine... Yeni... Yeniden... Carte d'Or un dondurmalı kahvaltı daveti bende aynen bu duyguyu uyandırdı. Zira Carte d'Or, İzmir de etkinlik düzenleyen ilk firma. Ve benim burada bahsettiğim ilk etkinlikten sonra katıldığım 2. etkinlik de Carte d'Or ile oldu. Bulutlu ama ılık bir pazar sabahında İzmir' in Tarihi Asansör ' üne yürüdüğüm sokak; sanki o zamanlardan kalmış gibi. Dario Moreno' nun yaşadığı evin önünden geçerken biraz duraksayıp verilen bilgileri okudum. Bunun için bile bu pazar sabahı buraya gelmeme değdi diye düşünerek asansörün kapısına geldim. Genç güler yüzlü bir bayan görevli vardı kapıda. Asansör Restaurant a şimdiye kadar bir kez gelmiş ve onda da üst sokaktan giriş yapmıştım. Görevliye sorduğumda yukarıya çıkışın 45 saniye sürdüğünü söyledi. Tek başıma bindim asansöre. Çıkıştaki en güzel şey; İzmir' e Üniversite okumaya geldiğim ilk yıl Hatay' da oturan bir arkadaşıma giderken bindiğimiz otobüsün penceresinden denize dik inen sokak ara

HAŞHAŞLI KREMALI EKMEK

Resim
Ekmek bahane, bloga yazmak şahane! Güzel Prensesim i biliyorsunuz; büyük kızım... O ilkokuldayken kitap okumayı sevmeyecek diye çok korkuyordum. Hakikaten başlarda çok isteksizdi. Sonra bir başladı okumaya şimdi durdurabilene aşkolsun. Rol model olmak geç de olsa sonuç veriyor unutmayın. Gerçi çok geç de olmadı prensesimin hakkını yemeyeyim. En son katıldığım veli toplantısında edebiyat öğretmeni "o sınıfımızın edebiyatçısı" dediğinde ağzım kulaklarımdaydı resmen :) Çok da iyi bir blogcu oldu. Günlük yazılardan oluşan bu ve okuduğu kitaplarla ilgili yazılar yazdığı bu blogu okumanızı tavsiye ederim. Bir bayram ve uzun bir tatili daha bitirdik. Sağlıkla, sevdiklerimizle daha nice bayramlar, güzel günler görelim inşallah. Bayram boyunca İzmir de hava tek bir gün hariç çok güzeldi. Hem dinlendik hem gezdik, bu güzel havaların tadını çıkardık. Ben bayram tatlısı olarak Sevgili Müge ' nin tarifi olan daha önce sayfamda da yayınladığım Profiterol yaptım. Çünkü Şef çok sevi

YAZA ÖZLEM

Resim
Hayat sanki dertsizleşmiş, yavaşlamış, rölantiye alınmış gibiydi. Ne zaman mı? Bu yaz temmuz ayında. Daha önceleri de hayatı askıya alınmış gibi yaşadığım günler olmuştu; sebebi malum... Ama bu defaki keyifli bir nedenleydi. Şubattan beri çalışmamanın bana en iyi getirisi 1 ay yazlık kiralayabilmek oldu. 20 yıllık çalışma hayatımın özellikle de 16 yıllık Otoyol kısmında 2 hafta üst üste izne çıkabildiğim pek nadirken, bir de benim yaptığım işler sanki babamın işleriymiş gibi yıllık izindeyken de en az bir kere iş yerini ziyaretim sağlanırdı. Hepsini saygıyla anıyorum! Neyse geçtiii gittiiii bu günler... Hayat da geçip gidecek hepimiz için aynen böyle. Amannn neyse konumuza dönelim. Keyifli şeylerden bahsedeceğim :) İzmir de havalar böylesine sıcak geçerken okulların açılmış olması yaza daha şimdiden özlem duymama sebep oldu. Ne güzel şeymiş bu "yazlıktayız" denilen hayat. Hiç birşey için acelesi yok insanın. Sabah kalkıyorsun deniz hemen yanıbaşında. Günü birlik gidişlerin te

GÖNÜL DOSTLARIMA KAHVALTI SOFRASI

Resim
Eee... bir bahane lazımdı yazmak için :) Ben de Sevgili arkadaşlarım; Gülenay , Figen ve Serpil için hazırladığım kahvaltı sofrasını paylaşayım dedim. Biraz benden haberler, sonra kahvaltı soframız... 20 yıllık aralıksız çalışma hayatından sonra, bu sene Ocak sonu itibariyle işsiz kaldım. Şehir dışı yada ülke dışına çıkmayı göze alabilsem, iş çok. Ama, Şef zaten bizlerden uzakta. Çocukların okul durumu nedeniyle onun yanına bile gidemezken, çalışmak için uzaklara gitmek düşünülecek bir durum değil. Burada uygun bir iş bulursam, tabii çalışacağım ama; çocuklarımla, evimle ilgilenmek de hoşuma gitmiyor değil. Evde zaman çok daha hızlı geçiyor. İşsiz kaldığım günden itibaren her sabah çocukları okula bırakmak için yine erken kalktım, yine hazırlandım. Onları bırakıp eve geldiğim andan, akşam üzeri almaya gideceğim ana kadarki zaman aralığının, çoğu kez nasıl geçtiğini bile anlamadım. Çok yoğun olan iş günleri haricinde mesai bitiş saatine kadar , zamanın ne kadar zor geçtiğini hatırladı

BİR TATLI, BİR TUZLU

Resim
Bir tatlı, bir tuzlu... Aynı hayat gibi. Birinin tadını diğeri dengeliyor. Yaşamda da öyle değil mi? Çekilen sıkıntılar, acılar, mutlu anların kıymetini daha iyi anlamamızı sağlıyor. "Her şerde bir hayır" bunun başka bir izahı. Bunları çok erken anlayanlardan değilim ben. Gereksiz şeyleri büyütüp güzel anları kendine zehir edenler vardır ya işte onlardan biriydim uzun yıllar. Şimdi... "İnsan 7 sinde ne ise 70 inde de odur" atasözündeki kadar değilim, kendimce yanlışlarımı gördüm değişmeye çalıştım. Tam anlamıyla oldu mu? Hayır ama hiç değişmemekten iyidir bence. Gençken gereksiz gibi gelen öğütleri dinlese insanlar keşke diyecekleri şeyler azalır. Bu yaşlar sorgulama yaşları galiba... Biraz da dertleşmek istedim sanırım. Neyse.... Bugün 2 tarifi arka arkaya denedim. İkisini de öneriyorum. Ölçüler tam :) Her iki tarifte de margarin kullanılıyor. Ben hamur işleri dahil çok uzun zamandır margarin kullanmamıştım. Böyle ayda yılda bir kullanmanın bir sakıncası olmadığını

PATATES KREP

Resim
Digitürk ' deki Home TV kanalı seyretmekten çok keyif aldığım bir kanal. Yemek programlarının yanısıra dekorasyon konusunda da bilgilendiğim programlar var. Geçenlerde " Her Gün İtalyan " programında Giada De Laurentiis tarafından yapılan bu tarif çok ilgimi çekti. Pratik bir yemek yapmak isteyenlere öneririm. Malzemeleri evde kolaylıkla bulunabilen ve çok çabuk hazırlanabilen bir tarif. Güzel prensesim, miniğim ve annem tarafından çok sevilerek yendiğini de belirtmeliyim. Çok farklı bir tarif değil belki ama dediğim gibi kurtarıcı bir tarif olarak denenebilir. Malzemeler : 1 adet kuru soğan 2-3 diş sarımsak 4 adet orta boy patates 1 su bardağı kaşar peyniri rendesi (orjinal tarifte parmesan kullanıldı) 5-6 dal ıspanak yaprağı (orjinal tarifte pazı kullanıldı) Tuz Karabiber Zeytinyağı Yapılışı : Küp doğradığımız soğanları ve küçük küçük doğradığımız sarımsakları bir tavada bir miktar zeytinyağında kavuruyoruz. Ayrı bir yerde rendelediğimiz patatesleri kurulama bezi yardım