20 Haziran 2017 Salı

TOZ AL(MA)

En son yazımı 2015 Kasım ayında kendi doğum günümde yazmışım. O gece yazımı yazarken iki buçuk sene bir daha yazmayacağım aklıma gelmezdi. Yazamadım elim klavyeye gidip ama gece başımı yastığa koyduğumda şu fotoğrafın altına şunları yazsaydım da paylaşsaydım dediğim çok oldu. Bilgisayarıma kayıt etmesem de kafamda taslaklar da kayıtlı hepsi.
Yağmur ve Damla büyüdüler bu meyanda. Yağmur sokakta ben bunları yazarken, sabah çıkıp akşam giriyor eve. Yatmadan, yatmaya... Birde acıkınca doymaya geliyor ki görülmüş şey değil kendisi acıkıp ta gelsin. Damla yanı başımda solumdaki sandalyede. Arada o da bana gelip ablasını taklit eder sesle "Ben dıçarı çıkıyom camdan bakınca beni göyürsün" diyor. O diyor da benden "hopppp" diye bir ses gelip duraklatıyor onu. Dışarıdalar çoğu zaman parkı, bahçeyi ev gibi benimseyip yere kurulup günlük yazabilecek kadar. Öyle ya günlük beklemez. Benim toz, kir, çer-çöp ve iç seslerim ile didiştiğim bugünlerde kızların bu rahatlığını görünce "Oh! diyorum bana benzemediler". Babalarına çekmiş rahatlıkları.

Bu yazımla blogumun tozunu attım varsayıyorum.

23 Kasım 2015 Pazartesi

38, 9, 3 ... Şans sayıları (mı?)

Kasım ayı bizim çekirdek ailemiz de doğum ayı. Tesadüfi bir şekilde kızlarım da benimle aynı ayda doğdular. Ben 38'imi, Yağmur 9'unu, Damla'da 3 yaşını doldurdu. Yaş mozaiği...
Kızlar büyüdü, işler kolaylaşacak sanıp yine büyük bir yanılgı içine girdim.

Gün gelip Yağmur okul öncesi kalkıp kendi beslenmesini dahi hazırlarken bazı günler giyinmeye bile üşenir oluyor.

Gün gelip Damla içtiği süt bardağını (muhakkak) mutfak tezgahına bırakırken bazı günler elinden düşürdüğü kalemi için beni yan odadan çağırdığı oluyor.

Gün gelip ben çocuklar, ev ve eş peşinde ses çıkarmadan dolaşıp emirlerine amade olurken bazı günler evden kaçıp tek başıma dolaştığım oluyor.

Ne ben büyüdüm işler kolaylaştı, ne onlar büyüdü işler kolayladı. Sağlık olsun vesselam.
Mesela; Yağmur doğum günü sürprizi (uyduruk) pastasına deli gibi sevinirken, Damla bir an önce (uyduruk) pastayı midesine indirmek için deli gibi ağladı. İki kızın ortasını bulduğumda içimde havai fişekler patlıyor "O zaman dans, renk" diyor iç sesim.
Hayatımın, hayatımızın anlamları çocuklarımız.

İyi olsunlar, mutlu olsunlar, sağlıklı olsunlar, anne-babalarını dinlesinler, birbirleri ile oyun oynasınlar, okuldan verilen ihtiyaç listesini vakitlice söylemeyi unutmasınlar, çok konuşmayı bildikleri gibi azcık susmayı da bilsinler (anne kafa dinlesin), anne yorgunsa dokunmasınlar, yemeklerini yeyip, erken uyusunlar, Yağmur erken kalksın (okul zamanı), Damla erken kalkmasın (sabah annenin afyonu patlayınca uyansın), ödevler ve oyunlar baba ile yapılsın, gezmeler anne ile yapılsın, çok gülsünler hep mutlu olsunlar, pamuk kalplerini hep korusunlar, haklarını da sahip çıksınlar, sadece aile ve kendileri için değil vatan için, millet için hayırlı insanlar olsunlar.

Yaş 9 ve yaş 3 için anne-baba dilekleri bunlar. Siz büyüdükçe dileklerimiz daha şekillenecek. Bilginize kızlar.

Sizi seven anne ve babanız ♥♥♥♥

21 Haziran 2015 Pazar

BÜYÜK HİSSEDİYORUM AMA...

Yağmur, sekiz buçuktan dokuz denilebilecek bir yaşa geldi. İlkokul dördüncü sınıfa geçti. Altı yaşından beri hayatında bir kardeşi var.
Damla; iki buçuk yaşında. Bildiğin evde dolaşan sevimli bir cadı. Ablasından rol çalıyor. Biri omzuma geldi, biri diz boyumu ancak geçti. Yağmur kucağa sığmıyor, ne öptürüyor, ne sevdiriyor. Damla desen tam tersi kucak delisi, öp, kokla, gıdıkla, dokun bayılıyor. Hal bu olunca bir kıskançlık, bir çekişme, bir senin annen, benim babam kavgaları. İki buçuk yaşındaki sendromlu bebeğe göre her şey onun zaten. Tamam her canlının da küçüğü tatlı, sevimli oluyor da... Ben Yağmur'u özledim be Damla.
Azcık dur!

Anne-büyük kız arasına girme. Bırak tavla oynayalım, at sevelim, dışarı çıkalım, alışveriş yapıp, film izleyelim, çekirdek çitleyip, masum sırlarına sırdaş olayım. Sen büyürken ablanında büyümesini kaçırmak istemiyorum. Ablan benimle ya da babanla konuşurken araya girip çözülmez dilinle bir şeyler anlatıp, rol çalma. Hem ablanın anlattıkları yarım kalıyor hem -yarım, yarım- konuşmalarına dayanamayıp üstüne çullanıyoruz senin. Bu yaptığın hiç adil değil.

Ablan benim ilk göz ağrım, ilk canım, doyulmaz kızım.

Sen az geri dur babanın kızı ol, ben ablanla ilgileneyim. Misal yarın anne-(büyük) kız günü ilan ettim ben. Sen babanla evde kalıp babanın babalar gününü kutla. Her türlü şaklabanlığa açıktır kendisi.

Mutlu babalar gününe...