3'ü 1 Sırada, Sırayla
3'ümüzün muhabbeti çok iyidir, valla bak.Böyle saçma bir konu hakkında bile, kafamıza onlarca şey estiği için saatlerce konuşuruz.Çünkü o saçma şeyler o kadar çok şeye dokunur, o kadar çok fikre çağrışım yapar ki kafamızda,durmaz muhabbet. E bari yazalım dedik.Sen de oku bir zahmet. Belki ufkun açılır he,açılmaz mı? Açılmazsa da koy götüne.
2 Eylül 2012 Pazar
Biz Çok Yanlış Anlaşılıyoruz
27 Mayıs 2012 Pazar
Bıraksan Kendini
Okulu bir an önce bitirip özgürlüğe kavuşmam lazım. Bunun bilinciyle bu sene daha çok çalışıyorum. Gerçi ben sınav dönemlerinde çalışmalarımın karşılığını alamasam bile bu dönem okul kariyerimdeki en iyi dönem olarak göze batıyor. İnşallah bunu finaller sonrasında da diyebilirim.
Hatta bu yazıya başlamadan 1 dk önce ders çalışıyordum. Aklıma nerden geldiyse önce TBL, sonra ilnevyA, ondan sonra blog, ondan sonra da yazıyı yazmadım geldi. Derse mola verip aldım laptopu önüme yazmaya başladım.
Sanırsam derse ara verip, yazmamı tetikleyen şey son 1 haftadır geçmişi ve huzur dolu bir yerde zaman geçirmeyi aşırı derece özlüyor olmam. Ders çalışırken, film izlerken, biriyle muhabbet ederken durduk yere geçmişten anılar aklıma geliyor. İşin acı tarafı o günleri özlediğimi fark etmem…
Bir insan neden geçmişi özler? Unutamadığımız zamanların sebebi istediklerimizi o zaman ulaşamamış olmamız mı? Diğer unuttuğumuz zamanlarda hep bir şeylere mi ulaştık? Ulaşılmaza ulaştığımız zaman içimizdeki heyecan ölüyor mu?
(Durduk yere aklıma gelen sorulara bakın. Sanki FBI ajanıyım ve birini sorgu odasında sorguluyorum. Burada garip olan sorguyu yapanın ve sorgulananın aynı kişi olması…)
Şu son soruyu 2005-2006 yılından beri düşünürüm. Bulduğum cevap “Evet, insan ulaşılmaza ulaştığı zaman içindeki heyecan ölür.” Galiba benim yapım hep bir hedefi düşünüp, onu elde etme üzerine kurulu. Nedense elde ettikten sonrasını düşünmem. Sadece bir hedefimde elde ettikten sonrasını düşündüm…
Son zamanlarda izlediğim filmlerde deniz kenarında, huzur veren, sessizlik, sakinlik dolu bir ev gördüğüm zaman tam elde etmek istediğim ev diyorum. Öyle bir yerde yaşamalım diyorum. Hayattaki problemlerden uzak, dinginlik dolu, hayat dolu bir şekilde…
Yazının burasında fark ettim ki yine sıyırmaya başlamışım. Kankalar askerden gelene kadar psikolojik destek almaya başlayayım. Çocukların karşısında sağlam bir şekilde durmalıyım ki askerlikten sonra benim yüzümden daha fazla sıyırmasınlar…
Bir daha ki saçma yazıda görüşmek üzere.
Saygılarım, sevgilerim, hürmetlerimle…
Başlığı atan ilnevyA editi: Batsın bu dünya huleeeeyn.
16 Mart 2012 Cuma
Gel seni bi sıçtırayım Selami
28 Ocak 2012 Cumartesi
Sen Sıçmak Nedir Daha Görmedin
6 Ocak 2012 Cuma
TheBigLebowski'nin Selamı var
26 Eylül 2011 Pazartesi
Sıçtık Desene
Bir ara okulu bırakıp, askere gitmeyi düşünmüştüm. Acaba bunu şimdi uygulamaya soksam mı? Gerçi sokamam ki. Ben bunu uygulamaya soksam evdekiler de bana sokar. "Okulda uzatma senene gelmişsin, nereye bırakıyorsun" derler.
Okul demişken ilnevya'nın okulu bitirmesine hem sevindim hem üzüldüm. Sevindiğim tarafı boşverin de neden üzüldüğümü söyleyim; bildiğiniz gibi -bilmeyenler şimdi öğrendi- ben okulu uzattım. Arkadaşlarımın okulu bitirip gitmesi ve benim hala öğrenci olmam psikolojimi çok fena bozdu. Ben de bu psikolojiyi düzeltmek için kendi kendime "ilnevya kaç kere uzattı" diyip kendimi teselli ederdim. Şimdi kendimi nasıl teselli edeceğim...
Sakın bana "öğrencilik günlerini çok arayacaksın, bitirme o yüzden" demeyin. Çok pis söverim. Bitsin lan artık şu okul...
*
Yazıyı niye geç yazdığıma gelirsek; sıranın bende olduğunu bilmiyordum. ilnevya yaklaşık 2-3 hafta önce söylemişti ertesi gün yazarım demiştim ama yazmaya üşendim. Bugüne nasipmiş.. Hem hep diğerleri mi geç yazacak, bir kere de ben geç yazayım...
*
Başlığı nasıl bulduk:
Evet biz hala msn kullanan 3-5 kişiden biriyiz.
11 Ağustos 2011 Perşembe
Ben Askere gidecem..
See you guys...