Günümüzde ne hikmettir bilinmez doğal olana daha fazla para vermek durumundayız.Eskiden her şey sağlıklı iken şimdi  her yediğimiz besini sorgular olduk bu da bizi ister istemez organik tarıma itti.Organik tarımda aslında üretimde kimyasal kullanmadan yada yönetmeliklerde izin verildiği kadarını kullanarak üreten tarım biçimi fakat yönetmelik de ki izin verilen kısmı insanın   içine kurt düşürmüyor değil.Örneğin şu an bir çok ilaçta bulunan ve göğüs kanserinin etken maddesi olarak kabul edilen parabenden örnek verecek olursak  ilaçlarda eser miktarda bulunuyor cevabı alırsınız hemde hiç bulunmaması gerekirken.Hal böyle iken de yönetmeliğin izin verdiği koşullarda kimyasal madde kullanılması bir bakıma ürünü en katkısız haliyle yediğimiz ama tamamen katkısız olmadığı algısı yaratıyor.

Önlem olarak mevsiminde meyve sebze tüketmekte artık çözüm değil çünkü mevsiminde daha çok ürün alabilmek için özellikle sebzelere katkı ekleniyor buda dolabımızda büyüyen salatalıklara yada içi bembeyaz domateslere sebep oluyor..

Bir çok güvenli organik ürün satan site olmasına rağmen sanırım insanın en güveneceği yer kendi bahçesi olur ama ne yazık ki hepimizin bahçeye meyve sebze ekme imkanı yok.Biz şanslılardanız galiba çünkü babaannemiz kışın Bal Yanağın kuzenine bakmasına rağmen bağ bahçe işlerinden elini eteğini çekmiyor,Allah razı olsun sayesinde bizde güvenle yiyoruz meyve sebzelerimiz..Bu yıl elde ettiği mahsulden tohum alıyor,seneye ekmek için ve ilaç kullanmadan üretiyor.

Ben kızımı elimden geldiği kadar organik ürünle beslemeye çalışıyorum,tavuk özellikle  kız çocuklarında dikkat edilmesi gereken bir et türü olduğu için organik olanını tercih ediyorum gerçekten de uzun süre haşlanmıyor ve 2 parmak yağı çıkıyor.

İşte nacizane çırpınışlarımız her anne gibi bende onu elimden geldiği kadar zararlı gıdalardan uzak tutmaya çalışıyorum..Arada kaçamak yapmıyor muyuz EVET ama genelde dikkat ediyoruz yediklerimize..Eninde sonunda düzen bozulacak okul kreş vs ama bozulana kadar tedbiri elden bırakmıyoruz...

İşte Bal Yanağın babaannesinin bahçesinde ki mutlu anlarından bir kaç kare..

Biber toplarken :))



Domatesler dom dommmm



Dedeyle şeftali keyfi



anne elime sığmıyor artık



her şey dalında güzel derdim ama ağzımda daha güzel :))


Günün Hasılatı


Miniğim sen hayvanları çok seviyorsun buda beni çok mutlu ediyor.Bende hayvanlardan korkmam pek sanırım bana çektin sende..Bu aralar kafanı köpeklere ve kedilere taktın, bahçemizde babaannenin baktığı sarı kedicikleri öyle çok seviyorsun ki gördüğün zaman yüzün öyle bir şekil alıyor ki seni yemek istiyorum..

Yalnız şöyle bir sorun var kediye avvv avvv ( hav hav )  köpeğe de avv avv diyorsun tam bir Trakyalı gibi başına h koyman gereken şeylerde h harfini eksik söylüyorsun,tıpkı hala kelimesini alaaaa diye söylemen gibi  :))

Hayvan sevgisinin temellerinin çok küçükken atıldığını düşünüyorum,o sebepten miniklerimizi hayvanlardan "Aman ısırır sakın sakın gibi yada yemeğini yemezsen köpek kedi yicek" gibi söylemlerle soğutmayalım..


Konu minik dostlarımızdan açılmışken de kapımızın önüne bir kap su koymayı unutmayalım zira bu sıcaklarda tek su kaynakları biziz...




VE GEÇELİM RESİMLERE


















Sevgili kızım Sevde Lina dün gece sahurda uyandı 180 cc mamasını içti üzerine biraz meme emdi ve uyudu sabah 9:30 gibi kalktı bu saat oldu 3-4 zeytin ve bir çay bardağından az meyve suyu ile gün geçiriyor.SANIRIM ODA NİYETLİ ALLAH KABUL ETSİN......

Doğduğundan beri iştahsız bir bebek Sevde Lina bende ek gıdaya geçiş döneminden beri çok takmıştım kafaya önceleri kilo almıyor diye dert ediniyordum fakat sonra sağlık sıkıntılarımız alerjimiz vs. başlayınca kilo çook geri planda kaldı.Aman  "Canı içinde olsun da zayıf olsun" diyordum.Yalnız insan dünya nimetlerinden faydalansın vitamin alsın istiyor..

Çok şey denedim :

*Aç bırakmak.
*Israr etmemek.
*Önüne koymak.
*Çeşitli şekillerle yiyecekleri süslemek.
*Doktorlar,tahliller,vitaminler.
*Memeyi kesme.
*Mamayı kesme.
* vs vs vs.....

daha aklıma gelmeyen bir çok şey...Doktorumuzun dediğine göre Sevde Lina küçük bir gurmeymiş.Hakikaten de öyle örnek verecek olursam her balığı yemez ya dil balığı ya çupra ya levrek yada fileto mezgit olacak küçük balık sevmiyoruz,mayhoş sebzeleri sever,makarna barilla mini midye olacak eğer başka çeşit varsa safranlı makarna yiyoruz,sade sevmiyoruz.Organik kavanoz mamalarını yemez sadece hipp'in organik erik püresi ve yabanmersinlisi..Mantara bayılır ama soya soslu,köri soslu tavuk sever mesela,zeytin ve kiraz gibi çekirdekli besinleri ısırır çekirdeği görünce başka ister bu gibi durumları saymakla bitmez..

Önüne koyduğum besinleri yemedikçe çok çeşitli denemeler yaptım sonunda böyle değişik keskin yada mayhoş tatları sevdiği çıktı ortaya şunu anladım ki Sevde Lina abur cuburda yemiyor önüne koysan bonibon jelibon vs iki tane alır bırakır..

Bu yazıma ait resimler lekeli kıyafetler ve ağızdan çıkarılan ve masasın altına kümelenen yemek artıkları olabilirdi ama hoş olmayacağı için koymadım..

Özetle dostlar bir çocuk iştahsızsa eğer amuda da kalksan iştahsız oluyor..Sevdiği yiyeceği bulacaksın yediği kadarı ile yetineceksin..

Şimdi çiroz sevgilimin bir kaç resmini paylaşmak istiyorum bu aralar gece gündüz gözlüğü ile geziyor zilli kızım benim..




    Öncelikle yazıma şöyle başlamak istiyorum,insanların emeğini çalmak yada sebepsiz yere onların emeklerine tecavüz etmek kul hakkına girer ki her türlü günahın tövbesi mevcut iken Rabbim " Bana kul hakkı ile gelme." diyerek kul hakkına girmenin ne kadar önemli bir husus olduğunu apaçık belli etmiştir..

Günlerdir uğraşıyorum.Neden mi? İsmi "servis" olan bir kullanıcının yazdığı yorumu kabul ettiğim için ve yine bir başka zararlı içerik sebebi ile sitesine engel koyulan bir arkadaşımla bloggerdaş olduğumuz için..

Kızıma anı olsun diye tuttuğum bu net güncesine kim neden düşmanlık güder neden insanın emeğine saygı duymadan yok etmek ister bilmem,bildiğim tek şey şu;ben beddua bile etmedim,muhatap olmam asla ama mevla bunun hesabının sorar kuluna..Ayıptır günahtır,insanların emeğine bu şekilde zarar vermek bu dünyada da öbür dünyada da karşılıksız kalmaz.


Şimdi gelelim esas meseleye:



Bloğunuzda yukarıdaki gibi bir yazı ile karşılaşırsanız yapmanız gerekenler şunlar

1--Kötü amaçlı yazılım dağıttığı kast edilen siteyi izlemeyi bırakmak:

Kumanda panelinden yerleşime girin,blog listenizi bulun tabi eğer ana sayfada izlediğiniz blogları paylaşıyorsanız.




Benim bloğumda takip ettiğim blogların listesi "severek okuduklarımız" diye geçiyor sağ tarafta gözüktüğü gibi onun sağ alt köşesindeki düzenleyi tıkladığımda aşağıdaki menü açılıyor
   


Bu menüden zararlı içerik içeren siteyi bulup kaldıra basın ve kaydedin.Böylelikle zararlı içerik içeren siteyi izlemeyi bırakmış oldunuz..


2--Zararlı içerik içeren sitenin siz izlemesini engellemek:

Kumanda panelinde öz izlemeye gelip izleyiciler üzerine tıklayın 


Yukarıda resmini gördüğünüz pencereden zararlı içerik içeren siteyi bulun ve üzerine tıklayın.



Blogger Cafe izleyicisi mizansen olarak kullanılmıştır.Engellemek istediğiniz izleyicinin isminin altındaki "Bu kullanıcıyı engelle" yazısına tıklayarak sizi izlemesini durdurmuş oldunuz..

3--Blogger kumanda panelinde "yorumlar" bölümüne gelin ve zararlı içerik sahibi olan kullanıcıya    ait tüm yorumları silin..Bu işlemi kolaylaştırmak için 


Sayfanın sağ üst köşesinde bulunan 100 yazan yer sizde de100 olsun bu demek oluyor ki bir sayfada 100 adet yorumu görebilirsiniz daha sonra teker teker bütün sayfalarda şu işlemi uygulayacaksınız sayfa açıkken ctrl ve a tuşuna bir arada basarak bütün sayfayı seçin ctrl ve f tuşuna basarak arama yapacak çubuğu açın ve zararlı içerik içeren sitenin adını buraya yazın ve enter a basın bu size bu sayfada kaç adet zararlı içerik içeren siteye ait yorum olduğu kolayca gösterecektir..sonra bu yorumları teker teker silin silme işleminden sonra yorumlarınız yazdığı ikinci sayfaya geçin ve aynı işlemi yapın yalnız dikkat edilmelidir ki ikinci ve diğer takip eden sayfada silme işlemi yapınca tekrar ilk sayfaya geri döner bunu göz önünde bulundurarak tüm zararlı içerik içeren siteye ait yorumları silin..

4--Bloğunuza bulaşan virüs genelde eklentiler içine yerleştiğinden blog ana sayfanızda bulunan link with in,ticker,resim,sayaç,saat,java script gibi eklentileri tüm hepsini kaldırın.

Bunu yapmak için kumanda panelinde yerleşime gelin ve ilgili tüm durumların yanındaki düzenle butonunu tıklayıp kaldıra basmanız yeterli..Bloğunuzda sadece bloggera ait gagetler kalsın..

5--Daha sonra zararlı içerik içeren siteye ait herhangi bir link paylaştığınız yazı varsa bunları silin yada taslağa döndürün...

Bunu yapmak için kumanda panelinden kayıtlar kısmına gelin ve ilgili kayıtın altında çıkan düzenle yazısına basın aşağıdaki gibi bir sayfa açılacaktır burada sağ üst köşede olan taslağa döndür butonuna basmanız yeterli..



6--Eğer bloğuza gelen yorumlar bloğunuzun mail adresinede geliyorsa  orada zararlı içeriğe ait sitenin tüm yorumlarını spam olarak işaretleyin.


7--Siteniz için yeniden değerlendirme isteme:

Tüm bu 6 maddeyi doğru yaptığınızdan emin olduktan sonra https://www.google.com/webmasters/tools/reconsideration?hl=tr bu linke tıklayarak siteniz için yeniden değerlendirme isteyin bu google tarafından sitenizin güvenilirliği için bir iyi niyet göstergesidir.


Not:Açıklamalar blogger'ın yenilenen ara yüzü üzerinden gösterilmiştir.Bu arayüze ulaşmak için eksi kumanda panelinde iken sol üstte çıkan güncellenen blogger arayüzünü deneyine tıklamanız yeterli..




VE SON OLARAK CANLAR,GÜVENMEDİĞİNİZ ,SADECE O KAYITTA LİNK PAYLAŞIMI YAPMAK İÇİN BIRAKILAN YADA SİZE GEREKSİZ YERE YAPMACIK GÜZEL SÖZLER SARF EDEN YORUMLARI YAYINLAMAYIN..

Ben aslında anlamıştım ama basiretim mi bağlandı ne yayınlayı verdim ondan sonrada çok sevdiğim bir siteden bana  zararlı içerik var diye yazı çıktı bana şimdilik o siteyi izleyemiyorum ve bana yaptığı birbirinden güzel ve içten yorumu silmek zorunda kaldığım için kendime çok kızıyorum..

ŞİMDİLİK AKLIMA GELENLER BUNLAR.AMAN DİYEYİM CANLAR EMEK HIRSIZLARINA DİKKAT...




11 Haziran 2012..... Bu günün takvim yaprağını koparırken nereden bilirdim ki asla unutmayacağım hazin bir sonu olacağını...Nereden bilirdim evlada atılan bir iftiranın dağ gibi bir annenin yüreğine ineceğini,nereden bilebilirdim anne yarımın bugün uçup gideceğini.

Hep merak ederdim insanlara bir yakını öldüğü zaman nasıl söylediklerini meğer ne kocaman bir boşluk anıymış...

"Hastayı döndüremedik,makineyi kabul etmiyor." dediler yoğun bakımın kapısında,belki yüzlerce sefer söylemişlerdi bu kelimeyi,umutla bekleyen bir çok çaresiz insanın yüzüne ama o gün baktıkları yüz benimkiydi.Tüm aciz insan oğlu gibi üzüldüğümde yapabildiğim en kolay şeyi yaptım....Ağladım..

İmanıma yenik düşsem haykırarak ağlamak isterdim ama sessizce aktı göz yaşlarım sadece yere oturup.. İnanamıyorum!!! inanamıyorum!!! Teyzem yok artık diyebildim....

Sen bananın yanında tüm o sessiz feryatlarımız içinde bize bakıyordun,baban seni uzaklaştırmak istiyor ama bir yandan da benim yanımda olmak istiyordu..Bir ara sana sarıldım ağlayarak bana çubuk kraker uzattın yiyeyim diye..


Baktın tabuta uff uff dedin nedense, ne anladıysan gördüklerinden sessizleştin,duruldun.Sonra ağlarken göz yaşlarımı sildin minicik ellerinle...Öptün elimden sanki o minicik halinle teselli eder gibi.Kızım büyük anneanne nerede diye sorduğumuzda --Eeee eee eee yapıyor dedin.En saf en tatlı halinle.Çocuktun çünkü sen,bilemezdin ölümü..

Hazırla kendini miniğim biz mevlanın emanetiyiz,bir gün annende gidecek babanda sonra bir gün sende gideceksin mevlaya..Güzel Rabbim hayırlı ve hazır olduğumuz zamanda alsın hepimizi yanına...


Şimdi içimde kocaman bir boşluk,her sabah uyandığımda o sözler aklımda uyanıyorum,hastayı döndüremedik.....Yangınım sönmez,bitmez,durmaz bu ateş....Canım teyzem kıyamam sana BAL YANAK tabiri ona aittir aslında,bana derdi küçüklüğümden beri.En son ziyaretine gittiğimde azıcık öptün ama bal yanak biraz daha öpeyim demişti..Nereden bilebilirdim son kez öptüğümü...Şimdi bunları düşünerek geçiyor günlerim...İşte bu sebepten sevdiklerimizin kıymetini bilelim...Şimdi teyzem olsaydı onu öpmez miydim bol bol..Sizde sevdiklerinizi öpün,onları ihmal etmeyin yoksa pişman olarak geçirdiğiniz her an sizi kemirir durur..Pişman olmadan,geç olmadan,sarılın sevdiklerinize...

Yüzler değil binler uğurladı seni....Uğurlar ola benim güzel teyzem uğurlar ola büyük anneanne mekanın cennet olsun......















   Miniğim senin bir teyzen var hakkı ödenmez.Benim sevgili arkadaşım Aysu her geldiğinde sana bir şey alır hiç boş bırakmaz sağ olsun aldığı oyuncaklarda kıyafetlerde hep çok güzel olur..Aysu teyzenin ilk aldığı hediyelerden biriydi bu bebek,adını Ali Osman koyduk ve sen onu hep çok sevdin..

  Uykun gelince seni kendi haline bırakma denemelerim meyvesini vermeye başladı emzik kullanmayan bir bebek olduğun için kendi kendine uykuya geçmen pek mümkün olmamıştı zira en sevdiğin emzik bendim hala.

 Fakat geçen gün uykun var diye seni koltuğa koymuştum uyuyacağına dair en ufak bir fikrim bile yoktu..Sessizce seyrettim..

Önce mahmur bir şekilde kalktın,Ali Osman'ı eline aldın,sarıldın,eee eee eee dedin,yere koydun üzerine yattın,bir iki kıpırdadın veeee uykuya daldın...

Sen ne tatlı bir şeysin kuzum ya..Bu kendi kendine uyuduğun anıda tarihe not düşmesek olmazdı değil mi...

En güzel uykular hep kuzularımızın olsun inşallah...







Ben ömrüm yettiği sürece hep yanında yörende bir yerlerde seni izliyor olacağım..

Bebekken uykusuz gecelerinde yanında bekleyeceğim,hani geçenlerde hastalandın ya,hani sen yandın bende yandım ya..İşte senin için yanınca bende yanacağım hep..

İlk okula gidişinde de olacağım yanında,ilk teslim ettiğimde seni,ilk öğretmenine biraz içim buruk ama biraz gururla seyredeceğim okullu olacağın anı..İlk sırana ben oturtacağım seni.Koluma yapıştığında "Anne beni burada bırakma" diye,ilk ben yüreklendireceğim seni.İlk sınav heyecanında,ilk piyesinde,ilk şiirini okuduğunda.....Mezuniyetlerin gelecek sonra birlikte fırlatacağız inşallah keplerini..

İlk arkadaş kavgaların,ilk aşkın gelecek sonra...İlk ben duyacağım,ilk bana açılacak o güzel yürekte uçan kelebekler..

İlk kızlığa geçiş,ilk direniş,ilk asilikleri hep birlikte göreceğiz..Birlikte alışveriş yapıp kaş aldırmaya gideceğiz.Fön çektireceğiz birlikte,sen bana oje süreceksin ben sana...

Bir gün gelip bir yakışıklı alacak seni benden ilk ben vereceğim seni ona ama önce kulağını çekeceğim "Kızımı sakız üzme " diye.Sonra birlikte seçeceğiz gelinliğini,eşyalarını,yuvadan uçacaksın bir gün..Seni beyazlar içinde ilk ben göreceğim.Belki ilk ben duyacağım  hamile olduğunu...


Bu yazdıklarımın hepsini görürüm inşallah..Belki yakın belki uzak bir zamanda bir haber gelecek sana..Üzüleceksin gittiğime....Yokluğuma...Ama sakın yokum sanma,ben hep "Gölgen Gibi" yanında olacağım..




Pişman olmamak adına yaşanmamışlıklar için,her anımda her zamanımda yanında olmaya çalışacağım.Evlada doyulmaz ama kokunu içime çeke çeke sana doymaya çalışacağım...

Yaşayamadıklarımıza pişman olmamak için sevdiklerimizin hep yanında olalım çok sıkmadan  ama uzaktan ama telefondan sevdiklerimi unutmayalım...Bu farkındalık için sevgili Pınarcığımın yazısı  okumanızı tavsiye ederim...silkeledi beni...tık tık

MARI themes

Blogger tarafından desteklenmektedir.